Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 14494
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
All right, spaz. | Hemen de kızıyorsun. | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
It's like a Nickelback tribute band, | Nickelback'in cover grubu gibi bir şey, | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
but the early stuff. | ama eski baya... | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
Uh, what's your favorite movie? | Ee, favori filmin ne peki? | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
Of course! How could I | Tabii ya! Neden daha önce | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
I've ever met in my entire life! | sahip olabileceği en kötü zevklere düşkün. | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
The fact that he doesn't like my food... | Yemeklerimi beğenmemiş olması demek... | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
it might be the greatest compliment | şimdiye kadar aldığım en büyük | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
I've ever received. | iltifat gibi bir şey. | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
Thank you, Pac. | Teşekkürler, Pac. | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
Thank you for helping me | Bu değerlendirmeyi ciddiye almamamı | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
take this review with a grain of salt. | gösterdiğin için teşekkür ederim. | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
"You're" welcome. | "Bir şey" değil. | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
What's happening? | Bu da ne? | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
But the chef is gone. | Ancak, şef artık yok. | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
Are you gonna eat this? | Yiyecek misin bunu? | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
I will stab you with my fork! | Yaklaşma saplarım! | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
Check out Mr. Lonely. | Bay Yalnız'a bak. | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
Kind of smoky. | Tütünümsü kokuyor. | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
Like, cigarette smoky? | Sigara dumanlı sanki? | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
It's strong, I feel like I'm getting... | Baya sertmiş, ufaktan kafayı bu... | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
Well, well, well. | Bak sen, bak seeen... | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
If it isn't my new favorite actress. | Favori aktrisim değil de kim bu? | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
I don't know what you're talking about. | Ne demek istediğini anlamadım. | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
What I came in here to tell you was | Buraya gelme sebebim Sue'dan | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
stay away from Sue! All right? | uzak durman, tamam mı? | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
You ruined her life. I am not going | Hayatını zaten mahvettin ve sonraki | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
onto one of Sue's fingers | sırf hayalet olarak kalabilsin, | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
to keep her from walking into her light | ışığına kavuşamasın ve sadece | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
just so she could come back here | gelip burada senin için çalışsın diye saklamadım. | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
to stop her from going into the light? | ve ışığına kavuşmasına engel mi oldun? | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
New job offer. | Yeni bir iş teklifi. | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
You come and work for me | Gel, TV şovunda benim için çalış ve | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
Sue would never believe you. | Sue asla inanmazdı sana. | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
Did we get all of that? | Hepsini kaydettik mi? | Deadbeat-1 | 2014 | ![]() |
What would a home look like? | Nasıl bir ev hoşunuza giderdi? Ev dediğin nasıl olmalı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I do not know. | Benim bir fikrim yok. Bilmiyorum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I think the farm in the Valley, | Vadideki bir çiflik evi, sanırım. Vadide bir çiftlik evi mesela. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
As the place where we grew up. | Aynı içinde büyüdüğümüz gibi. Tıpkı Liza'yla benim... | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Located in a ... | Yitirdiğimiz geçmişte... ...büyüdüğümüz ev gibi. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I remember that there were orchids on that night. | O gece orada orkidelerin olduğunu anımsıyorum. Geceleri orkidelerin oraya saklanıp, | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Looking through the many Windows. | Bir çoğu pencereden bana bakıyorlardı. ...pencereden eve bakardık. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Wait until Dad went back to sleep so you can go back in. | Babam yatmaya gidene kadar bekledim ondan sonra içeri girdim. Babam uykuya dalsın da, içeri girebilelim diye. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Do you remember that Liza?. 1 | Liza sen de hatırlıyor musun? 1 Bunları hatırlıyor musun, Liza? 1 | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I think I fainted hit me. | Beni dövmeyi severdi sanırım. Sigarası elindeyken sızıp, bütün evi yaktığını... | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
The House was on fire. | Evi ateşe verdim. ...hayal ederdim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Orchids, the whole valley in flames. | Tüm vadideki orkideler alevler içinde kaldı. Orkidelerin, bütün vadininin yanıp tutuştuğunu. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
As Liza, first killing?. | Liza ilk büyük işin neydi? Nasıl hissediyorsun, Liza? İlk büyük işinden sonra... | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I don't know, sad. | Bilmiyorum, söylediğim gibi? Bilmem, heyecanlıyım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Nervous, I can spy on someone. | Gerginim, Biri köstebeklik yapabilir. Gerginim, sanki kendimi değil de, pis işler yapan... | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Someone who is doing something dirty. | Kirli bir iş yapan biri. ...başka bir kadını izliyor gibiyim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Yes, I know what you mean. | Evet, ne demek istediğini anladım. Evet, o hissi iyi bilirim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Shame. | Utanç. Utanıyorum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Is smaller sister, the bad feelings It's a good sign. | Küçük kardeşim, kötü hissediyor bu iyiye işaret. Sorun yok kardeşim, kendini kötü hissediyorsan işler iyi demektir. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Liza. | Liza. Liza. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Liza, you hear me? | Liza, beni duyuyor musun? Liza, beni duyuyor musun? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Liza. I understand. | Liza. Seni duyuyorum. Liza. Evet, duyuyorum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Are you in pain? | Ağrın var mı? Bir yerin acıyor mu? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
No, I think I'm good. | Hayır, sanırım, ben iyiyim. Hayır, iyiyim galiba. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Ello. | Ello. Theo nasıl? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You should use your seatbelt. | Sana hep emniyet kemerini bağla derim. Keşke emniyet kemerini takmış olsaydı. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Shit. | Lanet. Kahretsin. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
(SIRENS) The help text, there was an accident on the freeway. | Otoyolda bir kaza oldu. Yardım gönderin. 131. Otoyol'da kaza meydana gelmiş. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You can move? I think so. | Hareket edebiliyor nusun? Öyle sanıyorum. Hareket edebilecek misin? Sanırım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Let me know when you're ready. | Hazır olduğunda bana haber ver. Arkamdan gel. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Are you feeling well? Can you hear me? | Kendini iyi hissediyor musun? Beni duyabiliyor musun? İyi misiniz? Beni duyabiliyor musunuz? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Lord, I hope you can forgive me. (SHOOT) | Tanrım, umarım beni affedersin. Bayım, umarım beni affedersiniz. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Addison. Liza. | Addison. Liza. Addison. Liza. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Take the money. | Paraları al. Parayı al. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Liza now! | Liza, haydi! Hemen Liza! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
See if you can take the bag, take what you want. | Çantayı alabilirsen içine bak alabildiğin her şeyi al. Çantaya doldurabildiğin her şeyi yanına al. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I'm sure he called help, Police will be here soon. | Yardım çağrısı yaptığına eminim, Polis çok yakında burada olur. O polis memuru kesin destek çağırmıştır. Birazdan gelirler. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
It shouldn't be so stupid now, do you understand? | Şimdi aptallığın sırası değil, beni anladın mı? Hata yapma lüksümüz yok, anladın mı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Did you get the money? Mmhm . | Paraları aldın mı? Parayı aldın mı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Most. You are taking this medicine? | Çoğunu. Peki ilaçlarını aldın mı? Çoğunu aldım. İlacını aldın mı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I think so. Let's get our skates. | Sanırım. Her şey hazır. Sanırım. Hadi kaçalım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Deadfall | Ölüm Çukuru | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
(CHAT SOUND PEOPLE) Invoices come to pack up, you're out of here. | Bill burada işin bitti, dışarı çıkıyorsun. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Now go my friend. | Çabuk ol arkadaşım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Take care of yourself out there. What are you doing? | Dışarıda kendine dikkat et. Ne yapıyorsun? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You have your files?, We took? | Eşyalarını, sakladık? Belgelerin falan, her şey hazır mı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I am fine thank you. | Sağolun, teşekkür ederim. Sorun yok, teşekkürler. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You are going to meet your parents for Thanksgiving?. | Şükran gününde babanlara gidecek misin? Şükran Günü için arkadaşlarınla mı buluşacaksın? Bilmiyorum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Just take me out of here. (BEEP SOUND NICE) | Sadece beni buradan çıkar. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Hello? | Selam? Efendim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Hello? This Jay. | Selam? Benim Jay. Efendim? Baba, benim Jay. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Daddy are you there? | Baba orada mısın? Orada mısın baba? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Hi son. | Merhaba evlat. Merhaba oğlum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
How are you? | Nasılsın? Nasıl gidiyor? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Well. | Eh. Bildiğin gibi. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Listen, I'm in the midst of something ... I'll get your mother. | Dinle, yapmam gereken bir şeyin tam ortasındayım ... Anneni veriyorum. Ben biraz meşgulüm de, en iyisi anneni vereyim sana. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Who is this? | Kim o? Kim arıyor? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Hello. | Merhaba. Efendim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
MOM it's me. | Anne benim. Anne, benim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Oh Lord, my dear, how are you? | Tanrım, merhaba tatlım, nasılsın? Aman Tanrım, merhaba canım. Nasılsın? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I'm out. What? | Dışarı çıktım. Ne? Tahliye oldum. Ne? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
This morning for good behavior. Oh my God. | Bu sabah, iyi halden. Tanrım. Bu sabah, iyi halden salıverildim. Tanrıya şükür. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
This is good, you're going to come Thank you for tomorrow? | Bu muhteşem, yarın şükran günü için gelecek misin? Harika. Yarın Şükran Günü'ne gelebiliyorsun o zaman. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Oh, I'll make it good fun, as before. | Oh, çok güzel şeyler yapacağım, aynı öncekiler gibi. Eski günlerdeki gibi, çok güzel olacak. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
What about dad? | Babam ne olacak? Babam ne olacak? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |