Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 150818
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I n case you were wondering what my relationship to him was. | Sadece bir dost. Şimdi onunla olan ilişkimi merak ediyorsunuzdur. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Or not. | Şimdi onunla olan ilişkimi merak ediyorsunuzdur. Ya da etmiyorsunuzdur. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| How's it going? | Ya da etmiyorsunuzdur. Nasıl gidiyor? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Thanks, Gina. | Nasıl gidiyor? Sağ ol, Gina. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh! Thank fucking God! | Sağol, Gina. Hele şükür. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| This has been the longest, dullest... | Hele şükür. Bu hayatım boyunca yaptığım... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| most uncomfortable thing I can remember ever doing. | Bu hayatım boyunca yaptığım... ...en uzun, sıkıcı ve rahatsız edici şeydi. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I really thought I was gonna die of boredom. | ...en uzun, sıkıcı ve rahatsız edici şeydi. Gerçekten sıkıntıdan öleceğimi düşünmüştüm. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I gotta pay still. | Gerçekten sıkıntıdan öleceğimi düşünmüştüm. Ödeme yapmam lazım. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, come on. Can't we go already? | Ödeme yapmam lazım. Hadi ama. Şimdi gidemez miyiz? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Hey, Jane. What time do you think it was | Hadi ama. Şimdi gidemez miyiz? Jane. Seni aldığımda... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| that I picked you? | Jane. Seni aldığımda... ...saat kaçtı? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What was that? | ...saat kaçtı? Bu da neydi? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Why don't you come over here while your friend's talking to you? | Bu da neydi? Arkadaşın seninle konuşurken niye buraya gelmiyorsun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Young lady, come here. | Arkadaşın seninle konuşurken niye buraya gelmiyorsun? Genç bayan, buraya gel. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Come here! | Genç bayan, buraya gel. Buraya gel! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Look at me. | Buraya gel! Bana bak. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Look at me. I'm not playing games here. | Bana bak. Bana bak. Burada oyun oynamıyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| It's really bright out, officer. | Bana bak. Burada oyun oynamıyorum. Dışarısı gerçekten çok aydınlık, memur bey. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Would you mind removing your hand from your forehead? | Dışarısı gerçekten çok aydınlık, memur bey. Elini alnından çeker misin? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| It's really bright out. | Elini alnından çeker misin? Gerçekten çok aydınlık. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What's your name? | Gerçekten çok aydınlık. İsmin ne? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Christy? | İsmin ne? Christy? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| You don't sound too sure of that. | Christy? Bundan pek eminmişsin gibi gözükmüyorsun. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| No, it's Christy. | Bundan pek eminmişsin gibi gözükmüyorsun. Hayır, Christy. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Well, Christy, | Hayır, Christy. Şey, Christy,... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| how come your friend just called you Jane a second ago? | Şey, Christy,... ...nasıl oluyor da arkadaşın seni bir dakika önce Jane diye çağırıyor? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Jane's, uh, my... | ...nasıl oluyor da arkadaşın seni bir dakika önce Jane diye çağırıyor? Jane benim... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| religious name? | Jane benim... ...din adım. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Your religious name? | ...benim din adım. Senin din adın? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Am I under arrest? | Senin din adın? Tutuklu muyum? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Why would you be under arrest? | Tutuklu muyum? Niye tutuklu olasın ki? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Have you done something I should know about? | Niye tutuklu olasın ki? Benim bilmem gereken bir şey mi yaptın? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| No, I... shit. I mean, shoot! | Bilmem gereken bir şey mi yaptın? Hayır, kahretsin. Yani ateş demek istedim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Sir, do you mind opening your trunk for me? | Hayır, kahretsin. Yani ateş demek istedim. Bayım, benim için bagajı açar mısınız? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| My trunk? | Bayım, benim için bagajı açar mısınız? Bagajımı mı? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| No. Wait, excuse me. We called you because... my car... | Bagajımı mı? Hayır. Bir saniye. Biz sizi aradık çünkü arabamın... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Now, Christy, | Hayır. Bir saniye. Biz sizi aradık çünkü arabamın... Şimdi, Christy... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| am I gonna find whatever kind of drugs you're on in here? | Şimdi, Christy... ...burada ne tür uyuşturucu bulacağım. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Christy. | ...burada ne tür uyuşturucu bulacağım. Christy. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Chris ty. | Christy. Chris ty. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, Jesus Christ, Jane! | Chris ty. İsa aşkına, Jane! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Yeah? | İsa aşkına, Jane! Efendim? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Her name's not Christy, it's Jane. | Efendim? İsmi Christy değil, Jane. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I don't even know why you're doing that. | İsmi Christy değil, Jane. Neden böyle yaptığını bile bilmiyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What do you have in here, son? | Neden böyle yaptığını bile bilmiyorum. Burada neler var, evlat? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I don't know. Just some stuff. | Burada neler var, evlat? Bilmiyorum. Birkaç eşya. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Folders that I was supposed | Bilmiyorum. Birkaç eşya. Bu dosyaları da babamın ofisine götürmem... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| to bring to my dad's office but didn't because he's an ass. | Bu dosyaları da babamın ofisine götürmem... ...gerekiyordu ama götürmedim çünkü o tam bir göt. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What's that? | ...gerekiyordu ama götürmedim çünkü o tam bir göt. Bu ne? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| A tennis racket. | Bu ne? Tenis raketi. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| And that is a tennis ball. I wish I had more, but my dog eats them. | Tenis raketi. Ve bu da tenis topu. Keşke daha fazla olsa, ama köpeğim onları yiyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Jack head, paper clips, | Ve bu da tenis topu. Keşke daha fazla olsa, ama köpeğim onları yiyor. Priz başı, ataşlar... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| shoes, | Priz başı, ataşlar... ...ayakkabılar. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Hello. | ...ayakkabılar. Merhaba. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| H i. | Merhaba. Selam. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| You're a little early. | Selam. Biraz erkencisin. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Well, are you coming in or what? | Biraz erkencisin. Girecek misin? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Peter's not back from the airport yet. | Girecek misin? Peter havaalanından daha dönmedi. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| So why don't you just have a seat and I'll go get it for you? | Peter havaalanından daha dönmedi. Neden oturmuyorsun ve ben de sana onu getireyim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Okay. | Niye oturmuyorsun ve ben de sana onu getireyim. Tamam. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Would you like something to drink? | Tamam. Bir şeyler içmek ister misin? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| U h, do you have any lemonade? | Bir şeyler içmek ister misin? Limonatanız var m? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, no. I'm sorry. How about some orange juice? | Limonatanız var m? Yok. Üzgünüm. Portakal suyuna ne diyorsun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Yeah, that sounds good actually. | Yok. Üzgünüm. Portakal suyuna ne diyorsun? Güzel fikir. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| All right. Are you hungry? | Güzel fikir. Tamam. Aç mısın? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Well... now that you mention it, | Tamam. Aç mısın? Şey...şimdi siz söyleyince... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I wouldn't mind something to munch on. | Şey...şimdi siz söyleyince... Atıştıracak bir şeyler aklıma geldi. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| You know, like chips or whatever. | Atıştıracak bir şeyler aklıma geldi. İşte, cips gibi bir şeyler. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Well, let me see what I can find. | İşte, cips gibi bir şeyler. Bakayım neler varmış. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Here we go. | Bakayım neler varmış. İşte. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Thanks. | İşte. Sağ ol. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What's with the corn? | Sağol. Mısırın nesi var? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Excuse me? | Mısırın nesi var? Affedersin? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, that's a photo of Peter's. | Afedersin? Bu Peter'ın fotoğrafı. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I suppose that's his idea of avant garde or something. | Bu Peter'ın fotoğrafı. Bunun yenilikçi tasarı fikrinin falan olduğunu sanıyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| How long have you been Peter's T.A.? | Bunun yenilikçi tasarı fikrinin falan olduğunu sanıyorum. Ne zamandan bu yana Peter'ın asistanısın? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Who? Peter. | Ne zamandan bu yana Peter'ın asistanısın? Kimin? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, you mean Professor Harwood. | Peter. Profesör Harwood'u demek istemiştin. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Yes. | Profesör Harwood'u demek istemiştin. Evet. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Well, for quite a while now. | Evet. Kısa bir süredir. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I guess it didn't work out with that other girl. | Kısa bir süredir. Sanırım diğer kızlarla çalışamıyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I guess not. | Sanırım diğer kızlarla çalışamıyor. Bence de. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Well, it's very nice to meet you, uh... | Bence de. Seninle tanıştığıma çok memnum oldum... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Jane. | Seninle tanıştığıma çok memnum oldum,... Jane. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Jane. I'm Shirley, Peter's mother. | Jane. Ben Shirley, Peter'ın annesiyim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Shirley, of course. Peter talks about you all the time. | Ben Shirley, Peter'ın annesiyim. Doğru ya, Shirley. Peter her zaman senin hakkında konuşur. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| He does? | Doğru ya, Shirley. Peter her zaman senin hakkında konuşur. Konuşuyor mu? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, yeah. Constantly. | Konuşuyor mu? Evet. Hem de sık sık. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'll just go and get what you came for, | Evet. Hem de sık sık. Buraya almak için geldiğin şeyi... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| so that you can be on your way. | Buraya almak için geldiğin şeyi... ...sana vereyim böylece yoluna devam edersin. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| That is where corn chips come from. | ...sana vereyim böylece yoluna devam edersin. Bu mısır nereden geldi? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| H mm, maybe old Professor Harwood is onto something. | Bu mısır nereden geldi? Belki de yaşlı Profesör Hardwood üstüne bir şeyler yapmıştır. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| He probably really loves corn, | Belkide yaşlı Profesör Hardwood üstüne bir şeyler yapmıştır. Büyük ihtimalle mısırları seviyor,... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| and all corn related products. | Büyük ihtimalle mısırları seviyor,... ...ve bütün mısır ürünlerini. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I mean, isn't that what you're supposed to put in a frame? | ...ve bütün mısır ürünlerini. Demek istediğim, sevmeseydi çerçeve yapar mıydı? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Things you love? | Demek istediğim, sevmeseydi çerçeve yapar mıydı? Sevdiğin şeyler? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'm gonna do that. When I get home, | Sevdiğin şeyler? Ben de bunu yapacağım. Eve gittiğimde... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'm gonna frame a bunch of stuff I love. | Ben de bunu yapacağım. Eve gittiğimde... ...sevdiğim şeylerin çerçevesini yapacağım. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Like lasagna. I love lasagna. | ...sevdiğim şeylerin çerçevesini yapacağım. Tıpkı lazanya gibi. Lazanyayı severim. | Smiley Face-1 | 2007 |