Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 177970
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Were we getting paid to fool around? | Salla başı al maaşı yapıyoruz sanki. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Our job is to catch spies so | İşimiz ajanları yakalamak. Sayemizde halkımız geceleri rahat uyuyabiliyor. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Times are changing. | Devir değişiyor. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Hostility is not the answer anymore. | Düşmanlık artık çözüm değil. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Their field operations are coming to a halt. | Saha çalışmalarına son veriyorlar. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Fine. But at least let us finish this | Güzel. Onlar bizi kesmeden önce bu işi biz sonlandıralım bari. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| I won't leave before catching Shadow first. | Gölge'yi yakalamadan hiçbir yere gitmeyeceğim. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Agent Lee Stay out of this. | Ajan Lee, bu işten uzak dur. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| You've caused more than enough problems. | Başımıza yeterince dert açtın zaten. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| I lost my teammates who were like my family. | Kardeşim gibi sevdiğim iş arkadaşlarımı kaybettim. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| But I still have to feed my real family. | Ama bakmam gereken bir ailem var. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| You're divorced. | Sen boşandın. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| But I'm still paying alimony. | Hâlâ nafaka ödüyorum ama. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| I can't just step down during my prime. | En verimli dönemimde öylece geri çekilemem. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| This is why you don't get anywhere. | Bu yüzden hiçbir yere gelemedin ya. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| You don't catch spies to make money. | Para kazanmak için ajan yakalamıyorsunuz. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| You're the reason | Senin yüzünden... | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| why our agency is getting the bad rep. | ...büronun itibarı iki paralık oluyor. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Looks like this was decided even before this meeting. | Görünüşe göre, bu karar toplantıdan önce alınmış. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Is it because of field problems? | Bu toplantı yaşananlarla mı ilgili? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Or getting divorced? | Yoksa boşanmamla mı? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Just stick to one reason for termination. | Beni bitirmek için bahane arıyor işte. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Do you know why I didn't bother reporting? | Rapor verme olayını neden takmadığımı biliyor musun? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| What's the point? | Ne işe yarayacaksa? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| You're goddamn pushover and a tool. | Seninle kaybedecek vaktim yok. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Once is plenty enough. | Bu bir kez olur. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Where do you think you are?! | Sen nerede olduğunu sanıyorsun? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Calm down, Agent Lee. | Sakin olun, Ajan Lee. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Changing times? Fuck that! | Devir değişmişmiş! Sokayım devrine! | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| I'm a federal agent who catch commies! | Kızılları yakalayan bir devlet ajanıyım ben! | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| 6 years later | 6 YIL SONRA | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Hey, don't do it! | Yapma şunu! | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| You wanted it. It won't be good. | Yapmamı sen istemiştin. Fazlası iyi olmuyor. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| You were gonna do it. It's dirty. | Ben yapmasam, sen yapacaktın. İğrenç bir şey bu. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Hey miss your food's great. | Hanımefendi, yemekleriniz nefis. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Could I take some photos and post it online? | Bir kaç fotoğrafınızı çekip sitemize koysak sorun olur mu? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Online where? | Ne sitesiymiş bu? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| An online club | İyi restoranların listelendiği bir site. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Sure. | Tamam o zaman. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Come here and give me a hand. | Gelip bana yardım et. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Quickly, customers are waiting. | Çabuk, müşteriler bekliyor. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| There're address, phone number and even directions. | Burada adres, telefon hatta nasıl bulacağınız bile yazıyor. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| For extra $2,000, | 2000 dolar verirseniz... | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| we can bring her back for you. | ...onu size geri getirebiliriz. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| No, I'll go myself. | Hayır, kendim gideceğim. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Looks like your life is hard enough. | Hayatınız yeterince zor gibi görünüyor. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| I hope that you'll be happier | Umarım eşiniz döndüğünde mutlu bir hayat sürersiniz. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| I'll be on my way then. | Ben de yavaştan yollanayım artık. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Hey, Yoon ji. | Selam, Yoon ji. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Daddy? I'm working right now. | Babacık mı? Şu an çalışıyorum. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Don't just like mommy. You have to be good. | Annen gibi olma. Senin iyi olman lazım. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Yoon ji, don't call me too much. | Yoon ji, beni fazla arama. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Mommy won't like it. | Anne sana kızacak. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Mommy's not there? | Anne orada değil mi? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Don't worry about me, okay? | Beni merak etme, tamam mı? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Hey! It's slanted! | Yanlış asmışsınız onu! | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Quit fooling around! | Gevezeliği bırakın! | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| I'm paying each of you $1,500. | Size adam başı 1500 dolar veriyorum. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| You guys are highway robbers! | Siz otoban haydutlarısınız! | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Specialists in finding runaway foreign wives | Kaçak Yabancı Gelinleri İtinayla Buluruz | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Congratulations on your promotion! | Terfin hayırlı uğurlu olsun! Böyle kötü bir günde gelmemeliydin. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| These guys were brokering international marriages. | Bu herifler uluslararası evlilik piyasasının Kore ayakları. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Vietnamese, | Vietnam, Filipin, Kamboçya ve diğer Asya ülkeleriyle iş yapıyorlar. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| They bring the girls over, marry them | Kızları ikna ediyorlar, sonra evlendiriyorlar... | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| then convince them | ...sonra da daha iyi erkeklerin olduğuna onları inandırıyorlar. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| They're ripping off poor farmers. | Fakir çiftçileri kandırıyorlar. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Look at this appalling face. | Şu lavuğun sıfatına bak. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| This is the boss. | Bu patronları. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| He's half Korean but worse than the Vietnamese. | Yarı Koreli ama Vietnamlılardan beter. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| But this is an organization. | Ama bu bir örgüt. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| I know you're the best man for this. | Bu işin altından ancak sen kalkarsın. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| They must be stirring quite a bit. | Biraz heyecanlandılar sanırım. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| The department put high reward on them. | Çetenin başına hatırı sayılır bir ödül kondu. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| About $60,000. | 60 bin dolar kadar. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Sixty? | 60 bin mi? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| I hear they go to the factory | Duyduğuma göre, çok sayıda Vietnamlının çalıştığı... | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| where many Vietnamese work. | ...bir fabrikaya gidiyorlarmış. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| The boss goes nuts over soccer. | Patronları futbolla kafayı bozmuş. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Go over there. Sweep thoroughly | Oraya gidip aralarına karışın. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Playing basketball in a soccer field, morons! | Futbol sahasında basketbol oynuyor salaklar! | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Hey! What are you doing? | Ne yapıyorsunuz siz? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| You're not here to watch soccer! Okay. | Maç izlemek için orada değilsiniz! Anlaşıldı. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Jae hwan. Yes, sir. | Jae hwan. Evet, efendim. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Do you see that guy in Yankees hat? | Yanki şapkalı adamı görüyor musun? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Fat guy in white suit. | Beyaz takımlı şişkoyu. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Yes. | Evet. Onu buradan seçemiyorum. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| but what do you think? | Sence o mu? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| I'll check up close. | Gidip yakından bakacağım. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Hey, hey! Not yet! | Şimdi olmaz! | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| That crazy idiot! | Seni kuş beyinli! | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| I think it's him. Should I grab him? | Sanırım bu o. Yakalamamı ister misin? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Do you want to get killed? Get out of there! | Canına mı susadın sen? Uzaklaş hemen oradan! | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Jae hwan! Jae hwan! | Jae hwan! Jae hwan! | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Sang chul, I can't spot Jae hwan. | Sang chul, Jae hwan'ı göremiyorum. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| A what? Yangi? | Ne şapkalı? Yankı? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Find Jae hwan first, quick! | Hemen Jae hwan'ı bul! Koş! | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| Why aren't you answering me! | Neden cevap vermiyorsun sen! | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| What are you doing here? Boss is looking for you. | Burada ne işin var? Patron seni arıyor. | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| And why's your radio set off? | Telsizini neden kapattın? | Ui-hyeong-je-1 | 2010 | |
| You can't... | Sen... | Ui-hyeong-je-1 | 2010 |