Search
English Turkish Sentence Translations Page 21236
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Did you register Mom at the hospital? Yes. | Annemi hastaneye yatırdınız mı? Evet. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
He's the best liver specialist in the country. | Ülkedeki en iyi karaciğer uzmanı. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Apparently, people wait a year to be treated by him. | Doktora tarafından muayene edilmek için bir sene bekliyorlamış. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
And take this. | Ayrıca al bunu. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You won't ever have to worry about money. | Bir daha asla para konusunda endişelenmeyeceksiniz. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It was you, wasn't it? You made the moneylenders get on their knees. | Sendin, değil mi? O tefecilere diz çöktürdün. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You're right. Someone told me. | Haklısın. Birisi bana şöyle söylemişti. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
If you're poor, you kneel before others. If you're rich, you make people kneel. | Fakirsen diğerlerinin önünde diz çökersin. Zenginsen insanlara diz çöktürürsün. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
That's how this world works. | Bu dünyada işler böyle yürür. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
We won't ever have to kneel before others anymore, Ji Hyuk. | Ji Hyuk, artık başkalarının önünde diz çökmek zorunda kalmayacağız. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Take this too. Why do you keep giving me stuff? | Bunu da al. Neden bana bir şeyler verip duruyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Look. What do you think? I picked it out myself. | Baksana. Ne düşünüyorsun? Kendim seçtim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I don't like it! You have no sense of style. You want me to wear that? | Hiç beğenmedim! Sende tarz denen bir şey yok. Bunu giymemi mi istiyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Don't joke with me! Wear it. I don't want to. | Benimle kafa bulma da giy şunu. İstemiyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
All these examinations must have been hard on you. | Bütün o muayenelerden sonra yorgun düşmüş olmalısınız. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Until 80 percent of the liver is damaged, it doesn't show any symptoms. | Karaciğerin %80'i tahrip olana kadar hiçbir belirti ortaya çıkmadığından... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
So... What about her... | Peki ya karım... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
With hepatocirrhosis, our main concern is other complications. | Siroz hastalarında esas endişe ettiğimiz nokta diğer komplikasyonlar. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
First let's take out the liquid from her peritoneum. | İlk olarak karınzarındaki sıvıyı alacağız. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
We'll have to lower her liver AST/ALT ratio as well. | Aynı zamanda AST/ALT değerlerini de düşürmek zorundayız. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
As we keep monitoring your condition | Durumunuzu takip ederken... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
you need to be prepared for a liver transplant. | ...sizin de karaciğer nakli için hazırlanmanız gerekir. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
A liver transplant? | Karaciğer nakli mi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You should find a donor within your family. | Ailenizden bir donör bulmalısınız. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Welcome back. | Tekrar hoş geldiniz, Hyungnim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It's unfortunate you had to go through this. | Böyle utanç verici şeyler yaşamak zorunda kalmanız ne kadar yazık. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Don't do anything like this again. | Bir daha sakın böyle bir şey yapmayın. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I've submitted an affidavit. Yes, thank you. | Yeminli bir ifade gönderdim. Evet, teşekkür ederim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Did that man help me get out? | Çıkmama o adam mı yardım etti? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
To be more precise, his boss probably did. | Daha kesin konuşmak gerekirse muhtemelen patronu yaptı. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I like their coffee! | Kahvelerini beğendim! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Do you think I should just buy this place? | Bu mekanı satın alsam mı? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I'm planning on getting a lot of money from someone soon. A lot of it. | Yakında birinden para almayı plânlıyorum. Hem de tomarıyla. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You with glasses. Go put more syrup in this. | Sen, dört göz. Şuna biraz daha şurup ilave et. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It's still bitter. | Tadı hâlâ acı. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
That kid is kind of cute! Maybe I should recruit him myself. | Bu çocuk ne kadar sevimli öyle? Hesabıma çalışması için yanıma mı alsam? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
When you feed a dog, it treats its owner like God. | Bir köpeği beslediğin zaman sahibine Tanrıymış gibi davranır. Doğru. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
But when you feed a cat, it thinks of itself as God. | Fakat bir kediyi beslediğin zaman kendini Tanrı olarak görür. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It's unfortunate that you're not a dog. | Bir köpek olmaman ne büyük bir talihsizlik. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Stop babbling nonsense. | Laga luga yapmayı kes. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I know Byun Ji Sook is posing as Seo Eun Ha. | Byun Ji Sook'un Seo Eun Ha olarak davrandığını biliyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You killed Kim Jung Tae who also found out about it | Bunu öğrenen Kim Jung Tae'yi öldürdüğünü... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
and I know that you're the one who planned all this. | ...ve bütün bunları plânlayan kişinin sen olduğunu biliyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I even have proof. Would you like to see it? | Delilim bile var. Görmek ister misin? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Never mind. I can't show it to you. What if I end up in jail again? | Boş versene. Sana öylece gösteremem. Ya hapse tekrar düşersem? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I could even be killed! That's too bad! I even stopped smoking for my health! | Öldürülebilirdim! Ne kadar yazık! Sağlığım için sigarayı bile bıraktım! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I'll show you the proof I have | Şayet başıma bir iş gelirse... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
if anything happens to me. | ...elimdeki delili gösteririm. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I'll expose it to the entire country. | Bütün ülkeye ifşa ederim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will take half of what you will get. | Kazandığının yarısını alırım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You won't be able to take it all for yourself anyway. | Ne de olsa hepsini kendi başına alamayacaksın. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It will be way too much. | O kadarı fazla gelir. Hayalin büyük, öyle mi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What if I refuse? | Ya kabul etmezsem? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Then we will go to Hell together. | O zaman cehenneme birlikte gideriz... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
We could go to Heaven together. | ...ya da hep beraber cennete gidebiliriz. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
[Congratulations on Mi Yeon's pregnancy] | Mi Yeon'un hamileliği için tebrikler | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
[Happy Birthday to Seo Eun Ha] | Mutlu Yıllar Seo Eun Ha | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I heard. | Olanları duydum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
How could he have you take... | Hâlâ test sürecinde olan bir ilacı... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
medicine that was still being tested? | ...sana nasıl verebilir? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Min Woo, it must have been hard for you. | Min Woo, senin için çok zor olmuştur. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Professor Kim has been arrested. | Profesör Kim tutuklanmış. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will make sure he gets the maximum sentence. | En ağır cezaya çarptırılmasını sağlayacağım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
So it won't be too unfair for you. | Böylece sana haksızlık edilmiş olmayacak. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
And I will get you another doctor soon. | Ayrıca yakında sana başka bir doktor bulacağım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will get you the best doctor in the country. | Sana ülkedeki en iyi doktoru getireceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Don't worry about anything and focus on getting better. | Hiçbir şey için endişelenme ve iyileşmene bak. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Do you understand? | Anlıyor musun? Anlıyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Is there anything you want for your birthday? | Doğum günün için istediğin bir şey var mı? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
There is. What is it? | Bir şey var. Nedir? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry. | Özür dilerim. Daha fazla yapamayacağım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
The money is not enough? | Para az mı geldi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will give you three times as much. | Sana üç katını vereceğim. O kadar zor bir şey değil. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
When everybody gets here | Herkes buraya geldiği zaman... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
you can put the stuff in Min Woo's wine. | ...Min Woo'nun şarabına bir şeyler atabilirsin. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Did you get the scoop yet? | Bir şeyler öğrendin mi? Ne? Hayır. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
She happened to be someone who looked like Seo Eun Ha. | Seo Eun Ha'ya benzeyen kadının biriymiş. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Do you understand? I do. | Anlıyor musun? Anladık! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
At the party tonight | Bu geceki partide... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
don't you have a feeling that something interesting might happen? | ...ilginç bir şeyler olacağına dair bir his yok mu içinde? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Something interesting? | İlginç bir şey mi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It's a party after all. It should be fun. | Ne de olsa bir parti. Elbette eğlenceli olmalı. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Sa Rang Hae (love). | Sa Rang Hae. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What do you think? What? | Ne düşünüyorsun? Ne? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What do you think about Sa Rang Hae for a name? | İsim olarak Sa Rang Hae nasıl sence? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
As in Min Sa Rang Hae. | Min Sa Rang Hae olarak. "Suk Hoon'un geçmişte yengesi olan ilişkisi yüzünden Min çifti boşanıyor." | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Wow, doesn't it sound so lovely? | Kulağa sevimli gelmiyor mu? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It would have been better if your family name were Wang. | Soyadın Wang olsaydı daha iyi olurdu. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Wang Sa Rang Hae. Right? | Wang Sa Rang Hae. Değil mi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
True. I like it. | Doğru. Hoşuma gitti. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Then, shall we try saying our baby's name now? | Öyleyse bebeğimizin adına ne diyeceğiz şimdi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Sa Rang Hae. | Sa Rang Hae. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Why don't you try saying it too? | Sen de söylesene. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Hurry. | Çabuk ol. Sa Rang Hae. Aynı şekilde ben de. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
By the way, don't you have to go see the doctor? | Bu arada doktora görünmeyecek misin? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I am going to go soon. | Yakında gideceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I want to enjoy this moment a little longer. | Bu anın biraz daha tadını çıkarmak istiyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Suk Hoon, I'm very happy right now. | Suk Hoon, şu an o kadar mutluyum ki. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You're happy too, right? | Sen de mutlusun, değil mi? Tabii ki. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
When this baby is born | Çocuğumuz doğduğu zaman bu dünyadaki en iyi ve anne olacağım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |