• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182795

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Of course everyone loves their mother. İnsan sevmesine sever annesini; ama... Yazgi-1 2001 info-icon
But sometimes you get bored and want to be alone. ...sıkılır bazen ya da yalnız olmayı ister. Yazgi-1 2001 info-icon
I mean, you don't want her to die, but at the same time you do. Yani ölmesini istemez; ama böyle de olmasını da ister. Yazgi-1 2001 info-icon
Well... Something like that. Yani... Bunun gibi bir şey. Yazgi-1 2001 info-icon
So you were glad when she died? Ölünce de sevindin. Yazgi-1 2001 info-icon
Something like that. Or relieved. I understand. Bunun gibi bir şey ya da rahatlama... Anladım. Yazgi-1 2001 info-icon
Really, I do understand. Yani gerçekten anladım. Yazgi-1 2001 info-icon
You dropped out of law school in your final year. Hukuk fakültesini son sınıftan terk etmişsin. Yazgi-1 2001 info-icon
Yes. Why did you drop out? Evet. Niye bitirmedin? Yazgi-1 2001 info-icon
I don't remember, but I was probably bored. Hatırmamıyorum; ama sıkıldım herhalde. Yazgi-1 2001 info-icon
Right. It really is boring. Doğru, sıkıcıdır gerçekten. Yazgi-1 2001 info-icon
Do you believe in God? No. Tanrı'ya inanır mısın? Hayır. Yazgi-1 2001 info-icon
In anything else? Like what? Başka şeylere? Ne gibi? Yazgi-1 2001 info-icon
I don't know. You could have other beliefs. Like Satanism or whatever. Ne bileyim, başka inançların olabilir. Satanistlik filan gibi? Yazgi-1 2001 info-icon
I don't believe in anything. Ben hiçbir şeye inanmam. Yazgi-1 2001 info-icon
Why do you always answer questions with questions. Niye sorulara hep soruyla cevap veriyorsun? Yazgi-1 2001 info-icon
I don't do it consciously. I guess it's because I don't understand. Bilerek yapmıyorum, anlayamadığım için herhalde. Yazgi-1 2001 info-icon
There's a couple of things I don't understand in this case. Bu olayda anlayamadığım bazı taraflar var. Yazgi-1 2001 info-icon
I suppose you'll help me. I'll do what I can. Bunları anlamam için yardım edersin herhalde? Elimden geleni yaparım. Yazgi-1 2001 info-icon
Were you angry with your boss? No. Why should I be? Patronuna öfke duyuyor muydun? Hayır, neden duyayım? Yazgi-1 2001 info-icon
I don't know. Because he was having an affair with your wife. Ne bileyim, karınla ilişkisisi olması yüzünden. Yazgi-1 2001 info-icon
I don't know this for sure. I told you, I just thought he was. Bunu kesinkes bilmiyorum; sandığımı daha önce söylemiştim. Yazgi-1 2001 info-icon
Let's put it like this. Were you angry because you thought he was? Öyle diyelim, karınla ilişkisi olduğunu sanman yüzünden öfke duyuyor muydun? Yazgi-1 2001 info-icon
I asked myself the same question at the time. But I felt nothing. Bunu o zaman kendi kendime de sordum; ama bir şey hissetmedim. Yazgi-1 2001 info-icon
So you weren't angry. No. Yani duymuyordun? Hayır. Yazgi-1 2001 info-icon
Were you jealous? Of my wife or my boss? Kıskanıyor muydun? Karımı mı, patronumu mu? Yazgi-1 2001 info-icon
Both. No. Her ikisini de. Hayır. Yazgi-1 2001 info-icon
Did you make it obvious to your boss that you suspected something? Peki, ilişki konusundaki şüpheni patronuna hissettirdin mi hiç? Yazgi-1 2001 info-icon
By acting accusingly or whatever. No. Suçlayıcı davranarak ya da başka bir şekilde, ne bileyim? Hayır. Yazgi-1 2001 info-icon
Did your boss make it obvious to you? Peki, patronun sana hissettiriyor muydu? Yazgi-1 2001 info-icon
No. If he did, I wasn't aware of it. Bunu düşündürecek bir şey olmadı, olduysa da ben fark etmedim. Yazgi-1 2001 info-icon
You suspected something but carried on working hard. Şüphe ediyordun; ama hissettirmeden güzel güzel çalışıyordunuz, öyle mi? Yazgi-1 2001 info-icon
I don't know about hard, but if you mean without problems, yes. Güzel miydi bilmiyorum; ama problemsiz diyorsanız doğrudur. Yazgi-1 2001 info-icon
And I never said I suspected, I said I thought something was going on. Şüphe etmeye gelince: "Ben hiç şüphe etmiyordum demedim; sadece sanıyordum." dedim. Yazgi-1 2001 info-icon
You're quite right. Did you know the victims? Doğru, öyle dedin. Makdülleri... Yazgi-1 2001 info-icon
I mean your boss's family? Yes. ...yani patronun ailesini tanır mıydın? Tanırdım. Yazgi-1 2001 info-icon
Well? Not really. Yakından mı? Sayılmaz. Yazgi-1 2001 info-icon
Did you like them? Sever miydin? Yazgi-1 2001 info-icon
There was no reason for me to like them or not. I just knew them. Ortada sevip ya da sevmememi gerektirecek bir sebep yoktu, yalnızca tanırdım. Yazgi-1 2001 info-icon
Right. Doğru söze ne denir? Yazgi-1 2001 info-icon
Meanwhile, your boss confessed to a long standing affair with your wife. ...karın da kabul etti. Bu arada patronun uzun süredir karınla ilişkileri olduğunu itiraf etti... Yazgi-1 2001 info-icon
And your wife confirmed it. ...karın da kabul etti. Yazgi-1 2001 info-icon
What do you have to say? Ne diyorsun? Yazgi-1 2001 info-icon
What can I say? It's possible. Ne diyeyim, olabilir. Yazgi-1 2001 info-icon
How did you spend that day? Tell me about it. O günü nasıI geçirdin, bir anlat bana. Yazgi-1 2001 info-icon
I've told you so many times before. There's not even anything to tell. Bunu daha önce defalarca anlattım, zaten anlatacak bir şey de yok. Yazgi-1 2001 info-icon
Fine, but just go through it again. Olsun, sen bir daha anlat. Yazgi-1 2001 info-icon
The statement you gave at the police station is easy. Emniyette verdiğiniz ifadeler kolay... Yazgi-1 2001 info-icon
Anyway you were being tortured when you gave it. ...zaten işkence altında alındı. Yazgi-1 2001 info-icon
But the one you gave the prosecutor is just unbelievable. Ama Savcılık ve Sorgu Hakimliği'ne verdikleriniz inanılır gibi değil. Yazgi-1 2001 info-icon
I was never tortured or anything. Hiç işkence filan görmedim. Yazgi-1 2001 info-icon
Let's get this straight. I agreed to take on your case from the start. Önce şu konuda anlaşalım. İş baroya bildirildiğinde ben gönüllü olarak sizin davanızı üstlendim. Yazgi-1 2001 info-icon
I mean, I want you to know I'll do everything I can for you. Yani sizin için elimden gelen her şeyi yapmaya çalışacağımı bilmenizi isterim. Yazgi-1 2001 info-icon
But to win this case, you have to trust me and be completely honest. Ama başarmak için bana güvenmemiz ve her şeyi açık açık konuşmamız lazım. Yazgi-1 2001 info-icon
I'll do what I can. Good. Elimden geleni yaparım. Iyi. Yazgi-1 2001 info-icon
One of our biggest problems is the media. Çok önemli bir sorunumuz da medya. Yazgi-1 2001 info-icon
They've talked to your wife, your colleagues and neighbours... Karınızla, iş arkadaşlarınızla, komşularınızla görüşüp... Yazgi-1 2001 info-icon
...and got them to say exactly what they want to hear. ...hepsini istedikleri gibi konuşturmuşlar. Yazgi-1 2001 info-icon
They mostly talked about what you told your wife and the prosecutor... En çok da karınıza ve savcıya annenizin ölümü ile ilgili... Yazgi-1 2001 info-icon
...about your mother's death. ...söylediklerinizden bahsediliyor. Yazgi-1 2001 info-icon
As a result, the whole thing stands to be blown out of proportion. Hal böyle olunca hakimi, savcısı, herkes rolünü büyütüp işi daha da önemseyecek. Yazgi-1 2001 info-icon
Especially by the prosecutor. I reckon he'll build his case on it... Özellikle de savcı... İsnatlarının temelini bunlar üzerine kurup... Yazgi-1 2001 info-icon
...and attack you for being socially alienated and immoral. ...toplumdışılık ve ahlak yönünden saldırıya geçeceğini sanıyorum. Yazgi-1 2001 info-icon
There's also your friend Yavuz's statement. Bir de Yavuz adlı arkadaşınızın ifadesi var. Yazgi-1 2001 info-icon
He said you knew your mother was dead at lunch time... Annenizin öldüğünü lokantada yemek yerken... Yazgi-1 2001 info-icon
...because she hadn't got you breakfast that morning. ...o sabah size kahvaltı hazırlamadığı için farkettiğinizi... Yazgi-1 2001 info-icon
He said they'd wanted you to go home and check up on her... ...kendilerinin eve gidip bakmanızı istediklerini;... Yazgi-1 2001 info-icon
...but that you couldn't be bothered to go. ...ama üşenip gitmediğinizi söylemiş. Yazgi-1 2001 info-icon
The prosecution is beginning to lean heavily on this. Savcılık bu ifadenin üzerinde fazla durmaya başladı. Yazgi-1 2001 info-icon
In the circumstances, I'm worried Bu durumda annenize otopsi yapılıp... Yazgi-1 2001 info-icon
they may call for an autopsy and open a new inquiry. ...yeni bir soruşturma açılabileceğinden bile korkuyorum. Yazgi-1 2001 info-icon
I mean, the case is a complete mess. Yani olay iyice karışmış durumda. Yazgi-1 2001 info-icon
So first let's get this mother and God business sorted out. Bu yüzden önce şu anne ve Tanrı meselesini hemen bir halledelim. Yazgi-1 2001 info-icon
Turkey is a secular country. Burası laik bir ülke... Yazgi-1 2001 info-icon
They can't go into the business of religion in court. ...mahkemede inanç meselesine giremezler. Yazgi-1 2001 info-icon
The idea of being glad or upset has nothing to do with the law either. Sevinme, üzülme meseles ide hukukun ilgilendiği şeyler değildir. Yazgi-1 2001 info-icon
But you shouldn't expose yourself like that again. Ama bir daha böyle açıklar vermemek lazım. Yazgi-1 2001 info-icon
Now I want you to help me and tell me honestly. Şimdi bana yardımcı olmanızı ve açıkça anlatmanızı istiyorum. Yazgi-1 2001 info-icon
What did you really feel the day your mother died? Anneniz öldüğü gün gerçekte ne hissettiniz? Yazgi-1 2001 info-icon
As I told the prosecutor, it's hard to explain. I don't know how to. Savcıyada söyledim, bunu anlatmak çok güç; yani nasıI anlatılır bilmiyorum. Yazgi-1 2001 info-icon
I loved my mum, but once I knew she was dead, I was kind of glad. Annemi severdim; ama öldüğünü anladığım an nedense sevinç gibi bir şey duydum. Yazgi-1 2001 info-icon
You can't help feeling like that. Böyle şeyler insanın elinde değildir. Yazgi-1 2001 info-icon
But believe me, it would have been much better if she hadn't died. Ama şuna inanın, annnem ölmeseydi kesinlikle daha iyi olurdu. Yazgi-1 2001 info-icon
Look, I'm not a judge. But if I was your explanation still wouldn't do. Bakın, ben yargıç filan değilim; ayrıca yargıç olsaydım da bu söylediğiniz yetmezdi. Yazgi-1 2001 info-icon
Since we're talking, let me spell something out for you. Madem konuşuyoruz daha açık bir şey söyleyeyim mi? Yazgi-1 2001 info-icon
All suspects are charged on the basis of their actions. Bütün sanıklar yaptıkları eylemlerden dolayı suçlanırlar... Yazgi-1 2001 info-icon
They are punished, however, ...ancak yaptıkları eylemlerinin toplumsal... Yazgi-1 2001 info-icon
for the social and moral implications of those actions. ...ve ahlaki anlamları yüzünden cezalandırılırlar. Yazgi-1 2001 info-icon
What I don't understand is this: Am I going to be tried... Benim de anlamadığım bu, ben annemin ölümüne üzülmediğim için mi... Yazgi-1 2001 info-icon
...for not being upset at my mother's death, or for murdering 3 people? ...yoksa üç insanı öldürmekten mi yargılanacağım? Yazgi-1 2001 info-icon
It sounds like you've never been to court before. Daha önce sizin mahkemeye işiniz hiç düşmedi galiba? Yazgi-1 2001 info-icon
I haven't. Hayır, düşmedi. Yazgi-1 2001 info-icon
How are you? Fine Ne var ne yok? N'olsun, sağol. Yazgi-1 2001 info-icon
You can go through. Geçebilirsiniz. Yazgi-1 2001 info-icon
How's it going? OK. N'aber? Gördüğün gibi işte. Yazgi-1 2001 info-icon
I sent you a few things. I don't know if you got them. Sana bir şeyler gönderdim, aldın mı bilmiyorum. Yazgi-1 2001 info-icon
But if you need anything else... No, I have everything. Ama istediğin başka bir şey varsa... Yok her şeyim var. Yazgi-1 2001 info-icon
Necati says hello. Necati selam söyledi. Yazgi-1 2001 info-icon
He said you shouldn't worry because everything would be fine. "Üzülmesin, her şey güzel olacak." dedi. Yazgi-1 2001 info-icon
Say hello to him from me. I will. Sen de benden söyle. Söylerim. Yazgi-1 2001 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 182790
  • 182791
  • 182792
  • 182793
  • 182794
  • 182795
  • 182796
  • 182797
  • 182798
  • 182799
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim