• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 21197

English Turkish Film Name Film Year Details
If Seoul were also infected, How will ... Seul da enfeksiyon ile karşı karşıya kalsaydı, o zaman nasıl bir... Eğer Seul’e bulaşmış olsaydı, nasıl olacaktı... Gamgi-1 2013 info-icon
Blockage of Bundang area received 35% of the Korean's public support. Bundang'da uygulanan karantinaya, Güney Kore halkından %35'lik bir destek geldi. Bundang tahliye alanı, Kore halkın %35inin desteğini alıyor. Gamgi-1 2013 info-icon
The blockade in Bundang area is still be a controversy. Bundang'da uygulanan karantinayla ilgili tartışmalar sürüyor. Bundang tahliye bölgesi hala tartışma konusu. Gamgi-1 2013 info-icon
They are not concerned with our loss, Onların burada yaşananlara aldırdıkları yok. Onlar bizim kayıplarımız için endişelenmiyor. Gamgi-1 2013 info-icon
They are only worried about the effect against themselves ... Kendilerini bu durum nasıl etkileyecek diye endişeleniyorlar sadece. Onlar sadece kendilerine karşı yapılanlardan endişe duyuyor... Gamgi-1 2013 info-icon
It's a normal thing for humans. Bu, insan tabiatı için normal. Bu insanlar için normal. Gamgi-1 2013 info-icon
So it is best, to send CDC scientists there. O yüzden, Salgın Hastalıklarla Mücadele Timi'ni oraya göndermek en iyisi. Bu yüzden en iyisi, oraya CDC bilim adamlarını göndermek. Gamgi-1 2013 info-icon
Isolation in Bundang area is good. Bundang'da karantinaya devam edeceğiz. Bundang tahliye alanı iyi durumda. Gamgi-1 2013 info-icon
Even if you invest more money it will have no effect at this time. Olaya istediğimiz kadar para yatıralım, bu sefer işe yaramayacak. Daha fazla para yatırımı yapsan bile şu anda hiçbir şey ifade etmiyor. Gamgi-1 2013 info-icon
Dr., It's the Americans who are currently in charge at the moment. Doktor, durumun kontrolü artık Amerikalılarda. Dr., Şu anda Amerikalılar görev başında bulunuyor. Gamgi-1 2013 info-icon
Either you accept it or understand it. Kabulleneceksin, başka yapacak bir şey yok. Ya kabul et yada bunu anla. Gamgi-1 2013 info-icon
To enforce it, let the government's employees do it. Yaptırım işlerini hükümet yetkililerine bırakın. Hükümet çalışanlarının bunu uygulamak için izni var. Gamgi-1 2013 info-icon
Our members're not many. Bizim o kadar adamımız yok. Üyelerimiz çok fazla değil. Gamgi-1 2013 info-icon
I know that guy. Adamı tanıyorum. Biliyorum beyler. Gamgi-1 2013 info-icon
He's Jeon Gook Hwan, the Commander in Qingnan in the year of 2009 Adı, Jeon Gook Hwan. 2009'da Qingnan'da komuta başı oydu. O Jeon Gook Hwan, 2009 yılı Qingnan komutan. Gamgi-1 2013 info-icon
Ah, right. Doğru ya. Ah, doğru Gamgi-1 2013 info-icon
At that time, two of our members died. İki adamımız ölmüştü, değil mi? Aynı zamanda iki üyemiz öldü. Gamgi-1 2013 info-icon
No wonder. Demek patron oydu. Merak etme. Gamgi-1 2013 info-icon
You know all the members of the infected rescuer teams? Kurtarma ekibinden sağlıklı sadece siz kalmışsınız. Sen, virüsten kurtulma ekiplerinin tümünü tanıyor musun? Gamgi-1 2013 info-icon
Bundang rescuer team? Bundang kurtarma ekibi mi? Bundang Arama kurtarma takımı mı? Gamgi-1 2013 info-icon
I'm going. Söylemiştim. Gidiyorum. Gamgi-1 2013 info-icon
But you two look quite healthy. İkiniz de sağlıklısınız. Ama sen oldukça sağlıklı görünüyorsun. Gamgi-1 2013 info-icon
We're fine now, but we still have to wait for test results. İyiyiz, ama test sonuçlarını beklememiz gerekiyor. Biz şimdi iyiyiz ama hala test sonuçlarını beklemek zorundayız. Gamgi-1 2013 info-icon
Sir, the information is accurate but ... Söylediğiniz doğru, ama, Efendim, bilgi doğru ama ... Gamgi-1 2013 info-icon
did you see it yourself? ...kendi gözünüzle gördünüz mü? Kendine baktın mı? Gamgi-1 2013 info-icon
In a disaster like this, nothing is certain. Böyle bir felaket anında, hiçbir şeyden emin olamazsın. Böyle bir fekatette hiçbir şey kesin değildir. Gamgi-1 2013 info-icon
What if after 48 hours the symptoms of infections did not appear. 48 saat sonunda hastalık semptomları halen ortaya çıkmadıysa, Bununla birlikte 48 saat içinde hastalık belirtileri görünmedi. Gamgi-1 2013 info-icon
I will assign you again, ...o zaman sizi görevlendiririm. Ben seni tekrar görevlendireceğim, Gamgi-1 2013 info-icon
What do you think? Ne dersiniz? Ne düşünüyorsun? Gamgi-1 2013 info-icon
We still have 48 hours to make sure Emin olmak için, daha 48 saatimiz var. Tam olarak emin olmak için... Gamgi-1 2013 info-icon
accurately. ...hala 48 saatimiz var. Gamgi-1 2013 info-icon
Please confirm for No.3889 3889'a bakar mısınız? Lütfen No.3889 onaylayın. Gamgi-1 2013 info-icon
3889 Here. 3889. Buradayım. 3889 Burada. Gamgi-1 2013 info-icon
So what do we do now? Şimdi ne yapacağız? Biz şimdi ne yapacağız? Gamgi-1 2013 info-icon
Why is everyone so agitated. Herkes bir telaş. Neden herkes bu kadar söyleniyor? Gamgi-1 2013 info-icon
No. 3890 3890 numara. No. 3890 Gamgi-1 2013 info-icon
3890 ... 3890. 3890... Gamgi-1 2013 info-icon
You cannot go out. Çıkamazsınız. Sen dışarı çıkmıyorsun. Gamgi-1 2013 info-icon
You've enforced it? Hallettin mi? Sen zorladın mı? Gamgi-1 2013 info-icon
He can't get out. Dışarı çıkamaz. O dışarı çıkamaz. Gamgi-1 2013 info-icon
I told you so ... Diğer söylediğim? Sana bunu söyledim... Gamgi-1 2013 info-icon
I will lead the troops to shift to a safe area. Askerleri güvenli bölgeye sevk edeceğim. Ben askerleri güvenli bir alana kaydırmak için yöneteceğim.. Gamgi-1 2013 info-icon
3798, No.3798 That's his number. 3798. 3798 numara. Burada. 3798, No.3798 Bu numara. Gamgi-1 2013 info-icon
Please show your identity card. Kimlik gösterin. Lütfen nüfus cüzdanını göster. Gamgi-1 2013 info-icon
It is very difficult to get food here. Burada yiyecek bulmak çok sıkıntılı. Burada yiyecek bulmak çok zor. Gamgi-1 2013 info-icon
If you are not a civil servants, you will not get it. Eğer çalışanlardan değilsen, hiçbir şey alamıyorsun. Eğer memur değilsen, bunu alamazsın. Gamgi-1 2013 info-icon
Oh, she's here too. O da buradaymış. Oh, o da burada. Gamgi-1 2013 info-icon
Silent. Sessiz ol. Sessiz ol. Gamgi-1 2013 info-icon
Well, there's news .. Bu arada ciddiyim, Haberler var.. Gamgi-1 2013 info-icon
that, the infected will be killed. ...Hwan abinin dediğine göre enfekte olanlar öldürülecekmiş. Bu salgın ölümcül. Gamgi-1 2013 info-icon
They will all be shipped out of here. Hepsi gömülecekmiş, doğru söylüyorum. Hepsi buranın dışına sevk edilecek. Gamgi-1 2013 info-icon
How could it happen in Bundang? Tüm Bundang'ı mı öldürecekler? Herkes burada. Bu Bundang'da nasıl olmuş? Gamgi-1 2013 info-icon
This place is a district under our jurisdiction. Burası bizim bölgemiz. Bu bölge bizim yetkimiz altında. Gamgi-1 2013 info-icon
You think I'm making this up. Uydurmuyorum. Sence de ben bu kadarını yaparım. Gamgi-1 2013 info-icon
That man said it. Hwan abi öyle söyledi. Şu adam söyledi... Gamgi-1 2013 info-icon
I understand ... I understand. Anladım, anladım. Anlıyorum, anlıyorum. Gamgi-1 2013 info-icon
Don't be constantly with him You're not his subordinates. Onunla fazla takılma. Sen, elemanı değilsin. Sürekli onunla olamazsın. Sen onun astı değilsin. Gamgi-1 2013 info-icon
But it's more than a day, the people here are not supplied with water. 24 saatten fazla zamandır buradaki insanlara su verilmiyor. Ama fazladan bir gün daha, buradaki insanlar su verilmeden bekletilemez. Gamgi-1 2013 info-icon
They do not want to put us together with the infected, but they make us die of hunger. Enfekte olanlarla bir araya koymuyorlar, ama yemek vermeye gelince de vermiyorlar. Onlar bizi hasta halde burada tutmak istemiyorlar ama açlıktan öldürecekler. Gamgi-1 2013 info-icon
Eat a little. Biraz ye. Biraz ye. Gamgi-1 2013 info-icon
I've no appetite, after all, why I should eat. Aç değilim, yemek istemiyorum. İştahım yok, tüm bunlardan sonra neden yemek yemeliyim. Gamgi-1 2013 info-icon
They said they would give bread tomorrow, but eat a little. Yarın, ekmek de vereceklermiş, biraz ye. Yarın ekmek vereceklerini söylediler ama sen birazcık ye. Gamgi-1 2013 info-icon
Ahh, never mind. İstemiyorum. Ahh, umrumda değil. Gamgi-1 2013 info-icon
Pretend you didn't saw it. Görmedin, farz et. Görmemişsin gibi davran. Gamgi-1 2013 info-icon
In Hae, I understand, you don't want to be separated from Mi Reu, In Hae Hanım, anlıyorum, kızın Mi Reu'dan ayrılmak istemiyorsun. In Hae, Mi Reu'dan ayrılmak istememeni anlıyorum, Gamgi-1 2013 info-icon
But holding Mi Reu here is dangerous as well. Ama Mi Reu'yı burada tutmak tehlikeli. Ama o burada kaldıkça daha da tehlikeli olacak. Gamgi-1 2013 info-icon
We don't make contact with others. Başkalarıyla bir temasımız olmuyor. Diğerleri ile iletişime geçmeliyiz... Gamgi-1 2013 info-icon
We always wore masks. Her zaman da maske takıyoruz. Daima maske takıyoruz.. Gamgi-1 2013 info-icon
So we are not going to infect others. Yani, enfeksiyonu başkalarına bulaştırmayacağız. Böylece, diğer hastalarla gitmeyeceğiz. Gamgi-1 2013 info-icon
I'll take care of her. Ben ilgileniyorum. Ben ona dikkat edeceğim. Gamgi-1 2013 info-icon
How can you be so selfish. Böyle bencillik yapamazsın. Nasıl bu kadar bencil olabiliyorsun? Gamgi-1 2013 info-icon
You're not even a doctor here. Burada doktor olarak bulunmuyorsun. Sen hala burada bir doktor değil misin? Gamgi-1 2013 info-icon
There is currently no treatment for this outbreak. Bu hastalığın henüz bir tedavisi yok. Şu anda bu salgının bir tedavisi yok. Gamgi-1 2013 info-icon
What do you mean? Nasıl yok? Ne demek istiyorsun? Gamgi-1 2013 info-icon
At this moment everyone infected are being treated. Şu anda, tüm enfekte insanlar tedavi görmüyor mu? Şu anda herkes hastalığın tedavisini oluyor. Gamgi-1 2013 info-icon
Ji goo, as you say ... I'm a doctor. Ji Goo Bey, biliyorsunuz, ben doktorum. Ji goo, söylediğin gibi ... Ben bir doktorum. Gamgi-1 2013 info-icon
I understand better the current situation than anyone else here. Buradaki durumu herkesten daha iyi anlıyorum. Buradaki mecvut durumu herkesten daha iyi anlıyorum. Gamgi-1 2013 info-icon
So you're saying, what the government says is a lie? Yani, hükümet yalan mı söylüyor? Söylediğin gibiyse, neden cumhurbaşkanı yalan söylüyor? Gamgi-1 2013 info-icon
So what they do with those people? Peki, o insanlara ne oluyor? Onlar tüm bu insanlara ne yapacak? Gamgi-1 2013 info-icon
I don't know, Bilmiyorum. Bilmiyorum, Gamgi-1 2013 info-icon
But definitely, what is said by your seniors it's not just a rumor. Ama arkadaşının söylediklerinin dedikodudan ibaret olmadığı kesin. Ama kesinlikle üsttekiler bunun bir yalan olmadığını söylüyor. Gamgi-1 2013 info-icon
So if you've been infected, you will be killed along with the others? Yani enfeksiyon kaparsan, öldürülüyor musun? Eğer hastalığa yakalanırsan, diğerlerinden ayrı olarak mı öleceksin? Gamgi-1 2013 info-icon
If we also infected, we will be killed as well? Biz enfeksiyon kaparsak, bizi de mi öldürecekler? Eğer bize de bulaştıysa, biz de öyle mi öleceğiz? Gamgi-1 2013 info-icon
I.. I need to be with Mi Reu. Mi Reu'nın yanına dönmem gerek. Ben... Mi Reu ile olmak zorundayım. Gamgi-1 2013 info-icon
Mi Reu ... It's all because of me. Mi Reu... Hep benim yüzümden. Mi Reu... Hepsi benim yüzümden. Gamgi-1 2013 info-icon
No, it's not all because of you, Hayır, senin yüzünden değil. Hayır, senin yüzünden değil, Gamgi-1 2013 info-icon
I, as her mother, is not taking care of her well. Annesi olarak ona iyi bakamadım. Ben onun annesi olarak, onunla ilgilenemedim. Gamgi-1 2013 info-icon
I'm sorry ... I'm sorry ... Affet beni. Affet beni. Özür dilerim, özür dilerim... Gamgi-1 2013 info-icon
Currently, the sound of gunshots is heard, It is the sound of gunshots to kill birds in Bundang Şu an duymakta olduğunuz sesler, Bundang'daki kuşları öldürmek için atılan kurşun sesleridir. Şu anda duyulan silah sesleri, Bundang'taki kuşları öldürmek için. Gamgi-1 2013 info-icon
This is a precautionary measure to prevent the spread of the virus. Virüsün yayılımını önlemek adına alınan bir önlemdir. Bu virüsün yayılmasını önlemek için alınan bir önlemdir. Gamgi-1 2013 info-icon
Each person, please line up to get food. Herkes, yiyecek için sıraya girsin. Herkes, yiyecek almak için sıraya girsin lütfen. Gamgi-1 2013 info-icon
Brother, you came. Abi, gelmişsiniz. Kardeşim, geldin. Gamgi-1 2013 info-icon
I think, that guy knows about everything. Bence bu adam doğru bilgi veriyor. Bence, herkes olan her şeyi biliyor. Gamgi-1 2013 info-icon
This time it must be true. Bu sefer cidden doğru. Bu kez doğru olmalı. Gamgi-1 2013 info-icon
At a time like this you're still dealing with love affairs. Böyle bir zamanda bile aşna fişneyle uğraşıyorsun. Böyle bir zamanda bile, yine aşk meşk mevzularıyla uğraşıyorsun. Gamgi-1 2013 info-icon
It's not what you imagine. Sandığın gibi değil. Neyin kafasını yaşıyorsun sen. Gamgi-1 2013 info-icon
You can lie to anyone, but not with me, I know you. Herkese yutturabilirsin, ama bana yutturamazsın. Herkesi kandırabilirsin ama beni değil, ben seni tanyorum. Gamgi-1 2013 info-icon
You continue to pay attention to her ... Gözün hep onu takip ediyor. Tüm dikkatini ona veriyorsun... Gamgi-1 2013 info-icon
I told you it's not like what you imagine. Sana, sandığın gibi değil, diyorum. Sana dedim, öyle değil, boş hayaller kurma. Gamgi-1 2013 info-icon
Hey, why are you so sensitive if it's about her. Ondan bahsedilince hemen tepen atıyor. Hey, neden onun hakkında bu kadar hassassın? Gamgi-1 2013 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 21192
  • 21193
  • 21194
  • 21195
  • 21196
  • 21197
  • 21198
  • 21199
  • 21200
  • 21201
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact