Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 13977
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
That's kind of him to say! | Bu ona göre kibar sayılır. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He started it. | O başlattı. Tekrar dene. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He deserved it. | Bunu hak etmişti. Alakasız. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
How is that irrelevant? | Nasıl alakasız? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He's an obnoxious loudmouth, everyone knows it. | O pis gevezenin teki ve herkes bunu biliyor. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Maybe I just got fed up. | Belki de artık bıkmışımdır. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I don't buy that macho crap, | Bu maço saçmalıklarını ondan beklerim, senden değil. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You're smarter than that. | Sen bundan daha akıllısın. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
What, I'm smarter, so I should know better. | Ne var, madem ben daha akıllıyım, o yüzden daha sağduyulu olmalıyım. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He's stupid and he gets a pass. | Oysa aptal olduğu için suçlanmayacak. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I want us to be honest with each other. | Birbirimize karşı dürüst olmamızı istiyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
We can do that, right? | Bunu yapabiliriz, değil mi? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I know why I assumed Jace Corso's identity | Bu gemiye girmek için neden Jace Corso'nun kimliğini kullandığımı buldum. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
and snuck aboard this ship. | Ve insanların anlattığının yarısı bile doğruysa, Ve insanların anlattığının yarısı bile doğruysa, | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I came here to kill Three. | Buraya Üç'ü öldürmeye geldim. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I ran a data search using my genetic info | Son istasyondaki transfer kapsüllerinden aldığım DNA'mı kullanıp tarama yaptım. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
This is what it came back with. | Bu da o şekilde ortaya çıktı. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I had a wife. | Bir karım vardı ve Üç, onu öldürdü. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
It says he was a suspect, the charges were never proven. | Sadece bir şüpheli olduğu yazıyor, suçlamalar kanıtlanmamış. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Because they never caught him to stand trial. | Çünkü onu mahkemeye çıkarmak için yakalayamadılar. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Obviously, I decided to take matters into my own hands. | Görünüşe göre olayı kendim halletme yoluna gitmişim. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Do you remember her? | Onu hatırlıyor musun? Biraz olsun? Hayır. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Should that make a difference? | Bunun bir fark yaratması mı gerekiyor? Sen söyle. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
How do you mourn someone you don't remember? | Hatırlamadığın birinin yasını nasıl tutabilirsin? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
All I know for sure is that this is my life now. | Tek bildiğim, bunun benim yaşamım olduğu. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Trapped in this flying metal box, | Bu uçan metal kutuda hapsolmuş, kaçarken sürekli arkamı kolluyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
And he put me here. | Ve buraya gelme sebebim o. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Like it or not he and everyone else on this ship | Hoşuna gitse de gitmese de o ve bu gemidekiler, elinde olan tek şey. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
And how long before we turn on each other? | Peki birbirimize düşman olmamız ne kadar zaman alacak? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Before someone sells us out? | Ne zaman içimizden biri bizi satacak? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You said it yourself, according to Five, | Kendin söyledin, Beş'e göre hafızalarımızı silen kişi tehlikeli olduğumuzu... | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
whoever wiped our memories did it because | ...düşündüğü için yaptı bunu. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
What does that mean? | Ne demek peki bu? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
It means they wanted us nice and docile | Bu, bizi nazik ve uysal olmaya itip gemiyi ve... | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
or collect the bounty on our heads, or both. | ...başımıza konan ödülleri toplamak için fırsat yarattılar demek. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
That was a lifetime ago. | Bu çok uzun zaman önceydi. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
We've already proven nobody remembers. | Kimsenin olayı hatırlamadığını zaten kanıtladık. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
So what're you saying? | Ne diyorsun yani? Hepimiz artık yeni insanlar mıyız? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Fresh start? | Temiz bir başlangıç mı yaptık? Sıfırdan mı başlayacağız? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
There was a time not too long ago when you would've agreed | Kısa bir zaman öncesine kadar sen de geçmişte yaptığımız şeylerin... | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
that we could change, make up for past deeds. | ...bedelini ödeyip, değişebileceğimize inanıyordun. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
That was before... | Bu öncedendi. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Before what? | Neyden önce? Bizden biri olduğunu öğrenmeden önce. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Some people turn bad, | Bazı insanları yaşam şartları kötü yapar, durum öyle gerektirir, anlarım. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
But some people are born that way. | Ama bazıları kötü olarak doğar. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
And they lie, murder, cheat, and steal. | Yalan söyler, cinayet işler, aldatır ve çalarlar. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
And they'll turn on you, sooner or later, | Ve önünde sonunda sana bir şekilde kazık atarlar çünkü onların doğası böyle. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Three is rotten to the core. | Üç dibine kadar çürümüş biri. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
We all might sleep better if we cut our losses. | Onunla bağımızı koparırsak hepimiz daha huzurlu uyuruz. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Aren't you gonna ask me? | Bana sormayacak mısın? Neyi? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
About the night in question. | O geceyi. Babamı öldürüp öldürmediğimi? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You're not curious? | Merak etmiyor musun? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Why wait? | Neden bekleyesin? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I'm delivering you as ordered. | Seni emredildiği üzere götürüyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
No matter what you say, it won't make a difference. | Söylediğin herhangi bir şey fark yaratmayacak. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Even if I'm innocent? | Masum olsam bile mi? Bana masum olduğunu söylesen bile. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I spoke with you that night, in the corridor. | O gece koridorda seninle konuşmuştuk. Sarhoştun, Denka. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
And very angry. | Ve çok öfkeliydin. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I should have escorted you back to your room but instead, | O gece odana kadar sana eşlik etmeliydim... | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I let you go, and that decision will haunt me to my dying day. | ...ama gitmene izin verdim ve bu kararım beni öldüğüm güne kadar huzursuz edecek. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I'd just learned about my brother being sent away. | Kardeşimin sürgün edildiğini yeni öğrenmiştim. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You may not have liked it | Hoşuna gitmemiş olabilir ama kardeşinin sürgün edilmesi yapılması gerekendi. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He'd become a distraction to you. | Senin dikkatini dağıtan bir etmen olacaktı. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
And how ironic that he now sits on the throne | Åu an tahtta oturanın o olması ve benimse sorunun kaynağı olmam ironik. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Your father always feared your impetuousness | Baban daima aceleciliğinin senin sonunu getirmesinden korkardı. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
No. | Hayır. Benim sonumu getiren şey, tahmin edilebilirliğim oldu. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
When I went to confront him that night, | O gece babamla yüzleşmeye gittiğimde, çoktan ölmüştü. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
My step mother had cut his throat | Üvey annem onun boğazını kesip orada beni beklemiş. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You don't seem surprised. | Åaşırmış görünmüyorsun. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Is it because you think I'm a liar | Bu, senin beni bir yalancı olarak görmenden mi kaynaklı yoksa... | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
or is it because I'm finally confirming | ...zaten şüphelendiğin bir şeyi... | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
something you had already suspected, which one is it? | ...doğrulamamdan mı, hangisi? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
As I said, I should have stopped you. | Dediğim gibi, seni durdurmalıydım. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I think you're lifting way too heavy. | Sanırım fazla ağır kaldırıyorsun. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Y'know, you've been kind of grumpy lately. | Son zamanlarda biraz huysuzsun. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I've had a lot on my mind. | Kafamda bir sürü şey var. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Look, if you're looking for someone to play games with, | Bak, oyun oynayacak birilerini arıyorsan, androidi dene. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I'm not here to play games, I'm here to learn. | Buraya oyun oynamaya değil, bir şeyler öğrenmeye geldim. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I want you to teach me how to fight. | Bana nasıl dövüşeceğimi öğretmeni istiyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
No. | Olmaz. Neden? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You were teaching One. | Bir'e öğretiyordun. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
And I'm as much a member of this crew as he is. | Hatırladığım kadarıyla ben de en az onun kadar bu geminin tayfasındanım. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
No, you're not like us, and you shouldn't want to be like us. | Hayır, sen bizim gibi değilsin ve bizim gibi olmamayı dilemelisin. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You've got our memories in your head. | Kafanda bizim anılarımız var. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You know we've crossed a line and we can't ever go back. | Hepimizin bir çizgiyi aştığını ve artık geri dönemediğimizi biliyorsun. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
We can't undo all the hurt we've caused. | Yarattığımız hasarı tersine döndüremeyiz. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
And no matter how far or fast we fly this ship, | Ve bu gemiyle ne kadar hızlı gidersek gidelim, geçmişimiz bizi yakalayacak. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
And when it does, there's gonna be hell to pay. | Bu olduğunda da, ödeyeceğimiz çok büyük bir bedel olacak. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
So teach me how to protect myself. | Öyleyse bana kendimi nasıl koruyacağımı öğret. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You want to know how to protect yourself? | Kendini nasıl koruyacağını mı öğrenmek istiyorsun? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Walk away. | Uzaklaş. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Take your share of what's owed you, | Kendine düşen payı al ve bir sonraki istasyonda in. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
get off at the next space station, | Nasıl diye sorma biliyorum işte! | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
and buy yourself a ticket to anywhere you want to go. | Gitmek istediğin bir yere bir bilet al. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
But I don't want to go. | Ama gitmek istemiyorum ki. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You guys are my friends. | Sizler benim arkadaşlarımsınız. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
No, we're not. | Hayır, değiliz. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
We're just a bunch of strangers thrown together by circumstance. | Bizler tesadüfi bir şekilde bir araya gelmiş bir avuç yabancıyız. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You know how many of us would jump at the chance | Aranmayacağımızı bilsek kaçımız bu gemiden giderdi haberin var mı? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Every last one of us. | Hepimiz. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |