Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 14764
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
But we take the diamonds back, they kill us. | Ama elmasları geri götürünce bizi öldürürler. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Wasn't that the problem to begin with? | En baştaki sorun da bu değil miydi? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
We don't have a choice | Başka seçeneğimiz yok | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
what, we're just going to go back there and get killed? That's the plan | ne yani, oraya öylece geri döneceğiz ve öldürüleceğiz, öyle mi? Plan bu yani | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
to go back there and get | oraya dön ve | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Fuck, man, will you | Defol git ahbap | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
shut the fuck up? | şu lanet çeneni kapayacak mısın? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
l hate your fucking girlfriend, man. | Kahrolası kız arkadaşından nefret ediyorum dostum. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Pay me back, take them. | Geri ödeme yapın, elmasları alın. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
They're yours, after all. | Ne de olsa sizin bunlar. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
How much is this? | Ne kadar var orada? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
The 90 lakhs you gave us, all of it. | Bize verdiğiniz 9 milyonun tamamı. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
How many do you want to buy? | Kaç tanesini almak istiyorsunuz? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
That'll be double then. | O zaman o paranın iki katını getirmelisiniz. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Look, the 90 lakhs you gave us, l'm giving it all back. | Bak, 9 milyonu bize sen verdin, hepsini geri veriyoruz. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Please, just return our diamonds. | Lütfen elmaslarımızı geri ver. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
The guys who sold me the diamonds had no idea of their value. | Bana elmasları satan adamların, kaç para ettiği konusunda hiçbir fikirleri yoktu. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
But l did. That's why double. | Ama benim var. Bu yüzden iki katını istiyorum. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Look, l'm begging you | Bakın, size yalvarıyorum | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
it's a matter of life and death. | bu bir ölüm kalım meselesi. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
My frIend | Arkadaşım | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
l've heard these sob stories before. | bu acıklı hikayeleri daha önce de duymuştum. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
l'm running a business, not a charity. | Ben bir şirket işletiyorum, hayır kurumu değil. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Somebody will die, okay, you understand? | Biri ölecek, tamam mı, anlıyor musun? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
We were here half an hour ago, nothing has changed. | Sadece yarım saat önce buradaydık, hiçbir şey değişmedi. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
This is my final offer | Son teklifim bu | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
double. | iki katı. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Tashi, no, no! | Tashi, hayır, hayır! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Throw him out! | Atın şunu dışarı! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Throw the motherfucking bastard out! | Atın şu aşağılık pezevengi dışarı! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Times of lndia. | "Times of lndia" gazetesine. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Drag me half way across the city? | Beni şehrin bir ucundan diğerine sürükleyeceksin, öyle mi? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
l only do that for people who know me | Bunu yalnızca beni tanıyan insanlar için yaparım | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
for friends, and in the middle of the fucking day! | arkadaşlarım için ve kahrolası günün tam ortasında! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
l have a deadline. | Zamanım bitiyor. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Trust me | Güven bana | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
so do l. | ben de sana. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
This is the plan? | Plan bu mu? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Find a parking spot, sit tight till we show up | Bir park yeri bul, biz gelene kadar oradan ayrılma | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Nothing to worry about | Endişelenecek bir şey yok | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
watch it! | önüne bak! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Hey, aunty.! | Hey, teyze! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Fuck off, you half wit! | Siktir git, seni denyo! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Can't see with this thing in my face! | Suratımda bu şeyle önümü göremiyorum! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Whatever you do, keep your face covered. | Ne yaparsan yap, yüzünü kapalı tut. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
l'm assuming there's going to be an explanation at some point? | Bir ara bir açıklama yapacağınızı umuyorum, açıklaması var değil mi? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Yes, of course, but later. | Evet, tabi ama daha sonra. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Why do we have to give it back? The guy's an asshole. | Parayı neden geri vermemiz gerekiyor? O herif tam bir puşt. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
This isn't a robbery | Bu bir soygun değil | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
we're taking back what's ours, returning what's his. | bizim olanı geri alacağız, onun olanı da geri vereceğiz. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Ours? | Bizim olan mı? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Nothing is ours | Ortada bizim olan bir şey yok | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
we're just the dumb fucks stuck in the middle! | biz belanın ortasında saplanıp kalmış kuş beyinlileriz! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
We should keep the fucking money | Kahrolası parayı vermemeliyiz | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Cow! | İnek! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
You drive, let me do the thinking. | Sen arabayı sür, düşünme işini bana bırak. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Stop here, stop here. | Burada dur, burada dur. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Because, I don't want to puII up at the store In a brIght red car. | Çünkü parlak kırmızı bir arabayla mağazanın önüne park etmek istemiyorum. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Okay, find a spot as close to the store as you can, park there. | Tamam, mağazaya olabildiğince yakın bir yer bul ve oraya park et. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Man, l'm dying in this. Do you know how hot this thing is? | Dostum, bu şeyin içinde ölüyorum ben. Bunun ne kadar sıcak olduğunu biliyor musun? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Yes, l'm wearing one. | Evet, aynısından ben de giyiyorum. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Move, you fuck are you blind? | Yürüsene, seni ahmak kör müsün? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
No, not this either. | Hayır, bu da değil. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Ma'am, how about thIs one? | Hanımefendi, bu nasıl? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
No, show me something else. | Hayır, başka bir şeyler göster. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Ma'am, If you teII me what you 're IookIng for, | Hanımefendi, eğer nasıl bir şey aradığınızı söylerseniz | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
I'II be abIe to heIp you better. | size daha kolay yardımcı olabilirim. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Not this, don't you have anything else? | Bu değil, elinizde başka bir şey yok mu? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Okay, ma'am. | Pekala hanımefendi. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
How about thIs? | Bu nasıl? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Let's go, everything's crappy. | Hadi gidelim, her şey berbat! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Hold on, hold on! | Durun, durun! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
What's the matter, ma'am? You didn't like anything? | Sorun nedir hanımefendi? Bunu beğenmediniz mi? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
No, this is garbage. | Hayır, berbat bir şey bu. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Why don't you step into my office? l have something you 'll love. | Neden ofisime geçmiyorsunuz? Seveceğiniz bir şeyler var. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Please, come. | Lütfen, gelin. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Nafisa, will you wait here? l'll be right back. | Nafisa, sen burada bekler misin? Hemen dönerim. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Please, come. | Lütfen, buyrun. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
ls my set ready? Or will you make me wait again? | Benim set hazır mı? Yoksa beni yine bekletecek misiniz? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Madam, orange juice? | Bayan portakal suyu alır mısınız? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
What range are you looking in? | Hangi aralıkta bir şey arıyorsunuz? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Price is no object. | Fiyat önemli değil. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Only a connoisseur can appreciate true craftsmanship. | Yalnızca bir uzman gerçek işçilikten anlar. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Here you go. Just for you . | Buyrun. Size özel. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
You won't find such fine work anywhere else, l guarantee it. | Böyle ince işçiliği başka yerde bulamazsınız, garanti ederim. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Does it come with anklets? | Halhallarla birlikte mi kullanılıyor? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Of course, let me show you . | Tabi, durun göstereyim. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
This isn't a robbery, l'm taking back what's mine. Your money's outside. | Bu bir soygun değil, benim olanı geri alıyorum. Paran dışarda. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
You won't get away | Kaçamayacaksın | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Don't worry about me, you thief. | Sen beni merak etme, hırsız. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Tape, tape. | Bant, bant! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Damn, fuck! You saala tevadia fucking rat, fuck, l should rob you! | Allahın belası gerizekalı! Seni kahrolası sıçan, siktir, seni soymalıyım! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
My sock! | Çorabım! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Your set. | Setiniz. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
l never imagined it would turn out so beautifully. | Bu kadar güzel olacağını düşünmemiştim. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
l want to thank him personally. Where is he? | Ona kişisel olarak teşekkür etmek isterim. Nerede kendisi? | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
In hIs offIce, I'II caII hIm . | Ofisinde, çağırayım. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Walk, don't run. | Yürüyün, koşmayın. | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Stop.! | Durun! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |
Run, run, run! | Koş, koş, koş! | Delhi Belly-1 | 2011 | ![]() |