Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 13975
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Those are mine. | Onlar benim. Onlar benim. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
What is that? | O nedir? Viski. O nedir? Viski. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Wasn't on the list, but I remembered for you. | Listeye koymamışsınız ama ben sizin için hatırladım. Listeye koymamışsınız ama ben sizin için hatırladım. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You know what was on the list? | Listede ne vardı biliyor musun? Ne? Listede ne vardı biliyor musun? Ne? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Juice. | Meyve suyu. Hallettim. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
What are you looking at? | Sen neye bakıyorsun? Sen neye bakıyorsun? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Someone was supposed to get seeds for hydroponics. | Birinin topraksız bitkiler için tohum alması gerekiyordu. Birinin topraksız bitkiler için tohum alması gerekiyordu. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
That was Four. | Dört alacaktı. Dört alacaktı. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Four, this is Two, please come in. | Dört, ben İki, cevap ver lütfen. Dört, ben İki, cevap ver lütfen. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Four, where are you? | Dört, neredesin? Dört, neredesin? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He's not here. | Burada yok. Burada yok. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He's not in his room either. | Odasında da değil. Kılıcı da yok. Odasında da değil. Kılıcı da yok. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Where's my brother? | Kardeşim nerede? Kardeşim nerede? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry, Denka. | Üzgünüm, Denka. Üzgünüm, Denka. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He could not make it. | Gelemedi. Gelemedi. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I'm here in his place. | Onun yerine ben geldim. Onun yerine ben geldim. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I don't like surprises. | Sürprizlerden hoşlanmam. Sürprizlerden hoşlanmam. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Then my apologies, because you're not gonna like this one. | Öyleyse özür dilerim, çünkü bundan hiç hoşlanmayacaksın. Öyleyse özür dilerim, çünkü bundan hiç hoşlanmayacaksın. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Drop your weapons and stand back. | Silahlarını at ve geri çekil. Silahlarını at ve geri çekil. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Most of the time, he just blends into the background. | Zamanın çoğunu arka plana uyum sağlayarak geçiriyordu. Zamanın çoğunu arka plana uyum sağlayarak geçiriyordu. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You don't notice him until he speaks up | O konuşana kadar veya tabaktaki son havucu alana kadar varlığını fark etmezdin. O konuşana kadar veya tabaktaki son havucu alana kadar varlığını fark etmezdin. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Maybe next time we should implement | Belki sonrakinde bir çeşit arkadaşlık sistemi oluşturmalıyız. Belki sonrakinde bir çeşit arkadaşlık sistemi oluşturmalıyız. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
It wasn't an oversight. | Gözden kaçan bir şey değildi. Gözden kaçan bir şey değildi. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I remember him coming back from the station. | İstasyondan geri geldiğini hatırlıyorum. İstasyondan geri geldiğini hatırlıyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
So do I. | Ben de. Buradaydı. Ben de. Buradaydı. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Well he's not anymore unless he's hiding somewhere. | Bir yerlerde saklanmıyorsa, artık gemide değil. Bir yerlerde saklanmıyorsa, artık gemide değil. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Why would he be hiding? | Neden saklansın ki? Neden saklansın ki? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Well sometimes I hide out in the vents | Tek başıma kalıp düşünmem gerektiği zamanlarda havalandırmaya giderim. Tek başıma kalıp düşünmem gerektiği zamanlarda havalandırmaya giderim. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I'm tracking the location of his comm. | Telsizini takip ediyorum. Telsizini takip ediyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
It's here. | Burada. Burada. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
On board the ship? | Gemide mi? Köprüde. Gemide mi? Köprüde. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Found it! | Buldum! Buldum! | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He left his comm, he packed up his gear. | Telsizini bırakıp teçhizatını toplamış. Telsizini bırakıp teçhizatını toplamış. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Guys, I think it's pretty obvious, | Bence durum gayet açık, onsuz ayrılmamızı istedi. Bence durum gayet açık, onsuz ayrılmamızı istedi. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
But why, he seemed happy here? | Neden böyle bir şey yapsın ki, burada mutlu görünüyordu? Neden böyle bir şey yapsın ki, burada mutlu görünüyordu? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He seemed nothing. | Duygularını göstermiyordu ki. Duygularını göstermiyordu ki. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
That guy was harder to read than that book he gave me. | Onu anlamak, bana verdiği kitabı anlamaktan bile daha zor. Onu anlamak, bana verdiği kitabı anlamaktan bile daha zor. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
That book is a classic. | O kitap tam bir klasiktir. O kitap tam bir klasiktir. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
The pig is a wimp and that spider's a know it all. | O domuz tam bir muhallebi çocuğu ve örümcek de ukalanın teki. O domuz tam bir muhallebi çocuğu ve örümcek de ukalanın teki. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
We should go back for him. | Onun için geri dönmeliyiz. Onun için geri dönmeliyiz. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
So that what, we can confirm what we already know? | Dönüp ne yapacağız, zaten bildiğimiz şeyi onaylamış mı olacağız? Dönüp ne yapacağız, zaten bildiğimiz şeyi onaylamış mı olacağız? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He owes us an explanation. | Bize bir açıklama borçlu. Bize bir açıklama borçlu. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He owes us nothing. | Bize bir şey borçlu değil. Bize bir şey borçlu değil. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Nobody on this ship owes anybody anything. | Bu gemideki kimse kimseye bir şey borçlu değil. Bu gemideki kimse kimseye bir şey borçlu değil. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He's gone. | Gitti işte. Bırakalım gitsin. Gitti işte. Bırakalım gitsin. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
There's something you should know. | Bilmeniz gereken bir şey var. Bilmeniz gereken bir şey var. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He's royalty? | Kraliyet ailesinden mi? Kraliyet ailesinden mi? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
A prince, next in line to the throne until | Bir prensti, babası olan imparatoru öldürmekle suçlanana kadar veliahttı. Bir prensti, babası olan imparatoru öldürmekle suçlanana kadar veliahttı. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
But he didn't do it. | Ama bunu o yapmadı. Ama bunu o yapmadı. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
They're blaming him, but it wasn't him. | Onu suçluyorlar ama öldüren o değildi. Onu suçluyorlar ama öldüren o değildi. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
How long have you known about this? | Bunu ne kadar süredir biliyorsun? Bunu ne kadar süredir biliyorsun? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Didn't we just have a conversation about honesty | Daha yeni dürüstlük ve birbirimizden bir şey saklamamak için konuşma yaptık. Daha yeni dürüstlük ve birbirimizden bir şey saklamamak için konuşma yaptık. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
But it was personal information. 1 | Ama bu kişisel bir bilgiydi. Ama bu kişisel bir bilgiydi. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
It was up to Four to share it. | Paylaşmak Dört'e bağlıydı. Paylaşmak Dört'e bağlıydı. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Then why did you tell her? | Öyleyse neden ona anlattın? Öyleyse neden ona anlattın? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Oh, well she knows everything. | O her şeyi biliyor. O her şeyi biliyor. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Oh that's just great. | Aman ne güzel. Aman ne güzel. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Four's a prince. | Dört bir prensmiş. Dört bir prensmiş. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He's a terrorist we still haven't figured out your deal. | O bir terörist, ve senin ne ayak olduğunu hala öğrenemedik. O bir terörist, ve senin ne ayak olduğunu hala öğrenemedik. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
What is with all the secrets? | Bu sırlar ne olacak? Bu sırlar ne olacak? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Is there anything that anyone here | Burada olup da içini dökmek isteyen biri var mı? Burada olup da içini dökmek isteyen biri var mı? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Because we're gonna find out sooner or later. | Çünkü er ya da geç ortaya çıkacak. Çünkü er ya da geç ortaya çıkacak. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Anyone? | Kimse mi yok? Kimse mi yok? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Okay, back to the issue at hand. | Pekala, elimizdeki konuya dönelim. Pekala, elimizdeki konuya dönelim. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Are you kidding me? | Dalga mı geçiyorsun? Bu her şeyi değiştirir. Dalga mı geçiyorsun? Bu her şeyi değiştirir. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
We go back. | Geri dönüyoruz. Geri dönüyoruz. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Oh, now you want to go back. | Demek şimdi de geri dönmek istiyorsun. Demek şimdi de geri dönmek istiyorsun. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, if he's innocent, we should be there, | Evet, masumsa, arkasında olup onu desteklemeliyiz. Evet, masumsa, arkasında olup onu desteklemeliyiz. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
That's what friends do. | Arkadaşlar böyle yapar. Arkadaşlar böyle yapar. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Oh and by support him, you mean | Arkasında olmaktan kastın da, o tahta oturduktan sonra ondan yararlanmak mı? Arkasında olmaktan kastın da, o tahta oturduktan sonra ondan yararlanmak mı? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
We could all benefit from having a friend | Hepimiz arkamızı kollayan bir arkadaştan faydalanabiliriz. Hepimiz arkamızı kollayan bir arkadaştan faydalanabiliriz. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
If this is all true, it's not going to be as simple | Bunların hepsi doğruysa, geri dönüp tahtı almak o kadar da kolay olmayacaktır. Bunların hepsi doğruysa, geri dönüp tahtı almak o kadar da kolay olmayacaktır. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He's been on the run for a reason. | Kaçmasının bir sebebi vardı. Kaçmasının bir sebebi vardı. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
His step brother will help him. | Üvey kardeşi ona yardım edecektir. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
His step brother is probably Emperor now. | Üvey kardeşi muhtemelen şu an imparator olmuştur. Üvey kardeşi muhtemelen şu an imparator olmuştur. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Why the hell would he help him? | Neden ona yardım etsin ki? 1 | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Four always used to look out for him growing up. | Dört çocukluklarında ona hep göz kulak oldu. Yakınlardı. Dört çocukluklarında ona hep göz kulak oldu. Yakınlardı. Yani eğer bir yolunu bulabilirsem... | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Well I'm guessing things are a little different now. | Åimdi işlerin biraz daha farklı olduğunu zannediyorum. Åimdi işlerin biraz daha farklı olduğunu zannediyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
He could be walking into a mess of trouble. | Başına büyük bela açıyor olabilir. Başına büyük bela açıyor olabilir. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
And so could we if we follow him. | Ve onu takip ederek biz de, tabii. Ve onu takip ederek biz de, tabii. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Which is probably why he didn't tell us. | Muhtemelen bu yüzden bize söylemedi. Muhtemelen bu yüzden bize söylemedi. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I contacted the space station authority. | İstasyon güvenliğiyle konuştum. İstasyon güvenliğiyle konuştum. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
According to their security section, | Güvenlik birimlerine göre, Dört'ün eşgaline uyan biri bu sabah... Güvenlik birimlerine göre, Dört'ün eşgaline uyan biri bu sabah... | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
boarded a merchant freighter early this morning. | ...bir tüccar gemisine binerek ayrılmış. ...bir tüccar gemisine binerek ayrılmış. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
The ship is currently in FTL but once it drops out, | Gemi şu an ışık hızında ama çıktıkları anda onlarla iletişim kuracağım. Gemi şu an ışık hızında ama çıktıkları anda onlarla iletişim kuracağım. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Wouldn't want me to bleed out before my execution? | İdamımdan önce kan kaybından ölmemi istemezsin değil mi? İdamımdan önce kan kaybından ölmemi istemezsin değil mi? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Imagine how disappointed everyone would be. | Ne hayal kırıklığı olurdu ama. Ne hayal kırıklığı olurdu ama. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Nowhere near as disappointed as I was | Senin gerçekten ortaya çıkmandan duyduğum hayal kırıklığına yaklaşamaz. Senin gerçekten ortaya çıkmandan duyduğum hayal kırıklığına yaklaşamaz. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I thought you were smarter than that. | Senin daha akıllı biri olduğunu sanırdım. Senin daha akıllı biri olduğunu sanırdım. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
And I thought my brother was more honorable. | Ben de kardeşimin daha onurlu olduğunu. Ben de kardeşimin daha onurlu olduğunu. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I suppose that makes us even then. | Sanırım bu bizi eşit yapıyor. Sanırım bu bizi eşit yapıyor. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
No Denka, I'm afraid you got the worst end of the staff. | Hayır Denka, maalesef senin durumun çok daha vahim. Hayır Denka, maalesef senin durumun çok daha vahim. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You almost sound disappointed Akita san. | Neredeyse hayal kırıklığına uğramış gibisin, Akita san. Neredeyse hayal kırıklığına uğramış gibisin, Akita san. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You had so much potential. | Çok yüksek potansiyele sahiptin. Çok yüksek potansiyele sahiptin. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Ryo! | Ryo! Ryo! | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Why did you hesitate? | Neden tereddüt ettin? Neden tereddüt ettin? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
I had already won the point. | Puanı zaten almıştım. Puanı zaten almıştım. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
There was no need to strike father. | Saldırmam için bir sebep yoktu, baba. Saldırmam için bir sebep yoktu, baba. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
Really? | Öyle mi? Öyle mi? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
What is it you think you're learning here? | Burada ne öğrendiğini sanıyorsun? Burada ne öğrendiğini sanıyorsun? | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |