Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 151104
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You're the one keeps me up all night with worry, so as I can't sleep. | Bütün gece endişeden uyuyamamamın, aklımı kaçıracak gibi... | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 |  |
| Going out of my mind. I can't go on. | ...olmamın nedeni sensin. Artık devam edemem. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Ma, cut it out. Will you stop it? I'm through, Rocky. | Anne, kes şunu. Kes artık. Benden bu kadar, Rocky. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| I can't fight your fights. I can't raise my hand for you no more. | Artık senin için kavga edemem. Seni daha fazla savunamam. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Who you been talking to? The priest? What am I going to do with you, Rocky? | Rahiple falan mı konuştun? Seninle ne yapacağım ben, Rocky? | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Don't worry, huh? Just don't worry. | Takma kafana. Takma kafana. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| All you ever say is "don't worry." | Tek söylediğin bu: "Takma kafana." | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| You think I talked to the priest? | Rahiple konuştuğumu sanıyorsun. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Yes, I talked to the father and he told me I'm doing the right thing. | Evet, pederle konuştum. Yaptığımın doğru olduğunu söyledi. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| He said nobody can help you, Rocky, but you yourself. | Sana kendinden başka kimsenin faydası olmayacağını söyledi. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| That's what the father said to me. | Peder aynen böyle dedi. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Maybe you think I'm hardhearted, your own mother... | Belki taş kalpli olduğumu düşünüyorsun, ne de olsa öz annenim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| ...but what I'm gonna do is the only thing I can think of. | Ama aklıma yapacak başka bir şey gelmiyor. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| I am the last person on Earth who cares whether you live or die or rot in jail. | Yaşıyor ya da ölmüş olmanı, ya da hapiste çürümeni umursayacak son insanım. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| But if you turn your back on me, and go back to that scum you call friends... | Ama bana sırt çevirirsen, yine arkadaş dediğin o pisliklerin... | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| ...I turn my back on you. You are no longer my son. | ...yanına dönersen, artık oğlum değilsin demektir. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Ma, I try to turn the leaf, but I can't make it. | İyi olmaya çalışıyorum anne, ama yapamıyorum. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| It's something inside of me. I try, but I can't make it. | İçimdeki bir şey yüzünden. Deniyorum ama yapamıyorum. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| I pray to God you'll try. | Denemen için Tanrı'ya dua edeceğim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| If you don't, I'll be through. | Çünkü bunu yapmazsan, senden vazgeçeceğim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| I don't wanna be, but I don't know what else to do. | Ve bunu yapmak istemiyorum. Ama başka ne yapacağımı da bilmiyorum. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Look, Ma, just don't worry. | Takma kafana, anne, tamam mı? | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Just don't worry about a thing. | Hiçbir şeyi takma kafana. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Don't worry about a thing. | Hiçbir şeyi takma kafana. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Ma? | Anne! | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| You got three minutes to go. | Üç dakikan kaldı Barbella. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| You're gonna serve every second of it. | Ve her saniyesini yatacaksın. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Anything you say, sir. | Nasıl isterseniz, efendim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Only thing good I can say is I'll never have to see you again. | Hakkında söyleyebileceğim tek iyi şey, seni bir daha görmek zorunda kalmayacağım. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| The next time up, you go to state or federal pen. | Çünkü gelecek sefer federal ya da eyalet hapishanesine düşeceksin. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| No, sir. There ain't gonna be no next time. I mean, I'm all paid up. | Hayur, efendim. Gelecek sefer olmayacak. Dersimi aldım. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Six years out of 10 I been in one can or another. | Son 10 yılın altısını içeride geçirdim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| I'm never gonna get locked up again. | Bir daha asla hapse girmeyeceğim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| No? No. | Girmeyecek misin? Hayır. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| One thing you and this lousy place give me is a big taste for being on the outside. | Sizden ve bu berbat yerden öğrendiğim tek şey, dışarıda olmanın nefis bir şey olduğu. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Get out, Barbella. Thanks. | Çık dışarı, Barbella. Teşekkürler. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| What do you know? Two minutes off for good behavior. | Şu işe bak. İyi halden iki dakika erken bırakıldım. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Rocco Barbella? Yeah. | Rocco Barbella? Evet. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Look, you guys ain't got nothing on me. | Bakın, benimle bir alışverişiniz yok artık. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| I'm clean. I'm gonna stay clean. | Temizim ve temiz kalacağım. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| That's nice, because you got a date. We're here to make sure you keep it. | Çok iyi Barbella, çünkü bir randevun var. Randevuna gittiğinden emin olmak için buradayız. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Date? What are you talking about? | Ne randevusu? Neden bahsediyorsunuz siz? | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Barbella, you're about to volunteer to be drafted into the United States Army. | ABD ordusuna yazılmak için gönüllü olmak üzeresin Barbella. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| What? Back in stir again? You're kidding. | Ne? Yine mi kodese? Şaka yapıyorsun herhalde. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| No, we're not kidding. Neither is Hitler. | Hayır, ciddiyiz. Hitler de öyle. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Hey, look, I can't make it right now. I got a little living to catch up with. | Şimdi gelemem çocuklar. Önce biraz yaşamam gerek. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Look me up in about six months. We talk over this Army deal again. Okay? | Altı ay sonra uğrayın. Şu ordu meselesini tekrar konuşuruz. Tamam mı? | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| All right, fall in. | Pekâlâ, sıraya girin! | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Yeah, who is it? Corporal Quinbury. | Evet, kim o? Onbaşı Quinbury. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Am I disturbing you, Barbella? Well, what time is it? | Rahatsız mı ediyorum, Barbella? Saat kaç? | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Five minutes past 11. | 11:05. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Well, good morning, private. Yeah, what do you say? | Günaydın, asker. Tamam, ne istiyorsun? | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| I trust you found everything satisfactory, private? | Herhalde her şeyden memnun kalmışsındır, asker. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| I don't know, where do you get something to eat around this joint? | Bilemiyorum. Bu delikte nerede yemek yenir? | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Where were you at roll call? Don't you know you're in the Army? | Sabah içtimasında neredeydin? Orduda olduğunu bilmiyor musun? | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Well, yeah, sure. Stand at attention and say, "Yes, sir." | Evet, tabii. Hazır ol ve "Evet, efendim." de asker. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Why don't you just knock it off, Mac? | Kes şunu ahbap. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Barbella, you're on permanent company detail as long as you stay in my outfit. | Barbella, benim birliğimde olduğun sürece burada bir görevin var. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| You can start now by policing every inch of the area around this tent. | Çadırın önünü karış karış temizleyerek başlayabilirsin. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Now pick up that cigarette butt. | Şimdi şu izmariti yerden al. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| What did you say? I said, "Pick up that butt and move." | Ne dedin? O izmariti al ve kıpırda! | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Listen, I'm running this tent and don't forget it. | Şimdi beni dinle, bu çadır benden sorulur, sakın unutma. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Sleeping late, staying up as late as I want, I'm eating when I feel like it. | Geç yatıp geç kalkarım ve yemeğimi de istediğim zaman yerim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Now, you rat on me to the warden, I'll bust your skull. | Beni müdüre gammazlarsan kafanı kırarım. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Pick up that butt and move. | Şu izmariti al ve kıpırda! | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Oh, anybody bothers you guys just let me know, huh? | Canınızı sıkan olursa bana haber verin. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Hundreds of them. Thousands of them marching around in circles. | Yüzlercesi, binlercesi uygun adım daire çiziyorlar. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Not one lousy face that I know. | Tanıdık tek sima bile yok. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Not from the East Side, not from any can I ever been in, not from nowhere. | Ne doğu yakasından, ne başka bir yerden. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Never seen so many square creeps. | Hiç bu kadar taşkafayı bir arada görmemiştim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Come on, let's go into town, huh? | Hadi, şehre gidelim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Schmooze. Shoot pool. What do you say? Stop trying to get us into trouble. | Biraz turlarız. Bilardo oynarız. Ne dersiniz? Başımızı belaya sokmaktan vazgeçer misin? | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| What are you talking about? You seen what I done. | Ne diyorsun sen? Onbaşıya ne yaptığımı gördün. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| No trouble so long as I'm running this tent. | Bu çadır benden sorulduğu sürece bela falan olmaz. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| They can court martial you for going into town without a pass. | İzinsiz şehre gidersen seni askeri mahkemeye çıkarırlar. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| What's this court martial? You'll find out. | Askeri mahkeme de neymiş? Öğrenirsin. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Come on, buddy boy. Let's go, huh? | Hadi, kanka. Gidelim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Let's you and me go into town. | Birlikte şehre ineriz. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| We'll go into town, have a lot of laughs. In the first place, I'm not your buddy boy. | Hadi, şehre gidip biraz eğlenelim. Birincisi, ben senin kankan değilim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| And second, I'm not gonna break regulations because you want company. | İkincisi, sen arkadaş istiyorsun diye kuralları çiğneyecek değilim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Neither is anybody else. | Başka kimse de çiğnemez. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| We don't like being drafted any more than you... | Askere alınmak bizim de hoşumuza gitmiyor... | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| ...but we got put in the Army, we're gonna do the best we can. | ...ama orduya geldik bir defa. Elimizden geleni yapacağız. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Do you think you can understand that? You little creep. | Kafan bunu alıyor mu acaba? Şimdi seni... | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Go ahead. Hit me. | Durma, vur bana. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| The only thing it'll prove is you're a common criminal. | Adi bir suçlu olduğun tescillenir. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| We know you've got a record so go ahead, knock me out... | Sabıkalı olduğunu biliyoruz. İyi hissedeceksen durma, vur. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Here he is. | İşte bu o. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| All right, soldier, let's go. | Pekâlâ asker, gidelim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| You sure don't seem to have much regard for rules and regulations. | Kurallara pek saygılı değilsin, asker. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| You don't have much regard for anything. | Hiçbir şeye pek saygılı değilsin. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| What is all this talk about rules and training and stuff? | Bu kural, eğitim muhabbeti de ne böyle? | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Put me someplace where I can fight them Hitler soldiers. | Hitler'in askerleriyle savaşabileceğim bir yere götürün beni. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| We ain't gonna win hanging around this camp. | Bu uyuz kampta oturmakla savaşı kazanamayız. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| I see by your records you're from New York City. | Sicilinde New York şehrinden geldiğin yazıyor. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| You mean, "Yes, sir." | "Evet, efendim." diyeceksin. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| Yeah, yes, sir. | Evet, efendim. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| I gather from the way you talk and think... | Konuşmana ve kendini buradaki... | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| ...you're like a lot of the tough guys we got coming in here. | ...sert çocuklardan biri sanmana bakılırsa, seni yola getirmemiz gerekecek. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
| I reckon we're gonna have to teach you a little lesson. | Sana küçük bir ders vermemiz gerekecek, asker. | Somebody Up There Likes Me-1 | 1956 | |
