Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 177452
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Hey, Satellite! What about our lands? We've been waiting since morning. | Hey, Satellite! Bizim tarlalarımız ne olacak? Sabahtan beri bekliyoruz. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| How many children do you want? | Kaç tane çocuk istiyorsun? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Send them all! It's ten days since the last mine collection. | Hepsini gönder! En son mayın topladığınızdan beri 10 gün geçti. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Half of them don't have hands! | Yarısının kolu yok! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| How many do you want Karim? 50. | Kaç kişi istiyorsun Karim? 5. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I'll send you 5. | 5 kişi göndereceğim sana. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Pashow, look after the children! I'll be back soon. | Pashow, çocuklara bak sen! Birazdan döneceğim. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I'm at your service. | Her zaman hizmetindeyim. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| This is the first time I am carrying water on it. And it's just for you. | Bununla ilk defa su taşıyorum, ve sadece senin için. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I'll take it myself. | Kendim taşırım. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Don't say that! I am at your service. | Böyle söyleme! Senin hizmetindeyim. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| My brother doesn't do it anymore. Why? | Kardeşim artık bu işi yapmayacak. Niye? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| What happened? Don't you want to tell me? | Ne oldu? Bana söylemek istemiyor musun? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Give it to me! I'll take it. I am at your service. Please! | Ver bana, ben taşırım. Hizmetindeyim. Lütfen bu konuyu kapatalım. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Why don't they take water from here? I'm the only one who does. | Niçin burdan su götürmüyorlar? Sadece ben alıyorum. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I saw many fish, | Birçok balık gördüm,... | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Yes, I saw them myself. | Evet, kendi gözlerimle gördüm. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Did you really see them? Don't you believe me? | Gerçekten gördün mü? Bana inanmıyor musun? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| If I ask you something will you get upset? | Sana bir şey sorsam üzülür müsün? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| As you're from Halabcheh, do you know someone like yourself | Eğer Halapçeliysen, senin gibi hiç kimsesi... | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| who doesn't have anyone in this world, like you or I? | ...olmayan başka biri var mı, senin gibi veya benim ? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| It's okay if she has two brothers! | Eğer iki kardeşi varsa tamamdır! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| No, I haven't lost anyone. I have another point. | Hayır, kaybetmedim. Başka bir fikrim var. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I have been looking for a girl like you, for years. | Senelerdir senin gibi, bir kız arıyordum. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Didn't you want me to catch you fish? | Ben senin için suya gireceğim. Senin hatrın için. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I'll go now. Look! | Şimdi giriyorum. Baksana! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I'll catch red fish for you! | Senin için kırmızı balığı yakalayacağım! | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I know why you can't sleep. | Niye uyuyamadığını biliyorum. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Don't you want to tell me? | Benimle konuşmak istemiyor musun? | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| You won't be able to sleep unless you learn to like the child. | Çocuğu sevmeyi öğrenene kadar uyuyamazsın. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| How many times do I have to tell you he's not my child. | Sana kaç kez benim çocuğum olmadığını söyledim. | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| Don't say it isn't! You say such things... | Olmadığını söyleme! Böyle birşeyler söyledin... | Turtles Can Fly-2 | 2004 | |
| I'll count to three. "One! Two! Go!" | Üçe kadar sayacağım. "Bir! İki!" Gidin! | Turtles Can Fly-3 | 2004 | |
| Learn two "OKs" and all will be fine. | "OK" demeyi öğren herşey iyi olacaktır. | Turtles Can Fly-3 | 2004 | |
| C'mon... be a good girl... drink up. | Hadi... iyi bir kız ol... iç hepsini. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| And now try and get some sleep. | Şimdi biraz uyumaya çalış. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| No Richard! Please, don't leave, please! | Hayır Richard! Lütfen yanımdan ayrılma, lütfen! | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| No thanks... Oh damn, it's late! I'm missing the 8:40 train. | Hayır, teşekkürler... Lanet olsun, geciktim! 8:40 trenini kaçırmak üzereyim. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| I'm very sorry to leave you alone. | Seni yalnız bırakacağım için çok üzgünüm. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Barbara's supposed to call me later... | Barbara gün içinde beni çağırmayı düşünüyordu... | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| I bet she'll tell you about her psychiatrist again! | Bahse girerim sana yine psikiyatristini anlatacak! | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| You shouldn't talk like that about Dr. Burton. | Dr. Burton hakkında böyle konuşmamalısın. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| but please Jane, leave psychoanalysis out of it! | ama lütfen Jane, psikanalizi bu konunun dışında bırak! | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| It's just weakness. Your body is still weak after the operation. | Bu yalnızca zayıflıktan kaynaklanıyor. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| The baby was also mine and I suffered too! | O benim de bebeğimdi ve ben de içimde acısını taşıyorum! | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Goodbye dear... come back soon! | Güle güle sevgilim... çabuk dön! | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Goodnight, love. It was a fantastic evening. | İyi geceler aşkım. İnanılmaz bir akşamdı. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| All the same Richard should be grateful to you. If you hadn't helped him | Ne olursa olsun Richard sana minnettar olmalı. O psiko teknik sınavla... | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Obviously he holds me responsible for what happened after that... | Belli ki sonrasında olan şey için beni sorumlu tutuyor... | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| A concentration of vitamins. I feel sick when I take them but... | Vitamin karışımı haplar. Kendimi hasta hissettiğimde onlardan alıyorum ama... | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| After all he's just a pharmaceutical salesman, not a doctor. | Alt tarafı bir ilaç satıcısı, doktor falan değil. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Taking so many vitamins without medical supervision could be dangerous. | Tıbbi denetim olmadan bu kadar vitamin almak tehlikeli olabilir. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| I don't know what to do... I know he loves me, but he can't understand me. | Ne yaptığımı bilmiyorum... Beni sevdiğini biliyorum, ama beni anlamıyor. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Jane, come in. | Jane, gel hadi. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| That woman was your mother? | Bu kadın anneniz miydi? | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| I don't know if you know this, but you began treatment | Biliyor musunuz bilmiyorum ama, olayın genellikle sonlandığı yerde tam olarak... | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| It's only an interview. Ever spoken with your husband about this problem? | Bu yalnızca bir görüşme. Bu sorun hakkında hiç kocanızla konuştunuz mu? | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Well... Richard isn't... Richard and I aren't married yet. | Şey... Richard... Richard ve ben henüz evli değiliz. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| And that stops you from confiding in him? | Bu, ona açılmanıza engel mi oluyor? | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| In his opinion everything comes from the car accident that... | Onun fikrine göre herşey, bebeğimi kaybettiğim... | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Yes, that's right, but it isn't the car accident, or even the memory | Evet, bu doğru, ama beni bundan alıkoyan şey, araba kazası olmadığı gibi, | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| and I don't want to lose him. I have to get better. | ve ben onu kaybetmek istemiyorum. İyileşmek zorundayım. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Are you afraid of the dark? | Karanlıktan korkar mısınız? | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Yes. In the waiting room, there was a man... your patient I suppose. | Evet. Bekleme odasında, bir adam vardı... sanırım hastanızdı. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Are you really sure? | Gerçekten bundan emin misiniz? | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| He was sitting in the other room! | Diğer odada oturuyordu! | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Come with me please. | Benimle gelin lütfen. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| You saw him, right? He was here, sitting in this armchair. | O adamı gördün, değil mi? Buradaydı, bu koltukta oturuyordu. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| I told him to wait. Maybe he was tired of waiting. | Ona beklemesini söyledim. Belki beklemekten yorulmuştur. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| I must apologize, Miss. You were right, there was someone. | Size özür borçluyum hanımefendi. Haklıydınız, burada birisi vardı. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| However, the point is that, whoever he was, you were scared of him. | Bununla birlikte sorun şu ki, o kişi her kimse, ondan korktunuz. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| When can I come back, Doctor? | Ne zaman gelebilirim doktor? | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| I can open the door if you want. | Arzu ederseniz kapıyı açabilirim. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| After you. I live on the top floor, and you? | Önce siz buyrun. En üst katta kalıyorum, ya siz? | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| I've been living here for three months and I hardly know anyone. | Ben üç aydır burada yaşıyorum ve apartman sakinlerini zor tanıyorum. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Would you like some tea? Tea for me is still a social ritual | Çay içer miydiniz? Çay içmek benim için hala sosyal bir alışkanlık. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Make yourself at home. | Evinizdeymiş gibi davranın. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Don't stand there, come in. | Durmayın orada, içeriye girin. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| It's true. Someone was following me here. | Doğru. Biri beni takip ediyordu. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Me, I'm scared of the time when men won't follow me any more! | Bana göre, erkekler artık takip etmiyorsa, o zaman korkmak gerekir! | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| With or without a club. | Eskiden üstündeki hayvan postuyla, şimdi şık pantolonu ve kravatıyla. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Absolutely not! I don't want to come between a couple of newlyweds. | Kesinlikle olmaz! Yeni evlileri rahatsız etmek istemem. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Ok. See you tomorrow. Richard goes to work and I'm all alone. | Tamam. Yarın görüşürüz. Richard işe gidince ben de müsait olacağım. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| I can even make something that's not out of a can. | Ben de güzel bir yemek hazırlayabilirim. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Yes, thanks. Bye, Mary. | Evet, teşekkürler. Hoşça kal, Mary. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| I'm Franciscus Clay, a lawyer. I must see you. | Ben Franciscus Clay, avukat. Sizinle görüşmem gerekiyor. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| So I'll expect you. | Geleceğinizi umuyorum. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Jane! What's going on? | Jane! Neler oluyor? | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| On the contrary I think it's just a way | Tam aksine, bunun yalnızca delilerin yaşadığı... | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Go on... your logic is amusing. | Devam et... akıl yürütme şeklin pek matrak. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| You should take less care of Jane and more of yourself, Barbara. | Jane'den çok kendine dikkat etmelisin, Barbara. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Why do you hide yourself under this stuff? | Neden kendini bir giysiyle gizliyorsun? | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Have you ever asked yourself why Janet hasn't agreed to marry you yet? | Jane'in neden hala seninle evlenme kararı almadığını hiç kendine sordun mu? | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| I've thought about it for a long time. | Uzun zamandır bu konu üzerine düşünüyorum. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Jane is still a slave to her childhood. Maybe that's also my fault | Jane hala yoğun bir şekilde çocukluk döneminin etkisi altında. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| It's all your fault even according to your own crude logic! | İlkel mantığınla bakıldığında bile hepsi senin hatan! | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| If you hadn't hit that tree with your car, Janet wouldn't have problems now! | Arabanı o ağaca çarpmamış olsaydın, Jane'in şimdi sorunları olmazdı! | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| I often walk in this park. I like the solitude. | Sık sık bu parkta yürürüm. Buranın tenha oluşunu seviyorum. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| They're very resentful, you know. | Çok da kızgındırlar, bilirsin. | Tutti i colori del buio-1 | 1972 | |
| Not as much as men are. This might sound strange to you, Mary | Erkekler kadar değil. Bu sana tuhaf gelebilir, Mary... | Tutti i colori del buio-1 | 1972 |