Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 14751
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
what the want, how they're connected. | ...ne istediklerini, nasıl iletişime geçtiklerini anlamak demek. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
For instance, see dub Larkin over there at the butcher stand? | Örneğin, kasap standında duran Dub Larkin'i görüyor musun? | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Always has his wife or daughter with him. | Eşi ya da kızı hep onun yanında olur. Neden? | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Well, they keep him off the slam. | Başını beladan uzak tutuyorlar. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
That's hanya uritso. | Bu Hanya Uritso. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
She has no intention of buying a rug, | Halı almaya hiç niyeti yok ama her gün orada oluyor. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
The rug peddler's the father of her youngest. | Halıcı en küçük çocuğunun babası. Kocası bunu bilmiyor. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
This is the only way the peddler can see his child. | Halıcının çocuğunu görebilmesinin tek yolu bu. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Like those rugs, the hollows is a pattern of interwoven threads. | O halılar gibi oyuklar da beraber dokunmuş bir iplik modeli. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
If you know how they stitch together, | Nasıl dikildiklerini bilirsen... | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
you can find out anything you wanna know. | ...istediğin her şeyi öğrenebilirsin. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Knowledge is power, Nolan. | Bilgi güçtür, Nolan. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
In the case of my bioman, | Biyo adamımın durumundaysa... | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
it's the knowledge that he fancies castithans. | ...Castithanlar'dan hoşlandığını biliyorum. Gerçi anlıyorum da. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
The latest object of his affections holes up here. | Hoşlandığı son obje de burada saklanıyor. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Don't be stupid, pal. | Aptallık yapma dostum. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Come, come, come, come now, now, now. | Gel hadi, gel. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Allow me to introduce | Tanıştırayım... | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
the increasingly anxious Mr. Skevur. | ...gittikçe daha çok üç buçuk atan Bay Skevur. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Lawkeeper Nolan has a few questions | Polis Nolan uslu arkadaşın... | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
about your good friend... Ulysses. | ...Ulysses hakkında birkaç soru soracak. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
He's all yours. | Senindir. Teşekkür ederim. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
You can see by his eyes, though, he's terrified. | Oysa gözlerinden korktuğunu görebilirsin. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Funny thing is he's not looking at me, Datak. | İşin tuhaf yanı bana bakmıyor Datak. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
He's looking at you and I'm the guy with the gun. | Sana bakıyor. Elinde silahı olan da benim. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Mr. Skevur. | Bay Skevur. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Well, that cut looks nasty. | Kesikler kötü gözüküyor. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
I think Datak's boys got here before me. | Sanırım Datak'ın adamları buraya benden önce ulaşmış. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
I think they impressed on you | Benimle iş birliği yapmamanın önemini vurgulamış olmalılar sadece. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Then I get to beat on you fruitlessly for a while | O zaman seni bir süre verimsizce döverim. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
until Datak swoops in, whispers in your ear, | Sonra Datak baskın yapar, kulağına fısıldar... | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
and all of a sudden, the information flows. | ...ve birden bilgi akar gider. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
I get to look like a big, dumb ape. | Ben kalın kafalı amele durumuna düşerim, sense kahraman olursun. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
How close am I? | Yaklaştım mı? Yeterince yaklaştın. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
But for the record, I had no intention | Ama kayıtlara geçsin, bu iğrenç adamın... | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
of whispering in this disgusting man's ear. | ...kulağına fısıldamak gibi bir niyetim yoktu. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Soso can I tell him? | Anlatabilir miyim yani? | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
I don't care what you do. | Umurumda değil. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Thank Rayetso. | Rayetso'ya şükürler olsun. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
I helped Ulysses set up a lab in a downed stratocarrier, | Ulysses mahvolmuş bir strato taşıyıcıda laboratuvar kurdu. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
about 30 clicks beyond the pass. | Yolun 30 kilometre kadar ilerisinde. Kızı da orada bulacaksınız. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
I want out. | Nefes almak istiyorum. Her şeyden kurtulmak. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
The mine, you, all of it, I'm done. | Benden, senden, her şeyden. Artık bıktım. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
You're not Luke. | Sen Luke değilsin. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
You're never gonna be Luke. | Asla Luke olamayacaksın. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
There's a spot in my heart that's all his. | Kalbimde tamamen ona ait olan bir yer var. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
It's right next to the one for your sister and your mother... | Kız kardeşinle annene ait olan yerin tam yanında. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
And you. | Seninkinin de yanında. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
I love exactly who you are. | Ben seni bu halinle seviyorum. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
You could terraform this entire mud ball all over again | Tüm bu çamur topağını tekrar tekrar şekillendirebilirsin. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
I respect your professionalism. | Profesyonelliğine saygı duyuyorum. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
I admire your ambition. | Hırsına hayranım. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
You would kick its ass. | ...ortalığın anasını ağlatırdın. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Boy, not everything's about you. | Her ipin ucu sana dokunmuyor, evlat. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Well, you were right about your brother. | Kardeşin hakkında haklıydın. Bir şeyler saklıyordu. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
There are things I can't explain at the bottom of the l 7 shaft. | L 7 kuyusunun dibinde açıklayamayacağım şeyler var. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
That's where your brother found this. | Kardeşin bunu orada buldu. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
Help me prep these two for the maze. | Bu ikisini labirente hazırlamama yardım et. | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
You killed Miko. | Miko'yu öldürdün! | Defiance-2 | 2013 | ![]() |
PASSING FANCY | GEÇİCİ HEVES | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
"A geisha tells a client she loves him. | "Geyşanın biri, müşterilerinden birine onu sevdiğini söyler. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
He lies and says he'll come again." | Adam ise yalan söyleyip yeniden geleceğini söyler." | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
NANIWABUSHI NARRATIVE BALLAD | NANIWABUSHI ŞİİR ANLATISI | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
"Your sincerity won my timid heart. It was love at first sight." | "Samimiyetin, utangaç kalbimi fethetti. Adeta bir ilk görüşte aşktı." | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Pay attention! You're missing the headliner! | Biraz dikkatini verin! Önemli şeyler kaçırıyorsun! | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Leave him alone. Kids don't care about these stories. | Rahat bırak onu. Çocuklar böyle hikayeleri umursamaz. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
"Takao will come next March... next March..." | "Takao önümüzdeki mart gelecek... önümüzdeki mart..." 1 | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Look at the barber! | Berbere bak! | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Old man, get your mind off your business! | Babalık, işine o kadar dalma! | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
"That was the true love of Takao, a geisha." | "Bu, geyşa Takao'nun gerçek aşkıydı." | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
"Everyone yearns for love. Love sets our thoughts in flight." | "Herkes sevgi için yanıp tutuşur. Sevgi, düşüncelerimizi harekete geçirir." | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
You can say that again! | Sana katılıyorum! | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
I hate girl trouble. | Kız meselelerinden nefret ederim. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Girl trouble's not so bad. Money trouble's worse. | Kız meseleleri o kadar da kötü değil. Para meseleleri daha fena. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
"Seeking love is like climbing a waterfall." | "Sevgiyi aramak, bir şelaleye tırmanmak gibidir." | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Trust me and just get married. | Bana güven ve sadece evlenmeye bak. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
It ain't bad. | Hiç kötü değil. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Put tonight's bill on my tab. | Bugünün hesabını bana yaz. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
I'll bet you were a real looker once. | Eminim ki bir zamanlar harika bir piliçtin. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
I can't be too honest. I owe you money. | O kadar da dürüst olamam. Sana borcum var ne de olsa. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Hey, old man, mind your own business! | Hey, babalık, kendi işine bak! | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Is there anywhere around here I can stay? | Bu civarlarda kalabileceğim bir yer var mı? | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Sure there is! | Tabii ki var! | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
I've got a kid but no wife. | Bir tane çocuğum var ama karım yok. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Not in front of your son. | Oğlunun yanında yapma bari. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
How can such a young girl be homeless? | Böyle genç bir bayan nasıl evsiz olabilir? | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
I worked at the silk mill in Senju until yesterday. | Düne kadar Senju'daki ipek fabrikasında çalışıyordum. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Fired? | Kovuldun mu? | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
You mean you have no relatives? | Hiç akraban yok mu yani? | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Don't fall for that old trick. | Böyle eski numaralara kanma. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Young guys can be so heartless. | Genç delikanlılar çok kalpsiz olabiliyorlar. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
What are you going to do? | Ne yapacaksın peki? | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
She can stay here. | Burada kalabilir. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
She won't cause any trouble, will she? | Bize herhangi bir sorun çıkartmaz, değil mi? | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
If she does, I'll be responsible. | Eğer çıkartırsa da sorunlusu ben olacağım. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Dad, you're late for work. | Baba, işe geç kalıyorsun. | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Don't hit your dad's shin like that! | Babanın kavalkemiğine öyle vurma! | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Obey your parents while they're alive! | Sağlarken ebeveynlerinin sözünü dinle! | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
Don't your teachers tell you that? | Hocalarınız bunları anlatmıyor mu? | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |
You know why a hand has five fingers? | Bir elde neden beş parmak olduğunu biliyor musun? | Dekigokoro-1 | 1933 | ![]() |