Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 165307
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
That woman is living my life. Honey, she can't live your life. | O kadın benim hayatımı yaşıyor. Tatlım, o senin hayatını yaşayamaz. O kadın, benim hayatımı yaşıyor. Tatlım, o senin hayatını yaşayamaz. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
I know you like being alone, but don't you ever get Ionely? | Biliyorum sen yalnızlığı seviyorsun ama hiç tek başına kaldın mı? Tek başına kalmayı sevdiğini biliyorum ama kendini hiç yalnız hissetmiyor musun? | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
The book club guy. | Kitap kulübündeki adam. Şu kitap kulübü herifi. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
If you like him, I like him. | Eğer sen hoşlandıysan, ben de hoşlanırım. Eğer sen beğeniyorsan, ben de beğeniyorum. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
How about those dreamy eyes? I didn't really notice. | Puslu gözleri nasıldı? Gerçekten dikkat etmedim. Ya o hülyalı gözlerine ne dersin? Gerçekten pek fark etmedim. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Well, notice. | Tamam, dikkat et. O zaman fark et. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Can you come early tomorrow since you're bringing the wine? | Yarın şarapla birlikte, biraz erken gelebilir misin? Şarabı sen getirdiğine göre, yarın biraz erken gelebilir misin? | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
That's my girls. That's my girls. That's my girls. | Bunlar benim kızlarım. İşte benim kızlarım. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
It's a smallish world, pedigreed Ridgebacks. | Şeceresi Ridgeback, küçük bir dünya. Küçük bir dünya, soyu belli tazılar. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
"Pedigreed" is... Well, it's breeding. | Şecere mi... Yani, soyu bilinen. "Soyu belli"... Üreyen demek. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Certain bloodlines are naturally more valuable. | Saf olarak soyunu taşıyanlar daha değerlidir. Bazı türler daha değerli oluyor. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Mine are out of Queenie of the Serengeti. Gorgeous hound. Gone now. | Benimkiler Queenie ve Serengeti'den. Harika tazılar. Benimkiler Serengeti Aslanı'ndan geliyor. Harika tazılardır. Nesilleri tükendi. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
I bred her to my first really important sire, Pridey. | Onu Pridey için büyütmüştüm. Onu ilk gerçek damızlığım olan Pridey ile çiftleştirmiştim. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Sire's the boy dog. Great disposition. Passed away last month. | Pridey erkek köpeğimdi. Geçen ay öldü. Damızlık köpeğimdi. Harika bir yaratıktı. Geçen ay öldü. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
I'm sorry. Thank you. | Üzgünüm. Sağ ol. Üzüldüm. Teşekkürler. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Miss him. But Queenie was the real star. | Onu özlüyorum. Ama Queenie gerçek bir stardı. Onu özlüyorum. Ama gerçek yıldız, Queenie'ydi. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Ridgebacks are matriarchal. That's one of their attractive features. | Ridgeback'ler anaerkildir. Bu da onların cezbedici özelliklerinden biri. Tazılar anaerkil olurlar. En çekici özelliklerinden biridir. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Hey, hey, hey! Sahara, off! | Hey, hey, hey! Sahara, çekil! Sahara çekil! | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Sorry. Sorry about that. | Üzgünüm. Bunun için kusura bakma. Özür dilerim. Bunun için üzgünüm. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Sahara I had to have spayed. Thyroid issues. | Sahara'yı kısırlaştırmam lazım. Thyroid yayıyor. Sahara'yı kısırlaştırmak zorunda kaldım. Tiroit sorunları vardı. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
I still show her, though. She's very competitive in her category. | Her ne kadar eğitsem de, Kategorisinde hayli iddialıdır. Yine de gösterilere çıkarıyorum. Kendi kategorisinde çok iyidir. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Yeah? Sexually altered bitch. | Yani? Hadım edilmiş fahişe. Öyle mi? Kısırlaştırılmış kancık. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Well, I got you those books. | Güzel, sana bu kitapları getirdim. Sana şu kitapları getirdim. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
You know the ones I suggested? Ursula Le Guin. | Önerdiğim kişiyi biliyorsun. Ursula Le Guin. Hani sana önerdiklerim vardı ya? Ursula Le Guin. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Oh, yeah. Thanks, that was thoughtful. | Oh, evet. Sağ ol, çok düşüncelisin. Evet. Teşekkürler, çok düşüncelisin. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
You don't have to bring a hostess gift to these meetings, FYI. | Bu toplantılara hediye getirmek zorunda değilsin. Haberin olsun, ev sahibine hediye getirmene gerek yok. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
It's just a book club. | Bu sadece bir kitap kulübü. Sadece bir kitap kulübü. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Where's the heat between Emma and Mr. Knightley? | Hani Emma ve Knightley arasındaki sıcaklık? Emma ve Bay Knightley arasındaki tutku nerede? | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
There's no animal passion. | Hiç bir ihtiras yok. Hayvansal bir şehvet yok. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Look at Frank Churchill and Miss Fairfax. | Frank Churchill ve Byn. Fairfax'a bakın. Frank Churchill ve Bayan Fairfax'a bakın. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
You can tell they're really in love because they behave so badly. | Âşık olduklarını söyleyebilirsin, çünkü çok kötü davranıyorlar. Kötü davrandıkları için birbirlerine aşık olduklarını söyleyebilirsiniz. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
And that's good? | Yani iyi mi? Yani bu iyi bir şey mi? | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Emma and Mr. Knightley, you just never feel the sex. | Emma ve Knightley, onlar hiçbir zaman seksi hissedemeyecek. Emma ve Bay Knightley, o cinselliği hiç hissedemiyorlar. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Still, I think Mr. Knightley's very yummy. Don't you? | Ben hala Knightley'in harika biri olduğunu düşünüyorum, ya siz? Yine de, bence Bay Knightley çok hoş. Ya sizce? | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
He may be my favorite of all the Austen men. | Belki tüm Austen erkekleri arasında benim favorim o. Austen erkekleri arasında en sevdiğim adam. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Sans passion I'amour n'est rien. | İhtirassız aşk olmaz. Tutku yoksa, aşk hiçbir şeydir. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
That's not Jane's theme, is it? Jane? | Bu Jane'nin teması değil, di mi? Jane? Pek de Jane'in teması sayılmaz, değil mi? Jane mi? | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
That's cozy. | Bu çok hoş. Bu çok samimi oldu. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
What we're meant to see is not the lack of passion | Görmeye çalıştığımız şey, tutkunun olmaması değil... Görmemiz gereken, şehvetin eksikliği değil,... | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
so much as the control of it, and the not giving in. | çok fazla kontrol etmesi, ve eşiyle paylaşamaması. ...onu kontrol ediş, ve kendini teslim ediştir. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Apres moi, le deluge. | Benden sonra, fırtına kopsun. Benden sonra, tufan. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
But Prudie's right, it is in all the novels. | Fakat Prudie haklı, bu tüm eserlerinde var. Ama Prudie haklı, bu bütün romanlarda var. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Sense and Sensibility, obviously. | Özellikle Aşk ve Gurur'da. Aşk ve Yaşam'da açıkça var. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Oh, and then there's Maria's infidelity in Mansfield Park. | Bir de Mansfield Park'ta Maria'nın sadakatsizliği. Sonra Mansfield Parkı'nda Maria'nın sadakatsizliği var. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
I forgot there's infidelity in Mansfield Park. | Mansfield Park'taki sadakatsizliği unuttum. Mansfield Parkı'nda, sadakatsizlik olduğunu unutmuşum. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Austen's all about keeping it zipped. | Austen her zaman üstü kapalı anlatır. Austen, bunları gizli tutmakta ustadır. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Yeah, but isn't physical attraction one of the ungovernable forces? | Evet ama bu kontrol edemediğimiz bir gücün çekimi değil mi? Evet, ama fiziksel cazibe, başa çıkılmayan tutkulardan biri değil midir? | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
You know, like gravity. That's what we like about it. | Bilirsin, yerçekimi gibi. Bu, hoşlandığımız bir şey. Yer çekimi gibi. Hoşumuza giden de bu olur zaten. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
You know, downhill, release the brakes, loosen your grip, and... | Bilirsiniz, yokuş aşağı, freni boşalmış, kontrolü kaybetmiş, ve... Yani bayır aşağıya, frenlerin boşalır, kontrolü kaybedersin, ve sonra da... | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Yeah. Love makes people crazy. | Evet. Aşk insanı çıldırtır. Evet. Aşk insanların aklını başından alır. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
It does not excuse bad behavior. I agree. | Kötü davranışından dolayı özür dilemez. Katılıyorum. Yine de yapılan hataları haklı çıkarmaz. Aynı fikirdeyim. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
And Mr. Knightley is violently in love. "Violently!" His word. | Ve Knightley ölesiye âşık. "Ölesiye!" Onun kelimesi. Bay Knightley, vahşice aşık. "Vahşice!" onun tanımı. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
And yet, he's never anything but a gentleman. | Henüz bir şey yapamamış, ama bir beyefendi. Ve şu ana kadar centilmenlik dışı davranmıyor. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Yeah, a gentleman who scolds people. Not everyone. | Evet, herkesin ağzının payını veren bir beyefendi. Herkesin değil. Evet, insanları azarlayan bir centilmen. Herkesi değil. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
You know, just Emma, just the woman that he loves. | Bilirsiniz, sadece Emma, sadece sevdiği kadın. Sadece Emma'yı, sadece sevdiği kadını. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
C'est vrai. C'est typique. | Kendine özgü ise o gerçektir. Bu doğru. Çok tipik. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
A man can do whatever he likes to the woman he loves. | Bir erkek sevdiği kadına istediğini yapabilir. Bir erkek, aşık olduğu kadına ne isterse yapabilir. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
I don't think that's what Austen's saying. | Bunu Austen'in söylediğini sanmıyorum. Austen'ın söylediği şeyin, bu olduğunu sanmıyorum. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Actually, Emma stops being crazy when she falls for Mr. Knightley. | Gerçekten, Emma, Knightley'e âşık olunca çılgınlıklarına son vermişti. Aslında, Emma Bay Knightley'e aşık olunca, deli gibi davranmayı bırakıyor. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
It's the event of the book. Love is an act of sanity. | Kitabın özü bu. Aşk akıllı davranmaktır. Kitabın anlattığı bu. Aşk, aklı başında bir olgudur. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
One thing that I noticed about Emma is the sense of menace. | Emma hakkında fark ettiğim bir şey de tehdidi sezinlemesi. Emma'da fark ettiğim şeylerden biri, tehditkâr bir hava. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
The gypsies, Jane Fairfax's boating accident, | Çingeneler, Jane Fairfax'ın kayığına çarpınca, Çingeneler, Jane Fairfax'in tekne kazası,... | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Mr. Woodhouse's worries. | Woodhouse endişelendi. ...Bay Woodhouse'ın endişeleri. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Austen's entire thesis is that none of these things are real, Grigg. | Austen'in tüm tezi, bu şeylerin hiçbirinin gerçek olmaması, Grigg. Austen'ın tüm anlatmaya çalıştığı, bunların gerçekte var olmadığıdır, Grigg. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
I mean, Emma, she acts on the basis of her fantasies. | Demek istediğim, Emma kendi fantezilerinin temelinde rol yapıyor. Söylemeye çalıştığım, Emma fantezilerine dayanarak hareket ediyor. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Yes, Grigg, I'm afraid you've just entirely missed the point. | Evet, Grigg, korkarım asıl noktayı tamamen kaçırmışsın. Evet Grigg, korkarım ana temayı kesinlikle anlayamamışsın. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
You know, I've read that the Emma plot, | Biliyorsunuz, Emma olgusunu okudum... Hani şu iyi kızın aşağılandığı Emma hikayesinin,... | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
the humbling of the pretty, know it all girl is the most popular plot of all time. | ..güzel şeylerin kibiri kırması, tüm kızlar için daima en popüler olgu budur. ...tüm zamanların en popüler hikayesi olduğunu okumuştum. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Okay. Well, what bothered me | Peki, benim canımı sıkan şey... Tamam. Şey, beni rahatsız eden... | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
was how Emma kept forcing her friend Harriet on Mr. Elton. | ..Emma'nın arkadaşı Harriet vasıtasıyla Elton'un üzerindeki baskısına devam etmesi. ...Emma'nın arkadaşı Harriet'ı, Bay Elton'la birlikte olmaya zorlamasıydı. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
And then she finds out who Harriet's father is, | Ve sonra Harriet'in babasının kim olduğunu ortaya çıkarınca... Sonra da Harriet'ın babasının kim olduğunu öğrenince,... | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
and suddenly, "Ew!" She's lucky to get the farmer. | ..birden bire " Ay! ". Çiftçiyi aldığı için şanslı. ...birden "Iğğ!". Çiftçiyi kaptığı için şanslı oluyor. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
I think Jane was being ironic there. I think some readers might miss that. | Bence, orada Jane biraz alaycı oluyor. Bazı okurlar onu kaçırmış olabilir. Bence Jane ironik olmaya çalışıyordu. Bazı okuyucular bunu kaçırmış olabilir. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Emma's a snob. Please. | Emma bir züppe. Lütfen. Emma bir züppe. Haydi ama. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
People are instinctively drawn to partners who are their near equal in looks. | İnsanlar içgüdüsel olarak kendilerinle aynı özelliklerdeki kişileri seçerler. İnsanlar, görünüşte kendilerine yakın olanlara, içgüdüsel bir çekim hissederler. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
The pretty marry the pretty, the ugly the ugly. | Güzel, güzel ile evlenir, çirkin ise çirkin ile. Güzeller, güzellerle evlenir, çirkinler de çirkinlerle. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
To the detriment of the breed, in my opinion. | Bana göre, yetişmenin bir sonucu. Benim fikrime göre, üremenin hayrı için. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
God, you're such an Emma. Isn't she? | Tanrım, aynı Emma gibisin. Değil mi? Tanrım, tam bir Emma'sın. Öyle değil mi? | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
You'd love to pair up the whole world, from dogs to people. | Köpeklerden insanlara, tüm dünyayı eşleştirmeyi seviyorsun. Köpeklerden insanlara kadar tüm dünyayı bir araya getirmeye bayılıyorsun. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Put me together with Daniel. | Beni Daniel ile birlikte koydun. Daniel ile beni de bir araya getirmişti. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
And you had beautiful children. | Ve çok güzel çocukların var. Ve çok güzel çocuklarınız oldu. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Oh, no, don't get up, Jocelyn. I'll get the tea. Sorry. | Oh, hayır, sen dur, Jocelyn. Çayımı ben alacağım. Sen kalkma, Jocelyn. Çayı ben getiririm. Affedersin. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
I hope we didn't scare Grigg away. | Umarım, Grigg'i korkutmamışızdır. Umarım Grigg'i korkutmamışızdır. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Yeah, he sure got out of here fast. Yeah, we'll toughen him up. | Evet, buradan hızlı bir şekilde gitti. Evet, onu biraz sertleştirdik. Arkasına bakmadan kaçtığına eminim. Evet, onu biraz güçlendireceğiz. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Was the book club a bad idea? | Kitap kulübü kötü bir fikir miydi? Kitap kulübü, kötü bir fikir miydi? | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Austen has a way of making you forget that most marriages end in divorce. | Austen'in çoğu evliliğin boşanmayla sonuçlandığını unutturacak bir tarzı vardır. Austen'ın, çoğu evliliğin boşanmayla bittiğini unutturan bir yanı var. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Well, she's all about the weddings, Jane. | Güzel, tüm evlilikler ile ilgili, Jane. Her şey evlilikle ilgili Jane. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Yeah, "Jane." Did you catch that? | Evet, "Jane. " Yakalayabildin mi? Evet "Jane". Fark ettiniz mi? | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Oh, Prudie? "Jane and I, we know our themes." | Oh, Prudie? "Jane ve ben, biz ne olduğumuzu biliriz. " Prudie mi? "Jane ve ben, konularımızı biliriz." | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
And why did she have to speak in French? | Fransızca konuşmak zorunda mı? Neden Fransızca konuşmak zorunda ki? | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
And if so, couldn't she do it in France, where it's less noticeable? | Eğer öyleyse, neden Fransa'da konuşmuyor? Orada pek dikkat çekmez. Öyleyse de, neden Fransa'da, daha az fark edilebilecek bir yerde yapmıyor? | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
I feel for Prudie. She's married to a complete Neanderthal. | Prudie için üzülüyorum. Tam bir mağara adamıyla evlenmiş. Prudie'yi anlayabiliyorum. Tam bir Neandertal ile evli. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Okay, I will call you when I land in Dallas. You know what? | Peki, Dallas'a inince seni ararım. Neden biliyor musun? Tamam. Dallas'a indiğimde seni ararım. Biliyor musun? | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Let me call you when I check in the hotel if there's time before the game, | Aslında otele gidince seni arayacaktım. Ama zamanım olmayabilir... Otele varınca arayayım, eğer maçtan önce vakit olursa,... | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
'cause we're gonna wanna get there early. Whatever, okay. | ..çünkü maça erken gitmek istiyoruz. Her neyse, tamam. ...oraya biraz erken gitmek istiyoruz da. Her neyse, tamam. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Have fun with your mom. | Annen ile iyi eğlenceler. Sana annenle iyi eğlenceler. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Hey, Sky. Hi. Hi. | Hey, Sky. Selam. Selam. Selam Sky. Selam. Selam. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Mom, you were supposed to sit with the car. | Anne, arabada bekleyecektin. Anne, arabada oturman gerekiyordu. | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
I'm gonna get a ticket! | Bilet almaya gitmiştim! Ceza yiyeceğim! | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |
Yo! Get some ass! | Hey! Kıçımı al! Yo! Bir kaç kıç getir! | The Jane Austen Book Club-4 | 2007 | ![]() |