• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 167859

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
But before you do anything, you have to ask yourself if you can do it. Ama bir şey yapmadan önce... Ama olaylara girismeden once kendine bir sor, bunu yapabilir misin? Ama olaylara girişmeden önce kendine bir sor, bunu yapabilir misin? Ama bir şey yapmadan önce... Ama olaylara girişmeden önce kendine bir sor, bunu yapabilir misin? Ama olaylara girişmeden önce kendine bir sor, bunu yapabilir misin? Ama olaylara girişmeden önce kendine bir sor, bunu yapabilir misin? Ama bir şey yapmadan önce... The Next Three Days-1 2010 info-icon
Can you forget about ever seeing your parents again? Ebeveynlerini bir daha görmemeyi göze alabilir misin? Ebeveynlerini bir daha gormemeyi goze alabilir misin? Ebeveynlerini bir daha görmemeyi göze alabilir misin? Ebeveynlerini bir daha görmemeyi göze alabilir misin? Ebeveynlerini bir daha görmemeyi göze alabilir misin? Ebeveynlerini bir daha görmemeyi göze alabilir misin? Ebeveynlerini bir daha görmemeyi göze alabilir misin? Ebeveynlerini bir daha görmemeyi göze alabilir misin? The Next Three Days-1 2010 info-icon
Can you kill a guard? Leave your kid at a gas station? Bir gardiyanı öldürebilir misin, çocuğunu bir benzinlikte bırakabilir misin? Bir gardiyan oldurebilir misin? cocugunu benzin istasyonunda birakabilir misin? Bir gardiyan öldürebilir misin? Çocuğunu benzin istasyonunda bırakabilir misin? Bir gardiyanı öldürebilir misin, çocuğunu bir benzinlikte bırakabilir misin? Bir gardiyan öldürebilir misin? Çocuğunu benzin istasyonunda bırakabilir misin? Bir gardiyan öldürebilir misin? Çocuğunu benzin istasyonunda bırakabilir misin? Bir gardiyan öldürebilir misin? Çocuğunu benzin istasyonunda bırakabilir misin? Bir gardiyanı öldürebilir misin, çocuğunu bir benzinlikte bırakabilir misin? The Next Three Days-1 2010 info-icon
Push some nice old lady to the ground Kapıyla senin arana girdi diye eşini itip düşürebilecek misin? Seninle kapi arasinda duruyor diye,... Seninle kapı arasında duruyor diye,... Kapıyla senin arana girdi diye eşini itip düşürebilecek misin? Seninle kapı arasında duruyor diye,... Seninle kapı arasında duruyor diye,... Seninle kapı arasında duruyor diye,... Kapıyla senin arana girdi diye eşini itip düşürebilecek misin? The Next Three Days-1 2010 info-icon
just because she gets between you and the door? ...yasli bir kadini itip yere dusurebilir misin? ...yaşlı bir kadını itip yere düşürebilir misin? ...yaşlı bir kadını itip yere düşürebilir misin? ...yaşlı bir kadını itip yere düşürebilir misin? ...yaşlı bir kadını itip yere düşürebilir misin? The Next Three Days-1 2010 info-icon
Because to do this thing, that's who you have to become. Çünkü bunu yapmak için, öyle bir adama dönüşmelisin. cunku bunu basarmak icin, boyle bir adam olman gerekiyor. Çünkü bunu başarmak için, böyle bir adam olman gerekiyor. Çünkü bunu yapmak için, öyle bir adama dönüşmelisin. Çünkü bunu başarmak için, böyle bir adam olman gerekiyor. Çünkü bunu başarmak için, böyle bir adam olman gerekiyor. Çünkü bunu başarmak için, böyle bir adam olman gerekiyor. Çünkü bunu yapmak için, öyle bir adama dönüşmelisin. The Next Three Days-1 2010 info-icon
And if you can't, don't start, Yapamayacaksan, hiç başlama daha iyi. Ve eger yapamam diyorsan, sakin baslama. Ve eğer yapamam diyorsan, sakın başlama. Yapamayacaksan, hiç başlama daha iyi. Ve eğer yapamam diyorsan, sakın başlama. Ve eğer yapamam diyorsan, sakın başlama. Ve eğer yapamam diyorsan, sakın başlama. Yapamayacaksan, hiç başlama daha iyi. The Next Three Days-1 2010 info-icon
'cause you'll just get someone killed. Çünkü başkasının ölümüne sebep olursun. cunku birisinin olumune sebep olursun. Çünkü birisinin ölümüne sebep olursun. Çünkü başkasının ölümüne sebep olursun. Çünkü birisinin ölümüne sebep olursun. Çünkü birisinin ölümüne sebep olursun. Çünkü birisinin ölümüne sebep olursun. Çünkü başkasının ölümüne sebep olursun. The Next Three Days-1 2010 info-icon
How did you get caught? Nasıl yakalandın? Sen nasil yakalandin? Sen nasıl yakalandın? Nasıl yakalandın? Sen nasıl yakalandın? Sen nasıl yakalandın? Sen nasıl yakalandın? Nasıl yakalandın? The Next Three Days-1 2010 info-icon
I gave myself up. Teslim oldum. Ben teslim oldum. Ben teslim oldum. Teslim oldum. Ben teslim oldum. Ben teslim oldum. Ben teslim oldum. Teslim oldum. The Next Three Days-1 2010 info-icon
I couldn't take wondering when someone was gonna come through the bedroom door. Yatak odasının kapısından birinin gireceği endişesini kaldıramıyordum. Yatak odamin kapisindan ne zaman girecekler diye merak etmeyi kaldiramadim. Yatak odamın kapısından ne zaman girecekler diye merak etmeyi kaldıramadım. Yatak odasının kapısından birinin gireceği endişesini kaldıramıyordum. Yatak odamın kapısından ne zaman girecekler diye merak etmeyi kaldıramadım. Yatak odamın kapısından ne zaman girecekler diye merak etmeyi kaldıramadım. Yatak odamın kapısından ne zaman girecekler diye merak etmeyi kaldıramadım. Yatak odasının kapısından birinin gireceği endişesini kaldıramıyordum. The Next Three Days-1 2010 info-icon
So, what do you have in your pocket? Evet, cebinde ne var? Peki, cebinde ne var? Peki, cebinde ne var? Evet, cebinde ne var? Peki, cebinde ne var? Peki, cebinde ne var? Peki, cebinde ne var? Evet, cebinde ne var? The Next Three Days-1 2010 info-icon
Good luck. İyi şanslar. iyi sanslar. İyi şanslar. İyi şanslar. İyi şanslar. İyi şanslar. İyi şanslar. İyi şanslar. The Next Three Days-1 2010 info-icon
And on the left, the Allegheny County Jail, now the largest jail in the world. Ve solumuzda Allegheny County Hapishanesi, dünyadaki en büyük hapishane. Ve sol tarafta su anda Dunya'nin en buyuk hapishanesi olan Allegheny sehri Hapishanesi'ni goruyorsunuz. Ve sol tarafta şu anda Dünya'nın en büyük hapishanesi olan Allegheny Şehri Hapishanesi'ni görüyorsunuz. Ve solumuzda Allegheny County Hapishanesi, dünyadaki en büyük hapishane. Ve sol tarafta şu anda Dünya'nın en büyük hapishanesi olan Allegheny Şehri Hapishanesi'ni görüyorsunuz. Ve sol tarafta şu anda Dünya'nın en büyük hapishanesi olan Allegheny Şehri Hapishanesi'ni görüyorsunuz. Ve sol tarafta şu anda Dünya'nın en büyük hapishanesi olan Allegheny Şehri Hapishanesi'ni görüyorsunuz. Ve solumuzda Allegheny County Hapishanesi, dünyadaki en büyük hapishane. The Next Three Days-1 2010 info-icon
There have been three escape attempts of which no one has made it out alive. Üç defa kaçma girişimi yapılmış ama hiçbiri buradan canlı çıkmayı başaramamış. su ana kadar uc kez kacma girisiminde bulunuldu, ancak kimse sag cikamadi. Şu ana kadar üç kez kaçma girişiminde bulunuldu, ancak kimse sağ çıkamadı. Üç defa kaçma girişimi yapılmış ama hiçbiri buradan canlı çıkmayı başaramamış. Şu ana kadar üç kez kaçma girişiminde bulunuldu, ancak kimse sağ çıkamadı. Şu ana kadar üç kez kaçma girişiminde bulunuldu, ancak kimse sağ çıkamadı. Şu ana kadar üç kez kaçma girişiminde bulunuldu, ancak kimse sağ çıkamadı. Üç defa kaçma girişimi yapılmış ama hiçbiri buradan canlı çıkmayı başaramamış. The Next Three Days-1 2010 info-icon
If you look to the right, south side... Sağ tarafa bakarsanız, güney yönüne... Sag tarafa bakarsaniz, guney tarafinda... Sağ tarafa bakarsanız, güney tarafında... Sağ tarafa bakarsanız, güney yönüne... Sağ tarafa bakarsanız, güney tarafında... Sağ tarafa bakarsanız, güney tarafında... Sağ tarafa bakarsanız, güney tarafında... Sağ tarafa bakarsanız, güney yönüne... The Next Three Days-1 2010 info-icon
"On the first landing, which was as small as the necessary turn of the stairs allowed, İlk iniş alanında, oldukça küçük döner bir merdiven vardı. "Merdivenlerin gerekli donus olarak izin verdigi kucuklukteki ilk inisinde,... "Merdivenlerin gerekli dönüş olarak izin verdiği küçüklükteki ilk inişinde,... İlk iniş alanında, oldukça küçük ama gerekli döner bir merdivene izin verilmişti. "Merdivenlerin gerekli dönüş olarak izin verdiği küçüklükteki ilk inişinde,... "Merdivenlerin gerekli dönüş olarak izin verdiği küçüklükteki ilk inişinde,... "Merdivenlerin gerekli dönüş olarak izin verdiği küçüklükteki ilk inişinde,... İlk iniş alanında, oldukça küçük döner bir merdiven vardı. The Next Three Days-1 2010 info-icon
"there was a niche in the column, about half a yard wide, Sütunda yarım metrelik bir oyuk vardı. ...sutunda 45 cm.lik genislikte bir oyuk vardi." ...sütunda 45 cm.lik genişlikte bir oyuk vardı." Sütunda yarım metrelik bir oyuk vardı. ...sütunda 45 cm.lik genişlikte bir oyuk vardı." ...sütunda 45 cm.lik genişlikte bir oyuk vardı." ...sütunda 45 cm.lik genişlikte bir oyuk vardı." Sütunda yarım metrelik bir oyuk vardı. The Next Three Days-1 2010 info-icon
"and in this niche, the prince felt convinced that a man stood concealed. Bu oyuğun içinde, prensin ikna edildiği bir mahkumiyetin örtbas belgeleri vardı. "Ve prens, bu oyukta bir adamin gizlendigine ikna oldugunu hissetti." "Ve prens, bu oyukta bir adamın gizlendiğine ikna olduğunu hissetti." Prens, bu oyuğun içinde bir adamın gizlendiğine ikan edilmişti. "Ve prens, bu oyukta bir adamın gizlendiğine ikna olduğunu hissetti." "Ve prens, bu oyukta bir adamın gizlendiğine ikna olduğunu hissetti." "Ve prens, bu oyukta bir adamın gizlendiğine ikna olduğunu hissetti." Bu oyuğun içinde, prensin ikna edildiği bir mahkumiyetin örtbas belgeleri vardı. The Next Three Days-1 2010 info-icon
"He thought he could distinguish a figure standing there..." "Orada dikilen bir insani fark edebilecegini dusundu..." "Orada dikilen bir insanı fark edebileceğini düşündü..." "Orada dikilen bir insanı fark edebileceğini düşündü..." "Orada dikilen bir insanı fark edebileceğini düşündü..." "Orada dikilen bir insanı fark edebileceğini düşündü..." The Next Three Days-1 2010 info-icon
25, 26, 27, 25, 26, 27... 25, 26, 27,... 25, 26, 27,... 25, 26, 27... 25, 26, 27,... 25, 26, 27,... 25, 26, 27,... 25, 26, 27... The Next Three Days-1 2010 info-icon
28, 29, 30. ...28, 29, 30. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Good? İyi mi? Tamam misin? Tamam mısın? İyi mi? Tamam mısın? Tamam mısın? Tamam mısın? İyi mi? The Next Three Days-1 2010 info-icon
It's gonna take our selection. Bizim seçimimiz bu olacak. Bizim secimimiz belirleyecek. Bizim seçimimiz belirleyecek. Bizim seçimimiz bu olacak. Bizim seçimimiz belirleyecek. Bizim seçimimiz belirleyecek. Bizim seçimimiz belirleyecek. Bizim seçimimiz bu olacak. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Then we're gonna wanna use our magic lasso tool Sonra sihirli kement aracını kullanarak arka plandan kapıyı çıkartacağız. Daha sonra ise, arka plandan kapiyi yok etmek icin,... Daha sonra ise, arka plandan kapıyı yok etmek için,... Sonra sihirli kement aracını kullanarak arka plandan kapıyı çıkartacağız. Daha sonra ise, arka plandan kapıyı yok etmek için,... Daha sonra ise, arka plandan kapıyı yok etmek için,... Daha sonra ise, arka plandan kapıyı yok etmek için,... Sonra sihirli kement aracını kullanarak arka plandan kapıyı çıkartacağız. The Next Three Days-1 2010 info-icon
to get the door out of the background. ...sihirli kement aracini kullanacagiz. ...sihirli kement aracını kullanacağız. ...sihirli kement aracını kullanacağız. ...sihirli kement aracını kullanacağız. ...sihirli kement aracını kullanacağız. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Identity. It's easy to find fake papers, Sahte kimlik bulmak kolaydır... Kimlik. Sahte kagitlar bulmak kolaydir,... Kimlik. Sahte kağıtlar bulmak kolaydır,... Sahte kimlik bulmak kolaydır... Kimlik. Sahte kağıtlar bulmak kolaydır,... Kimlik. Sahte kağıtlar bulmak kolaydır,... Kimlik. Sahte kağıtlar bulmak kolaydır,... Sahte kimlik bulmak kolaydır... The Next Three Days-1 2010 info-icon
OxyContin. $10 apiece. OxyContin. Tanesi 10 dolar. Oksikontin. Adeti 10 dolar. Oksikontin. Adeti 10 dolar. OxyContin. Tanesi 10 dolar. Oksikontin. Adeti 10 dolar. Oksikontin. Adeti 10 dolar. Oksikontin. Adeti 10 dolar. OxyContin. Tanesi 10 dolar. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Give you five for $40. Beş tanesini 40 dolardan veririm. 40 dolara bes adet veririm. 40 dolara beş adet veririm. Beş tanesini 40 dolardan veririm. 40 dolara beş adet veririm. 40 dolara beş adet veririm. 40 dolara beş adet veririm. Beş tanesini 40 dolardan veririm. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Hey, I need some passports. Bana birkaç pasaport lazım. Pasaporta ihtiyacim var. Pasaporta ihtiyacım var. Bana birkaç pasaport lazım. Pasaporta ihtiyacım var. Pasaporta ihtiyacım var. Pasaporta ihtiyacım var. Bana birkaç pasaport lazım. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Piss off, man! Beat your feet. Bas git, dostum! Topuklarına sıktırma. cek git, dostum! Git buradan. Çek git, dostum! Git buradan. Bas git, dostum! Topuklarına sıktırma. Çek git, dostum! Git buradan. Çek git, dostum! Git buradan. Çek git, dostum! Git buradan. Bas git, dostum! Topuklarına sıktırma. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Okay, boy! Tamam, dostum! Tamam oglum! Tamam oğlum! Tamam, dostum! Tamam oğlum! Tamam oğlum! Tamam oğlum! Tamam, dostum! The Next Three Days-1 2010 info-icon
You got to pay upfront for the passports, yo. Pasaportlar için peşin ödeme yapmalısın. Pasaportlar icin on odeme yapman lazim. Pasaportlar için ön ödeme yapman lazım. Pasaportlar için peşin ödeme yapmalısın. Pasaportlar için ön ödeme yapman lazım. Pasaportlar için ön ödeme yapman lazım. Pasaportlar için ön ödeme yapman lazım. Pasaportlar için peşin ödeme yapmalısın. The Next Three Days-1 2010 info-icon
I can do that. You know the Hotel Lafayette? Halledebilirim. Hotel Lafayette'i bilir misin? Bunu yapabilirim. Otel Lafayette'i biliyor musun? Bunu yapabilirim. Otel Lafayette'i biliyor musun? Halledebilirim. Hotel Lafayette'i bilir misin? Bunu yapabilirim. Otel Lafayette'i biliyor musun? Bunu yapabilirim. Otel Lafayette'i biliyor musun? Bunu yapabilirim. Otel Lafayette'i biliyor musun? Halledebilirim. Hotel Lafayette'i bilir misin? The Next Three Days-1 2010 info-icon
It's on Main Street. When you get there, go to the bar, ask for Harv. Ana caddenin üzerinde. Oraya ulaştığında bara git ve Harv'ı sor. Ana cadde uzerinde. Oraya varinca bara git, Harv'i sor. Ana cadde üzerinde. Oraya varınca bara git, Harv'ı sor. Ana caddenin üzerinde. Oraya ulaştığında bara git ve Harv'ı sor. Ana cadde üzerinde. Oraya varınca bara git, Harv'ı sor. Ana cadde üzerinde. Oraya varınca bara git, Harv'ı sor. Ana cadde üzerinde. Oraya varınca bara git, Harv'ı sor. Ana caddenin üzerinde. Oraya ulaştığında bara git ve Harv'ı sor. The Next Three Days-1 2010 info-icon
What's your name? Adın nedir? Mouss gönderdi dersin. Senin adin ne? Senin adın ne? Adın nedir? Mouss gönderdi dersin. Senin adın ne? Senin adın ne? Senin adın ne? Adın nedir? Mouss gönderdi dersin. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Tell him Mouss sent you. Seni Mouss'un yolladigini soyle. Seni Mouss'un yolladığını söyle. Seni Mouss'un yolladığını söyle. Seni Mouss'un yolladığını söyle. Seni Mouss'un yolladığını söyle. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Harv? I'm looking for Harv. Harv? Harv'ı arıyorum. Harv? Harv'i ariyorum. Harv? Harv'ı arıyorum. Harv? Harv'ı arıyorum. Harv? Harv'ı arıyorum. Harv? Harv'ı arıyorum. Harv? Harv'ı arıyorum. Harv? Harv'ı arıyorum. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Are you Harv? Yeah. Harv sen misin? Benim. Sen Harv misin? Evet. Sen Harv mısın? Evet. Harv sen misin? Benim. Sen Harv mısın? Evet. Sen Harv mısın? Evet. Sen Harv mısın? Evet. Harv sen misin? Benim. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Mouss told me to come and see you. Mouss seni görmemi söyledi. Demek öyle. Ne istiyorsun? Mouss gelip seni gormemi soyledi. Mouss gelip seni görmemi söyledi. Mouss seni görmemi söyledi. Demek öyle. Ne istiyorsun? Mouss gelip seni görmemi söyledi. Mouss gelip seni görmemi söyledi. Mouss gelip seni görmemi söyledi. Mouss seni görmemi söyledi. Demek öyle. Ne istiyorsun? The Next Three Days-1 2010 info-icon
He did, did he? What do you want? oyle mi? Ne istiyorsun? Öyle mi? Ne istiyorsun? Öyle mi? Ne istiyorsun? Öyle mi? Ne istiyorsun? Öyle mi? Ne istiyorsun? The Next Three Days-1 2010 info-icon
Three passports, a driver's license, and a real social security number. Üç pasaport, bir sürücü ehliyeti ve gerçek bir kimlik numarası. uc pasaport, bir ehliyet ve bir adet gercek sosyal guvenlik numarasi. Üç pasaport, bir ehliyet ve bir adet gerçek sosyal güvenlik numarası. Üç pasaport, bir sürücü ehliyeti... Üç pasaport, bir ehliyet ve bir adet gerçek sosyal güvenlik numarası. Üç pasaport, bir ehliyet ve bir adet gerçek sosyal güvenlik numarası. Üç pasaport, bir ehliyet ve bir adet gerçek sosyal güvenlik numarası. Üç pasaport, bir sürücü ehliyeti ve gerçek bir kimlik numarası. The Next Three Days-1 2010 info-icon
How do you know Mouss? Mouss'u nereden tanıyorsun? Mouss'u nereden taniyorsun? Mouss'u nereden tanıyorsun? Mouss'u nereden tanıyorsun? Mouss'u nereden tanıyorsun? Mouss'u nereden tanıyorsun? Mouss'u nereden tanıyorsun? Mouss'u nereden tanıyorsun? The Next Three Days-1 2010 info-icon
He babysits my kid. Oğluma bakıcılık yapıyor. cocuguma bakicilik yapiyor. Çocuğuma bakıcılık yapıyor. Oğluma bakıcılık yapıyor. Çocuğuma bakıcılık yapıyor. Çocuğuma bakıcılık yapıyor. Çocuğuma bakıcılık yapıyor. Oğluma bakıcılık yapıyor. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Okay, follow me. Tamam. Benimle gel. Pekâlâ, beni takip et. Pekâlâ, beni takip et. Tamam. Benimle gel. Pekâlâ, beni takip et. Pekâlâ, beni takip et. Pekâlâ, beni takip et. Tamam. Benimle gel. The Next Three Days-1 2010 info-icon
You got the photos on you? Yeah. Yanında vesikalık getirdin mi? Evet. Fotograflar yaninda mi? Evet. Fotoğraflar yanında mı? Evet. Yanında vesikalık getirdin mi? Evet. Fotoğraflar yanında mı? Evet. Fotoğraflar yanında mı? Evet. Fotoğraflar yanında mı? Evet. Yanında vesikalık getirdin mi? Evet. The Next Three Days-1 2010 info-icon
How much? $1,500. Ne kadar? 1500 dolar. Ne kadar? 1,500 dolar. Ne kadar? 1,500 dolar. Ne kadar? 1500 dolar. Ne kadar? 1,500 dolar. Ne kadar? 1,500 dolar. Ne kadar? 1,500 dolar. Ne kadar? 1500 dolar. The Next Three Days-1 2010 info-icon
If I ever see your face again, you're gonna lose an eye. Yüzünü bir daha görürsem, gözünü oyarım. Bir daha karsima cikacak olursan, bir gozunu kaybedeceksin. Bir daha karşıma çıkacak olursan, bir gözünü kaybedeceksin. Yüzünü bir daha görürsem, gözünü oyarım. Bir daha karşıma çıkacak olursan, bir gözünü kaybedeceksin. Bir daha karşıma çıkacak olursan, bir gözünü kaybedeceksin. Bir daha karşıma çıkacak olursan, bir gözünü kaybedeceksin. Yüzünü bir daha görürsem, gözünü oyarım. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Yeah, it was stupid. I fell off the bike. Evet aptallık ettim. Bisikletten düştüm. Evet, cok aptalcaydi. Bisikletten dustum. Evet, çok aptalcaydı. Bisikletten düştüm. Evet aptallık ettim. Bisikletten düştüm. Evet, çok aptalcaydı. Bisikletten düştüm. Evet, çok aptalcaydı. Bisikletten düştüm. Evet, çok aptalcaydı. Bisikletten düştüm. Evet aptallık ettim. Bisikletten düştüm. The Next Three Days-1 2010 info-icon
You mean the bike that's been in our garage for two years? İki yıldır garajımızda duran bisikletten mi? iki senedir garajda duran bisikletten mi bahsediyorsun? İki senedir garajda duran bisikletten mi bahsediyorsun? İki yıldır garajımızda duran bisikletten mi? İki senedir garajda duran bisikletten mi bahsediyorsun? İki senedir garajda duran bisikletten mi bahsediyorsun? İki senedir garajda duran bisikletten mi bahsediyorsun? İki yıldır garajımızda duran bisikletten mi? The Next Three Days-1 2010 info-icon
Put your head back. Kafanı arkaya yatır. Basini geriye yatir. Başını geriye yatır. Kafanı arkaya yatır. Başını geriye yatır. Başını geriye yatır. Başını geriye yatır. Kafanı arkaya yatır. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Some guy made a crack about Lara. Adamın teki Lara hakkında ileri geri konuştu. Bir adam, Lara hakkinda atip tuttu. Bir adam, Lara hakkında atıp tuttu. Adamın teki Lara hakkında ileri geri konuştu. Bir adam, Lara hakkında atıp tuttu. Bir adam, Lara hakkında atıp tuttu. Bir adam, Lara hakkında atıp tuttu. Adamın teki Lara hakkında ileri geri konuştu. The Next Three Days-1 2010 info-icon
So that's what you do now? You punch everybody who thinks she's guilty? Artık böyle mi davranıyorsun, suçlu olduğunu söyleyen herkesle yumruklaşıyor musun? simdi de boyle mi yapiyorsun? Onun suclu oldugunu dusunen herkesi yumruklayacak misin? Şimdi de böyle mi yapıyorsun? Onun suçlu olduğunu düşünen herkesi yumruklayacak mısın? Artık böyle mi davranıyorsun, suçlu olduğunu söyleyen herkesle yumruklaşıyor musun? Şimdi de böyle mi yapıyorsun? Onun suçlu olduğunu düşünen herkesi yumruklayacak mısın? Şimdi de böyle mi yapıyorsun? Onun suçlu olduğunu düşünen herkesi yumruklayacak mısın? Şimdi de böyle mi yapıyorsun? Onun suçlu olduğunu düşünen herkesi yumruklayacak mısın? Artık böyle mi davranıyorsun, suçlu olduğunu söyleyen herkesle yumruklaşıyor musun? The Next Three Days-1 2010 info-icon
What's that supposed to mean? Ne demek istiyorsun? Bu da ne demek oluyor? Bu da ne demek oluyor? Ne demek istiyorsun? Bu da ne demek oluyor? Bu da ne demek oluyor? Bu da ne demek oluyor? Ne demek istiyorsun? The Next Three Days-1 2010 info-icon
It means it's important what you believe, Önemli olan senin neye inandığın, başkalarının neler söylediği değil. Senin neye inandigin onemli demek oluyor. Senin neye inandığın önemli demek oluyor. Önemli olan senin neye inandığın, başkalarının neler söylediği değil. Senin neye inandığın önemli demek oluyor. Senin neye inandığın önemli demek oluyor. Senin neye inandığın önemli demek oluyor. Önemli olan senin neye inandığın, başkalarının neler söylediği değil. The Next Three Days-1 2010 info-icon
not what somebody else... Really? Birak milleti. Gercekten mi? Bırak milleti. Gerçekten mi? Bırak milleti. Gerçekten mi? Bırak milleti. Gerçekten mi? Bırak milleti. Gerçekten mi? The Next Three Days-1 2010 info-icon
Do you believe, Mom? Why are you trying to start a fight? Sen inaniyor musun anne? Neden kavga baslatmaya calisiyorsun? Sen inanıyor musun anne? Neden kavga başlatmaya çalışıyorsun? Sen inanıyor musun anne? Neden kavga başlatmaya çalışıyorsun? Sen inanıyor musun anne? Neden kavga başlatmaya çalışıyorsun? Sen inanıyor musun anne? Neden kavga başlatmaya çalışıyorsun? The Next Three Days-1 2010 info-icon
Come on, buddy. Let's go. Where's his bag? Hadi evlat, gidiyoruz. Çantası nerede? Haydi dostum, gidelim. cantasi nerede? Haydi dostum, gidelim. Çantası nerede? Hadi evlat, gidiyoruz. Çantası nerede? Haydi dostum, gidelim. Çantası nerede? Haydi dostum, gidelim. Çantası nerede? Haydi dostum, gidelim. Çantası nerede? Hadi evlat, gidiyoruz. Çantası nerede? The Next Three Days-1 2010 info-icon
Why are you doing this? No reason. Neden böyle davranıyorsun? Sebebi yok. Neden boyle yapiyorsun? Sebebi yok. Neden böyle yapıyorsun? Sebebi yok. Neden böyle davranıyorsun? Sebebi yok. Neden böyle yapıyorsun? Sebebi yok. Neden böyle yapıyorsun? Sebebi yok. Neden böyle yapıyorsun? Sebebi yok. Neden böyle davranıyorsun? Sebebi yok. The Next Three Days-1 2010 info-icon
I just stupidly thought that the people who loved her Aptalca bir şekilde onu seven herkesin masumiyetine inandığını düşünüyorum. Aptalca ama onu seven insanlarin, onun masum olduguna... Aptalca ama onu seven insanların, onun masum olduğuna... Aptalca bir şekilde onu seven herkesin masumiyetine inandığını düşünüyorum. Aptalca ama onu seven insanların, onun masum olduğuna... Aptalca ama onu seven insanların, onun masum olduğuna... Aptalca ama onu seven insanların, onun masum olduğuna... Aptalca bir şekilde onu seven herkesin masumiyetine inandığını düşünüyorum. The Next Three Days-1 2010 info-icon
would actually believe she's innocent. My mistake. ...inandiklarini dusunuyordum. Benim hatam! ...inandıklarını düşünüyordum. Benim hatam! ...inandıklarını düşünüyordum. Benim hatam! ...inandıklarını düşünüyordum. Benim hatam! ...inandıklarını düşünüyordum. Benim hatam! The Next Three Days-1 2010 info-icon
Stop this! Kes sunu! Kes şunu! Kes şunu! Kes şunu! Kes şunu! The Next Three Days-1 2010 info-icon
Go give Grandma a kiss. Büyükanneyi öp bakalım. Buyuk anneni op. Büyük anneni öp. Büyükanneyi öp bakalım. Büyük anneni öp. Büyük anneni öp. Büyük anneni öp. Büyükanneyi öp bakalım. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Come on. Hadi. Haydi. Haydi. Hadi. Haydi. Haydi. Haydi. Hadi. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Does your face hurt? Yüzün acıyor mu? Yuzun aciyor mu? Yüzün acıyor mu? Yüzün acıyor mu? Yüzün acıyor mu? Yüzün acıyor mu? Yüzün acıyor mu? Yüzün acıyor mu? The Next Three Days-1 2010 info-icon
A little. Birazcık. Biraz. Biraz. Birazcık. Biraz. Biraz. Biraz. Birazcık. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Did you hit him back? Sen de ona vurdun mu? Sen de ona geri vurdun mu? Sen de ona geri vurdun mu? Sen de ona vurdun mu? Sen de ona geri vurdun mu? Sen de ona geri vurdun mu? Sen de ona geri vurdun mu? Sen de ona vurdun mu? The Next Three Days-1 2010 info-icon
No, I... I didn't. Hayır. Vurmadım. Hayir, vurmadim. Hayır, vurmadım. Hayır. Vurmadım. Hayır, vurmadım. Hayır, vurmadım. Hayır, vurmadım. Hayır. Vurmadım. The Next Three Days-1 2010 info-icon
That's okay. Önemli değil. Sorun degil. Sorun değil. Önemli değil. Sorun değil. Sorun değil. Sorun değil. Önemli değil. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Okay, buddy? Tamam mısın? Tamam misin, dostum? Tamam mısın, dostum? Tamam mısın? Tamam mısın, dostum? Tamam mısın, dostum? Tamam mısın, dostum? Tamam mısın? The Next Three Days-1 2010 info-icon
I'm looking for someone who does high end IDs. Bana gerçek kimlik numaraları, pasaportlar... ust duzey, kaliteli kimlikler yapan birisini ariyorum. Üst düzey, kaliteli kimlikler yapan birisini arıyorum. Bana gerçek kimlik numaraları, pasaportlar... Üst düzey, kaliteli kimlikler yapan birisini arıyorum. Üst düzey, kaliteli kimlikler yapan birisini arıyorum. Üst düzey, kaliteli kimlikler yapan birisini arıyorum. Bana gerçek kimlik numaraları, pasaportlar... The Next Three Days-1 2010 info-icon
Passports, social security cards. ...ve sosyal güvenlik kartları bulabilecek birini arıyorum. Pasaport, sosyal guvenlik numaralari. Pasaport, sosyal güvenlik numaraları. ...ve sosyal güvenlik kartları bulabilecek birini arıyorum. Pasaport, sosyal güvenlik numaraları. Pasaport, sosyal güvenlik numaraları. Pasaport, sosyal güvenlik numaraları. ...ve sosyal güvenlik kartları bulabilecek birini arıyorum. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Get out of here. Çek git buradan. Git buradan. Git buradan. Çek git buradan. Git buradan. Git buradan. Git buradan. Çek git buradan. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Yeah? Evet? Bardaydım. Evet? Evet? Evet? Bardaydım. Evet? Evet? Evet? Evet? Bardaydım. The Next Three Days-1 2010 info-icon
I was at the bar. I know what you are looking for. Bardaydim. Ne istedigini biliyorum. Bardaydım. Ne istediğini biliyorum. Bardaydım. Ne istediğini biliyorum. Bardaydım. Ne istediğini biliyorum. Bardaydım. Ne istediğini biliyorum. The Next Three Days-1 2010 info-icon
I'm deaf, you idiot. I read your lips. Ben sağırım, aptal herif! Dudak okurum. Ben sagirim, seni geri zekali. Dudak okuyorum. Ben sağırım, seni geri zekalı. Dudak okuyorum. Ben sağırım, aptal herif! Dudak okurum. Ben sağırım, seni geri zekalı. Dudak okuyorum. Ben sağırım, seni geri zekalı. Dudak okuyorum. Ben sağırım, seni geri zekalı. Dudak okuyorum. Ben sağırım, aptal herif! Dudak okurum. The Next Three Days-1 2010 info-icon
What do you need? Ne istiyorsun? Pasaportlar, sürücü ehliyeti ve... Ne istiyorsun? Ne istiyorsun? Ne istiyorsun? Pasaportlar, sürücü ehliyeti ve... Ne istiyorsun? Ne istiyorsun? Ne istiyorsun? Ne istiyorsun? Pasaportlar, sürücü ehliyeti ve... The Next Three Days-1 2010 info-icon
Passports, driver's license, Pasaport, ehliyet,... The Next Three Days-1 2010 info-icon
a social security number that'll take a credit check. ...başıma iş açmayacak gerçek bir kimlik numarası. ...kontrolden gececek bir sosyal guvenlik numarasi. ...kontrolden geçecek bir sosyal güvenlik numarası. ...başıma iş açmayacak gerçek bir kimlik numarası. ...kontrolden geçecek bir sosyal güvenlik numarası. ...kontrolden geçecek bir sosyal güvenlik numarası. ...kontrolden geçecek bir sosyal güvenlik numarası. ...başıma iş açmayacak gerçek bir kimlik numarası. The Next Three Days-1 2010 info-icon
$3,700. 3700 dolar. Çok fazla. 3,700 dolar. 3,700 dolar. 3700 dolar. Çok fazla. 3,700 dolar. 3,700 dolar. 3,700 dolar. 3700 dolar. Çok fazla. The Next Three Days-1 2010 info-icon
That's too much. Bu cok fazla. Bu çok fazla. Bu çok fazla. Bu çok fazla. Bu çok fazla. The Next Three Days-1 2010 info-icon
It is if you never get them. Bulamazsan fazla olur tabii. istediklerinin eline ulasacagi garanti. İstediklerinin eline ulaşacağı garanti. Bulamazsan fazla olur tabii. İstediklerinin eline ulaşacağı garanti. İstediklerinin eline ulaşacağı garanti. İstediklerinin eline ulaşacağı garanti. Bulamazsan fazla olur tabii. The Next Three Days-1 2010 info-icon
I need photos and $1,000 in advance. Vesikalıklar lazım ve 1000 dolar peşin alırım. 1,000 dolar avansa ve fotograflara ihtiyacim var. 1,000 dolar avansa ve fotoğraflara ihtiyacım var. Vesikalıklar lazım ve 1000 dolar peşin alırım. 1,000 dolar avansa ve fotoğraflara ihtiyacım var. 1,000 dolar avansa ve fotoğraflara ihtiyacım var. 1,000 dolar avansa ve fotoğraflara ihtiyacım var. Vesikalıklar lazım ve 1000 dolar peşin alırım. The Next Three Days-1 2010 info-icon
I'll bring them Wednesday. Hey, not here. Çarşambaya getiririm. Buraya değil. carsamba getiririm. Buraya olmaz. Çarşamba getiririm. Buraya olmaz. Çarşambaya getiririm. Buraya değil. Çarşamba getiririm. Buraya olmaz. Çarşamba getiririm. Buraya olmaz. Çarşamba getiririm. Buraya olmaz. Çarşambaya getiririm. Buraya değil. The Next Three Days-1 2010 info-icon
I don't want you coming back here again. Tekrardan buraya gelmeni istemiyorum. Bir daha buraya geldigini gormek istemiyorum. Bir daha buraya geldiğini görmek istemiyorum. Tekrardan buraya gelmeni istemiyorum. Bir daha buraya geldiğini görmek istemiyorum. Bir daha buraya geldiğini görmek istemiyorum. Bir daha buraya geldiğini görmek istemiyorum. Tekrardan buraya gelmeni istemiyorum. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Parking lot of Don's. Eckert Street. Under the bridge, 2:00. Eckert caddesine git, Don otoparkı. Köprü altı, saat 14:00. Don'un Yeri'nin otoparkinda. Eckert Sokagi. Koprunun altinda, saat ikide. Don'un Yeri'nin otoparkında. Eckert Sokağı. Köprünün altında, saat ikide. Eckert caddesine git, Don otoparkı. Köprü altı, saat 14:00. Don'un Yeri'nin otoparkında. Eckert Sokağı. Köprünün altında, saat ikide. Don'un Yeri'nin otoparkında. Eckert Sokağı. Köprünün altında, saat ikide. Don'un Yeri'nin otoparkında. Eckert Sokağı. Köprünün altında, saat ikide. Eckert caddesine git, Don otoparkı. Köprü altı, saat 14:00. The Next Three Days-1 2010 info-icon
If I'm not there on time, leave. Tam vaktinde orada olmazsam, çek git. Eger vaktinde orada olmazsam, git. Eğer vaktinde orada olmazsam, git. Tam vaktinde orada olmazsam, çek git. Eğer vaktinde orada olmazsam, git. Eğer vaktinde orada olmazsam, git. Eğer vaktinde orada olmazsam, git. Tam vaktinde orada olmazsam, çek git. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Put your thumb right there. Şuraya parmak bas. suraya parmak basin. Şuraya parmak basın. Şuraya parmak bas. Şuraya parmak basın. Şuraya parmak basın. Şuraya parmak basın. Şuraya parmak bas. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Thanks. That's all I need. Thank you. Teşekkürler. Hepsi bu kadar. Teşekkürler. Tesekkurler, hepsi bu. Sag olun. Teşekkürler, hepsi bu. Sağ olun. Teşekkürler. Hepsi bu kadar. Teşekkürler. Teşekkürler, hepsi bu. Sağ olun. Teşekkürler, hepsi bu. Sağ olun. Teşekkürler, hepsi bu. Sağ olun. Teşekkürler. Hepsi bu kadar. Teşekkürler. The Next Three Days-1 2010 info-icon
I'll just be a few moments. Birazcık özel konuşabilir miyiz? Birkac dakika surecek. Birkaç dakika sürecek. Birazcık özel konuşabilir miyiz? Birkaç dakika sürecek. Birkaç dakika sürecek. Birkaç dakika sürecek. Birazcık özel konuşabilir miyiz? The Next Three Days-1 2010 info-icon
Glasses? Gözlük takmışsın. Evet. Gozlukler ne is? Gözlükler ne iş? Gözlük takmışsın. Evet. Gözlükler ne iş? Gözlükler ne iş? Gözlükler ne iş? Gözlük takmışsın. Evet. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Yeah, I found myself falling asleep grading papers. Evet, kağıtları okurken kendimi uyuya kalmış halde buldum. Sinav kagitlarini notlarken uyuyakaldigimi fark ettim. Sınav kağıtlarını notlarken uyuyakaldığımı fark ettim. Evet, kağıtları okurken kendimi uyuya kalmış halde buldum. Sınav kağıtlarını notlarken uyuyakaldığımı fark ettim. Sınav kağıtlarını notlarken uyuyakaldığımı fark ettim. Sınav kağıtlarını notlarken uyuyakaldığımı fark ettim. Evet, kağıtları okurken kendimi uyuya kalmış halde buldum. The Next Three Days-1 2010 info-icon
When? Ne zaman? Bir yıl kadar olmuştur. Ne zaman? Ne zaman? Ne zaman? Bir yıl kadar olmuştur. Ne zaman? Ne zaman? Ne zaman? Ne zaman? Bir yıl kadar olmuştur. The Next Three Days-1 2010 info-icon
I guess about a year ago. Sanirim bir yil kadar once. Sanırım bir yıl kadar önce. Sanırım bir yıl kadar önce. Sanırım bir yıl kadar önce. Sanırım bir yıl kadar önce. The Next Three Days-1 2010 info-icon
A year ago. Bir yıl oldu. Bir yil once. Bir yıl önce. Bir yıl oldu. Bir yıl önce. Bir yıl önce. Bir yıl önce. Bir yıl oldu. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Look at you. How can you do this to yourself? Şu haline bak. Bunu kendine nasıl yaptın? Kendine bir bak. Kendine bunu nasil yaparsin? Kendine bir bak. Kendine bunu nasıl yaparsın? Şu haline bak. Bunu kendine nasıl yaptın? Kendine bir bak. Kendine bunu nasıl yaparsın? Kendine bir bak. Kendine bunu nasıl yaparsın? Kendine bir bak. Kendine bunu nasıl yaparsın? Şu haline bak. Bunu kendine nasıl yaptın? The Next Three Days-1 2010 info-icon
I am hopeless without my wife. Karım olmadan umutsuz bir adamım. Karim yanimda olmadigi icin umutsuzum. Karım yanımda olmadığı için umutsuzum. Karım olmadan umutsuz bir adamım. Karım yanımda olmadığı için umutsuzum. Karım yanımda olmadığı için umutsuzum. Karım yanımda olmadığı için umutsuzum. Karım olmadan umutsuz bir adamım. The Next Three Days-1 2010 info-icon
I can't even ride a bike. Bisiklete bile binemiyorum. Dogru duzgun bisiklet bile suremiyorum. Doğru düzgün bisiklet bile süremiyorum. Bisiklete bile binemiyorum. Doğru düzgün bisiklet bile süremiyorum. Doğru düzgün bisiklet bile süremiyorum. Doğru düzgün bisiklet bile süremiyorum. Bisiklete bile binemiyorum. The Next Three Days-1 2010 info-icon
Sorry about the house. Ev için üzgünüm. Ev icin ozur dilerim. Ev için özür dilerim. Ev için üzgünüm. Ev için özür dilerim. Ev için özür dilerim. Ev için özür dilerim. Ev için üzgünüm. The Next Three Days-1 2010 info-icon
I won't know where to picture you. Seni nerede hayal edeceğimi bilmiyorum. Seni nerede hayal edecegimi bilemiyorum. Seni nerede hayal edeceğimi bilemiyorum. Seni nerede hayal edeceğimi bilmiyorum. Seni nerede hayal edeceğimi bilemiyorum. Seni nerede hayal edeceğimi bilemiyorum. Seni nerede hayal edeceğimi bilemiyorum. Seni nerede hayal edeceğimi bilmiyorum. The Next Three Days-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 167854
  • 167855
  • 167856
  • 167857
  • 167858
  • 167859
  • 167860
  • 167861
  • 167862
  • 167863
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim