Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182794
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You see nothing but bad. | Gözün kötülükten başka bir şey görmüyor. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Enough, damn it. Enough. | Yeter artık be yeter! | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I've kept so much inside, I don't feel human any more. | İçime ata ata insanlıktan çıktım! | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Why do I have to do this? Why do I have to do it? | Ne mecburiyetim var buna, ne mecburiyetim var! | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I'm not your slave. Got that? | Kimse senin kapında kölen değil, anladın mı? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
How could you humiliate me like this when I've been your wife so long? | Bunca yıllık karınım ben senin, insan bu kadar aşağılanmaz ki! | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Don't waste your time coming here. There's nothing left to talk about. | Hiç boşuna gelme, seninle konuşacak bir şeyimiz kalmadı! | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I'm going to tell Cenk everything. If he doesn't come that's up to him. | Cenk'e az sonra her şeyi açık açık anlatacağım, gelmezse kendisi bilir! | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I'll have some pickles, too. | Turşudan da koy. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
How much is that? 200 thousand. | Ne kadar? İki yüz bin. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Thanks. | Bereket versin abi. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Don't look at me. | Önüne bak. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Take a look at these. | Şunlara bir bak bakalım. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Don't look at me. Look at them. | Bana değil, onlara bak. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
What's going on? | Ne bunlar? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Go on, tell me about it. | Hadi anlat bakalım. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
You have a lawyer? No. | Avukat tuttun mu? Hayır. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Why not? I just don't. | Neden? Tutmadım işte | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
That's also a concept. | Bu da bir fikir. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
But you have to have one by law. | Ama yasa gereği bir avukatın olmak zorunda. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
If you don't, the state will appoint one for you. | Sen tutmazsan devlet bir avukat tayin eder. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Then let it. | Etsin o zaman. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I'm so happy we spared you the trouble. | Seni bu zahmetten kurtardığımıza sevindim. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
People say you're quiet, a bit of an introvert. Well? | Senin için sessiz ve içine kapanık biri diyorlar, ne dersin? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I don't have a lot to say. That's why I keep quiet. | Konuşacak fazla şeyim yoktur, onun için susarım. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
What better reason than that? | Bundan iyi neden mi olur? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Sinem Demircan, | Sinem Demircan... | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
n�e Arca. | ...kızlık soyadıyla Sinem Arca. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
She's your wife, right? Yes. | Eşin oluyor değil mi? Evet. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
You just got married recently. You could say so. | Yeni evliymişsiniz. Öyle sayılır. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
How long have you known her? A long time. | Ne zamandır tanışıyorsunuz? Uzun zamandır. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
How long? I don't know. A few years. | Ne kadar uzun? Bilmiyorum, birkaç yıI olmuştur. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
As a colleague or a lover? | İş arkadaşı olarak mı, sevgili olarak mı? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
She wasn't my lover. I don't know her that well. | Sevgilim değildi, kendisini pek tanımam. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Don't know or didn't know her? Both. | Tanımaz mısın, tanımaz mıydın? İkisi de. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
You'd marry someone you didn't know? Yes. | İnsan tanımadığı biriyle evlenir mi? Evlenir. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Maybe you have a point. | Belki de haklısın. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Can I ask how you got married then? She wanted to. | O zaman nasıI evlendiniz diye sorayım. O istedi. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
You didn't want to know about her? No. | Kimdir, nedir hiç merak etmedin mi? Etmedim. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I don't get this. A normal person wouldn't want to know anything? | Bu nasıI iş anlamadım, insan biraz olsun merak etmez mi? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Maybe, but I didn't. | Eder belki; ama ben etmedim. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
You're not that mad about your wife then. I mean emotionally. | Eşine pek düşkün değilsin galiba, yani duygusal olarak? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Is that right? | Öyle misin? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
You could say so. Why? | Öyle sayılır. Neden? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
No reason. | Başkasıyla ilişkisi konusunda. Nedeni yok, öyle işte. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Were you suspicious of her? About what? | Kendisinden şüphe ediyor muydun? Hangi konuda? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Her having an affair with someone else. | Sanıyorsun? Evet. Başkasıyla ilişkisi konusunda. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I think she's having an affair with Mr Naim. | Peki ne oluyordu da böyle sanıyordun? O kadarını hatırlamıyorum. Naim Bey'le olduğunu sanıyorum. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
You think? Yes. | Sanıyorsun? Evet. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
What makes you think that? I don't remember that well. | Hiç konuştun mu kendisiyle? Kiminle? Peki ne oluyordu da böyle sanıyordun? O kadarını hatırlamıyorum. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Have you ever talked about it? To who? | Hiç konuştun mu kendisiyle? Kiminle? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Your wife, of course. No. | Eşinle tabii ki. Hayır. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Why not? I never thought of it. | Neden? Aklıma gelmedi herhalde. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
You never thought of it? No. | Aklına gelmedi? Gelmedi. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Do these words sound at all convincing to you? | Şu konuşmalar sana hiç inandırıcı geliyor mu? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Where did you grow up? In Paris? I don't understand. | Ya nerde büyüdün sen, Paris'te filan? Anlamadım. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I read this French novel when I was young. You're just like the hero. | Gençliğimde bir Fransız romanı okumuştum. Onun kahramanı gibisin. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
This neighbour of yours. Necati Pinarcik. | Şu komşun Necati... Necati Pınarcık. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Is he a good friend of yours? | İyi arkadaşın mıdır? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I don't have any friends. But I like him. | Benim arkadaşım yoktur; ama kendisini severim. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Why? No reason? I just do. | Neden seversin? Nedeni yok, severim işte. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I suppose you know he's a pimp. | Pezevenk olduğunu biliyorsun herhalde. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I know he works at a warehouse. | Ambarcı olduğunu biliyorum. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
What kind of warehouse? I don't know. | Ne ambarcısı? Bunu bilemem. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
You never asked? No. | Sormadın mı hiç? Sormadım. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
The morning your mother died... | Annenin öldüğü sabah... | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
She didn't wake you up like she normally did. | ...hep yaptığı gibi seni uyandırmamış. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
She didn't get you breakfast. | Kahvaltı da hazırlamamış. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Didn't you wonder what had happened to the woman? | "Ya ne oldu bu kadına?" diye merak etmedin mi? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I thought she was asleep. | Uyuduğunu düşündüm. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
But didn't you talk to your friends at lunch? | Biri şimdi karın olan iş arkadaşlarınla yemekte konuşmuşsunuz ama. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Yes. They told you to check up on her. | Konuştuk. Gidip bir bak demişler. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Yes. Well? | Bilmiyorum, üşendim herhalde. Dediler. Eee? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I didn't. Why not? | Gidip bakmadım. Neden? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I don't know. I suppose I couldn't be bothered. | Bilmiyorum, üşendim herhalde. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
You got home late that night, too. I was working. | Gece de eve geç gitmişsin. Çalıştım. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Didn't you think something might be wrong? | Belki bir şey olmuştur diye hiç aklına gelmedi mi? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
No. | Gelmedi. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
So what did you do when you realised she was dead? | Peki öldüğünü anlayınca ne yaptın? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Nothing. Nothing at all. | Bir şey yapmadım. Hiçbir şey mi? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I didn't know what to do in a situation like that. | Böyle bir durumda ne yapılır bilmem. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I waited for the morning to tell my boss. | Patrona söylemek için sabahı bekledim. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
What? Naim Tuglaci? Yes. | Patronun Naim Tuğlacı'ya? Evet. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
So what did you do all night? Did you sleep? | Peki sabaha kadar ne yaptın, uyudun mu? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I sat around then fell asleep on the couch. | Gece yarısına kadar oturdum, sonra koltukta sızmışım. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
So you slept. Yes. | Yani uyudun. Evet uyudum. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Did you cry? I never cry. | Ağladın mı? Ben ağlamam. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Why not? I don't know. I just don't. | Neden? Bilmiyorum, ağlamam işte. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
What were you thinking, what did you do, before you fell asleep? | Ne düşündün, ne yaptın; yani uyumadan önce? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Nothing. | Bir şey düşünmedim... | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I watched TV | ...televizyon seyrettim... | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
and made a couple of coffees. | ...sonra iki defa da sütlü kahve yapıp içtim. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
You had coffee? Yes. | Sütlü kahve içtin? Evet. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Did you love your mother? Yes, like everyone does. | Anneni sever miydin? Evet, herkes gibi. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Were you upset that she died? Yes. | Ölümüne üzüldün mü? Üzüldüm. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
But you told your wife that you were glad. | Ama eşine sevindiğini söylemişsin. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Yes, but that's different. How do you mean? | Evet, bunun gibi bir şey söyledim; ama bu başka bir şey. NasıI? | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
It's hard to explain. I mean, I don't know how to explain. | Anlatması zor, yani nasıI anlatacağımı bilemiyorum. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
I see. But just try and explain. Like I said, it's hard. | Anlıyorum. Ama sen gene de anlatmayı bir dene. Dediğim gibi anlatması zor. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |
Go on, just try. Maybe I'll understand. | Bir dene bakalım, biz de anlarız belki. | Yazgi-1 | 2001 | ![]() |