Search
English Turkish Sentence Translations Page 21032
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Now Tanya can't get out of there. | Tanya artık oradan çıkamaz. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I heard about your father from MIN Yeong hwan. | Baban hakkındaki gerçeği MlN Yeong hwan'dan öğrendim. | Ga bi-1 | 2012 | |
| That reminded me of what happened long ago. | Uzun zaman öncesini hatırladım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Your father was neither an interpreter nor a criminal. | Baban ne bir tercümandı ne de suçluydu. | Ga bi-1 | 2012 | |
| He went over borders and did risky jobs for me. | Sınırların ötesine gidip benim için riskli işler yaptı. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Like those you saw today, your father was my loyal man. | Bugün gördüğün insanlar gibi baban da bana çok sadık bir adamdı. | Ga bi-1 | 2012 | |
| To protect me, your father chose death. | Baban beni korumak için ölmeyi seçti. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Why did you pretend you didn't know me? | Neden beni tanımıyormuş gibi davrandın? | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'm a shameful King who made your father die. | Babanın ölümünden sorumlu olduğum için bir Kral olarak utanıyordum. | Ga bi-1 | 2012 | |
| It was hard to confess. | Bunu itiraf etmek güçtü. | Ga bi-1 | 2012 | |
| we can go back? | ...geri dönebilecek miyiz? | Ga bi-1 | 2012 | |
| too hard for me. | ...benim için çok zor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I don't know. Really I know nothing. | Bilmiyorum. Gerçekten hiçbir şey bilmiyorum. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I know you're helping the King. | Kral'a yardım ettiğini biliyorum. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'm just a merchant doing business at markets. | Ben sadece piyasada iş yapan bir tüccarım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Tell me where the civil army is, or these people will be dead. | Bana sivil ordunun nerede olduğunu söyle yoksa bu insanları öldüreceğim. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Move back quickly. | Hemen geri çekilin. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Make your own. | Bizi yalnız bırak. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Your Highness, she's only a court lady. | O sadece bir hizmetkar Majesteleri. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Words with gabi are like dust. | Kahveyle sözler toz gibidir. | Ga bi-1 | 2012 | |
| So, tell me. | O zaman söyle bana. | Ga bi-1 | 2012 | |
| What do my people say of me? | İnsanlar benim hakkımda neler söylüyorlar? | Ga bi-1 | 2012 | |
| They say you neglect them and only love money. | Onları ihmal ettiğinizi ve sadece parayı sevdiğinizi söylüyorlar. | Ga bi-1 | 2012 | |
| That you're hiding because you're afraid of Japan. | Japonya'dan korktuğunuz için saklandığınızı da söylüyorlar. | Ga bi-1 | 2012 | |
| They are right. | Haklılar. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I escaped the court in court ladies' sedan chair. | Sarayımdan kadın gibi korkarak kaçtım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| It was a year ago. | Bir yıl önceydi. | Ga bi-1 | 2012 | |
| It's time to go back. | Şimdi geri dönme zamanı. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I love gabi's bitterness. | Kahvenin acılığını seviyorum. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Ever since I became the King, everything tastes bitter. | Kral olduğum günden beri herşey bana acı gibi geliyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| But gabi's bitterness is rather sweet. | Ama kahvenin acılığı nispeten güzel. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Who's the leader? | Lideriniz kim? | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'll kill one by one until the leader comes front. | Lideriniz ortaya çıkana kadar hepinizi birer birer öldüreceğim. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'm the leader. | Liderleri benim. | Ga bi-1 | 2012 | |
| You're one of Secret Society. | Gizli Servis'tensin. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Tell me the secret passage to the legation. | Sefarete giden gizli yolu söyle bana. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Or all of your men here will be dead. | Yoksa bütün adamlarını öldürürüm. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Okay, I'll tell you. | Tamam sana söyleyeceğim. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Bring this covertly. | Bunu gizlice götür. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Go toward the court. | Direkt olarak saraya git. | Ga bi-1 | 2012 | |
| There's a door at the end that opens to the court. | Bu yolun sonunda direkt saraya varacaksın. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Cross the court and go to the unguarded east gate. | Sarayı baştan başa geç ve korumasız olan doğu geçidine git. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Outside, there'll be people following you. | Dışarıda seni bekleyenler olacak. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Give them the letter. | Mektubu onlara ver. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Did you give it to them? | Verdin mi? | Ga bi-1 | 2012 | |
| You ordered to save KIM Gu | KlM Gu'yu... | Ga bi-1 | 2012 | |
| from being executed. | ...idam edilmekten kurtardın. | Ga bi-1 | 2012 | |
| He killed a Japanese officer to avenge the queen's murder. | Kraliçenin öldürülmesinin intikamını almak için bir Japon subayını öldürmüştü. | Ga bi-1 | 2012 | |
| He did that for me. | Bunu benim için yaptı. | Ga bi-1 | 2012 | |
| How can I let him die? | Ölmesine nasıl izin verirdim? | Ga bi-1 | 2012 | |
| Never read my letter again. | Bir daha asla benim mektubumu okuma. | Ga bi-1 | 2012 | |
| The more you know, the more danger you'll be in. | Ne kadar çok bilirsen o kadar tehlikede olursun. | Ga bi-1 | 2012 | |
| You're my woman. | Sen benim kadınımsın. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'll be by your side forever. I'll protect you. | Sonsuza kadar sizin yanınızda olacağım. Sizi koruyacağım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I need to know where the secret path leads to. | Gizli geçidin nereye gittiğini bilmem gerekiyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'm being watched closer. I can't find the secret path. | Yakından takip ediliyorum. Gizli yolu bulamam. | Ga bi-1 | 2012 | |
| So many civil soldiers are dying. Isn't the King too quiet? | Sivil askerlerin çoğu öldü. Kral çok fazla sessiz kalmıyor mu? | Ga bi-1 | 2012 | |
| The King's focusing on the arms deal. | Kral, ordu işleriyle uğraşıyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| This letter is from Tanya. Isn't it, Sakamoto? | Bu mektup Tanya'dan. Değil mi, Sakamoto? | Ga bi-1 | 2012 | |
| That's right. Tanya is the King's woman. | Bu doğru. Tanya, Kral'ın kadını. | Ga bi-1 | 2012 | |
| She can't poison the King. | Kral'ı zehirleyemez. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Cut off the King's men, so he can't stand back. | Kral'ın adamlarını yok edin ki artık direnemesin. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Why am I feeling you're not sincere? | Neden samimi olmadığın hissine kapılıyorum? | Ga bi-1 | 2012 | |
| Why? Are you afraid of me? | Neden? Benden korkuyor musun? | Ga bi-1 | 2012 | |
| The King's holding a party at the Sontag Hotel. | Kral, Sontag Otel'de bir parti düzenliyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Tanya has to poison the King. | Tanya'nın kralı zehirlemesi gerekiyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Even if she fails, you can't step in. | Başaramazsa içeri giremezsin. | Ga bi-1 | 2012 | |
| As you said, Sadako got strong opium and poison. | Dediğin gibi, Sadako'da çok güçlü afyon ve zehir var. | Ga bi-1 | 2012 | |
| What will happen when Tanya poisons the King? | Tanya Kral'ı zehirlediğinde ne olacak? | Ga bi-1 | 2012 | |
| Will Japan save her? | Japonya onu kurtaracak mı? | Ga bi-1 | 2012 | |
| Will she get out of the legation? | Sefaretten çıkabilecek mi? | Ga bi-1 | 2012 | |
| Once the King falls down, troops will arrive. | Kral düştüğü gibi birlikler gelecek. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Mrs. Sontag will be accused. | Olaydan Bayan Sontag suçlu bulunacak. | Ga bi-1 | 2012 | |
| As Your Highness requested, they prepared music from Paris. | Majestelerinin istediği gibi müzikler Paris'ten ayarlandı. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Please enjoy. | Lütfen keyfinize bakın. | Ga bi-1 | 2012 | |
| This hotel is a gift to Mrs. Sontag for her help. | Bu hotel yardımlarından ötürü Bayan Sontag'a hediyemizdir. | Ga bi-1 | 2012 | |
| All of you here are also working for Chosun. | Hepiniz aynı zamanda Chosun'a hizmet ediyorsunuz. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I appreciate your hard work. | Çalışmalarınıza minnettarım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Your Highness, let me serve you gabi. | Majesteleri. Kahvenizi servis etmeme izin verin. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Why didn't you do it? | Neden yapmadın? | Ga bi-1 | 2012 | |
| If I did, everyone would've suspected me. | Yapsaydım herkes benden şüphelenecekti. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I didn't agree with that plan. | Bu plana katılmadığımı söylemiştim. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I make the plan. | Planı ben yaptım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Next time, you'll do whatever I tell you. | Bir dahaki sefere ben ne dersem onu yapacaksın. | Ga bi-1 | 2012 | |
| If you don't, you'll be dead. | Yapmazsan kendini ölmüş bil. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Before that, Ilyich will be dead. | Ama bundan önce lllich ölmüş olacak. | Ga bi-1 | 2012 | |
| General Sakamoto. | General Sakamoto. | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'm such an incompetent King that my people are starving. | Halkım açlıktan öldüğüne göre ben beceriksiz bir Kral'ım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Chosun's mountains have more things to eat than in houses. | Chosun'un dağları insanlara yiyecek çok şey verir. | Ga bi-1 | 2012 | |
| That's why many people went up to mountains. | Bu nedenle insanlar dağlara gittiler. | Ga bi-1 | 2012 | |
| They're not thieves or rebels. | Bu insanlar ne hırsız ne de isyancı. | Ga bi-1 | 2012 | |
| They're starving people. | Sadece açlar. | Ga bi-1 | 2012 | |
| And you Japanese kill unarmed people with firearms? | Ve siz Japonlar, bu aç insanları tüfeklerinizle öldürmeyi mi planlıyorsunuz? | Ga bi-1 | 2012 | |
| They're my people. | Onlar benim halkım. | Ga bi-1 | 2012 | |
| If you kill them again, | Onları bir kez daha öldürmeye kalkarsanız... | Ga bi-1 | 2012 | |
| I'll never forgive you. | ...sizi asla affetmeyeceğim. | Ga bi-1 | 2012 | |
| What does this mean? | Bu ne demek oluyor. | Ga bi-1 | 2012 | |
| Do you love the King? So you can't kill him? | Kral'a aşık mısın? Bu yüzden mi onu öldüremedin? | Ga bi-1 | 2012 | |
| Do you know what I did to protect you? | Seni korumak için neler feda ettiğimi biliyor musun? | Ga bi-1 | 2012 | |
| I even killed people for your sake. | Sırf senin için insan bile öldürdüm. | Ga bi-1 | 2012 |