Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 164903
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Yeah, I think he removed his headset. | Sanıyorum kulaklığı çıkarmış. Evet, sanırım kulaklıklarını çıkardı. Evet, sanırım kulaklıklarını çıkardı. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Well, will you tell him to put his radio back on, please? | Söyle ona, o kulaklığı taksın. Peki, telsizini tekrar takmasını söyler misin? Peki, telsizini tekrar takmasını söyler misin? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Hey, James! | Hey, James! James! James! | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Sergeant Sanborn is asking if you'll please put your headset back on. | Çavuş Sanborn, kulaklığı tekrar takmanı istiyor. Çavuş Sanborn, kulaklıklarını tekrar takmanı rica ediyor. Çavuş Sanborn, kulaklıklarını tekrar takmanı rica ediyor. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Uh... that's a negative. | Olumsuz. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
That, yeah, that's not going to happen. | Takmayacak gibi duruyor. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
I got eyes on three guys at the Minaret at 6:00. | 6:00 yönünde minarenin üstünde üç kişi gördüm. Altı yönünde, minaredeki 3 adamı izliyorum. Altı yönünde, minaredeki 3 adamı izliyorum. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
What the hell is he doing? I don't know what the fuck he's doing. | Gene ne yapıyor? Bilmiyorum, kafasına göre takılıyor. Ne halt ediyor? Ne halt ettiğini bilmiyorum. Ne halt ediyor? Ne halt ettiğini bilmiyorum. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Looks like, he's checking the oil. | Yağı kontrol ediyor galiba. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
They're communicating with your cameraman. | Kameraman ile iletişimdeler. Senin kameralı adamla haberleşiyorlar. Senin kameralı adamla haberleşiyorlar. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
This is real bad man. | Bu harbiden kötü, ahbap. Bu çok kötü, adamım. Bu çok kötü, adamım. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Get behind the Jersey barrier. | Bariyerin arkasına geç. Beton bariyerlerin arkasına geç. Beton bariyerlerin arkasına geç. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
I can't see James from here. | Buradan James'i göremiyorum. James'i buradan göremiyorum. James'i buradan göremiyorum. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Get down now! | Hemen aşağı in. Yere yat! Yere yat! | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
We can go! | Gidebiliriz. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Bastard. | Şerefsiz. Şerefsiz! Şerefsiz! | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
We're done. | Görev tamamlandı. İşimiz tamam. İşimiz tamam. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Sanborn, let's get out of here. | Sanborn, hadi gidelim. Sanborn, gidelim buradan. Sanborn, gidelim buradan. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
That was good. | Harbiden iyidi. Bu iyiydi. Bu iyiydi. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Hey, James. What? | Hey, James, Ne var? James. Ne? James. Ne? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Never turn your headset off again. | Bir daha asla kulaklığını çıkarma. Bir daha asla kulaklıklarını çıkarma! Bir daha asla kulaklıklarını çıkarma! | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
You the guy in the bomb suit? | Bomba imha kıyafeti giyen, sen miydin? Bomba kıyafetini sen mi giyiyordun? Bomba kıyafetini sen mi giyiyordun? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
No, sir. Sir, that's Sergeant James. He's right here. | Hayır, komutanım Çavuş James'di. İşte orada. Hayır, hayır, efendim. Giyen Çavuş James idi. Burada... Hayır, hayır, efendim. Giyen Çavuş James idi. Burada... | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Hey. James. Yeah? | Hey, James. Evet? James! Ne? James! Ne? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Someone's here to see you. | Birileri seni görmek istiyor. Biri seni soruyor. Biri seni soruyor. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
You the guy in the flaming car, Sergeant James? | Adamın arabasını yakmışsın. Çavuş James? Yanan arabanın yanındaki sen miydin, Çavuş James? Yanan arabanın yanındaki sen miydin, Çavuş James? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Afternoon, sir. Uh, yes, sir. | Evet, komutanım. Öğleden sonra, efendim. Evet, efendim. Öğleden sonra, efendim. Evet, efendim. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Well, that's just hot shit. | Zaten sıcak be adam. Bu inanılmazdı. Bu inanılmazdı. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
You're a wild man, you know that? | Sen yabani bir adamsın. Çılgın herifin tekisin, biliyorsun musun? Çılgın herifin tekisin, biliyorsun musun? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Uh, yes, sir. He's a wild man. | Evet komutanım. Yabani herifin teki bu. Evet, efendim. Çılgın bir adam... Evet, efendim. Çılgın bir adam... | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
You know that? | Biliyor musunuz? ...biliyor musunuz? ...biliyor musunuz? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
I want to shake your hand. | Elini sıkmak istiyorum. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Thank you, sir. Yeah. | Sağ olun, komutanım. Evet. Teşekkürler, efendim. Evet. Teşekkürler, efendim. Evet. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
How many bombs have you disarmed? | Kaç bomba imha ettin? Kaç tane bombayı imha ettin? Kaç tane bombayı imha ettin? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Uh, I'm not quite sure. | Emin değilim. Tam olarak emin değilim. Tam olarak emin değilim. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Sergeant? Yes, sir. | Çavuş? Evet komutanım. Çavuş? Evet, efendim. Çavuş? Evet, efendim. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Eight hundred seventy three, sir. | 873 tane komutanım. 873 tane efendim. 873 tane efendim. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Eight hundred! And seventy three. | Sekiz yüz yetmiş üç. 873 mü? 873 mü? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
That's just hot shit. | Vay anasına. Süper bir şey. Süper bir şey. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Eight hundred and seventy three. | Tam 873 tane 873. 873. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Counting today, sir, yes. That's gotta be a record. | Bugün saydım komutanım. Bu bir rekor olmalı. Bugünkünü de sayarsak evet, efendim. Bu bir rekor olmalı. Bugünkünü de sayarsak evet, efendim. Bu bir rekor olmalı. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
What's the best way to... go about disarming one of these things? | Bu işin en iyi yanı nedir? Neyini sevdin? Bunlardan birini imha etmenin en iyi yolu nedir? Bunlardan birini imha etmenin en iyi yolu nedir? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
The way you don't die, sir. | İşin ucunda ölüm var. Ölmediğiniz yol en iyisidir, efendim. Ölmediğiniz yol en iyisidir, efendim. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
That's a good one. | Bu iyidi. İyiymiş. İyiymiş. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
That's spoken like a wild man. That's good. | Vahşi bir adam için, bu konuşma iyi sayılır. Çılgın biri gibi konuştun şimdi, aferin. Çılgın biri gibi konuştun şimdi, aferin. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Hey, what's up, man? Oh, hey, wait a minute. | Hey, naber adamım? Hey bir dakika bekle. Nasıl gidiyor, dostum? Selam, bir dakika. Nasıl gidiyor, dostum? Selam, bir dakika. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Look who it is. | Bakın kimler gelmiş... | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
I want my five bucks back, buddy. | 5 dolarımı geri istiyorum ahbap. 5 papelimi geri istiyorum, dostum. 5 papelimi geri istiyorum, dostum. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Five dollars for what, man? You crazy now? | 5 dolar mı? Ne için? Şimdi de delirdin mi?? Niçin 5 dolarını istiyorsun, adamım? Delirdin mi? Niçin 5 dolarını istiyorsun, adamım? Delirdin mi? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. The DVD you sold me was crap. | Sattığın film berbattı. Bana sattığın DVD berbattı. Bana sattığın DVD berbattı. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
You crazy, man. That's impossible. It's Hollywood special effects. | Delirmişsin. Bu imkânsız. En iyi özel efektler var filmde. Delirmişsin, dostum, bu imkansız. Hollywood özel efektleri vardı içinde. Delirmişsin, dostum, bu imkansız. Hollywood özel efektleri vardı içinde. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
No. It was shaky. It was out of focus, buddy. | Titremeyi bırakta benim işe odaklan. Hayır, berbattı. Tamamen konudan uzaktı, dostum. Hayır, berbattı. Tamamen konudan uzaktı, dostum. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
What, you want donkey porn? It's crap. | Eşek pornosu ister misin? İğrenç. Ne, yoksa eşek pornosu mu istiyorsun? Berbat... Ne, yoksa eşek pornosu mu istiyorsun? Berbat... | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Girls on dog? Gay sex, man? | Köpek kız mı, eşcinsel seks mi? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Anything you want, you get. | Ne istersen getiririm. İstediğin her şeyi bulurum. İstediğin her şeyi bulurum. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
I hook you up, man. | Ben senin için varım. Anlaşalım, dostum. Anlaşalım, dostum. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
All right. What... what's your name? | Pekâlâ. Adın nedir? Peki, adın ne senin? Peki, adın ne senin? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Beckham. Beckham like the soccer player? | Beckham. Futbolcu Beckham mı? Beckham. Futbolcu Beckham gibi mi? Beckham. Futbolcu Beckham gibi mi? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, man. It's like soccer player. Now give me my ball. | Aynen o, adamım. Şimdi bana topumu ver. Evet, futbolcu olan gibi, şimdi topumu ver bana. Evet, futbolcu olan gibi, şimdi topumu ver bana. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Are you a soccer player? | Futbol mu oynuyorsun? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, man. Best of the best. I'm better than Beckham. | Evet. Süperinde süperiyim. Beckham'dan bile daha iyiyim. Evet, en iyinin iyisiyim, Beckham'dan daha iyiyim. Evet, en iyinin iyisiyim, Beckham'dan daha iyiyim. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
You play goalie? | Kaleci olur musun? Evet, olurum. Tamam. Kaleci misin? Evet, kaleciyim. Kaleci misin? Evet, kaleciyim. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
I'll make you a deal. If you can stop the ball, I'm going to give you five bucks, | Eğer şutu kurtarırsan sana 5 dolar veririm. Tamam, hadi bir anlaşma yapalım, topu yakalarsan sana 5 Dolar vereceğim... Tamam, hadi bir anlaşma yapalım, topu yakalarsan sana 5 Dolar vereceğim... | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
but if you can't... And what if... what if I can't? | Eğer kurtaramazsan... Ya eğer kurtaramazsam? ...ama yakalayamazsan... 5 Dolar mı? Peki yakalayamazsam ne? ...ama yakalayamazsan... 5 Dolar mı? Peki yakalayamazsam ne? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Listen to me. If I score, I'm going to keep your ball. | Beni dinle. Eğer golü atarsam topun benim olur. Dinle, eğer golü atarsam, top ben de kalır. Dinle, eğer golü atarsam, top ben de kalır. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Get up there. | Geç bakalım şuraya. Geç şuraya. Geç şuraya. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Let's see what you got hot stuff. Are you ready? | Abanmak yok? Hazır mısın? Görelim bakalım nasılmışsın. Hazır mısın? Görelim bakalım nasılmışsın. Hazır mısın? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
On three. Ready? | 3 deyince, hazır mısın? Üç dediğimde, hazır mısın? Üç dediğimde, hazır mısın? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
One, two, three. Aahh! | 1 2 3 Bir, iki, üç. Bir, iki, üç. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Shit. | Olamaz. Kahretsin. Kahretsin. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Come on. Where's the five dollars? Man, come on. | Nerede benim 5 dolarım. Hadi bakalım. Hadi ama dostum, 5 Dolarım nerede? Hadi ama dostum, 5 Dolarım nerede? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
All right, I got ya. Good job, dude. | Tamam, iyi işti, dostum. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Here's five. | Al bakalım 5 doların. Al bakalım beşlik. Al bakalım beşlik. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
You're an EOD, boomala, boomala. | Sen bomba imha timinden misin? Sen bir bomba imha uzmanısın. Sen bir bomba imha uzmanısın. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
It's fun, no? | Eğlenceli mi değil mi? Eğlenceli, değil mi? Eğlenceli, değil mi? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
It's cool? It's gangster. | Harika, aynı haydutlar gibi. Müthiş bir şey, sıkı bir şey. Müthiş bir şey, sıkı bir şey. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Yeah? Yeah, I think so. | Öyle mi? Evet, öyle sanırım. Değil mi? Evet, sanırım. Değil mi? Evet, sanırım. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Tell you what, I'm going to buy... | Bak ne diyeceğim. Bir şeyler almaya gidiyorum. Bak ne diyeceğim, bir tane daha... Bak ne diyeceğim, bir tane daha... | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Let me see if I have enough money, yeah. Five. | Eğer varsa 5 dolara diğer filmlerden almak istiyorum. Dur bakalım yeterli param var mıymış, evet, 5 Dolar. Dur bakalım yeterli param var mıymış, evet, 5 Dolar. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
I'm going to buy another DVD, okay? | Başka film almaya gidiyorum tamam mı? Bir tane daha DVD alacağım, tamam mı? Bir tane daha DVD alacağım, tamam mı? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
But if it's shakey... look at me... or out of focus... | Titremeden, heyacan yapmadan, odaklan ve bana bak. Ama kötüyse, bana bak, ya da konudan uzaksa... Ama kötüyse, bana bak, ya da konudan uzaksa... | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
or any way not 100%. | Veya herhangi bir şekilde değil. ...veya izlenecek bir şey değilse... ...veya izlenecek bir şey değilse... | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
I'm going to chop off your goddammed head with a dull knife. | Yoksa seni bıçakla dilim, dilim doğrarım. ...o lanet kafanı kör bir bıçakla kesip koparırım. ...o lanet kafanı kör bir bıçakla kesip koparırım. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
How do you feel about that? I'm just kidding. | Şimdi nasıl hissediyorsun. Sadece şaka yapıyorum. Nasıl hissediyorsun peki? Şaka yapıyorum. Nasıl hissediyorsun peki? Şaka yapıyorum. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Here. You're a good kid, man. You're a good kid, aren't ya? | Sen iyi bir çocuksun değil mi? Al bakalım, sen iyi bir çocuksun. İyi bir çocuksun, değil mi? Al bakalım, sen iyi bir çocuksun. İyi bir çocuksun, değil mi? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Hi, sir. How are you? | Merhaba, komutanım. Nasılsın? Selam, efendim. Nasılsın? Selam, efendim. Nasılsın? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
I'm good. Good. | İyiyim. Güzel İyiyim. İyi. İyiyim. İyi. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
What's wrong? Brakes are squeaking. | Sorun nedir? Frenler gıcırdıyor. Sorun ne? Frenler gıcırdıyor. Sorun ne? Frenler gıcırdıyor. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Don't trust the mechanics around here. You know. | Mekaniğine güveniyorum. Anlarsınız? Buralardaki tamircilere güvenmemek gerek. Buralardaki tamircilere güvenmemek gerek. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
So, how you doing? Good. | Ee, ne var ne yok? Hep aynı. Peki, siz nasılsınız? İyi. Peki, siz nasılsınız? İyi. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
I just want to check the oil. | Yağını kontrol etmek istiyorum. Yağı kontrol etmek istedim. Yağı kontrol etmek istedim. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, it's good to sleep, eating well... | Uyku için güzel beslenmek şart. Uyumak ve güzel yemek yemek iyi. Uyumak ve güzel yemek yemek iyi. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
I'm feeling pretty squared away, actually, doc. | Aslında oldukça iyi hissediyorum. Aslında biraz kendime geldim, doktor. Aslında biraz kendime geldim, doktor. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Good to hear it. | Bunu duyduğuma sevindim. Duyduğuma sevindim. Duyduğuma sevindim. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
So, you getting along with the other soldiers in your unit? | Kendi askerlerin hakkında ne düşünüyorsun? Takımındaki diğer askerlerle anlaşabiliyor musun? Takımındaki diğer askerlerle anlaşabiliyor musun? | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. My team's great. My team leader is inspiring. | Evet, takımım mükemmel. Takım liderimiz ilham veriyor. Evet, takımım muhteşem, takım liderim de çok ilham verici. Evet, takımım muhteşem, takım liderim de çok ilham verici. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
Are you being sarcastic, soldier? No. | Sizin asker alaylı mı? Hayır. Bir şey mi ima ediyorsun, asker? Hayır. Bir şey mi ima ediyorsun, asker? Hayır. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
He's going to get me killed, | Beni korumak için, Dün neredeyse onun yüzünden ölecektim... Dün neredeyse onun yüzünden ölecektim... | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
almost died yesterday. | dün neredeyse ölüyordu. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |
At least I'll die in the line of duty, proud and strong. | En azından görev, gurur ve güç veriyor. ...en azından görev sırasında, onurlu ve güçlü öleceğim. ...en azından görev sırasında, onurlu ve güçlü öleceğim. | The Hurt Locker-1 | 2008 | ![]() |