Search
English Turkish Sentence Translations Page 149191
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
And out comes a photo. How are you gonna fake that? | ve işte fotoğraf. Sence sahte olabilir mi? Ve resim çıkar. Bunu nasıl sahte yapacaksın? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Maybe you should take a picture of your girlfriend. My spirit doesn�t really like her. | Belki birazda kız arkadaşının fotoğraflarını çekmelisin. Ben ruh değil gerçeğim. Kız arkadaşının resmini çekebilirsin. Ruhum ondan hoşlanmaz. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Well, then maybe I should take pictures of you. | Belki seninkileride çekerim. O zaman senin resmini çekmem gerekebilir. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Hey, where are you going with that? | Hey nereye gidiyoruz? Resmimi nereye götürüyorsun? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Ritsuo. | Ritsuo. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Is everything okay? Uh | Herşe yolunda mı? Sorun yok ya? Ah... | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Uh, yeah, yeah, yeah. Everything�s fine. I just I, um | Şey, evet, evet. Herşey yolunda. Sadece... Evet, evet, Sorun yok. Şey... | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I got some chemicals in my eyes. | ...gözüme biraz kimyasal sıvı kaçtı. Gözüme kimyasal madde kaçtı. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I�m sorry. I�m so sorry. | Özür dilerim. Özür dilerim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Please, can somebody make it stop? Does anyone know how to | Lütfen biri şunu durdursun, Kimse bilmiyor mu? Lütfen, treni biri durdurabilir mi? Nasıl durdurulacağını bilen var mı... | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I need to get back. Please, somebody help! | Buradan çıkmam gerek. Lütfen biri bana yardım etsin! Geri dönmem lazım. Lütfen, biri yardım etsin! | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Tell me it�s not my fault. Tell me that they damaged it at the lab. | Benim hatam değil. Laboratuvarda hasar görmüş olmalı. Benim yüzümden olmadığını söyle. Laboratuarda bozulduklarını söyle. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
They looked. It�s on the negatives. | Bunlara baksana, negatifler. Baktılar. Negatiflerde var. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Then why didn�t we see anything in the Polaroids? | Neden resimlerde hiçbirşey yok? O halde neden şipşak resimlerde bir şey göremedik? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Then they must have damaged it at the lab! | Laboratuvarda zarar görmüş olmalılar! O halde laboratuarda bozulmuş olmalılar! | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Just tell me this is not my fault. Hey. | Benim hatam olmadığını söyle. Sakin ol. Benim yüzümden olmadığını söyle. Hey. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
The film from today�s shoot is ruined. | Bugün çekilen resimler, hepsi mahvolmuş. Bugünkü çektiğimiz resimler bozulmuş. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Okay, I�m gonna go. | Tamam, ben çıkıyorum. Tamam, ben gidiyorum. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Bye,Jane. Bye. | Hoşçakal Jane. Hoşçakal. Hoşça kal, Jane. Hoşça kal. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
How bad is it? Can you reshoot? | Ne kadar kötüler? Tekrar çekemez misin? Ne kadar kötü? Tekrar çekebilir misin? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
No. Not without blowing the budget and the schedule. | Hayır. Zamanımız yok ve bütçede kısıtlı. Hayır. Bütçeyi ve planı değiştirmeden olmaz. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
That�s if they�d even let me. It was a mistake. | Onlar bana izin verseler bile... Bir hata olmalı. İzin verselerdi olurdu. Hataydı. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
These things happen. Yes, it was. | Böyle şeyler olabilir. Evet olabilir. Bu şeyler başımıza geldi. Evet, öyle oldu. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
A very embarrassing, very expensive mistake. | Çok utandırıcı ve çok pahalı bir hata. Çok can sıkıcı, çok pahalı bir hata. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
We�ve seen this before. | Benzerlerini daha önce görmüştük. Bunu daha önce de gördük. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Like the pictures from the cabin. | Balayı fotoğraflarına benziyor. Kulübedeki resimlerde olduğu gibi. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Well, it makes sense. It�s the same camera. | Doğru tahmin ettin, aynı kamera ile çekildi. Mantıklı. Aynı fotoğraf makinesi. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
It must�ve got banged up in the crash. | Kaza sırasında bozulmuş olmalı. Kazada bozulmuş olmalı. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
And, uh, somethin� got in the body, or there�s a light leak. | Yada önceden beri belki bozuktu. Cisimlerde bir şey var ya da ışık alıyor. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I don�t know. But I�m lucky I didn�t get fired today. | Bilmiyorum. Bugün işten kovulmadığım için şanslıyım. Bilmiyorum. Ama bugün kovulmadığım için şanslıyım. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
If it wasn�t for Bruno I saw her. | Bruno, onu gördüm. Bruno için olmasaydı... Onu gördüm. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
The girl from the road. | Yoldaki kızı! Yoldaki kızı. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
She followed us to Tokyo. | Tokyo'ya kadar bizi takip etmiş. Bizi Tokyo'ya kadar takip etmiş. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Well, great, great. That means she�s okay. | İyi, güzel. O iyi o zaman. Harika, harika. İyi demek. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
No, she�s She�s not She�s not okay, Ben. Christ, she | Hayır, o, o iyi değil Ben. Tanrım... Hayır, iyi değil, Ben. Tanrım... | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I think she�s dead. | Onun öldüğünü düşünüyorum. Sanırım ölmüş. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Janie, look. I know that this has been difficult for you. | Janie bak. Bunun senin için zor olduğunu biliyorum. Janie, bak. Senin için bu olayın zor olduğunu biliyorum. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
And it�s completely understandable given I know. I know. I know. | Seni anlıyorum ama mutlaka mantıklı bir açıklamsı vardır. Biliyorum, biliyorum. Ve tamamen anlaşılıyor... Biliyorum. Biliyorum. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I know what it sounds like. I know it sounds crazy. But just think about it. | Kulağa delice geldiğini biliyorum. Biliyorum çılgınca ama sadece bir düşün. Nasıl anlaşıldığını biliyorum. Mantıksız geliyor biliyorum. Ama düşünsene. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Ben, have you seen or felt anything strange? | Ben, değişik birşey gördün yada hissettin mi? Ben, garip bir şey gördün veya hissettiğin oldu mu? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Anything at all. Anything since the crash. | Kazadan bu yana herhangi bir gariplik? Herhangi bir şey. Kazadan bu yana herhangi bir şey. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Jane, I haven�t seen any ghosts. | Jane, ben hayalet falan görmedim. Jane, hiç hayalet görmedim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Don�t be like that. But that�s what this is about, right? | Bunu yapma. Bu neyle ilgili? Öyle değil. Ama bununla ilgili, değil mi? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I mean, that�s what you�re saying. Listen to yourself. | Neden bahsettiğini anlamıyorum, ne söylediğinin farkında mısın? Yani, bunu sen söylüyorsun. Kendini dinlesene. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Do you hear what you�re saying,Jane? Ghosts? | Neden bahsediyorsun Jane? Hayaletlerden mi? Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu, Jane? Hayaletleri? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I mean, look. I wish I could quit my job. I do. | Bana bak. Çalışmayı bırakabilirim... Yani, bak. Keşke işimi bırakabilsem. İsterim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I wish I could spend every moment of every day with you, but I can�t. | her anımı, her günümü yanında geçirebilirim, fakat yapamam... Keşke seninle günümün her anını geçirebilsem, ama yapamam. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I have to work. I�ve never asked you to hold my hand. | çalışmalıyım. Ben bundan bahsetmiyorum. Çalışmak zorundayım. Asla elimi tutmanı istemedim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I�ve never asked you But,Jane, that�s what this is about! | Ben asla bunu... Jane, neden bahsettiğini anlamıyorum! Asla istemedim... Ama Jane, bunu demek istiyorsun. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Now, come on! Today is just not the day. I�m sorry. | Şimdi, hadi ama! Güzel bir gün değildi. Üzgünüm. Hadi ama! Bugün o gün değil. Üzgünüm. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I�m sorry,Jane, but,Jesus, I�m just not your fucking father. | Özür dilerim Jane fakat, Tanrım, Ben senin baban değilim. Üzgünüm Jane, ama, Tanrım ben senin baban değilim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I see no sign of serious injury. | Ciddi bir sorununuz yok. Ciddi bir yaralanma izi görmüyorum. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I can give you something for the pain. | Ağrılarınız için ağrı kesici veriyorum. Ağrılarınız için bir ilaç verebilirim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Honey, I�m really sorry about last night. | Tatlım, dün gece için gerçekten çok üzgünüm. Hayatım, dün akşam için gerçekten üzgünüm. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
That�s probably the agency. | Ofisten arıyor olmalılar. Bu muhtemelen ajanstır. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I�ll be right back. | Hemen dönerim. Birazdan dönerim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Moshi moshi. Hi. It�s me. | Moshi moshi. Merhaba, benim Moshi moshi. Merhaba. Benim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Hey, let�s not fight anymore. I�m sorry about the whole thing. | Kavgayı uzatmanın gereği yok, tüm o şeyler için özür dilerim. Artık kavga etmeyelim. Her şey için özür dilerim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Well, I was thinking I�d make you dinner. | Akşam yemeğinde görüşürüz. Sana yemek yapayım diyordum. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Ben? Are you there? | Ben? Orda mısın? Ben? Orada mısın? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I�m so sorry. Honey, I�m so sorry. | Özür dilerim. Tatlım, çok üzgünüm. Çok üzgünüm. Hayatım, çok üzgünüm. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I think maybe the stress is gettin� to me. | Sanırım stresten. Stresten olabileceğini düşünüyorum. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
But you saw the girl. | O kızı gördün. Ama kızı gördün. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Seiko took me to meet her ex boyfriend. | Seiko beni eski erkek arkadaşıyla tanıştırdı. Seiko beni eski erkek arkadaşıyla tanıştırmaya götürdü. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
He told me that emotional energy can be communicated on film. | O ruhların fotoğraflar aracılığıyla sevdikleri kimselerle bağlantıya geçebileceğini söyledi. Duygusal enerjinin filmde iletişime geçebileceğini söyledi. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I know. I know. | Biliyorum, biliyorum. Biliyorum. Biliyorum. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
But all of your ruined photos? | Fotoğraftaki yansımaları düşün? Ama bozulan resimlerin? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Everything that�s happened I think it�s that girl from the road. | Başımıza gelen herşey, yoldaki o kızla ilgili. Olanlar...bence yoldaki kızla ilgili. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
She�s angry at me for what I did to her. | Ona yaptıklarımızdan dolayı çok kızgın. Ona yaptıklarımdan dolayı bana kızgın. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
There�s a man that people go to... | Bu konuyla ilgili insanların gittiği biri var... Bir adam var insanlar... | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
to... cleanse their spirits. | ona gitmeliyiz. Ruhlardan arındırıyor. ...ona ruhlarını temizletmeye gidiyormuş. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I think he should take a look at our pictures. | O resimleri ona göstermeliyiz. Bence resimlerimizi göstermeliyiz. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Jane, a fortuneteller? Please. I need you. | Jane falcıya mı gidelim? Lütfen. Sana ihtiyacım var. Jane falcıya mı gideceğiz? Lütfen, sana ihtiyacım var. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
What can it hurt? | Ne kaybederiz? Ne zararı var ki? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
We can go in. | Girelim. Girebiliriz. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
We saw your article. | Makalenizi gördük. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Well, we wanted to know. What are these? | Bunların ne olduğunu bilmek istiyoruz. Bilmek istiyoruz. Nedir bunlar? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Not the skin. | Beden... Ten değilsiniz. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
This is not us. | ve ruh birleştiğinde... Biz ten değiliz. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
We are spirit. | insanoğlu ortaya çıkar. Ruhtan oluşuyoruz. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Just alive. The spirit is energy. | Böylece canlı hale geliriz. Ruh enerjidir. Canlıyız sadece. Ruh enerjidir. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
When the body dies, the flesh rots. | Öldüğümüzde ruh bedeni terk eder ve beden çürür. Beden öldüğünde, ten çürür. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
The spirit leaves, but the energy remains. | Ruh enerjidir asla yok olmaz. Ruh çıkar, ama enerji kalır. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Light is energy. | Enerji ışık gibidir... Işık enerjidir. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
The camera catches light. | ve kamera ışığı yakalar. Fotoğraf makinesi ışığı yakalar. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
That�s how this works. | Bu şekilde işler. Böyle olur. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
But what makes them appear? | Fakat neden görünmek istiyorlar? Ama onları ortaya çıkaran nedir? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Passion twists the spirit. | Tutku ruhu sarar. Tutku ruhu geri çevirir. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Too much desire... or love... or hate. | çok fazla tutku... yada aşk... nefrete dönüşür. Çok fazla arzu etmek veya sevmek veya nefret etmek. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
The spirit becomes... locked to the body. | Buda ruhun bedende sıkışmasına neden olur. Ruh bedene kilitlenmiş olur. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Trapped in death. | ölümcül bir tuzak. Ölüm tuzağına düşürür. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Mr. Murase, we had an accident. | Bay Murase, biz bir kaza yaptık. Bay Murase, bir kaza geçirdik. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
He�s talkin� crazy. Wait, what is he saying? | Saçmalık. Bekle, ne söyledi? Manyak manyak konuşuyor. Dur, ne diyor? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
He�s saying we�re on our own. I think he�s trying to help us. | Bizim itiraf etmemizi. Bize yardımcı olabilir. Tek başımıza olduğumuzu söylüyor. Sanırım bize yardımcı olmaya çalışıyor. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
We�re leaving. Come on! | Gidelim. hadi ama! Gidiyoruz. Hadi! | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
He said there�s nothin� he can do. | Birşey yapamayacağını söylemiştim. Yapabileceği bir şey olmadığını söyledi. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
But why? Did he say anything that can help us? | Ama neden? Yardımı dokunacak birşey söylemedi mi? Ama neden? Bize yardımcı olabilecek bir şey söylemedi mi? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
The guy�s a fake, a scam artist, okay? We�re wasting our time here. | O bir sahtekar, tamam mı? Burada daha fazla zaman harcamayalım. Adam üçkâğıtçı, dalavereci, tamam mı? Burada boşuna vakit kaybediyoruz. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Seiko. Hey, it�s me. | Seiko. Merhaba, benim. Seiko. Benim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Hey, everybody. I�m sorry I�m late. | Herkese merhaba. Üzgünüm geciktim. Selam millet. Geç kaldığım için özür dilerim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |