• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158174

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
What's that? Nedir o? O nedir? Nedir o? Take Shelter-4 2011 info-icon
That's the alternator from the truck. Kamyonetin alternatörü. Kamyon şarj jeneratörü. Kamyonun alternatörü. Take Shelter-4 2011 info-icon
I was just trying to figure out away to charge enough batteries Aşağıdaki lambaları yakabilmek için... Aşağıda ışıkların yanması için yeteri kadar bataryayı... Aşağıdaki lambaları yakabilmek için... Take Shelter-4 2011 info-icon
to run lights down there. ...bataryaları şarj etmenin bir yolunu arıyorum. ...nasıl şarj edeceğimi çözmeye çalışıyorum. ...bataryaları şarj etmenin bir yolunu arıyorum. Take Shelter-4 2011 info-icon
Yeah, what the hell. Maybe I'll hook it up to your old Exercycle. Neyse ya. Eski kondisyon bisikletinle bağlantı kurarım belki. Evet, her ne haltsa işte. Belki egzersiz bisikletinle hallederim. Neyse ya. Eski kondisyon bisikletinle bağlantı kurarım belki. Take Shelter-4 2011 info-icon
You gonna leave me? Beni terk edecek misin? Take Shelter-4 2011 info-icon
You flinched when I touched your hand this morning. Sabah eline dokunduğumda geri çektin kendini. Sabah eline dokunduğumda benden korktun. Sabah eline dokunduğumda geri çektin kendini. Take Shelter-4 2011 info-icon
I was in one of your dreams? Beni de mi gördün rüyanda? Rüyalarından birinde ben mi vardım? Beni de mi gördün rüyanda? Take Shelter-4 2011 info-icon
Can you deal with that? Bununla baş edebilecek misin? Bununla başa çıkabilir misin? Bununla baş edebilecek misin? Take Shelter-4 2011 info-icon
Okay. Then I made a decision. Peki, o hâlde bir karar verdim. Tamam. O zaman bir karar verdim. Peki, o hâlde bir karar verdim. Take Shelter-4 2011 info-icon
We cancel the beach trip. Sahildeki tatili iptal ediyoruz. Sahil gezimizi iptal ediyoruz. Sahildeki tatili iptal ediyoruz. Take Shelter-4 2011 info-icon
We have enough to cover bills Son maaşın, önümüzdeki iki ayın faturalarını ödemeye yeter. Son çekinle birlikte 2 ay daha faturaları ödeyecek paramız var. Son maaşın, önümüzdeki iki ayın faturalarını ödemeye yeter. Take Shelter-4 2011 info-icon
I'm going to get a job. Ben de bir işe gireceğim. Sen de başka bir iş bulursun. İşe gireceğim. Sense başka bir iş bulacaksın. Ben de bir işe gireceğim. Sen de başka bir iş bulursun. Take Shelter-4 2011 info-icon
I'm going to call to see if we can move Hannah'nın ameliyatını öne alabilirler mi diye soracağım. Eğer Hannah'ın ameliyatı için taşınırsak seni görmeye geleceğim. Hannah'nın ameliyatını öne alabilirler mi diye soracağım. Take Shelter-4 2011 info-icon
We'll need to see what it costs Sigortanı yıl sonuna kadar uzatmanın ne kadara mal olacağını öğrenmemiz gerek. Neye mal olursa olsun, yılın sonunda poliçen ne olursa olsun seni göreceğiz. Sigortanı yıl sonuna kadar uzatmanın ne kadara mal olacağını öğrenmemiz gerek. Take Shelter-4 2011 info-icon
I want you to see a psychiatrist. Bir psikiyatriste görünmeni istiyorum. Psikiyatriste gitmeni istiyorum. Bir psikiyatriste görünmeni istiyorum. Take Shelter-4 2011 info-icon
Not a counselor from the free clinic. Bedava kliniklerdeki danışmanlara değil; düzgün birine. Ücretsiz muayenehanelerdeki danışmanlara değil. İşinde iyi olanlara. Bedava kliniklerdeki danışmanlara değil; düzgün birine. Take Shelter-4 2011 info-icon
Dr. Shannan gave me the number of somebody, Doktor Shannan birinin numarasını vermişti... Dr. Shannan birisinin numarasını vermişti... Doktor Shannan birinin numarasını vermişti... Take Shelter-4 2011 info-icon
but I just don't think we can afford it. ...ama gücümüz yeter mi bilmem. ...ama onu karşılayamayız diye düşündüm. ...ama gücümüz yeter mi bilmem. Take Shelter-4 2011 info-icon
We'll find the money. Parayı bulurum. Para buluruz. Parayı bulurum. Take Shelter-4 2011 info-icon
Also, the Lions Club supper's this weekend. Ayrıca Lions Kulübü'nün yemeği bu hafta sonu. Benimle gelmeni istiyorum. Aslanlar Kulübünün yemeği de bu hafta. Benimle gelmeni istiyorum. Ayrıca Lions Kulübü'nün yemeği bu hafta sonu. Benimle gelmeni istiyorum. Take Shelter-4 2011 info-icon
I don't want to see any of those people. O insanları görmek istemiyorum. O insanların hiç birini görmek istemiyorum. O insanları görmek istemiyorum. Take Shelter-4 2011 info-icon
I want you to go. Ben gitmeni istiyorum ama. Gelmeni istiyorum. Ben gitmeni istiyorum ama. Take Shelter-4 2011 info-icon
I need to do something normal. Normal bir şey yapmak istiyorum. Normal bir şeyler yapmaya ihtiyacım var. Normal bir şey yapmak istiyorum. Take Shelter-4 2011 info-icon
All right. Peki. Pekâlâ. Peki. Take Shelter-4 2011 info-icon
How many pieces does Hannah get? Hannah'ya kaç parça alayım? Bir tane yeter. Hannah için kaç parça alayım? Sadece 1 tane. Hannah'ya kaç parça alayım? Bir yeter. Take Shelter-4 2011 info-icon
What're you doing here? Ne işin var burada? Burada ne yapıyorsun? Ne işin var burada? Take Shelter-4 2011 info-icon
Not here, man. Burada olmaz. Burada olmaz dostum. Burada olmaz. Take Shelter-4 2011 info-icon
I said, what are you doing here? Ne işin var burada dedim. Burada ne yapıyorsun dedim? Ne işin var burada dedim. Take Shelter-4 2011 info-icon
Curtis? Curtis. Curtis? Curtis. Take Shelter-4 2011 info-icon
I've told people what you've been doing. Yaptıklarını herkese anlattım. Neler yaptığını insanlara söyledim. Yaptıklarını herkese anlattım. Take Shelter-4 2011 info-icon
You cut me loose. Beni sattın. Beni hiçe saydın. Beni sattın. Take Shelter-4 2011 info-icon
Everything we been through. Yaşadığımız onca şeyi. Yaşadığımız onca şeyden sonra. Take Shelter-4 2011 info-icon
I know. I'm sorry. Biliyorum. Çok üzgünüm. Biliyorum. Özür dilerim. Biliyorum. Çok üzgünüm. Take Shelter-4 2011 info-icon
CURTIS: Hey, hey. You ain't fucking sorry. Üzgün falan değilsin lan. Üzgün falan değilsin. Üzgün falan değilsin lan. Take Shelter-4 2011 info-icon
All right. You ain't fucking sorry. Üzgün falan değilsin! Yok bir şey. Üzgün falan değilsin. Yapmayın. Üzgün falan değilsin! Take Shelter-4 2011 info-icon
You sorry, you wouldn't cut me loose. Üzgün olsaydın beni satmazdın! Üzgün olsaydın, beni hiçe saymazdın. Üzgün olsaydın beni satmazdın! Take Shelter-4 2011 info-icon
We're fucking friends! This how you treat friends? Arkadaşız lan biz! Arkadaşlarına böyle mi davranır insan? Biz arkadaştık! Sen arkadaşlarına böyle mi davranırsın? Arkadaşız lan biz! Arkadaşlarına böyle mi davranır insan? Take Shelter-4 2011 info-icon
Come on. (GROANS) Hadi ama. Take Shelter-4 2011 info-icon
God damn it. Başlayacağım ama! Allah kahretsin. Başlayacağım ama! Take Shelter-4 2011 info-icon
Stop it, Dewart! Kes şunu, Dewart! Kes şunu Dewart! Kes şunu, Dewart! Take Shelter-4 2011 info-icon
(YELLING) I said not here! Burada olmaz dedim! Take Shelter-4 2011 info-icon
God damn it! Kahretsin! Allah kahretsin! Kahretsin! Take Shelter-4 2011 info-icon
You think I'm crazy? Huh? Beni deli mi sanıyorsunuz? Deli olduğumu mu düşünüyorsunuz? Beni deli mi sanıyorsunuz? Take Shelter-4 2011 info-icon
Is that what he told you? Size böyle mi söyledi? Size öyle mi söyledi? Size böyle mi söyledi? Take Shelter-4 2011 info-icon
Well, listen up! Pekâlâ, dinleyin! Take Shelter-4 2011 info-icon
There is a storm coming Bir fırtına geliyor! Yaklaşan bir fırtına var... Bir fırtına geliyor! Take Shelter-4 2011 info-icon
like nothing you have ever seen! Bugüne kadar gördüklerinize hiç benzemeyen bir fırtına! ...gördüğünüz hiçbir şeye benzemeyen! Bugüne kadar gördüklerinize hiç benzemeyen bir fırtına! Take Shelter-4 2011 info-icon
And not a one of you is prepared for it! Hiçbiriniz de buna hazırlıklı değilsiniz! Hiçbiriniz de ona hazırlıklı değilsiniz! Hiçbiriniz de buna hazırlıklı değilsiniz! Take Shelter-4 2011 info-icon
You think I'm crazy? Deli miyim ben sence? Deli olduğumu mu düşünüyorsun? Deli miyim ben sence? Take Shelter-4 2011 info-icon
Hey, I'm talking to you, Russell! Huh? Seninle konuşuyorum, Russell! Seninle konuşuyorum Russell! Seninle konuşuyorum, Russell! Take Shelter-4 2011 info-icon
Lewis! You think I'm a thief? Lewis! Hırsız mıyım sence ben? Lewis! Hırsız olduğumu mu düşünüyorsun? Lewis! Hırsız mıyım sence ben? Take Shelter-4 2011 info-icon
Sleep well in your beds. Yataklarınızda rahat uyuyun. Yatağınızda rahat uyuyun. Yataklarınızda rahat uyuyun. Take Shelter-4 2011 info-icon
Because if this thing comes true, Çünkü bu şey gerçekleşirse... Çünkü bu şey gerçek olunca... Çünkü bu şey gerçekleşirse... Take Shelter-4 2011 info-icon
there ain't gonna be any more. ...ortada hiçbir şey kalmayacak. ...hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. ...ortada hiçbir şey kalmayacak. Take Shelter-4 2011 info-icon
Curtis? Wake up! Wake up! Curtis? Uyan! Uyan! Take Shelter-4 2011 info-icon
Come on. It's okay. Gelin, korkmayın. Gelin. Yok bir şey. Gelin, korkmayın. Take Shelter-4 2011 info-icon
It's okay. Korkmayın. Yok bir şey. Korkmayın. Take Shelter-4 2011 info-icon
See? Bakın. Gördün mü? Bakın. Take Shelter-4 2011 info-icon
All right. Come on. Sit down. Tamamdır. Oturun hadi. Pekâlâ. Hadi. Oturun. Tamamdır. Oturun hadi. Take Shelter-4 2011 info-icon
Okay, honey, here you go. Al bakalım, tatlım. Tamam tatlım, al bakalım. Al bakalım, tatlım. Take Shelter-4 2011 info-icon
No. Don't do that. Hayır, yapma. Bir şey yok, oksijen sadece. Hayır. Bunu yapma. Sorun yok. Oksijen bu. Hayır, yapma. Bir şey yok, oksijen sadece. Take Shelter-4 2011 info-icon
Here. Put this on. Sen de şunu tak. İşte. Tak bunu. Sen de şunu tak. Take Shelter-4 2011 info-icon
Are you kidding? Please, just do it. Şaka mı yapıyorsun? Lütfen, tak hadi. Take Shelter-4 2011 info-icon
There we go. Oldu. İşte böyle. Oldu. Take Shelter-4 2011 info-icon
Keep it out of your eyes. Okay? Gözlerine yaklaştırma, tamam mı? Gözlerin dışarıda kalsın. Tamam mı? Gözlerine yaklaştırma, tamam mı? Take Shelter-4 2011 info-icon
Hey. I love you. It's okay. Seni seviyorum. Korkma. Seni seviyorum. Sorun yok. Seni seviyorum. Korkma. Take Shelter-4 2011 info-icon
All right? All right. Okay. Tamam mı? Tamam. Tamam mı? Tamam mı? Tamam. Take Shelter-4 2011 info-icon
(SOFTLY) Wake up, babe. Uyan, canım. Uyan bebeğim. Uyan, canım. Take Shelter-4 2011 info-icon
Where's your mask? Maskeniz nerede? Masken nerede? Maskeniz nerede? Take Shelter-4 2011 info-icon
We took them off It's fine. Çıkarttık, geçti artık. Çıkarttık. Böyle iyi. Çıkarttık, geçti artık. Take Shelter-4 2011 info-icon
No. Take it off. Hayır. Çıkar sen de. Hayır. Çıkart maskeni. Hayır. Çıkar sen de. Take Shelter-4 2011 info-icon
No. Take it off. Olmaz. Çıkar şunu. Hayır Çıkart maskeni. Olmaz. Çıkar şunu. Take Shelter-4 2011 info-icon
No. Olmaz. Olmaz. Biz iyiyiz. Olmaz. Take Shelter-4 2011 info-icon
Take it off. Çıkar hadi. Çıkart maskeni. Çıkar hadi. Take Shelter-4 2011 info-icon
You need to open the door now. Kapıyı açman lazım artık. Kapıyı açmalısın şimdi. Kapıyı açman lazım artık. Take Shelter-4 2011 info-icon
(MUFFLED) What if it's... Peki ya... Take Shelter-4 2011 info-icon
What if it's not over? ...bitmediyse? Peki ya bitmediyse? ...bitmediyse? Take Shelter-4 2011 info-icon
What if it's not over? Ya bitmediyse? Peki ya bitmediyse? Ya bitmediyse? Take Shelter-4 2011 info-icon
Get the keys. Anahtarları al... Anahtarları getir. Anahtarları al... Take Shelter-4 2011 info-icon
Open the door. ...ve kapıyı aç. Kapıyı aç. ...ve kapıyı aç. Take Shelter-4 2011 info-icon
It's still storming. Fırtına hâlâ devam ediyor. Fırtına devam ediyor. Fırtına hâlâ devam ediyor. Take Shelter-4 2011 info-icon
No. It's not. Hayır, etmiyor. Hayır. Etmiyor. Hayır, etmiyor. Take Shelter-4 2011 info-icon
(WHISPERING) I don't hear anything. Ben bir şey duymuyorum. Take Shelter-4 2011 info-icon
Put your hand on the door. You can feel it. Elini kapıya koysana, hissedebilirsin. Elini kapıya koy. Hissedersin. Elini kapıya koysana, hissedebilirsin. Take Shelter-4 2011 info-icon
Thunder? Do you feel it? Gök gürültüsünü hissetmiyor musun? Gök gürültüsü? Hissedebiliyor musun? Gök gürültüsünü hissetmiyor musun? Take Shelter-4 2011 info-icon
Baby, there's no storm outside. Hayatım, dışarıda fırtına yok. Bebeğim, dışarıda fırtına yok. Hayatım, dışarıda fırtına yok. Take Shelter-4 2011 info-icon
Curtis, I wouldn't lie to you. Curtis, sana yalan söylemem. Take Shelter-4 2011 info-icon
We love you very much. Seni çok seviyoruz. Take Shelter-4 2011 info-icon
Please Ne olur... Lütfen... Ne olur... Take Shelter-4 2011 info-icon
open the door. ...kapıyı aç. ...aç kapıyı. ...kapıyı aç. Take Shelter-4 2011 info-icon
I can't. Yapamam. Açamam. Yapamam. Take Shelter-4 2011 info-icon
I love you, but if I open the door, Seni seviyorum ama ben kapıyı açarsam hiçbir şey değişmeyecek. Seni seviyorum, ama eğer kapıyı ben açarsam hiçbir şey değişmeyecek. Seni seviyorum ama ben kapıyı açarsam hiçbir şey değişmeyecek. Take Shelter-4 2011 info-icon
You'll see that everything's fine, Her şeyin yolunda olduğunu göreceksin... Her şeyin iyi olduğunu göreceksin... Her şeyin yolunda olduğunu göreceksin... Take Shelter-4 2011 info-icon
but nothing will change. ...ama bir değişiklik olmayacak. ...ama hiçbir şey değişmeyecek. ...ama bir değişiklik olmayacak. Take Shelter-4 2011 info-icon
Please. Ne olur. Lütfen. Ne olur. Take Shelter-4 2011 info-icon
This is what it means to stay with us. Bizimle kalmaya devam etmen için bunu yapman lazım. Bu birlikte kalmamızın anahtarı. Bizimle kalmaya devam etmen için bunu yapman lazım. Take Shelter-4 2011 info-icon
This is something you have to do. Bunu senin yapman lazım. Bu senin yapman gereken bir şey. Bunu senin yapman lazım. Take Shelter-4 2011 info-icon
Could you move Hannah back? Hannah'yı geri çeker misin? Hannah'ı arkada tutar mısın? Hannah'yı geri çeker misin? Take Shelter-4 2011 info-icon
It's fine. Her şey yolunda. Yok bir şey. Her şey yolunda. Take Shelter-4 2011 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 158169
  • 158170
  • 158171
  • 158172
  • 158173
  • 158174
  • 158175
  • 158176
  • 158177
  • 158178
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim