Search

English Turkish Sentence Translations Page 165967

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
Actually, we wanted to invite you guys	Aslında, biz de sizi bir akşam yemeğe davet etmek istiyorduk.	The Ledge-1	2011
Great. Any night but Fridays.	Harika. Cumaları hariç her gün olur.	The Ledge-1	2011
How about Wednesday?	Çarşamba nasıl?	The Ledge-1	2011
Good. Sure. Why not?	Güzel. Olur. Neden olmasın?	The Ledge-1	2011
Can you email directions?	Adresi mesaj atar mısın?	The Ledge-1	2011
7:00?	Yedi uygun mudur?	The Ledge-1	2011
Fine. Lookin' forward to it.	Tabii. Dört gözle bekliyoruz.	The Ledge-1	2011
Bye.	Hoşçakal. Güle güle.	The Ledge-1	2011
Front desk: Landon.	Resepsiyondan Landon.	The Ledge-1	2011
How's it goin', Landon?	Nasılsın Landon?	The Ledge-1	2011
Fine, sir.	Sağolun efendim.	The Ledge-1	2011
The geniuses at head office want to get rid of him,	Merkezdeki dahiler ondan kurtulmak istiyor...	The Ledge-1	2011
project a younger image.	...daha genç bir imaj çizmek için.	The Ledge-1	2011
I tell 'em he goes, I go.	Ben de onlara o giderse ben de giderim diyorum.	The Ledge-1	2011
Reservations: Selena,	Rezervasyonda Selena...	The Ledge-1	2011
the most inhospitable reservationist	...konaklama sektöründeki...	The Ledge-1	2011
in the hospitality industry.	...en konuk sevmez rezervasyoner.	The Ledge-1	2011
Probably responsible for 50% of the empty rooms in the hotel.	Oteldeki odaların yarısının boş olmasının muhtemel sorumlusu.	The Ledge-1	2011
Right, Selena?	Değil mi Selena?	The Ledge-1	2011
Hi, Papi.	Selam Papi.	The Ledge-1	2011
Don't call me Papi.	Bana Papi deme.	The Ledge-1	2011
Head of security.	Güvenlik şefimiz.	The Ledge-1	2011
We all feel much safer knowing he's asleep in here.	Burada uyuduğunu bilmek hepimizi daha güvende hissettiriyor.	The Ledge-1	2011
So I don't have any room service slots available yet,	Şu an için oda servisinde boş yer yok...	The Ledge-1	2011
but you can do some housekeeping shifts,	...fakat biraz kat işlerine bakabilirsin...	The Ledge-1	2011
and then I'll switch you over.	...sonra bölümünü değiştiririm.	The Ledge-1	2011
I'll assign you your own floor.	Sana kendi katını vereceğim.	The Ledge-1	2011
That way, I can tell from the complaints	Böylece, şikâyetlerden...	The Ledge-1	2011
if it's you who's screwing things up.	...işi batırıp batırmadığını görebileceğim.	The Ledge-1	2011
Consuela, this is Shana. Hi.	Consuela, bu Shana. Merhaba.	The Ledge-1	2011
Show her how to do a housekeeping shift, okay?	Ona kat işlerinin nasıl yapıldığını göster, olur mu?	The Ledge-1	2011
Hi. Hey.	Selam.	The Ledge-1	2011
Hi, guys. Come on in.	Merhaba çocuklar. Girsenize.	The Ledge-1	2011
Thanks. How's it goin'?	Sağolun. Nasılsın?	The Ledge-1	2011
Good. How are you? Gavin.	İyiyim. Nasılsınız? Gavin.	The Ledge-1	2011
Hey. Chris, how are you?	Chris, nasılsın?	The Ledge-1	2011
Hi. This is lovely.	Merhaba. Ev çok güzel olmuş.	The Ledge-1	2011
Yeah, you're welcome.	Rica ederim.	The Ledge-1	2011
Thank you for the gift.	Hediye için sağolun.	The Ledge-1	2011
We need this.	İhtiyacımız vardı.	The Ledge-1	2011
Would you like a glass of wine?	Birer kadeh şarap ister misiniz?	The Ledge-1	2011
Shana.	Shana.	The Ledge-1	2011
I could do that if you like.	İstersen ben yapabilirim.	The Ledge-1	2011
Thank you for having us over.	Bizi ağırladığınız için teşekkürler.	The Ledge-1	2011
Our pleasure.	Bizim için biz zevk.	The Ledge-1	2011
But I wore out the strings.	Fakat telleri eskitmişim.	The Ledge-1	2011
You doing that same essay as Harper, sacred object?	Sen de Harper'la aynı denemeyi mi yapıyorsun? Özel nesne olayını?	The Ledge-1	2011
So what's your sacred object gonna be?	Peki senin özel nesnen ne olacak?	The Ledge-1	2011
Um, a teddy bear.	Oyuncak ayı.	The Ledge-1	2011
Wow, that's pretty radical, Shana.	Oldukça esaslıymış Shana.	The Ledge-1	2011
Harper's going in a whole different direction	Harper oldukça farklı bir açıdan	The Ledge-1	2011
It's more complicated than you think.	Sandığından daha karışık.	The Ledge-1	2011
It's a good essay.	İyi bir deneme yazısı oldu.	The Ledge-1	2011
Maybe you could critique it.	Belki değerlendirirsin.	The Ledge-1	2011
You're good at that, right?	Bu konuda iyisin, değil mi?	The Ledge-1	2011
So who else is gonna get lubed?	Kimler kafayı bulmak istiyor?	The Ledge-1	2011
We don't drink.	Biz içmeyiz.	The Ledge-1	2011
But please, feel free.	Lütfen keyfinize bakın.	The Ledge-1	2011
Uh, no, thanks.	Hayır, sağolun.	The Ledge-1	2011
I'll take a water, though.	Bir bardak su alayım ben.	The Ledge-1	2011
Glass of water, Shana.	Su verir misin Shana?	The Ledge-1	2011
So what do you do, Joe?	Ne işle meşgulsün Joe?	The Ledge-1	2011
I work at the oil refinery.	Petrol rafinerisinde çalışıyorum.	The Ledge-1	2011
I'm a systems manager.	Sistem yöneticisiyim.	The Ledge-1	2011
I'm in TV. I'm an editor.	TV sektöründeyim. Editörlük yapıyorum.	The Ledge-1	2011
Yeah, right now, I'm working on a show	Şu anda, felaketlerin uzun vadeli...	The Ledge-1	2011
about the long term psychological effects	...psikolojik etkileri konulu bir şov...	The Ledge-1	2011
of disaster.	...üzerine çalışıyorum.	The Ledge-1	2011
So you guys want to watch the game here tonight?	Çocuklar bu akşamki maçı burada izlemek ister misiniz?	The Ledge-1	2011
Oh, no, thank you.	Hayır, sağolasın.	The Ledge-1	2011
No? You don't like baseball?	Hayır mı? Beysbol sevmez misin?	The Ledge-1	2011
It's okay, I guess.	Severim de, eh işte.	The Ledge-1	2011
Well, yeah, sure.	Tabii, olur.	The Ledge-1	2011
Maybe a couple innings. Why not?	Birkaç atış olabilir. Neden olmasın?	The Ledge-1	2011
How long have you two been friends?	Ne zamandır arkadaşsınız?	The Ledge-1	2011
About a year.	Bir yıl kadardır.	The Ledge-1	2011
Yeah, we're coming up on our first anniversary.	Evet, ilk yıldönümümüz yaklaşıyor.	The Ledge-1	2011
Would you mind if we prayed for you both?	İkiniz için de dua etsek sorun olur mu?	The Ledge-1	2011
Lord, thank you for this wonderful meal,	Tanrım, bu harika yemek için...	The Ledge-1	2011
and thank you for bringing these two men into our lives.	...ve bu iki adamı hayatımıza soktuğun için sana şükürler olsun.	The Ledge-1	2011
And please grant them the strength to fight	Hepimiz günahkâr olduğumuzdan, lütfen onlara...	The Ledge-1	2011
what is abominable in your eyes,	...gözünde menfur olan için savaşma gücü bağışla.	The Ledge-1	2011
And what exactly is it	Peki bizde bu kadar...	The Ledge-1	2011
that you find so abominable about us, Joe?	...menfur bulduğun şey nedir Joe?	The Ledge-1	2011
Well, it's not my judgment, Gavin.	Bu benim hükmüm değil, Gavin.	The Ledge-1	2011
It's God's.	Tanrı'nın hükmü.	The Ledge-1	2011
Well, I hope God's a good shot with those lightning bolts,	Umarım Tanrı o yıldırımlarıyla iyi bir nişancıdır...	The Ledge-1	2011
or one of us is gonna get wrongfully struck.	...yoksa birimiz haksız yere vurulacak.	The Ledge-1	2011
Well, thank you for dinner.	Yemek için sağolun.	The Ledge-1	2011
He has very strong beliefs.	Çok güçlü bir inancı vardır.	The Ledge-1	2011
So do we, Chris.	Bizim de öyle, Chris.	The Ledge-1	2011
You know, there are programs that can help you.	Biliyorsun ki, sana yardımcı olabilecek programlar var.	The Ledge-1	2011
Joe. I can	Jose. İstersen	The Ledge-1	2011
Honestly, Joe,	Açıkçası Joe...	The Ledge-1	2011
I think if you knew all the facts,	...tüm gerçekleri bilseydin...	The Ledge-1	2011
you wouldn't want me on your team.	...beni takımında istemezdin.	The Ledge-1	2011
Let me show you out.	Seni geçireyim.	The Ledge-1	2011
Well, we're here if you change your mind.	Fikrini değiştirirsen buradayız.	The Ledge-1	2011
I mean, what a hateful fucking pair.	Ne nefret dolu bir çift ya.	The Ledge-1	2011
The food wasn't even that good.	Yemek de o kadar güzel değildi.	The Ledge-1	2011