Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 165101
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| but in the end, he realized that he loved me. | ...ama sonunda, beni sevdiğini fark etti. ama sonunda,beni sevdiğini fark etti. | The Insatiable-1 | 2006 |  |
| He loved me from the start. | Beni başından beri seviyordu. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Oh. Poor creature is so frightened. | Zavallı yaratık çok korkmuştu. Oh.Zavallı yaratık çok korkmuştu. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Even though he doesn't sense any malice, | Hiçbir kötülük hissetmemesine rağmen,... Hiçbir kötülük hissetmemesine rağmen, | The Insatiable-1 | 2006 | |
| he knows what has to happen. | ...olacakları biliyordu. olacakları biliyordu. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| What? What? Why? | Neden? Ne? Nasıl? Neden? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I'm hungry. | Açım çünkü. Açım. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Oh, good. | Güzel. Ah,güzel | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I was afraid you weren't back yet. | Dönmemiş olduğundan korkuyordum. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Um, there was a lot left over and I just, | Yemeğin büyük bir kısmı kaldı,... Yemeğin büyük bi kısmı kaldı,... Yemeğin büyük bi kısmı kaldı,... Um, yemeğin büyük bir kısmı kaldı, | The Insatiable-1 | 2006 | |
| you know, didn't want it to go to waste. | ...ben de bilirsin, israf olmasını istemedim. ben de bilirsin,israf olmasını istemedim. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Can I come in? | Girebilir miyim? Girebilir miym? Girebilir miym? Girebilir miym? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Yeah, sure. | Evet, tabii. Evet,tabi. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| If you want some, Harry, just come and get it. | İstiyorsan gel ve al, Harry. İstiyorsan gel al, Harry. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I thought... | Düşündüm ki... Düşündüm kü... | The Insatiable-1 | 2006 | |
| You thought that I brought you lasagna because I wanted you to kiss me? | Buraya lazanyayı beni öpmeni istediğim için mi getirdiğimi... Buraya lazanyayı beni öpmeni istediğim için mi getirdiğimi düşündün? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I wanted to do something nice foryou | ...düşündün? Senin için güzel bir şey yapmak istedim... ...düşündün? Senin için güzel bi şey yapmak istedim... ...düşündün? Senin için güzel bi şey yapmak istedim... Senin için güzel bir şey yapmak istedim | The Insatiable-1 | 2006 | |
| because you fixed my garbage disposal | ...çünkü çöp öğütücümü onardın. çünkü çöp öğütücümü onardın. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I'm sorry, Cyndi. I totally misread the situation. | Özür dilerim, Cyndi. Durumu tamamen yanlış anlamışım. Üzgünüm, Cyndi. Durumu tamamen yanlış anlamışım. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Well, what did you think? | Ne düşünüyordun? Peki,ne düşünüyordun? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| You're a really great guy, Harry, but I neverthought of you like that. | Gerçekten harika birisin, Harry, ama seni hiç böyle düşünmemiştim. Gerçekten harika bir adamsın, Harry, ama seni hiç böyle düşünmemiştim. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Especially not anything physical or sexual | Özellikle de fiziksel ya da cinsel açıdan. Özellikle fiziksel ya da cinsel açıdan. Özellikle fiziksel ya da cinsel açıdan. Özellikle fiziksel ya da cinsel açıdan. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| It's okay, Harry. I tend to put my hands on people, | Önemli değil, Harry. İnsanlarla çabuk samimi oluyorum,... Pekala, Harry. İnsanlarla çabuk samimi oluyorum, | The Insatiable-1 | 2006 | |
| and I'm kind of flirtatious. I can see how you got the idea. | ...ve cilveli biriyim. Neden böyle düşündüğünü biliyorum. ve cilveli biriyim. Neden böyle düşündüğünü biliyorum. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I didn't mean to lead you on. | Ama seni böyle yönlendirmek istememiştim. Ama seni böyle yönledirmek istememiştim. Ama seni böyle yönledirmek istememiştim. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| If it's okaywith you, | Senin içinde sakıncası yoksa,... Senin içinde sakıncası yoksa, | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I'd rather just feel like an idiot by myself. | ...kendimi aptal olarak görmek istiyorum. kendimi bir aptal olarak görmek istiyorum. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| You don't have to feel like an idiot, Harry. | Aptal hissetmek zorunda değilsin, Harry. Aptal olarak hissetmek zorunda değilsin, Harry. Aptal olarak hissetmek zorunda değilsin, Harry. Kendini bir aptal olarak hissetmek zorunda değilsin, Harry. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| A girl would be lucky to have a guy like you. | Senin gibi birine sahip olan kız çok şanslıdır. Senin gibi birine sahip olan kız şanslıdır. Senin gibi birine sahip olan kız şanslıdır. Senin gibi birine sahip olan kız şanlıdır. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Tatiana: Harry. Harry. | Harry. Harry. Tatiana: Harry. Harry. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I know you're lonely. | Yalnız olduğunu biliyorum. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I know you want someone. | Birini istediğini biliyorum. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Take me, Harry. | Beni al, Harry. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I've always been yours. | Hep senindim. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Don't you want me, Harry? | Beni istemiyor musun, Harry? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| You can have me. | Beni alabilirsin. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| All you have to do is sayyes. | Yapman gereken tek şey. Yapamn gereken tek şey. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Yes. | Evet, demek. Evet demek. Evet demek. Evet demek. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I know what you need, Harry. | Neye ihtiyacın olduğunu biliyorum, Harry. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I can give it to you. | Onu sana verebilirim. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I want... Mmm. | Ben istiyorum... Mmm. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| To give it you. | Sana vermek istiyorum. Sana vermek isiyorum. Sana vermek isiyorum. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| All you have to do is let me out of this cell. | Yapman gereken tek şey beni bu hücreden çıkarmak. Yapaman gereken tek şey beni bu hücreden çıkarmak. Yapaman gereken tek şey beni bu hücreden çıkarmak. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Harry Yes. | Evet. Harry Evet. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Is there something ele you need? | İhtiyacın olan başka bir şey mi? İhtiyacın olan başka bi şey mi? İhtiyacın olan başka bi şey mi? İhtiyacın olan başak bir şey mi? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Is this better? | Böyle daha mı iyi? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Mind if I ask what you're doing? | Ne yaptığını sorabilir miyim? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| It's a special project. | Bu özel bir proje. Bu özel bi proje. Bu özel bi proje. Bu özel bir proje. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Special project, my ass. | Senin saçma projen. Kıçımın,özel projesi. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| No P.O., no work order, | Ne çalışma usulüne, ne siparişe,... Ne çalışma usulü yok, ne sipariş,... Ne çalışma usülü yok, ne sipariş,... Çalışma usülü yok, herhangi bir iş emri yok, | The Insatiable-1 | 2006 | |
| no authorization of any kind, or I'm a fuckin' virgin, | ...ne herhangi bir yetki var, ya da ben ahmağın tekiyim,... ...ne herhangi bi yetki var, ya da ben ahmağın tekiyim,... ...ne herhangi bi yetki var, ya da ben ahmağın tekiyim,... hiçbir yetkilendirme yok, ya da ben lanet bir bakireyim, | The Insatiable-1 | 2006 | |
| and you know betterthan that. | ...bunu biliyorsun. ve bundan daha iyisini bilirsin. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Oh, you didn't like that answer. | Cevabı beğenmedin. Oh, cevabı beğenmedin. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Uh uh. Okay. | Tamam. Uh uh. Tamam. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Um, let me give you a new answer, then. | O zaman sana yeni bir cevap vereyim. O zaman sana yeni bi cevap vereyim. O zaman sana yeni bi cevap vereyim. Um,o zaman sana yeni bir cevap veriyim. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Um, I've recently acquired a taste for modern art, and now I'm a sculptor. | Modern sanatlarla ilgilenmeye başladım ve artık bir heykeltıraşım. Modern sanatlarla ilgilenmeye başladım ve artık bi heykeltıraşım. Modern sanatlarla ilgilenmeye başladım ve artık bi heykeltıraşım. Um,Modern sanatlarla ilgilenmeye başladım ve artık bir heykeltıraşım. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Yeah. And myfavorite medium, actually, is steel, and this piece... | Evet. En sevdiğim malzeme çelik... Evet. En zevdiğim malzeme çelik... Evet.En zevdiğim malzeme çelik ve bu parça.... | The Insatiable-1 | 2006 | |
| This specific piece illustrates the futility of struggle | ...ve bu parça bu özel parça sözde olmayan... Bu özel parça sözde olmayan | The Insatiable-1 | 2006 | |
| against the allegedly nonexistent postmodern societal constraints. | ...post modern baskılara karşı direnmenin nafile olduğunu betimliyor. ...postmodern baskılara karşı direnmenin nafile olduğunu betimliyor. postmodern baskılara karşı direnmenin nafile olduğunu betimliyor. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| So, if you'll excuse me... | Şimdi izninle, lütfen. Şimdi izninle... Şimdi izninle... Yani,afedersin... | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Oh. Oh, okay. | Tamam. Oh. Oh, tamam. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| All right, you know what? | Tamam, biliyor musun? Tamam,biliyor musun? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Atlanta's gonna hear about this, | Atlanta bunu duyacak,... Atlanta bunu duyacak, | The Insatiable-1 | 2006 | |
| and when they do, I'm gonna have your ass. | ...ve duyduklarında, fena halde yanacaksın. ...ve duyduklarında, fena halde yanacak. ...ve duyduklarında, fena halde yanacak. ve duyduklarında, kıçın fena halde yanacak. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Keep welding. | Kaynağa devam et. Kaynağına devam et. Kaynağına devam et. Kaynağına devam et. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Um, it's for, uh, you and me. | Bu, senin ve benim için. Um,ah,senin ve benim için. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| You know, us. | Bilrsin, bizim. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| And the shackle in the middle? | Ortasındaki boyunduruk ne? Ve ortadaki boyunduruk ne? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| It's foryour neck. | Boynun için. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| So you don't lose control while we're... | Kontrolü kaybetmezsin şey yaparken... Kontrolu kaybetmezsin şey yaparken... Yani,kontrolu kaybetmezsin şey yaparken... | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Bitch. | Pislik. Orospu. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Meter reader: | Meter reader: | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Tatiana: Help me. | Yardım edin. Tatiana: Yarım edin. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Meter reader: Who... Who's there? | Kim... Kim var orada? Meter reader: Kim... Kim var orda? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| He hurts me. | Beni dövüyor. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| When it's dark and no one's around. | Karanlık çökünce, herkes gidince. Karanlık çökünce ve herkes gidince. Karanlık çökünce ve herkes gidince. Karanlık çökünce ve herkes gidince. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| What the... | Bu da... Ne... | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I'll go get the police. | Gidip polis çağıracağım. Gidip polis çağıracam. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Don't worry. I'll be right back. | Merak etme. Hemen döneceğim. Merak etme.Hemen dönecem. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I'm just gonna go get help. No! | Sadece gidip yardım çağıracağım. Hayır! Sadece gidip yardım çağıracam. Hayır! | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Oh, shit! | Lanet olsun! Hassiktir! Hassiktir! Hassiktir! | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Shit. | Lanet olsun. Hassiktir. Hassiktir. Hassiktir. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| What the fuck did you do?! | Sen ne halt etin! Sen ne halt yaptın! Sen ne halt yaptın! Sen ne halt yaptın?! | The Insatiable-1 | 2006 | |
| What I'm supposed to do. | Ne yapmam gerekiyordu? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I'm a vampire, remember? | Ben vampirim, unuttun mu? Ben bir vampirim,unuttun mu? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| This is what I do. This is what I am. | Ben böyle yaparım. Bu benim işte. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I told you to get me a victim, | Bana bir kurban bulmanı söylemiştim,... Bana bi kurban bulmanı söylemiştim,... Bana bi kurban bulmanı söylemiştim,... Bana bir kurban bulmanı söyledim, | The Insatiable-1 | 2006 | |
| somebodythat nobodywould miss, but no. | ...kimsenin özlemeyeceği birini, ama hayır... ...kmsenin özlemeyeceği birini, ama... ...kmsenin özlemeyeceği birini, ama... kmsenin özlemeyeceği birini, ama hayır. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| No, you couldn't do that. | ...sen bunu yapmadın. Hayır,sen bunu yapmadın. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| So this is what happens. | İşte bu oldu. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I bought you the rabbits! Know what? | Sana tavşanlar getirdim! Biliyor musun? Sana tavşanlar getrisim! Biliyor musun? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Fuck the rabbit and fuck you, too, Harry. | Senin de tavşanların da canı cehenneme, Harry. Senin de tavşanının da canı cehenneme, Harry. Senin de tavşanı'nın da canı cehenneme, Harry. Senin ve tavşanı'nın da canı cehenneme,Harry. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| I need human blood. | İnsan kanına ihtiyacım var. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| You want to feed a rabbit to something, buy a snake. | Tavşanla bir şeyi beslemek istiyorsa, bir yıIan al kendine. Tavşanla bi şeyi beslemek istiyorsa, bi yılan al kendine. Tavşanla bi şeyi beslemek istiyorsa, bi yılan al kendine. Tavşanla bir şeyi beslemek istiyorsa,bir yılan al kendine. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| From now on, you're gonna get me what I need, | Şu andan itibaren, bana ihtiyacım olanı getireceksin,... Şu andan itibaren, bana ihtiyacım olanı getireceksin, | The Insatiable-1 | 2006 | |
| or I'm gonna wither away and die. | ...yoksa pörsüyerek öleceğim. ya da kaybolup ölecem. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| And I'm guessing you don't have the stomach forthat. | Sanırım miden bunu kaldırmaz. Ve sanırım miden bunu kaldırmaz. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| Okay. Okay, okay. | Tamam, pekala. Tamam, tamam, pekala. Tamam, tamam, pekala. Tamam,tamam,tamam. | The Insatiable-1 | 2006 | |
| You know what? | Bak ne diyeceğim? Bak ne diyecem? | The Insatiable-1 | 2006 | |
| We're gonna talk about this later. | Bunu daha sonra konuşacağız. | The Insatiable-1 | 2006 | |
