Search
English Turkish Sentence Translations Page 21195
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I had to go on board the helicopter now, | Kalkacak helikoptere bineceğim. Ben şimdi helikoptere gitmek zorundayım, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I a Medical Staff, Kim In Hae. | Ben, tıbbî personelden, Kim In Hae. Ben sağlık personeli, Kim In Hae. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Definitely on the list. | Listede adım olmalı. Kesinlikle listede varım. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Well, wait a minute. | Tamam, bir dakika. Bekle bir dakika. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
There's no time, | Bir dakikamız yok. Zaman yok, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Alright, immediately go there. | Tamam, hemen çıkın. Tamam, hemen buradan git. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Ahh, Stop ..stop. | Durun, durun. Ahh, dur... dur. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
This child is not allowed to go if she has the flu symptoms. | Grip belirtileri varsa, çocuk gidemez. Eğer çocukta grip belirtileri varsa, onun gitmesine izin veremeyiz. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
It's not the flu. | Grip değil. O hasta değil. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
It's just a regular cough, It will disappear by itself. | Sıradan bir öksürük, kendi kendine geçecek bir şey. Sadece normal bir şekilde öksürüyor, kendiliğinden iyileşecektir. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
We do not care about it. | Orası bizi ilgilendirmez. Biz bundan emin olamayız. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
The child... | Çocuk gelsin. Çocuk... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Please step aside. | Şöyle geçin. Lütfen bir kenarda dur. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
The current spread of bird flu is very dangerous | Kuş gribinin belirtileri çok daha tehlikeli. Verilere göre yayılan kuş gribi çok tehlikeli. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
The symptoms are skin redness. | Semptomlarında ciltte kızarıklık var. Hastalığın belirtileri daha çok derinin kızarması. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I'm a medical expert. | Ben, uzman doktorum. Ben tıpta bir uzmanım. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Just because of a small cough, we can not pass! | Ufak bir öksürükten dolayı, bizi alıkoyamazsınız! Sadece küçük bir öksürükten dolayı, es geçemeyiz! | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I know, I know | Anladık. Biliyorum,biliyorum. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
My daughter is not having a fever. | Kızımın ateşi yok. Kızımın ateşi yok. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
We just following the existing regulations. | Biz, emirleri uyguluyoruz. Biz sadece normal bir prosedürü uyguluyoruz. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Hey, this is ... | Bana bakın. Hey, bu... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Go back. | Geri dönün. Geri dön. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
It has been confirmed, it is the H5N1 virus. | H5N1 virüsü olduğu onaylandı. Onaylandı, çocukta H5N1 virüsü var. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
It'll infect birds or man | Kuş ya da insanları enfekte edip, diğerlerine yayılım gösteriyor. Kuşlardan ve insandan bulaşacak ve... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
and then spread to others. | ...daha sonra diğerlerine yayılacak. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
It had recently also appeared in Zhejiang and Jiangsu in China and in other places. | Yakın zamanda Çin'in Zhejiang ve Jiangsu bölgeleri ile birkaç başka yerde daha görüldü. Yakın zamanda Zhejiang’te bu hastalığa rastlandı. Çin’de Jiangsu’da ve diğer bölgelerde de tespit edildi. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
It has emerged as H7N9. | H7N9'dan türemiş. Virüs H7N9 olarak ortaya çıkmış. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
In Indonesia and other countries, this flu has spreads from human to human. | Endonezya ve diğer ülkelerde insandan insana yayılımları olmuş. Endonezya ve diğer ülkelerde, bu grip insandan insana bulaşarak yayılmış. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
A Korean outbreak like this does not exist, | Kore'de bu salgının nasıl ortaya çıktığı bilinmiyor. Bir korelide böyle bir salgına rastlanmadı. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
But it appears that this is the H5N1 virus | Ama H5N1 virüsü olduğu kesinlik kazandı. Ama görünen şu ki bu H5N1 virüsü. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Like normal influenza, but with high infection rates. | Normal grip gibi başlıyor, ancak yayılımı çok hızlı. Normal bir grip vakası gibi ama enfeksiyon oranları çok yüksek. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Can be said as a monster virus. | Canavar virüs olarak da geçiyor. ‘’Canavar virüsü’’ gibi söylenebilir mi? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Virus spread can only be prevented by using masks. | Maske kullanılarak virüsün bulaşması engellenebiliyor. Virüsün yayılması ancak maske kullanılarak önlenebilir. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
So we can use the gas mask. | Bu nedenle, gaz maskelerimizi takacağız. Bu yüzden gaz maskesi kullanmalıyız. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Never remove the gas mask guys. | Gaz maskelerini asla çıkarmak yok. Hiç kimse gaz maskesi kullanmadan bir ortama girmemeli. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Prepare to leave. | Gitmeye hazırlanın. Ayrılmak için hazırlanın. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Car. No. 26, Car. No. 24, start moving.. | 26 numaralı araç, 24 numaralı araç, yola koyulun. Araba No. 26, Araba No. 24, operasyon başlıyor. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
As a President, it's a very painful moment, at not being able to protect ... | Ülkenin başkanı olarak, insanlarımı koruyamamak benim için çok acı verici bir olay. Bir Cumhurbaşkanı olarak, bu çok acı bir durum ve bu durumdan korunmak mümkün değil... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
People's lives are precious and existing national assets, | İnsan hayatı kutsaldır. Ulusumuz birlik olmalıdır. İnsanların yaşamları değerli ve onların ulusal varlıkları... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
can only remain in place. | ...sadece bir yerde kalabilir. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
For all those who are affected by this epidemic and is facing this situation, | Bu epideminin etkilediği insanların, bu durumla karşı karşıya kalanların, Bu durumdan etkilenen ve bu durumla karşı karşıya kalan herkes için, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I have a full responsibility on all this. | ...tüm sorumluluğu benim omuzlarımda. Ben tüm imkanlarımla sorumluluğu üstleniyorum. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
To resolve the problem of the influenza outbreaks in Bundang's area, | Bundang bölgesindeki grip salgını problemini çözüme kavuşturmak için, Bundang bölgesindeki grip salgınını çözmek için, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
We as a government, will put in our maximum efforts. | ...hükümet olarak, elimizden gelen tüm gayreti göstereceğiz. Bizler yönetici olarak, tüm gücümüzle çalışacağız. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
This is my promise to all my people are out there. | Bu, ulusuma sözümdür. Burada bulunan ve dışarıdaki tüm halkıma söz veriyorum. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
To all the residents of Bundang, I beg you to hold on and survive. | Bundang'daki vatandaşlarım, lütfen dayanın. Bundang’taki tüm vatandaşlarımıza hayatta kalmaları için yalvarıyorum. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Everybody should wear a mask. | Maske takmayan kalmasın. Herkes maske takmalı. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
The Government has set isolation regions for this outbreak, | Hükümet, bu salgın için karantina bölgeleri oluşturdu. Hükümet, salgın bölgesindeki sağlıklı vatandaşların... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
For anyone who is still healthy ... | Sağlıklı olanları korumak adına. ...güvenli yerlere tahliye edilmesine karar verdi... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
How come, you did not board the flight? | Neden havalanmadın? Nasıl geldin, uçakta değil miydin sen? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Sorry Professor, but there are a survivor from the container. | Üzgünüm, hocam. Konteynırdan sağ çıkan biri vardı. Üzgünüm Profesör ama konteynırdan kurtulan biri var. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
If he's still alive, we can make antibodies. | Eğer halen hayattaysa, ondan antikor yapabiliriz. Eğer o hala yaşıyorsa, biz antikor yapabiliriz. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
The police were looking for him. The police will soon find him. | Polis arıyor. Yakında bulurlar. Polisler her yerde onu arıyor. Yakında onu bulacaklardır. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Professor, currently everyone is brought to the same isolation area. | Hocam, şu an herkesi tek bir karantina bölgesinde topluyorlar. Profesör, şu anda herkes bölgelerden tahliye diliyor. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
You know how dangerous it is to gather all the people in one place at this time. | Tüm insanları tek bir yerde bu şekilde toplamanın tehlikesini biliyorsunuz. Biliyorsunuz, tüm bu insanların bir arada olması çok tehlikeli. Herkes tek bir yerde. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
We are still looking for a way out. | Halen çıkış yolu aramaktayız. Biz hala dışarı çıkacak bir yol arıyoruz. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
If you've reach there, give the description of the survivor to them. | Oraya ulaştığında, sağ kurtulanın tasvirini yap oradakilere. Oraya ulaşatığınızda, onlara hayatta kalmaları gerektiğini anlatın. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
And leave there as soon as possible with your daughter. | Sonra da kızını da alıp hemen ayrıl. Ve mümkün olan en kısa zamanda, kızınla buradan ayrıl. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
To speed up the process of evacuation, immediately prepare your Identity Card. | Tahliye sürecini hızlandırmak için, kimlik belgelerinizi hazır bulundurun. Tahliye sürecini hızlandırmak için, kimlik kartlarını hazırlayın. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Just for the influenza outbreak, it involve the helicopters as well. | Grip salgını için helikopterleri bile çıkarmışlar. Sadece grip salgını için helikopterler bile kalkıyor. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Things like this cause a reduced supply of oil in this country. | İşte böyle şeyler ülkenin petrolünü tüketiyor. Böyle birşey bile, ülkedeki petrol kaynağının azalması sebebi olabilir. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Geez ... | Allah’ım ... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Our country is really ... | Bizim memleket var ya... Ülkemiz, gerçekten ... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Everyone at Bundang at the moment, | Şu anda Bundang'da bulunan herkes, Herkes şuan Bundang’ta, 1 | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
is considered a potentially infectious person, 1 | ...potansiyel olarak enfekte konumunda, ...potansiyel bir hasta olarak kabul ediliyorlar, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
and will be segregated at the camp. | ...ve kamplara ayrılacaklar.. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
We initially track down the infectious person by visual examination. | İnsanlar ilk olarak görsel muayeneden geçirilip, belirti var mı bakılacak. Biz başlangıçta, görsel muayene ile hasta olanları belirleyeceğiz. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Is this a sign? | Bu belirti mi? Bu bir işaret mi? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
You have a red mark. | Kırmızı leke var. Sende kırmızı işaretler var. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
The various status of contamination will be determined through PCR test. | Kontaminasyon durumu, PCR testi ile belirlenecek. Bulaşma çeşitleri, PCR testi ile tespit edilecek. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
A symptomatic person, within the first 48 hours | Semptom gösteren bir kişinin 48 saat sonunda yapılan testi, İlk 48 saat içinde belirtilerin görünmediği kişi... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
with a negative test results may leave the camp. | ...negatif çıkarsa, kampı terk edecek. ...eğer negatif sonuçlarla tespit edilirse, kamptan ayrılmalıdır. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
This way it's too dangerous. | Bu, çok sakıncalı bir durum. Bu çok tehlikeli bir yol olur. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Placing an infected person and non infected in the same place. | Enfekte insanlarla, enfekte olmayanları bir arada bulunduruyorsunuz. Enfeksiyona yakalanan ve henüz enfeksiyon kapmamış kişilerin bir arada olması. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
The number of infected will increase sharply. | Enfekte sayısı hızla artar, böyle bir durumda. Enfeksiyonlu kişi sayısı hızla artacaktır. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
In the end ... | En sonunda da... En sonunda... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
If we don't control it, the infected people will travel from Bundang. | Eğer bunu kontrol edemezsek,hastalığı kapan kişiler Bundang’ın dışına yayılır. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
And our country will be finished. | ...bu durumda ülkenin sonu gelir. Böyle mi olsun, hekim bey? Ve ülkemiz yok olur. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Is that not what you said, Doctor. | Ne olduğunu sen söylemedin mi doctor? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Even if it's just in Bundang, we must not let the virus is spread. | Yalnızca Bundang ile sınırlı olsa bile, virüsün yayılmasına izin veremeyiz. Sadece Bundang’ta vuku bulsa bile, virüsün yayılmasına izin vermeyiz. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
so we have to focus on the containment. | Bu nedenle bulaş konusuna odaklanmalıyız. Bu yüzden biz sabit tutmaya odaklanmalıyız. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
It's not necessarily that the person making contact with an infected person, will be infected as well. | Enfekte kişi ile temas durumunda, enfeksiyon kapılması kesin değil. Hasta ile temas yapan her kişinin, potansiyel hasta olacağı kesin değil. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
The estimates is about 50% chance. | Yaklaşık %50'lik bir ihtimal var. %50 ihtimalle böyle. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
and the remaining 50% is not necessarily healthy. | %50 iyi bir ihtimal, değil mi? Ve geri kalan %50 kesinlikle sağlıklı değil... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Although we isolate them. | Ayrıca karantinadalar. Herşeye rağmen onları tahliye etmeliyiz.. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
The prime minister, | Başbakanım, Başbakanım, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
50% of the residents of Bundang is equivalent to more than 200 thousand inhabitants. | Bundang'da yaşayanların %50'si demek, 200 binden fazla insan demek. Bundang‘ın %50 lik nüfusu 200.000 den fazla insanı kapsıyor. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Doctor, if 50% of the citizens of Korea, how many is that? | Doktor, Kore halkının %50'si sizce ne kadar ediyor? Doktor, eğer Kore vatandaşlarının %50’si söz konusuysa, ne kadara tekabül eder? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
You're going to infect 25 million people. | 25 milyon insanı enfekte etmek mi istiyorsunuz? Siz 25 milyon insanı kastediyorsunuz. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I want to say, we have to find a way to treat it and make antibodies | Demek istediğim, tedaviye odaklanmalıyız, antikor üretmeliyiz. Söylemek istediğim şu; biz bunu tedavi etmenin bir yolunu bulacağız ve bunun için antikorlar yapacağız. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Ahhh ... I understand, I understand ... | Anlıyorum, anlıyorum. Ahhh ... Anlıyorum, anlıyorum... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
From now on, | Şu andan itibaren, Åimdiden itibaren, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
We will focus on the isolation plan. | ...karantina planına odaklanıyoruz. Tahliye planına odaklanmalıyız. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
The prime minister, saw in several towns in Egypt and other countries in the isolation, | Başbakanım, Mısır’daki şehirlerde ve daha birçok başka ülkelerde tahliye gördüm | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
The young children there are using the internet, youtube... | ...gençlerin interneti, youtube'u kullandığı görüldü. Buradaki gençler, çocuklar internet, youtube kullanıyorlar... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
They record video with their hand phone, | Cep telefonlarıyla çektikleri videoları, yorumlar ekleyerek internete yüklüyorlar. Onlar cep telefonlarına videolar yüklüyorlar... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
then send it via the internet with attach comments. | Sonra internet üzerinden yorumlar ekleyip gönderiyorlar. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Then the blockade must include the Bundang's area network. | O zaman blokaj, internet ağını da kapsamalı. Ve iletişim ağını, değil mi? Bundang‘da network ağını bloke etmek gerekir. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
The blockade includes its communication network. | Network ağı bloke edilmelidir. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
It's a very good idea. | Çok iyi düşündünüz. Bu çok iyi bir fikir. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |