Search
English Turkish Sentence Translations Page 20691
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
That we're gonna kick start his brain. | Beyni vurdurarak çalıştıracağımızı. Evet. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Conductive gel to prevent the electrical current | İletken jel, akımın onu yakmasını önleyecek. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Spread it evenly. | Eşit şekilde sür. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And don't forget his nipples. | Meme uçlarına sürmeyi de unutma. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Oh peter! | Hey, Peter. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
In '75 the fbi asked me to use this procedure. | Cortexiphan'ın duygular üstünde işe yaradığını söyledin. 1975'te FBI bu işlemi uygulamamı istemişti. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Someone had been murdered. | Biri öldürülmüştü. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
But I don't recall his name. | Ama adını hatırlayamadım. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
James. jamie. | Ya da Jamie. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Jimmy. They want me to identify his assessee. | Onu öldüren adamı bulmak istiyorlardı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Union leader I think. | Bir birlik lideriydi sanırım. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Well the... the trouble was | Sorun... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He had a shockingly low electro sensitivity. | ...elektriğe aşırı derecede duyarlı olmasıydı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Everyone has a unique tolerance to electrical stimulation. | Herkesin kendine has elektriksel tahrik noktası vardır. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Mine for instance is remarkably high. | Mesela benimkisi çok yüksek. Seninki Peter, maalesef düşük. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
As for our friend here we don't know. | Ama bu arkadaşınkini bilmiyoruz. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Too little current and it won't work. | Çok düşük akım işimize yaramaz çok fazlası da beynini pişirebilir. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
So I will have... | O yüzden ben... Bunu benim üstümde kullandın. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You attached wires to car batteries | Kabloları araba aküsüne bağladın sonra da bana şok verdin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
No you were experimenting on me. | Hayır, üstümde deney yapıyordun. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
will register any brain activity. | ...beyin aktivitesi kaydedip etmediğine bakacağız. Burada 11 sene önce kaybolan bir ikiz kardeşi olduğu yazıyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And this will indicate | Ve bu da düşüncelerini sana aktarıp aktarmadığını gösterecek. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Since he's dead peter | O ölü olduğundan, onun ağzı ve kulağı sen olacaksın, Peter. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Eventually we'll connect this to your head. | En sonunda bunu beynine göstereceğiz. ...kapı kapı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Okay dear we're ready. turn it on. | Hazırız, güzelim. Açabilirsin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Try 200 microvolts. | 200 mikro volt’a getir. Etkilenmemiş bütün personelle birlikte... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Oh look peter. | Bak, Peter. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He's talking to you. | Seninle konuşuyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I suppose it's a good thing it wasn't attached to your head. | Sanırım bunu senin kafana bağlamadığımız iyi olmuş. Bu araştırmalarını açıklar nitelikte. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You have not. I have. | Yok canım. Öyle. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Whoever it was who broke your heart. | Kalbini kıran adam? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Or am I misreading you? | Yoksa ben mi yanlış tahmin ediyorum? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He was my partner from the bureau. | Büro'dan ortağımdı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And you of all people should know | En olmayacak biri bile bu konularda acemi olduğumu bilir. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
But he was straight forward decisive | Ama o çok istekli, kararlı... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Charming and it was wonderful. | ...çekiciydi. Ve bu harika bir şeydi. ...ama o beni yakaladı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Except it was all a lie and he betrayed me. | Ama her şey birer yalandı ve o bana ihanet etti. ...değildi. Hayır. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Betrayed the job. | Mesleğine ihanet etti. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
That's the end. | Hikâyenin sonu. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
That's the end for him. | Onun için hikâyenin sonu. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I've known this for years. | Yıllardan beri farkındayım. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I screwed up | Seninleyken her şeyi mahvettim. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
The timing wasn't right for either of us. | İkimiz için de iyi zamanlar değildi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
But I was scared. | Ama ben korktum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And that's the... that's the god's honest truth. | ...güzelim. Bu da işin acı gerçeği. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I think about you... | Seni düşünüyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
So often and... | Çok sık... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I don't call because... | Ama arayamıyorum, çünkü... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Because I'm ashamed of how I treated you. | Çünkü sana yaptıklarımdan utanıyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
No it was just... | Hayır, bu sadece... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Lucas i... | Lucas, ben... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I...i have to... | Buna... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I have... I have to get this. | Buna cevap vermeliyim. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I hate whoever that is. | Kim arıyorsa, ondan nefret ediyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Hey. you're not gonna believe this | Hey, buna inanmayacaksın çünkü ben bile inanamıyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
But I think this might actually work. | Sanırım işe yarayabilir. Walter yolunu buldu mu? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Well there are limits. some issues and problems. | Bazı sınırlayıcılar var. Bazı sorunlar. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
But walter seems to think we can get the dead guy | Ama Walter ölü adamdan bazı cevaplar alabileceğimizi düşünüyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Then we're on. | O zaman tamam. Seni hapishaneden ararım. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
8:00 a.m. tomorrow my time. | Buranın saatine göre sabah 8'de. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You okay? | Sen iyi misin? Tedavi hâlen test aşamasında. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I'm good. thank you. | İyiyim, teşekkürler. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I'm gonna go back to the hotel. | Otele döneceğim. Sanırım ilaçlardan. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Grateful to you | Sana... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
To the incredible cooking | ...enfes yemek ve tatlı sözlerin için minnettarım. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Do you hear anything? | Bir şey duyuyor musun? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I think we gotta ask him a question first. | Öncelikle ona bir soru sormalıyız. Anlıyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Are we ready to see how this is working? | Denemeye hazır mısınız? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
When I say go | Başla dediğimde sen Astro, Peter'a bir soru soracaksın. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You astro ask peter a question. | Duyguları ona geçiyor. Gizlice bir telefonu dinlemek istiyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I will flip the switch which will stimulate | Ben çıplak arkadaşın beynini uyaracak anahtarı çevireceğim. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And peter you will hear his response. | Peter da onun cevabını duyacak. Sorusu olan? Doğrulandı. Köpek. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Any questions? | Selam, Charlie. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Uh yeah. what should I ask him? | Var. Ne sorayım? İstediğini. Bu sadece bir prova. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And son I should apologize in advance. | Evlat, senden şimdiden özür dilemeliyim. Korkarım... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Well I shouldn't frighten you. | Seni ürkütmemeliyim. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
No. wouldn't want to do that. | Evet, bunu yapmak istemezsin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
What's your favorite flavor of ice cream? | En çok ne aromalı dondurma seversin? Muhtemelen kafasındadır. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Did I hear anything? no. | Hiçbir şey duymadım, hayır. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
3 2 1. go. | 3, 2, 1. Başla. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
What's your favorite color? | En sevdiğin renk? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Nope. still nothing. just extreme discomfort. | Hayır, hâlâ yok. Sadece aşırı sızı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
They're taking me to see jones now. | Jones'la görüşmeye gidiyorum. Olivia, Jones'un yanına gidiyormuş. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
No. we're not ready yet. | Hayır, henüz hazır değiliz. Onları oyalamak zorunda. Dr. Bell, doğumdan sonraki insan beyninin sonsuz kabiliyette olduğu teorisini ortaya attı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Did you hear that? | Duydun mu? Elimden geleni yaparım. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
What a pleasure this is. | Bu ne büyük bir zevk. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You will not speak with him directly. | Onunla direk olarak konuşmayacaksın. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You will ask me one question that you want answered. | Cevabını istediğin bir soruyu bana soracaksın. Bir tane kaldı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I will relay that question to an agent back in the states | Ben soruyu Bay Smith'in yanında olan Amerika'daki ajana ileteceğim. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I will then relay mr. smith's response to you. | Sonra sana Bay Smith'in cevabını ileteceğim. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Then you will tell me how to save agent loeb. | Ve sen de Ajan Loeb'u nasıl kurtaracağımızı söyleyeceksin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You're very serious do you know that? | Çok ciddi bir havanız var. Bunu biliyor muydunuz? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Your friend's life hangs in the balance | Arkadaşınızın hayatı pamuk ipliğine bağlı. Öyle mi? Hayır. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And you want me to save him. | Ve benden onu kurtarmamı istiyorsunuz. Notunuzdan anladığım bu. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Why not your freedom | Neden özgürlüğünü ya da ülkene iade edilmeyi şart koşmadın? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Or extradition? | Sen kimin tarafındasın? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You must realize that you have leverage here. | Ve de çok şey yaşanacak. Burada baskı altında olduğunun farkındasındır. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Yet all you want is the answer to one question? | Yine de tek istediğin bir cevap mı? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You make two assumptions ms. dunham | 2 varsayımda bulundunuz, Bayan Dunham. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Both incorrect. | İkisi de doğru değil. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |