• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 177384

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Can we have some privacy here? Özel görüşebilir miyiz? Özel olarak konuşabilir miyiz? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Go ahead. Buyrun. Devam et. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
I'm sorry to treat you like a yoyo Sana bir oyuncak gibi davrandığım için üzgünüm. Sana bir oyuncak gibi kötü davrandığım için üzgünüm,... Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
but come home with me. Ama benimle eve gel. ...ama artık benimle eve gel. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
What's this about? Ne demek bu? Ne demekti şimdi bu? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
What the hell? Are you insane? Ne oluyor? Deli misin sen? Ne saçmalıyorsun? Sen çıldırdınmı? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
I don't want to live with a whore! Bir orospuyla birlikte yaşamak istemiyorum! Bir orospuyla yaşamak istemiyorum! Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Dad, do you know the word whore? Baba, "orospu" kelimesinin anlamını biliyor musun? Baba, "orospu" kelimesinin ne demek olduğunu biliyor musun? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Let me go! Come home Bırak beni! Eve gel. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Let go, asshole! Bırak beni, pislik! Bırak beni adi herif! Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
You'd better not aggravate her. Let her go. Onu kızdırmazsanız daha iyi olur. Bırakın gitsin. Onu kızdırmasanız iyi ederdiniz. Bırakın gitsin. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
We have a bigger problem. Yoshida's family will come tomorrow. Daha büyük bir sorunumuz var. Yoshida'nın ailesi yarın geliyor. Daha büyük bir sorunumuz var. Yoshida'nın ailesi yarın gelecek. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Go see my husband right now! Hemen şimdi gidip, kocamla görüşün! Kocamla görüşmelisin! Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
You just say what I tell you. Got it? Sadece sana diyeceklerimi söyle. Anladın mı? Sadece dediklerimi yap. Anladın mı? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
You have to get our stories straight. Especially the figures. Hikâyemizi doğru anlamak zorundasın. Özellikle rakamları. Hikayemizi doğru anlatman lazım. Özellikle figürleri. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
OK, you gave Yoshida 4.5 million Pekâlâ, sen Yoshida'ya anlaşmayı iptal etmek için... Tamam, Yoshida'ya teklifini iptal etmesi için 4.5... Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
for cancelling the deal. ...4,5 milyon verdin. ...milyon teklif ettin. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
It was early last Thursday evening. Bu, geçen perşembe akşamı erken saatlerdeydi. Geçen perşembe akşamının erken saatlerindeydi. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Early last Thursday evening. Geçen perşembe akşamı, erken saatler. Geçen perşembe akşamının erken saatleri. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Yoshida counted the bills, one by one. Yoshida, banknotları tek tek saydı. Yoshida banknotları tek tek saydı. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
OK? He unstrapped the bundles to count them. Tamam mı? Onları saymak için para demetlerinin bağını çözdü. Tamam mı? Onları saymak için para lastiklerini çıkardı. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Yes, I've got it. Evet, anladım. Tamam, anladım. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Then he took the money and went out with some woman. Sonra parayı aldı ve bir kadınla çıkıp gitti. Parayı aldı ve birkaç kadınla birlikte ayrıldı. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
That's no good. Bu hiç de iyi değil. Bu iyi olmadı. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Strapped bundles are associated with banks. Para sarılı demetler bankalarla bağlantılıdır. Demetli paralar bankalarla ilişkilidir. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
They'll want to know the teller and branch. Vezne ve şubeyi bilmek isteyeceklerdir. Veznesini ve şubesini bilmek isteyecektirler. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
You're right. Doğru söylüyorsun. Haklısın. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
I took the cash from my safe and put rubber bands on it. Parayı kendi kasamdan aldım ve lastik bantlarla sardım. Parayı güvenli kasamdan aldım ve bantlara sardım. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
That's better. OK, then. Bu daha iyi. Tamam, o zaman. Bu daha iyi. O zaman tamam. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
OK, Mr. Shamoto? Tamam mı, Bay Shamoto? Tamam Bay Shamoto? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
It was in this room. You were here too. Bu odada oldu. Sen de buradaydın. İş, bu odada oldu. Sen de öyle Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Now give it a try. Şimdi bir deneme yapalım. Hadi bir deneyelim. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
When did you last see Mr. Yoshida? Bay Yoshida'yı en son ne zaman gördün? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Early Thursday evening. Perşembe akşamı erken saatlerde. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
You have to act calmer. Sakin davranmalısın. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
And don't be timid. Ve çekingen olmayın. Ve çekingen olma. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
How much did Murata give him? Murata ona ne kadar verdi? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
You're so stiff. Speak more naturally! Çok tutuksun. Daha doğal konuş. Çok tutuksun. Daha doğal konuş! Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
4.5 million. 4,5 milyon. 4.5 milyon. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Yoshida's invisible. So don't worry. Yoshida ortada yok. Bu yüzden tasalanma. Yoshida artık kayboldu. Bu yüzden endişelenme. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
He got his cancelation payout minus expenses. Ama, ödeme yapmadığı için iptal edilen harcamaları var. Ama ödeme yapmadığından dolayı iptal edilmiş harcamaları var. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
No body, no charge, right? Vücudu yoksa, masrafı da yoktur, değil mi? Vücut yoksa masraf da yok. Değil mi? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Right, it was early Thursday evening. Doğru, geçen perşembe akşamıydı. Doğru, perşembe akşamı erken saatlerdeydi. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Was it cash? How was it presented? Nakit miydi? Para nasıl verildi? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
In piles of a million yen, bound with rubber bands. Lastik bantlarla bağlı, 1 milyon yenlik yığınlar halinde. Lastik bantlarda bir milyon yen. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Where was it? Right here. Nerede? Tam burada. Neredeydi? İşte burada. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
I gave Mr. Yoshida cash from the safe. Bay Yoshida'ya parayı kasadan alıp verdim. Kasadan parayı alıp Bay Yoshida'ya verdim. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
He counted it and that was the last I saw him. Parayı saydı ve onu en son o zaman gördüm. Parayı saydı ve bu onu son görüşümdü. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
OK, from the top again. Tamam, tekrar üstünden geçelim. Tamam, şimdi en baştan. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Early last Thursday evening Geçen perşembe akşamı erken saatlerde... Geçen perşembe akşamı... Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
I handed 4.5 million to Mr. Yoshida when the deal was canceled. ...anlaşma iptal olduğunda, Bay Yoshida'ya 4,5 milyon teslim ettim. ...Bay Yoshida'ya anlaşmayı iptal ettiği için 4.5 milyon yen verdim. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Speak with conviction! Kendine güvenerek konuş! Güvenle konuş! Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
He counted the money note by note. Parayı tek tek saydı. Kuruşu kuruşuna saydı. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
You forgot the rubber band! Lastik bantı unuttun! Lastik bandı unuttun! Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
It was bound with rubber bands, I haven't seen him since. Para lastik bantlarla bağlıydı, o zamandan beri onu görmedim. Lastik bantlarlaydı, O zamandan beri onu görmedim. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Again and don't stutter! Tekrar anlat ve kekeleme! Tekrar dene ve geveleme! Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Last Thursday evening, I gave Mr. Yoshida 4.5 million Geçen perşembe akşamı, anlaşmayı iptal etmek için... Geçen perşembe akşamı, Bay Yoshida'ya anlaşmayı iptal ettiği... Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
for cancelling the deal, he counted it note by note, ...Bay Yoshida'ya 4,5 milyon verdim, parayı tek tek saydı. ...için 4.5 milyon yen verdim, kuruşu kuruşuna saydı. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
I haven't seen him since... O zamandan beri onu görmedim. Onu o zamandan beri görmedim... Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
They had rubber bands! Lastik bantlarla bağlıydı! Lastik bantları vardı! Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Practice at home. Evde pratik yap. Evde çalışırsın. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Mr. Shamoto! Bay Shamoto! Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Where's your car? Araban nerede? Arabanız nerde? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
My wife used it this morning. Bu sabah karım kullanıyordu. Karım bu sabah kullandı. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Did you walk here? I took a bus. Buraya yürüdün mü? Otobüsle geldim. Buraya yürüyerek mi geldiniz? Otobüsle geldim. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Good timing, I'll give you a lift home. İyi zamanlama, seni evine bırakayım. İyi zamanlama, sizi evinize bırakayım. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
I have something to tell you about Murata. Murata hakkında sana söyleyeceğim bir şey var. Murata hakkında anlatmam gereken şeyler var. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
That's Okubo. Bu, Okubo. Bu Okubo. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
I'm Hiroshi Okubo. Ben, Hiroshi Okubo. Ben Hiroshi Okubo. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
I'm Shamoto, pleased to meet you. Shamoto. Tanıştığımıza memnun oldum. Ben Shamoto, tanıştığıma memnun oldum. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
To his shop by the highway. What's the street number? Karayolunun kenarındaki dükkâna. Sokak numarası neydi? Anayoldaki dükkanına. Numarası kaçtı? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
It's 3 2. 3 2. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
I think I know it. Sanırım biliyorum. Sanırım orayı biliyorum. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Let me come too! Ben de geleyim! Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
I have some sweets for your wife! Karın için biraz tatlı aldım. Karın için tatlı almıştım! Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
She likes them very much. Bunları çok seviyor. Tatlıları çok sever. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Let me talk frankly. Açık konuşayım. Açık konuşacağım. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
What do you make of the bastard? Bu piç kurusuyla ne yapıyorsun? Bu piçle ne yapıyorsun? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Sorry...? Efendim? Anlamadım? Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
I'm talking about Murata. Murata'dan bahsediyorum. Murata hakkında konuşuyorum. Tsumetai nettaigyo-1 2010 info-icon
Hello. It's me. I'm in front of the shop. Alo. Benim. Dükkânın önündeyim. Alo. Benim. Dükkanın önündeyim. Tsumetai nettaigyo-2 2010 info-icon
Thank you. We'll take good care of her. Teşekkürler. Ona iyi bakacağız. Tsumetai nettaigyo-2 2010 info-icon
Uh huh... Go, honey. I'll take care of the shop. Haydi git, hayatım. Ben dükkânla ilgilenirim. Hıhı... Git tatlım. Dükkana ben bakarım. Tsumetai nettaigyo-2 2010 info-icon
Let's get to work. Alright! Haydi, işe koyulalım. Tamam. Hadi işe koyulalım. Pekâlâ! Tsumetai nettaigyo-2 2010 info-icon
Taeko. What's wrong? Taeko. Ne oldu? Tsumetai nettaigyo-2 2010 info-icon
What's wrong? Taeko. Ne oldu? Taeko. Tsumetai nettaigyo-2 2010 info-icon
Why? Mitsuko's doing fine here. Neden? Mitsuko burada gayet iyi gidiyor. Neden? Mitsuko burada çok iyi. Tsumetai nettaigyo-2 2010 info-icon
That's better. OK, then. Bu daha iyi. Tamam, o zaman. Bu daha iyi. O zaman tamam. Tsumetai nettaigyo-2 2010 info-icon
Of course not. Elbette değil. Tabii ki de düşünmüyorum. Tsumetai nettaigyo-3 2010 info-icon
These fish will eat until their stomachs burst. Bu balıklar, mideleri patlayana kadar yemek yer. İnsanlar bu balıklar mideleri patlayana kadar yiyilecek. Tsumetai nettaigyo-3 2010 info-icon
So I have to feed it. Bu yüzden onu beslemek zorundayım. Bu yüzden onu beslemeliyim. Tsumetai nettaigyo-3 2010 info-icon
You look happy... Mutlu görünüyorsun. Mutlu görünüyorsun... Tsumetai nettaigyo-3 2010 info-icon
If we are all to be happy., we have to take this step. Eğer hepimiz mutlu olmak istiyorsak, bu adımı atmamız gerekiyor. Mutlu olmak istiyorsak bu adımı atmalıyız. Tsumetai nettaigyo-3 2010 info-icon
I'm very happy to have him on board. Gemimizde o da yer aldığı için çok mutluyum. Taşın altına elini koyduğu için çok mutluyum. Tsumetai nettaigyo-3 2010 info-icon
My company, Amazon Gold, backs it 100%. We can't lose. Benim şirketim, Amazon Altın, bunu yüzde yüz destekliyor. Kaybedemeyiz. Şirketim Altın Amazon, %100 geri ödeyeck. Kaybedemeyiz. Tsumetai nettaigyo-3 2010 info-icon
You saw our Guo bei jin long, didn't you? Bizim "Guo bei jin long"umuzu gördünüz, değil mi? Bizim Guo bei jinimizin uzunlupunu gördün, değil mi? Tsumetai nettaigyo-3 2010 info-icon
See if your fish expert can get me a top rate Guo bei jin long! Bakın, sizin balık uzmanı eğer bana bu kadar kıymetli bir "Guo bei jin long" getirirse... Eğer senin balık uzmanın Guo bei jin uzunluk listesi çıkarırsa... Tsumetai nettaigyo-3 2010 info-icon
Mr. Yoshida? Pay no attention. Bay Yoshida? İlgilenme. Bay Yoshida? İlgilenmeyin. Tsumetai nettaigyo-3 2010 info-icon
Mr. Yoshida, are you okay? Bay Yoshida, iyi misiniz? Bay Yoshida siz iyi misiniz? Tsumetai nettaigyo-3 2010 info-icon
I, 2, 3! 1, 2, 3! Tsumetai nettaigyo-3 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 177379
  • 177380
  • 177381
  • 177382
  • 177383
  • 177384
  • 177385
  • 177386
  • 177387
  • 177388
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim