Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 147885
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Never again. You understand me? | Bir daha asla. Beni anlıyor musun? | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Seems I remember a talk about you giving orders on my boat. | Gemimde emir vermenle ilgili bir konuşma yaptığımızı hatırlıyorum. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Well, we're off your boat. | O zaman biz de geminden ineriz. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Just as soon as River gets her share of the bounty. | River ganimetten payını alır almaz. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Let's not do anything hasty... No, shiny! | Acele bir karar vermeyelim... Hayır, güzel! | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
We'll be on Beaumonde in 10 hours' time... | On saat içinde Beaumonde'da oluruz... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
you can pick up your earnings and be on your merry. | kazandıklarınızı alıp, yolunuza gidersiniz. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Meantime, you do your job. | Bu arada işini yap. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Patch up my crew. | Mürettebatımı tedavi et. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
He didn't lie down. | Uzanıp yatmadı. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
They never lie down. | Asla yatmazlar. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
No, I think things will glide a deal smoother for us... | Hayır, River ve Simon olmadan her şeyin... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
without River and Simon on board... | bizim için daha kolay olacağını ben de biliyorum... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
but how long do you think they'll last? | ama sence ne kadar dayanırlar? | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Doc made his call. | Doktor kararını verdi. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
They's as babes in a basket when we took them in. | Onları aldığımızda sepetteki bebekler gibiydiler. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
We sheltered them plenty. | Onları çok defa koruduk. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Man has to cut loose, learn to stand on his own. | Kendi ayakları üstünde durması için bir adamın yalnız olması gerekir. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Like that man back in town? | Kasabadaki o adam gibi mi? | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
I had to shoot him. | Onu vurmak zorundaydım. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
What Reavers would've done before they killed him... | Yağmacıların onu öldürmeden önce yapacakları şey... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
I know. That was a piece of mercy. | Biliyorum. Acıdığın içindi. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
But before that, him begging us to bring him along. | Ama ondan önce, onu da götürmemiz için yalvarırken. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
We couldn't take the weight. Would've slowed us down. | Ağırlığı kaldıramazdık. Bizi yavaşlatırdı. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
You know that for certain? Mule won't run with five. | Bundan kesinlikle emin misin? Katır beş kişiyle gitmezdi. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
I should've dumped the girl? Or you? Or Jayne? | Kızı mı bırakmalıydım? Ya da seni? Ya da Jayne'i? | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Oh, Jayne... | Oh, Jayne... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
You could've tossed the payload. Tossed the... | Ganimeti atabilirdin. Atmak mı... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Zoe, I got bits falling off my ship, I got a crew ain't been paid... | Zoe, gemimden dökülen parçalar , maaşları ödenmemiş mürettebatım var | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
and, oh, yeah, a powerful need to eat sometime this month. | ve evet bu ay içinde de bir ara yemek yemeye ihtiyacım var. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
We tell Fanty and Mingo we skunked the job... | Fanty ve Mingo'ya işi berbat ettiğimizi söylersek... Fanty ve Mingo'ya işi beceremediğimizi söylesek... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
what do think they'll do to us? | sence bize ne yaparlardı? | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
We're close to gone out here. | Burada çıkışa yakınız. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
We get a job, we got to make good. | Bir işimiz var ve onu iyi yapmamız gerek. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Sir, I don't disagree on any particular point. | Efendim, her hangi bir şeye karşı çıkıyor değilim. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
in the time of war, we would've never left a man stranded. | ...savaş zamanı, geride asla bir adam bırakmazdık. savaştayken asla geride bir adam bırakmazdık. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Maybe that's why we lost. | Belki de bu yüzden kaybettik. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
I do not get it. | Anlamıyorum. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
How's a guy get so wrong? | Bir adam nasıl bu kadar yanılabilir? | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Cutting on his own face, raping and murdering. | Kendi suratını parçalayıp, tecavüz eder ve öldürür. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
I'll kill a man in a fair fight... | Adil bir dövüşte bir adamı öldürürüm... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
or if I think he's gonna start a fair fight... | ...veya adil bir dövüş başlatacağını düşünürsem... ya da bir kavga başlatacağını düşünürsem... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
or if he bothers me, or if there's a woman... | ya da beni rahatsız ederse, ya da ortada bir kadın varsa... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
or if I'm getting paid. Mostly only when I'm getting paid. | ya da bana para ödenirse. Özellikle de bana para ödenirse. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
These Reavers, the last 10 years... | Bu yağmacılar son 10 yıldır... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
they show up like the boogeyman from stories. | masallardan çıkan öcüler gibi ortaya çıkıyorlar. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Eating people alive? Where does that get fun? | İnsanları canlı canlı yemek mi? Bunda eğlence nerede? | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Shepherd Book said they was men who just... | Kılavuz Book onların uzayın.. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
reached the edge of space, saw a vasty nothingness... | sonuna kadar gittiklerini, koca bir hiçlik gördüklerini... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
and went bibbledy over it. | ve çıldırdıklarını söylemişti. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
I've been to the edge. | Ben de soa gittim. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Just looked like more space. | Sadece biraz daha fazla uzay gibi görünüyordu. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
It can get awful Ionely in the black. | Karanlıkta inhsan çok yalnız kalabilir. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Like to get addlepated ourselves, we stay on this boat much longer. | Bu gemide daha fazla kalırsak bizim de olacağımız gibi aptallaştırabilir. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Captain will drive us all off, one by one. | Kaptan teker teker hepimizi gitmeye zorlayacak. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Just like Simon and River. | Tıpkı Simon ve River gibi. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Just like Inara. | Aynen Inara gibi. Tıpkı Inara gibi. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Kaylee, are you ever going to put that capture down? | Kaylee, o makinayı bırakacak mısın? | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
We got to have records of everything, Inara. | Her şeyin kaydını almamız lazım, Inara. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
A bona fide companion entertained clients on this very ship. | Bu gemide işine bağlı bir arkadaş müşterilerini eğlendiriyordu. Bu gemide iyi niyetli bir arkadaş müşterileri eğlendiriyordu. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
In this very bed. Well, I can't do my work here. | Tam da bu yatakta. Ben burada çalışamam. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
And I don't think the Captain approves. | Ve Kaptan'ın da onaylayacağını sanmıyorum. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
The Captain wants you to stay... | Kaptan kalmanı istiyor... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
That man doesn't know what he wants. I don't have time to... | O adam ne istediğini bilmiyor. Onunla kaybedecek zamanım... O adam ne istediğini bilmiyor. Benim uğraşacak vaktim... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Don't talk to the barkers, talk to the captains. | Çığırtkanlarla konuşmayın, kaptanlarla konuşun. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
You look the captain in the eye. Know who you're dealing with. | Kaptanın gözünün içine bakın. Kiminle uğraştığınızı anlayın. Kaptanın gözünü içine bakın. Kiminle uğraştığınızı anlayın. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
I wish there was... | Keşke... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
You shouldn't ought to be so clean. | Bu kadar temiz olmanıza gerek yok. Bu kadar temiz olmamalısınız. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
It's a dead giveaway you don't belong, you always got to be tidy. | Her zaman derli toplu olmanız, sizin buraya ait olmadığınızı ele verir. her zaman temiz olmanız buraya ait olmadığınızın göstergesidir. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Don't pay anybody in advance. | Kimseye peşin ödeme yapmayın. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
And don't ride in anything with a Capissen 38 engine... | Ve bir Capissen 38 motoru olan hiçbir şeye binmeyin... Ve Capissen 38 motoru olan hiç bir şeye binmeyin... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
they fall right out of the sky. | ...gökyüzünün dışına uçuveriyorlar. doğruca gökyüzünden aşağı düşüyorlar. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Kaylee. | Kaylee. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
I fear it isn't safe anymore. | Artık güvenli değil. Korkarım artık güvenli değil. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
...only survivors of the massacre apparently... | anlaşıldığı kadarıyla katliamdan kurtulan kişiler ... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
locked themselves in the train station vault. | ...kilitleyenler, katliamdan kurtulmayı başarabilmişler. kenidlerini tren istasyonu kasasına kilitlemişler. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Kaylee, this is a place of business. We can talk about Simon when... | Kaylee,burası bir işyeri. Simon hakkında daha sonra konuşabiliriz... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
When he's four worlds away? | Dört dünya kadar uzaklaştıktan sonra mı? Dört dünya uzaklaştığı zaman mı? | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Or the Alliance gets a hold of him and River? | Ya da İttifak onu ve River'ı yakaladığında mı? | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
That ain't my worry. | Bu benim derdim değil. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
I got to finish this job and get us another one. | Bu işi bitirip, bize yenisi bulmalıyım. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Can't do that carrying those two. | Bunu, o ikisini yanımda taşıyarak yapamam. Bunu o ikisini taşırken yapamam. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
How can you be so cold? | Nasıl bu kadar soğuk olabilirsin? | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Captain didn't make them fugitives. | Kaçak olmalarına kaptan sebep olmadı. Onları Kaptan kaçak yapmadı. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
But he could have made them family. | Ama onları aile yapabilirdi. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Instead of keeping Simon from seeing I was there. | ...onları aileden biri haline getirebilirdi. Simon'ı görmeme engel olmak yerine. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
When I carried such a torch, when we could've... | İçimde böyle bir ateş varken biz... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
We're going on a year now, I ain't had nothing twixt my nethers... | Bir yıldır beraberiz ama bacaklarımın arasına pille çalışmayan... Bir yıldır bu işteyiz, ölüler arasında... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
weren't run on batteries. | ...hiç bir şey girmedi. olmak dışında hiç bir şeyim yoktu. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Oh, God! I can't know that! | Tanrım! Bunu bilemezdim! | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
I could stand to hear a little more. | Kalıp biraz daha dinleyebilirim. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
If you had a care for anybody's heart... | Herhangi birinin kalbi ile ilgilenseydin... Eğer herhangi birirnin kalbiyle biraz daha ilgilenseydin... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
You knew he was gonna leave. | Gideceğini biliyordun. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
We never been but a way station to those two. | O ikisi için biz yalnızca bir durak olduk. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
And how do you know what he feels? | Ve onun ne hissettiğini biliyor musun? | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
He's got River to worry on but he still could've shown you... | River için endişeli ama yine de sana gösterebilirdi... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
If I truly wanted someone bad enough... | Eğer birini gerçekten çok isteseydim... | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
wouldn't be a thing in the 'verse could stop me from going to her. | ...evrende ona gitmemi engelleyecek hiçbir şey olamazdı. evrende ona gitmemi engelleyecek hiç bir şey olamazdı. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Tell that to Inara. | Bunu Inara'ya anlat. | Serenity-1 | 2005 | ![]() |
Domestic troubles? | Aile içi sorunlar mı? Aile içi sorunlar? | Serenity-1 | 2005 | ![]() |