Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183043
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| she would spy on Broken Sword | Uçan Kar Kırık KIlıç'ın odasını. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| What strange behaviour | İlginç bir alışkanlık. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I was surprised too | Bende şaşırdım. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| So I used Sky's silver spear to get to them | Böylece onlara yaklaşmak için Gök'ün kılıcını kullandım. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Sky died by your sword? | Gök'ü kılıcınla mı öldürdün? | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Who are you? Why are you here? | Kimsin sen? Buraya niçin geldin? | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I'm from the Kingdom of Qin | Qin Krallığı'ndan geliyorum. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I have a message from Sky | Gök'den size bir mesajım var. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| He said he had lived a life | Sorumsuz ve amaçsız bir hayat... | Ying xiong-1 | 2002 | |
| without responsibilities or commitments | ...sürdüğünü söyledi... | Ying xiong-1 | 2002 | |
| He cared for only one person | ...ve sadece bir kişiyi sevdiğini. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Flying Snow | Uçan Kar. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Sky was certain she'd avenge his death | Gök, Uçan Kar'ın onun öcünü alacağından emindi. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| To fight, meet me at the Qin camp | Benimle düello etmek için Qin kampına gelin. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| You can leave now | Şimdi gidebilirsin. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I know you saw us! | Bizi gördüğünü biliyorum! | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Let me tell you | Şunu bil ki; | Ying xiong-1 | 2002 | |
| we've been together for three years | onunla 3 yıldır beraberiz. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I let you see us on purpose! | Bizi görmene kasten izin verdim! | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I no longer care about you at all! | Artık umurumda değilsin! | Ying xiong-1 | 2002 | |
| We were both very foolish | Çok aptalca davrandık. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I just wanted you to care about me | Sadece beni önemsemeni istedim. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I'm not going to fight you | Seninle dövüşmeyeceğim. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I will kill you in honor of my master! | Ustamın onuru için seni öldüreceğim! | Ying xiong-1 | 2002 | |
| You ask to die. I will help you. | Ölmeyi sen istedin. Sana yardım edeceğim. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| What you did last night was stupid | Dün gece yaptığın çok aptalcaydı. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| My plan proved successful | Planım başarılı oldu. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| When Flying Snow was fighting me | Uçan Kar benimle dövüşürken... | Ying xiong-1 | 2002 | |
| she was disturbed and disoriented | ...ruhen sarsılmış ve dengesizdi. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I defeated her easily | Kolayca yendim onu. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I never imagined supreme warriors | Kırık Kılıç ve Uçan Kar gibi büyük savaşçıların... | Ying xiong-1 | 2002 | |
| like Broken Sword and Flying Snow | ...duygusal yönden bu şekilde etkileneceklerini... | Ying xiong-1 | 2002 | |
| allowing their emotions to be a liability | ...hayal dahi edemezdim. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| It sounds as if you did divide them | Onları birbirlerinden ayırmışsın gibi görünüyor. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| In that case, they must have been | Bu durumda, zavallıca ve | Ying xiong-1 | 2002 | |
| petty and narrow minded | dar görüşlü davrandılar. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Your story sounds logical | Anlattıkların mantıklı geliyor. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| you have underestimated one person. | ...bir kişiyi küçümsüyorsun. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Me | Beni. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Would you like my impression of them? | Onlar hakkında ne düşündüğümü bilmek ister misin? | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Three years ago they stormed the palace | Üç yıl önce sarayıma saldırdılar. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I was impressed | Cesaret ve asaletlerinden | Ying xiong-1 | 2002 | |
| by their valor and dignity | çok etkilenmiştim. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Their character could not be petty | Kişilikleri öyle zayıf olamaz. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| So Flying Snow's affair with Sky is a lie | Bu yüzden Uçan Kar ile Gök'ün ilişkisi bir yalan! | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Their betrayal of one another is a lie | Birbirlerine ihanet etmeleri bir yalan! | Ying xiong-1 | 2002 | |
| The story you just told is a lie! | Şimdiye kadar anlattığın hikaye yalan! | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Except for one thing | Bir tek şey hariç. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Sky did know one of you | Gök, aranızdan birisini tanıyordu. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| You | Seni. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I surmise you two were old friends | Tahminime göre siz eski arkadaştınız. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| And Sky's defeat has only one explanation | Gök'ün yenilgisinin tek bir açıklaması olabilir. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| He permitted it | Buna o izin verdi. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| To kill me, the two of you formed a pact | Beni öldürmek için, ikiniz bir anlaşma yaptınız. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| using my men as witnesses | Benim adamlarımı da tanık olarak kullandınız. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| That was not hard to arrange | Planlaması o kadar da zor değil. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| The hardest part was to persuade Sky | En zor tarafı Gök'ün hayatına... | Ying xiong-1 | 2002 | |
| to put his life in your hands | ...senin ellerinde son vermeye razı olmasıydı. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| You were not fast enough to defeat Sky | Gök'ü yenmek için yeterince hızlı değildin. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| He died willingly under your sword | Senin kılıcınla isteyerek öldü. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Such devotion deserves true respect | Kendisini böyle feda etmesi gerçekten saygı duyulacak bir şey. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| He was the first to sacrifice himself | Üzerine aldığın görev için kendisini... | Ying xiong-1 | 2002 | |
| for your mission | ...feda eden ilk kişi o oldu. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Sky was proud | Gök gururlu birisiydi. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| He saw himself as an unrivalled fighter | Kendisini rakipsiz olarak görüyordu. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| What convinced him you could succeed | Onu, senin kendisinin başaramadığı... | Ying xiong-1 | 2002 | |
| where he had failed? | ...şeyi başarabileceğine ikna eden neydi? | Ying xiong-1 | 2002 | |
| You have trained, perhaps for 10 years | Belki de 10 senedir... | Ying xiong-1 | 2002 | |
| with one goal, my assassination | ...tek bir amaç için, beni öldürmek için eğitim alıyorsun. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| You have a great skill that few can counter | Çok az kişinin meydan okuyabileceği bir tekniğin var. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Killing Sky got you within 20 paces of me | Gök'ü öldürmek seni bana 20 adıma kadar yaklaştırdı. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| So why seek out Broken Sword and Flying Snow? | Peki Kırık Kılıç'la Uçan Kar'ın peşine neden düştün? | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I surmise that your skill | Bence tekniğin bana 10 adıma | Ying xiong-1 | 2002 | |
| requires you to come within 10 paces | kadar yaklaşmanı gerektiriyor. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| You needed a second sacrifice | İkinci bir kurbana ihtiyacın vardı. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| to claim another reward | Seni bana 10 adıma kadar | Ying xiong-1 | 2002 | |
| to bring you within 10 paces | yaklaştırmak için başka bir ödül. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Although Broken Sword and Flying Snow | Her ne kadar Kırık Kılıç ve Uçan Kar... | Ying xiong-1 | 2002 | |
| had never met Sky | ...Gök'ü tanımasalar da... | Ying xiong-1 | 2002 | |
| they instantly understood | ...onun ölümündeki gerekçeyi | Ying xiong-1 | 2002 | |
| the reason for his defeat | hemen anladılar. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| How far am I from the bookshelves? | Raflardan ne kadar uzaktayım? | Ying xiong-1 | 2002 | |
| About 10 paces | 10 adım kadar. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| 10 paces is fine | 10 adım iyi. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I need one of you to help me | İkinizden birinin yardımına ihtiyacım var. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Please decide between yourselves | Lütfen aranızda karar verin. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Meet me at the Qin camp tomorrow morning | Biriniz Qin kampında yarın benimle buluşsun. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Sky was a superior warrior | Gök daha güçlü bir savaşçıydı. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| He willingly gave his life to this man | Yaşamını isteyerek bu adama verdi. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| He can kill the King | Kralı öldürebilir. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| We must proceed | Bunu yapmalıyız. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| That means we will die | O zaman öleceğiz. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Then we die together | Beraber ölürüz. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| You were one step ahead of me | Benden önce davrandın. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Did I hurt you too much? | Canını çok acıtmadım değil mi? | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I should be the one who fights him | Onunla ben savaşmalıydım. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| I want you to live | Senin yaşamanı istiyorum. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| If you died, how could I live? | Eğer sen ölürsen ben nasıl yaşarım? | Ying xiong-1 | 2002 | |
| You will live on, promise me | Yaşamaya devam edeceksin, söz ver bana. | Ying xiong-1 | 2002 | |
| Say it! | Söz ver! | Ying xiong-1 | 2002 |