Search
English Turkish Sentence Translations Page 22128
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Would it be difficult to get another loan from the bank? | Bankadan kredi çekmemiz zor mu? | Giant-1 | 2010 | |
| I think that route is pretty much out of the question now. | Bence o yolu kullanmamıza imkan yok. | Giant-1 | 2010 | |
| Chairman Jo Minwoo of Manbo Construction is here. | Jo Pilyeon'un kimden destek aldığının farkında değil misin? Manbo İnşaat'tan Müdür Jo Minwoo geldi. | Giant-1 | 2010 | |
| Escort him in. | İçeri al. | Giant-1 | 2010 | |
| Yes, Chairman. | Peki, Müdür Hanım. | Giant-1 | 2010 | |
| Have a seat, Chairman Jo. | Buyurun, Müdür Jo. | Giant-1 | 2010 | |
| This is awkward, I'll just drop the formalities. | Garipsedim. Resmi konuşmayalım. | Giant-1 | 2010 | |
| Fine with me. | Benim için hava hoş. | Giant-1 | 2010 | |
| I wondered if you could lend us some money. | Bize kredi verebilir misin diye merak ediyordum. | Giant-1 | 2010 | |
| So a huge corporation like yours comes knocking at our doors?! What a honor. | Manbo İnşaat gibi büyük bir şirket kapımızı çalıyor... Onur duydum. | Giant-1 | 2010 | |
| I'd like to start with five billion. | Öncelikle beş milyar ile başlamak istiyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| We might need more down the line. | İleride fazlasına ihtiyaç duyabiliriz. | Giant-1 | 2010 | |
| Our biggest strength is quick loans. | Durumumuz hızlı kredilere el verişli. | Giant-1 | 2010 | |
| But I'm sure you know that our interest rates are higher than commercial banks? | Faiz oranlarımız ticari bankalara oranla daha yüksek, farkında mısın? | Giant-1 | 2010 | |
| Five billion?! | Beş milyar mı? | Giant-1 | 2010 | |
| I looked into it, | Araştırdım... | Giant-1 | 2010 | |
| and seems they have outstanding loans with their main bank for over 10 billion. | Asıl bankalarından 10 milyardan fazla kredi çekmişler. | Giant-1 | 2010 | |
| I'm sure it's not money they need for Manbo Plaza. | Parayı Manbo Plaza'ya kullanmayacaklarından eminim. | Giant-1 | 2010 | |
| Then, where would he spend all that money? | Nereye harcayacak dersin o kadar parayı? | Giant-1 | 2010 | |
| Lobby. | Lobiciliğe. | Giant-1 | 2010 | |
| Is there really a chance he will become prime minister? | Başbakan olma şansı yüksek mi? | Giant-1 | 2010 | |
| It's more than likely. | Hem de nasıl. | Giant-1 | 2010 | |
| There's only one year left until the elections... | Seçimlere bir yıldan az vakit kaldı... | Giant-1 | 2010 | |
| That's why Jo Pilyeon's lobbying works. | Jo Pilyeon'un lobiciliği o yüzden işe yarıyor zaten. | Giant-1 | 2010 | |
| It's just political spin, anyway. | Amacı politika dünyasına geri dönmek. Milletvekili Oh! | Giant-1 | 2010 | |
| And if his father obtains that post, | Babası o mevkiye ulaşırsa... | Giant-1 | 2010 | |
| it'll be like giving wings to Jo Minwoo? | ...eşim Oh Nam Suk'a veriyorum." ...Jo Minwoo'ya resmen kanat takacaktır. | Giant-1 | 2010 | |
| Wouldn't this influence your business as well? | Bu mesele senin işlerini de etkilemez mi? | Giant-1 | 2010 | |
| Why do you think Jo Minwoo is so eager to help his father? | Jo Minwoo babasına neden can atarak yardım ediyor sanıyorsun? | Giant-1 | 2010 | |
| So he can conspire with him to gain benefits at his rivals' expense. | Tek amacı onunla birleşip rakibinin zararlarından çıkar sağlamak. | Giant-1 | 2010 | |
| And I'll be the target of their little complot. | Kurdukları ufak ittifakın hedefindeki kişi benim. | Giant-1 | 2010 | |
| But if we find my brother, we can bring an end to all this. | Gel gör ki, ağabeyimi bulabilirsek tüm bu oyunlara son verebiliriz. | Giant-1 | 2010 | |
| We must find him. | Onu bulmak zorundayız. | Giant-1 | 2010 | |
| I'm Jo Minwoo. | Adım Jo Minwoo. | Giant-1 | 2010 | |
| Your father seems really proud of you. | Baban seninle çok gurur duyuyormuşa benziyor. | Giant-1 | 2010 | |
| I've heard the upcoming cabinet reshuffle is keeping him on his toes. | Bakanlar kurumu görev dağılımı yüzünden tetikte durduğunu duydum. | Giant-1 | 2010 | |
| Seems like I'll have to take good care of you on his behalf until then. | O zamana dek, babam yerine sizinle ilgilenme görevini üstlenmeliyim. | Giant-1 | 2010 | |
| You can never be too careful. | İnsan asla yeterince dikkatli davranamıyor. | Giant-1 | 2010 | |
| It's a secret Swiss bank account. | Gizli İsveç bankasının hesabı. | Giant-1 | 2010 | |
| So how many trips are you going to make, when it could just take one? | Tek bir defa yetecekken kaç defa gelip gitmeyi düşünüyorsun? | Giant-1 | 2010 | |
| You and your father are quite different, after all. | Baban ile aranda bayağı fark varmış meğer. | Giant-1 | 2010 | |
| We're a little lacking here. | Verdiğin para yetmiyor. | Giant-1 | 2010 | |
| We're a little lacking, so give me some more? | "Verdiğin para yetmiyor. Biraz daha ver" mi? | Giant-1 | 2010 | |
| I think that it's what he was suggesting. | Bence demeye çalıştığı oydu. | Giant-1 | 2010 | |
| Shameless piece of shit... | Utanmaz şerefsiz... | Giant-1 | 2010 | |
| How would you like to proceed? | Ne yapmayı düşünüyorsunuz? | Giant-1 | 2010 | |
| Are you going to stop now? | Bırakacak noktada mıyız? | Giant-1 | 2010 | |
| But the money for Manbo Plaza's... Enough with that damned Manbo Plaza, please. | Fakat Manbo Plaza'nın parası... Bırak lanet Manbo Plaza'dan bahsetmeyi. | Giant-1 | 2010 | |
| Wow... Who is this? | Vay... Kimleri görüyorum? | Giant-1 | 2010 | |
| Minwoo, long time no see. | Minwoo, uzun zamandır görüşmemiştik. | Giant-1 | 2010 | |
| Where have you been all this time? | Yıllardır nerelerdeydin? | Giant-1 | 2010 | |
| Be it you knocking at my door or the other way around, | İleride bir gün, ya sen benim kapımı çalarsın ya da ben senin... | Giant-1 | 2010 | |
| we'll soon get to meet. | ...o zaman bolca konuşuruz. | Giant-1 | 2010 | |
| I'm a bit late, so I'll get going. | Randevuma geciktim. Gideyim en iyisi. | Giant-1 | 2010 | |
| You little... | Vay vay... | Giant-1 | 2010 | |
| I don't see you in a few years, and look at what I have to witness. | İki üç yıl görüşmeyince ne hale bürünmüşsün. | Giant-1 | 2010 | |
| I apologize for not keeping in touch, Dad. | Arayıp sormadığım için özür dilerim, baba. | Giant-1 | 2010 | |
| Well, at least you seem to have made a decent living in the meantime. | En azından o süre içerisinde doğru düzgün yaşamaya başlamışsın. | Giant-1 | 2010 | |
| I have a little credit business in Sokcho. | Sokcho'da ufak bir kredi işi kurdum. | Giant-1 | 2010 | |
| Credit? Private lending, you mean? | Kredi mi? Tefecilik mi yani? | Giant-1 | 2010 | |
| And where did you find the money? | İşe başlayacak parayı nereden buldun? | Giant-1 | 2010 | |
| I entrusted the inheritance my mother left me to President Noh. | Annemin bana bıraktığı mirasını Müdür Noh'a verdim. | Giant-1 | 2010 | |
| So, have you made a little money? | Para kazanmaya başladın mı? | Giant-1 | 2010 | |
| I just acquired a department store in Sokcho. | Geçenlerde Sokcho'daki bir alışveriş merkezini devraldım. | Giant-1 | 2010 | |
| I'm also running a theater and a restaurant. | Ayrıca sinema ve lokanta sahibiyim. | Giant-1 | 2010 | |
| You made it big?! | Bayağı geliştirmişsin kendini. | Giant-1 | 2010 | |
| And they say that every dog has its day... | Talih bir gün herkese güler demişler... | Giant-1 | 2010 | |
| You will need a lot of financial backing now that you joined politics, right? | Politikaya girdiğin için parasal desteğe ihtiyacın var, değil mi? | Giant-1 | 2010 | |
| I will help you now. | Sana yardım edeceğim. | Giant-1 | 2010 | |
| You'll help me? | Yardım mı? | Giant-1 | 2010 | |
| And when am I supposed to find the time to read all these? | Hepsini okuyacak zamanı nereden bulacağım? | Giant-1 | 2010 | |
| Just be glad there's a line of people wanting to cast you. | Herkesin filminde seni oynatmak istemesine minnet duy. | Giant-1 | 2010 | |
| There's really nothing to my liking... | Hiçbiri hoşlandığım türden değil... | Giant-1 | 2010 | |
| Yes, Star Entertainment. | Evet, Star Entertainment. | Giant-1 | 2010 | |
| Take it. Who is it? | Telefon sana. Kim arıyor? | Giant-1 | 2010 | |
| You're looking for Lee Seongmo, right? | Lee Seong Mo'yu arıyorsunuz, değil mi? | Giant-1 | 2010 | |
| Sokcho?! | Sokcho mu? | Giant-1 | 2010 | |
| This fan from Sokcho called me, | Sokcho'daki bir hayranım arayıp... | Giant-1 | 2010 | |
| and he said he saw Seongmo. | ...Seong Mo oppayı gördüğünü söyledi. | Giant-1 | 2010 | |
| Miju, let's go. | Mi Ju, hemen yola çıkalım. | Giant-1 | 2010 | |
| Follow me. | Bizimle gelin. | Giant-1 | 2010 | |
| We'll have to meet over a drink later. | Akşama birlikte içmeye gidelim. | Giant-1 | 2010 | |
| Who was I going to meet this evening again? | Öğlen kiminle görüşeceğim demiştin? | Giant-1 | 2010 | |
| The Assembly speaker? | Meclis başkanıyla mı? | Giant-1 | 2010 | |
| Someone from a hospital in Sokcho saw a man with a bullet in his head. | Sokcho'daki hastanedeki bir adam kafasında mermi bulunan birini görmüş. | Giant-1 | 2010 | |
| A bullet in his head? Yes. | Kafasında mermi bulunan biri mi? Evet. | Giant-1 | 2010 | |
| And the description resembled Lee Seongmo. | Ettiği tarif Lee Seong Mo'ya benziyor. | Giant-1 | 2010 | |
| Hurry... | Çabuk... | Giant-1 | 2010 | |
| Go down to Sokcho and check it out. | Sokcho'ya gidip araştır. | Giant-1 | 2010 | |
| Wow... Nice view?! | Manzarası güzelmiş... | Giant-1 | 2010 | |
| Once the highway to Chuncheon is done, it will just be killer. | Chuncheon'daki karayolu tamamlanınca manyak duracak. | Giant-1 | 2010 | |
| Should we build here? | Burada bir şeyler inşa etsek mi? | Giant-1 | 2010 | |
| If the highway is extended to Sokcho, it would be even better. | Karayolu Sokcho'ya uzatılırsa çok iyi olurdu. | Giant-1 | 2010 | |
| The East Sea is close, too. | Hem Japon Denizi'ne de yakın. | Giant-1 | 2010 | |
| Nah... In a place like this, we should just build a resort. | Hayır... Böyle yere en iyisi otel inşa etmek. | Giant-1 | 2010 | |
| Chairman... Shall we give that a try? | Müdür Bey... Ne diyorsun, denesek mi? | Giant-1 | 2010 | |
| Where did he see him? | Nerede görmüşleri ağabeyimi? | Giant-1 | 2010 | |
| We're going to meet by the terminal. | Terminalin orada buluşacaktık. | Giant-1 | 2010 | |
| We must find him. | Ağabeyimi bulmak zorundayız. | Giant-1 | 2010 | |
| Then, it'll be all over for Jo Pilyeon. | Sonrasında geriye Jo Pilyeon'u alt etmek kalıyor. | Giant-1 | 2010 |