Search
English Turkish Sentence Translations Page 22054
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| and pushed me to go through all this just to see you smile. | Sırf gülüşünü görebilmek için beni bunları yaşamaya zorlayan da sendin. | Giant-1 | 2010 | |
| So blame yourself. | Suçlayacaksan kendini suçla. | Giant-1 | 2010 | |
| Your order is ready, Sir. | Siparişleriniz hazır, Beyefendi. | Giant-1 | 2010 | |
| Before I do something even worse. | Daha kötü şeyler yapmadan otur. | Giant-1 | 2010 | |
| Thought I saw someone. | Birini gördüm sandım. | Giant-1 | 2010 | |
| I'm sure it wasn't her. Let's eat. | O olmadığına eminim. Yiyelim hadi. | Giant-1 | 2010 | |
| Can't you cut it into smaller pieces? | Daha ufak parçalar kesemiyor musun? | Giant-1 | 2010 | |
| Then you lose all the taste. | O zaman bütün tadı kaçıyor. | Giant-1 | 2010 | |
| I know how much I disappointed you. | Seni hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| Since I couldn't protect you from my father. | Seni babamdan koruyamadım. | Giant-1 | 2010 | |
| I told you that wasn't the issue, didn't I? | Mesele baban değil dememiş miydim? | Giant-1 | 2010 | |
| If it's not, | Madem o değil... | Giant-1 | 2010 | |
| then why on earth are you acting like this? | ...ne sebeple böyle davranıyorsun? | Giant-1 | 2010 | |
| The more you meet me, the worse you'll feel. | Benimle her görüştüğünde, daha beter hissedeceksin. | Giant-1 | 2010 | |
| So please, stop. | Lütfen dur artık. | Giant-1 | 2010 | |
| I don't know how I could let go of you. | Seni nasıl bırakacağımı bilmiyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| I can't erase you from my mind. | Aklımdan silip atamıyorum seni. | Giant-1 | 2010 | |
| Then... I guess there's only one solution left. | O halde, geriye tek bir çözüm yolu kaldı. | Giant-1 | 2010 | |
| I'll have to force you to hate me instead. | Tam tersine, senin de benden nefret etmeni sağlayacağım. | Giant-1 | 2010 | |
| If you think you can, be my guest. | Becerebileceğini sanıyorsan, hiç durma. | Giant-1 | 2010 | |
| What have you been doing these last four years? | Son dört yıldır nelerle uğraşıyordun? | Giant-1 | 2010 | |
| Must I really tell you? | Söylemek zorunda mıyım? | Giant-1 | 2010 | |
| From now on, we'll dine together when I ask you to. | Bugünden itibaren, her istediğim zaman birlikte yemeğe çıkacağız. | Giant-1 | 2010 | |
| Another clause of that contract, you can check it. | Anlaşmanın diğer bir maddesi. Kontrol edebilirsin. | Giant-1 | 2010 | |
| Did you just use that to buy me? | O anlaşmayı beni satın almak için mi kullandın? | Giant-1 | 2010 | |
| Want something else other than that steak? | Bifteğin yanında canın bir şey çekiyor mu? | Giant-1 | 2010 | |
| Thank you for the dinner. | Yemek için teşekkürler. | Giant-1 | 2010 | |
| I'll drive you home. | Evine bırakayım. | Giant-1 | 2010 | |
| Is that another one of your clauses? | O da maddelerinden biri mi? | Giant-1 | 2010 | |
| Buying me dinner and driving me home. | Yemek ısmarladığın yetmemiş gibi... | Giant-1 | 2010 | |
| Tomorrow we will go back to that riverbank we've been to. | Yarın, her zaman gittiğimiz nehir kenarına gideceğiz. | Giant-1 | 2010 | |
| I'll come to get you. | Almaya geleceğim. | Giant-1 | 2010 | |
| Why didn't you tell me it was a Manbo Construction CF? | Manbo İnşaat'ın reklamı olduğunu niye söylemedin? | Giant-1 | 2010 | |
| It was a Manbo Construction CF?! | Manbo İnşaat'ın reklamı mıymış? | Giant-1 | 2010 | |
| Ohh... That? | Öyle mi? | Giant-1 | 2010 | |
| Turns out I heard it wrong. | Yanlış duymuşum herhalde. | Giant-1 | 2010 | |
| Does that make any sense? | Bu dediğin akla mantığa sığıyor mu? | Giant-1 | 2010 | |
| What's the big deal? | Niye büyütüyorsun olayı? | Giant-1 | 2010 | |
| If it's a huge corporation like Manbo Construction, all the better... | Söz konusu Manbo İnşaat gibi büyük şirketlerse, daha iyidir. | Giant-1 | 2010 | |
| And how about the contractual terms? | Peki ya akdi koşullar? | Giant-1 | 2010 | |
| Were you aware of any additional clauses besides the usual? | Olağan dışı maddelerin yanı sıra yazılanlardan haberdar mıydın? | Giant-1 | 2010 | |
| I was too busy to read all the fine print... | Ayrıntılı bilgileri okuyamayacak kadar meşguldüm... | Giant-1 | 2010 | |
| I just thought it would be all right, considering who we were dealing with. 1 | Manbo İnşaat tanınıyor diye sorun olmaz diye düşünmüştüm. | Giant-1 | 2010 | |
| Why, is anything wrong? | Ne o? Bir sorun mu çıktı? | Giant-1 | 2010 | |
| The contract is at the office, right? | Anlaşma ofiste duruyor, değil mi? 1 | Giant-1 | 2010 | |
| I'll have to check that out first. | Gidip bizzat okumalıyım. | Giant-1 | 2010 | |
| But I don't think your schedule would allow that... | Programından vakit bulacağını sanmıyorum... | Giant-1 | 2010 | |
| That's more urgent to me! | O daha önemli! | Giant-1 | 2010 | |
| Let's hurry up. | Çabuk sür. | Giant-1 | 2010 | |
| Miju? | Mi Ju? | Giant-1 | 2010 | |
| Miss Cha Soojeong! | Cha Soo Jeong Hanım! | Giant-1 | 2010 | |
| Here, take it. | Al bakalım. | Giant-1 | 2010 | |
| You can't imagine how much he's been pestering me to come see you. | Hyung sırf misafirliğe gelelim diye nasıl baskı yaptı bilemezsin. | Giant-1 | 2010 | |
| Like you didn't want to... | Sanki sen istemiyordun... | Giant-1 | 2010 | |
| Aww... I'm hungry. | Acıktım. | Giant-1 | 2010 | |
| But, aren't you two getting married? | İkiniz evlenmeyi düşünmüyor musunuz? | Giant-1 | 2010 | |
| Aren't you seeing anyone? | Kimseyle görüşmüyor musunuz? | Giant-1 | 2010 | |
| He's not too popular with women. | Ağabeyimin kadınlarla arası iyi sayılmaz. | Giant-1 | 2010 | |
| Like you are. | Sanki senin iyi. | Giant-1 | 2010 | |
| Of course I am. | Elbette iyi. | Giant-1 | 2010 | |
| I'm so popular, I can't take it anymore. | Öyle beğeniliyorum ki, daha fazlasını kaldıramıyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| Big Oppa, is that really true? | Seong Mo oppa, doğru mu diyor? | Giant-1 | 2010 | |
| No comment. | Yorum yapmıyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| Be right back. Make him confess. | Birazdan dönerim. İtiraf etmesini sağla. | Giant-1 | 2010 | |
| You never dated even once, have you? | Bugüne dek kimseyle çıkmadın, değil mi? | Giant-1 | 2010 | |
| is Jo Minwoo bothering you? | ...Jo Minwoo rahatsız ediyor mu? | Giant-1 | 2010 | |
| Good to hear, then. | Duyduğuma sevindim. | Giant-1 | 2010 | |
| Nah... With you by my side, why would it be? | Hayır... Siz yanımdayken neden zorluk çekeyim? | Giant-1 | 2010 | |
| Just say the word. | Ağzından çıkan iki kelimeye bakar. | Giant-1 | 2010 | |
| I will help you every step of the way. | Hemen yardımına koşarım. | Giant-1 | 2010 | |
| All right. | Evet. Anladım. | Giant-1 | 2010 | |
| Talked behind my back all this time, didn't you? | ...yarım saat boyunca arkamdan konuştunuz, değil mi? | Giant-1 | 2010 | |
| Wow... How did he guess? You can't fool him. | Nereden bildi? Az kurnaz değil... | Giant-1 | 2010 | |
| My ears were burning. | Kulaklarım çınlıyor. | Giant-1 | 2010 | |
| All our top business acquaintances have turned their backs on us? | İş dünyasındaki en önemli dostlarımız bize sırtlarını mı döndü dedin? | Giant-1 | 2010 | |
| So Noh Gapsoo is finally declaring war against me. | Noh Gap Soo bana karşı savaş başlattı. | Giant-1 | 2010 | |
| And it doesn't stop at that, | Onunla birlikte... | Giant-1 | 2010 | |
| as he's trying to make all stocks of companies we invested in hit the bottom. | ...yatırım yaptığımız bütün şirket hisselerinin düşmesi için çabalıyor. | Giant-1 | 2010 | |
| It's Miss Jeongyeon. | Jeong Yeon hanım gelmiş. | Giant-1 | 2010 | |
| Jeongyeon must not learn of this. | Jeong Yeon bu konuyu öğrenmemeli. | Giant-1 | 2010 | |
| Have you completed that business plan? | Bahsettiğin iş planını tamamladın mı? | Giant-1 | 2010 | |
| To obtain our permit for the credit institution, | Kredi kuruluşu için izin sağlayabilmenin yolu... | Giant-1 | 2010 | |
| we will have to go through very complex legal procedures. | ...oldukça karışık yasal prosedürlerden geçiyor. | Giant-1 | 2010 | |
| And we will need a start up capital of at least thirty billion won. | Dolayısıyla en az 30 milyar won ana para ile işe başlamalıyız. | Giant-1 | 2010 | |
| Any concrete plans on how to secure that capital? | O parayı nereden bulacağına dair kafanda somut bir plan oluşturdun mu? | Giant-1 | 2010 | |
| I'm weighing the options on... | Üzerinde düşündüğüm seçenekler... | Giant-1 | 2010 | |
| So you came to me with an incomplete plan? | Yani karşıma yarım bir planla mı çıktın? | Giant-1 | 2010 | |
| Or you really believed I would invest that much money all on my own? | Yoksa o kadar parayı tek başıma yatırım yapacağıma mı inanıyorsun? | Giant-1 | 2010 | |
| No.. I never implied... This is unacceptable. | Hayır... İma etmeye... Kabul edilebilir değil! | Giant-1 | 2010 | |
| I'll come again and bring you a more concrete plan. | Yanımda daha somut bir planla birlikte tekrar geleceğim. | Giant-1 | 2010 | |
| I don't want you to disappoint me again. | Sakın beni bir kez daha hayal kırıklığına uğratma. | Giant-1 | 2010 | |
| A Night for the 88 Olympic Games Businessmen Gather in Seoul | 88 Olimpiyat Oyunlarına Bir Gece Kala İş Adamları Seul'de Toplanacak | Giant-1 | 2010 | |
| You'll pierce a hole through that newspaper. | Gazeteye delik açacaksın neredeyse. | Giant-1 | 2010 | |
| How could the director tell you to find those thirty billion all on your own?! | Hanımefendi 30 milyar won'u tek başına bulmanı nasıl bekler? | Giant-1 | 2010 | |
| She had no reason not to. | Haksız sayılmaz. | Giant-1 | 2010 | |
| Jina. | Ji Na. | Giant-1 | 2010 | |
| Find out whether Deputy Mayor Han Myeongseok is in charge of this event. | Bu geceden sorumlu kişinin Başkan Vekili Han Myeong Sok olup olmadığını araştırsana. | Giant-1 | 2010 | |
| Why are you asking? | Neden lazımdı? | Giant-1 | 2010 | |
| So you want to help with the event? | Geceye yardımda mı bulunacaksın? | Giant-1 | 2010 | |
| Your father has been backing quite a few congressmen as of late, too. | Baban son zamanlarda bazı milletvekillerine destek çıkıyordu. | Giant-1 | 2010 |