Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15843
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
In any case, I don't think this town is... | Her halükarda, bu köy bunu... Her halükârda, bu kasabanın... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Did he ask for me? | Beni mi çağırdı? Beni sordu mu? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What? Yeah... | Ne? Evet... Ne? Evet... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Did uncle? | Dayım? Dayım, sordu mu? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I think if I talk to him... | Eğer onla konuşursam... Sanırım onunla konuşursam... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Alright. | Peki. Pekâlâ. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What I'm trying to say is... | Demek istediğim... Söylemeye çalıştığım şey... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I understand what you meant. | Ne demek istediğini anladım. Ne demek istediğini anlıyorum. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I tried hard. | Çok uğraştım. Çok çabaladım. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I really tried hard. | Gerçekten elimden geleni yaptım. Gerçekten çok çabaladım. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Se jin. | Se jin. Se jin. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Ouch! | Ouch! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What are you doing? | Ne yapıyorsun sen? Ne yapıyorsun? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I thought you were dead. | Ben, öldün sandım. Öldüğünü sanmıştım. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You little runt! | Seni küçük velet! Seni küçük serseri! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
This is how you do it. I definitely saw it before! | Yapman gereken bu. Görmüştüm ben bunu. Böyle yapılıyor. Bu kesinlikle daha önce gördüm! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You saw what exactly? | Neyi gördün? Tam olarak ne gördün? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
That guy! The bike man. | Adamı! Bisikletçiyi. O adam! Bisikletli adam. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Bike? | Bisikletçi? Bisiklet mi? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Last time I forgot to check the CCTVs. | Geçen sefer kamera kayıtlarına bakmayı unutmuştum. Geçen sefer CCTV'leri kontrol etmeyi unuttum. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
They're checked for all investigations. | Şimdi kontrol edilirler. Tüm soruşturmalarda kontrol edilirler. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
How many are there in each bus? | Otobüste kaç tane vardı? Her otobüste kaç tane var? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Around 4. | Dört tane. Yaklaşık olarak 4 tane. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
In the front and back? Yeah. | İki önde, iki arkada? Evet. Arkada ve önde mi? Evet. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What time do you usually get off work? | İşten kaçta çıkıyorsun genelde? İşten genellikle ne zaman çıkıyorsun? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Sorry? | Pardon? Pardon? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What do you do after work? | İşten sonra ne yapıyorsun? İşten sonra ne yapıyorsun? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I go home. | Eve gidiyorum. Eve gidiyorum. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Do you have a boyfriend? Yes. | Erkek arkadaşın var mı? Evet. Erkek arkadaşın var mı? Evet. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I see. | Anladım. Anlıyorum. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You're not allowed in there! Mr. CHO! | Cho Bey, buraya girmemeniz gerek. Bay Cho, oraya girmeye yetkiniz yok! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Stop there! | Dur! Orada dur! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Let go of me! | Bırak! Bırak beni! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Stop! | Dursana! Dur! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Jesus Christ! | Tanrım! Tanrım! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Wait a minute. You said you saw him! | Bir dakika, onu gördüğünüzü söylemiştiniz! Bekle bir dakika. Onu gördüğünü söylemiştin! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You've definitely seen YOO Se jin raping Mi rim, right? | YOO Se jin'in Mi rim'e tecavüz ettiğini gördünüz, değil mi? Yoo Se jin'in, Mi rim'e tecavüz ettiğini kesinlikle gördünüz, değil mi? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
When did I say that? | Ne zaman böyle bir şey söyledim ben? Bunu ne zaman söyledim ben? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Professor... | Profesör... Profesör... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
That's your theory. | Bu sizin teoriniz. Bu sizin teoriniz. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I never said such a thing! | Hiç böyle bir şey demedim. Ben asla böyle bir şey söylemedim! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What kind of investigation is this? It's not some witch hunt! | Nasıl bir soruşturma bu böyle? Geyik avlamıyorsunuz ya! Ne tür bir soruşturma bu? Bu bir tür cadı avı değil! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Talk to my lawyer and get out of here. | Avukatımla konuşun ve çıkıp gidin buradan. Avukatımla konuşun ve buradan defolup gidin! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Slow down. Rewind it. | Yavaşlat. Geri sar. Yavaşlat. Geriye al. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
There! Slow down! | İşte! Yavaşlat! İşte! Yavaşlat! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Fuck! I haven't done anything wrong! | Kahretsin! Yanlış bir şey yapmadım ben! Lanet olsun! Ben yanlış bir şey yapmadım! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
At least, I never molested any children. | En azından hiçbir çocuğu taciz etmedim! Asla bir çocuğu taciz etmedim en azından. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You shouldn't do this to me just 'cause I hit that freak. | O manyağa çarptım diye bana bunu yapamazsınız. Sırf o sapığa çarptım diye bana bunu yapmamalısınız. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Look, motherfucker! Take a good look! | Bak şuna pislik herif. İyice bak! Bak, piç kurusu! İyice bak! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Does that turn you on? Fucking piece of shit! | Tahrik etti mi seni? Göt. Seni tahrik ediyor mu? Seni pislik parçası! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I was turned on. | Evet, etti. Tahrik olmuştum. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Whenever I see young girls... No, I don't care if it's a boy or a girl. | Ne zaman ufak bir kız görsem... Hayır, kız ya da erkek fark etmez. Ne zaman küçük kızlar görsem... Hayır, kız veya oğlan aldırmıyorum. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I raped and killed Mi rim at the reservoir. | Mi rim'e gölde tecavüz edip onu orada öldürdüm. Mi rim'e barajda tecavüz edip öldürdüm. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You motherfucker! | Seni orospu çocuğu! Seni pezevenk! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
What the hell are you doing? | Ne yapıyorsun lan? Ne yapıyorsun sen? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Where's Se jin? Where's my son? | Se jin nerede? Oğlum nerede? Se jin nerede? Oğlum nerede? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Please, calm down. Get out of my way! | Lütfen sakin olun. Çekilin önümden. Lütfen sakin olun. Çekil önümden! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Se jin!! Stop her! | Se jin!! Durdurun onu! Se jin! Durdur onu! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Se jin! | Se jin! Se jin! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Oh, lord... | Tanrım... Tanrım... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Where's my son? Se jin! | Oğlum nerede? Se jin! Nerede benim oğlum? Se jin! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
My boy! | Oğlum benim... Evlâdım! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
I received Mi rim's autopsy results. | Mi rim'in otopsi sonuçlarını aldık. Mi rim'in otopsi sonuçlarını aldım. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It said she had drowned. | Gölde boğulduğunu söylüyor. Mi rim'in boğulduğunu söylüyor. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
She must have gone into the water to get her doll. | Oyuncak bebeğini almak için suya girmiş olmalı. Bebeğini almak için suya girmiş olmalı. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Se jin told me... | Se jin bana elinden... Se jin söylemişti... | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
...that he tried hard. | ...geleni yaptığını söylemişti. ...çok çabaladığını söylemişti. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It's not much but congratulations. | Pek bir şey değil ama, hayırlı olsun. Çok bir şey değil ama tebrikler. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Originally the flower blossoms after ten years. | Aslında on yılda çiçek açarlar. Esasında 10 yıl sonra çiçek açar. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
So much has improved these days. | Ama çok geliştirdiler artık. Bugünlerde pek çok şey gelişti. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Smoke? | Sigara? Sigara? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
But people are so impatient now. | İnsanlar çok sabırsız oldu. Ancak insanlar şimdi çok sabırsız. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
So it blossoms in 2 to 3 years, sometimes even within a month. | Artık 2 3 yılda açıyor, bazen bir yılda. Bu yüzden 2 3 yılda, hatta bazen bir ay içinde çiçek açıyor. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
So, you don't smoke? | Sigara içmiyorsun demek? Demek sigara içmiyorsun? | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Eh...no. | Hayır. Hayır. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You could do better on that side. Not that many people come here. | Yolun karşısında olsan daha iyi olurdu. Buraya pek insan gelmez. O tarafta daha iyi iş yapabilirsin. Bu tarafa çok kişi gelmez. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
It's quiet here. | Daha sessiz burası. Burası sakin. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Oh, I see. | Evet, tabi. Anlıyorum. | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
You're not supposed to go that way! | Oraya gitmemen gerek. O tarafa gitmemen gerekiyor! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Mi rim, wait! | Mi rim, bekle! Mi rim, bekle! | Dol i kil Soo Eobs neun-1 | 2010 | ![]() |
Guys! The bus is coming! | Arkadaşlar! Otobüs geliyor! | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
Will you give me a lift? As the people say. | Beni gideceğim yere bırakabilir misiniz? Onlara sor. | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
Hello everyone. | Merhaba herkese. | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
So what do you say, people? Do you mind? I'm a sociable man too. | Ee ne diyorsunuz millet? Bir sakıncası olmaz umarım? Ben de çok sosyal bir insanımdır. | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
Well, make your decision. Or I might change my mind. | Pekala, kararınızı verin. Yoksa her an fikrimi değiştirebilirim. | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
Get in. There's enough space for everyone. | Atla hadi. Herkese yetecek kadar yer var. | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
Who are you anyway? 1 | Sen kimsin bu arada? 1 | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
I'm a foreign intelligence agent. | Yabancı bir istihbarat ajanıyım. | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
Don't I look like one? | Ne o, benzetemedin mi? | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
You do. | Benziyorsun. | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
You are disguised as a geologist, right? Yeah. | Jeolog kılığına gizlenmiş bir ajansın değil mi? Evet. | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
I'm a young specialist, I lost my group. | Genç bir uzmanım, grubumu kaybettim. | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
I spent 5 days without food, went through fire and water. | 5 gün boyunca aç susuz yaşadım, yangınların ve taşkınların üstesinden geldim. | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
But it hasn't dampened my spirits. | Fakat tüm bunlar neşemi kaçırmadı. | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
I was eating rootlets and | Bitki kökleri yiyordum ve | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
singing songs of Soviet composers: | Sovyet bestecilerim şarkılarını söylüyordum: | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
Geologist, hold on, | Jeolog, bir saniye, | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
You're the brother of sun and wind. | Sen Güneşin ve Rüzgarın kardeşisin. | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
You know songs as well? | Sen de biliyor musun şarkıları? | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |
I had to learn them. It's the mark of the time. | Şarkıları öğrenmek zorundaydım. Zamanın göstergesiydi onlar. | Dolgaya Schastlivaya Zhizn-1 | 1966 | ![]() |