Search
English Turkish Sentence Translations Page 20695
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Now I suggest that those wavelengths | Bu işin anahtarının dalga boyları olduğunu düşünüyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Let me demonstrate. Come. | Bir örnekle açıklayayım. Büro'ya girmeden önce şifrebilim eğitimi almıştım. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Better luck next time. | Buyurun. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Anyone ready for lunch? | Öğle yemeği isteyen? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
What's up chachi? | N'aber Chachi? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Did you do this to me? | Bunu sen mi yaptın? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You did. | Kendin yaptın. Bana ne oluyor? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Based on the description by the father | Babanın tarifinden yola çıkarak kadını tespit ettim. Kızımızı mı düşünüyorsun? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Name's joanne ostler. | İsmi Joanne Ostler. M.I.T'de okuyan bir nörolojistmiş. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
She would have been thirty this march. | Bu Mart'ta 30'una basacaktı. Basacaktı da ne demek? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Are you sure it's the same woman? | Nasıl yani? Aradığımız kadın olduğuna emin misin? Çizimdeki kadına çok benziyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And she doesn't have a twin because I checked. | İkiz kardeşi de yok, kontrol ettim. Peki, nasıl ölmüş? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Apparently her car went off the bridge in november of '98 | Biz ateşi mi çalacağız? Kasım 98'de arabası köprüde yanmış. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Eight months before any of the abductions. | 8 ay hiçbir kaçırılma olmamış. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
How is that even possible? | Bu nasıl olur? Şunu dinle. Ona elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım, yemin ederim... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
The car was recovered but her body was never found. | Araba bulunduğunda içinde ceset yokmuş. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
So then it's possible that she survived. | O zaman muhtemelen kazadan kurtuldu. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Either that or broyles has you chasing a ghost. | Raul'u tanıyor muydunuz? Evet, elbette. Ya da Broyles sana bir hayaleti kovalatıyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
What the hell's he doing? | Ne yapıyor bu? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He thinks it'll help him remember where he's heard | Yeşil ve kırmızı ışıkları hatırlamasına yardımcı olacakmış güya. Haberler iyi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
We think we understand how it was that ben was abducted. | Ben'in kaçırılma olayını çözdük gibi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Those red and green flashing lights | O kırmızı ve yeşil ışıkları babayı hipnoz durumuna sokmuş. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And we think we may have I.d.'d the woman responsible. | Biz de sanırım kadını belirledik. Diğer Olivia'nın veri dosyasında bir arama yapmanı istiyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I have it! | Buldum. Biz de sanırım kadını belirledik. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Christmas. Christmas. | Yılbaşı. Yılbaşı. 10 dakika sonra benimle dışarıda buluşabilir misin? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Leading to christmas carols | Matt. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
One of which is jingle bells | Anneman'ın ileri adli bilim adlı kitabını okuyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
To dash? | Dash'e mi? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Dashiell kim | Dashiell Kim. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
The man who mentioned the lights to me. | Bana ışıklardan söz eden adam. Bundan eminim. Bunu bir servet karşılığında satabilirdin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Where is he walter? | Nerede o Walter? Ona ulaşabilir miyiz? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I guess that would depend on whether he has succeeded | Sanırım bu, onun kendini öldürmeyi başarıp başarmadığına bağlı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
What are you talking about walter? | Sen ne diyorsun, Walter? Kim bu adam? Beni, seni etkilemekten başka hiçbir şey ilgilendirmiyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Who is this guy? | Ne yapıyorlardı? Kim olabilirler? Elbette. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
A fellow inmate of mine at st. Claire's asylum. | St. Claire hastanesinden bir arkadaşım. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Dashiell kim. Headed up astrophysics at umass. | Dashiell Kim. Umass'ta Astrofizik dalı başkanıymış. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Went missing in may 2006. | 2006'da kaçırılmış. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Turned up a week later at his home outside clarksburg | 1 hafta sonra Clarksburg dışındaki evinde psikoza girmiş halde bulunmuş. Çocukken korkunç rüyalar görürdüm, hemen her gece. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Bludgeoned his wife to death with a tire iron. | Karısını demir levye ile ölesiye dövmüş. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He was committed to st. Claire's hospital. | St. Claire hastanesine yatırılmış. Doğru düzgün arkadaş edinemedi. İkimizden başka kimsesi yoktu. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He was there at the same time | Dr. Bishop'la aynı zamanda mı orada kalıyormuş? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Walter bishop claims he remembers kim | Walter, adamın onu... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And then took him away. | Sonra onu kaçırmışlar. Yeşil ve kırmızı ışıklar. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And he fits the profile. | Adam profile de uyuyor. Bir bilim dalında uzman. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
But I need you to get an interview request | Hani bana John öldükten sonra biraz izin almamı söylemiştin ya? Ben sizden biraz zorlayarak bir görüşme ayarlamanızı isteyecektim. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Any specific things that kim might remember | Kim belki kaçırma ile ilgili bir şeyler hatırlar. Belki biraz hafif kalacak ama durumu pekiyi değil. Hayır. Aklımda beliren ilk kelime kesinlikle "muhteşem" değil. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
About the abduction | Nasıl gidiyor? Kötü zamandan geçiyorsun. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Like where he was taken maybe. | Mesela nereye götürüldüğünü. Bu biraz zaman alabilir. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Says here dashiell kim is a 1027. | Burada Dashiell Kim'in 1027 olduğu yazıyor. Evet, nedir o? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
1027: criminally insane | 1027: devlet sırlarına sahip tehlikeli derecede çılgınlık. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Apparently kim had a sideline | Görünüşe göre Kim bir de JPL için çalışıyormuş. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You can't get in to talk to him | Resmi izin olmadan onunla konuşamazsın. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And how long will that take? | Alması ne kadar sürer? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
If we go through channels six weeks minimum. | Bürokratik yoldan en az 6 hafta. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I've got a contact at justice. | Adliyede bağlantım var. Ona acil olduğunu söylerim. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I don't know how a guy that could do this to his own wife | Bir adam karısına böyle bir şeyi nasıl yapar, anlamıyorum. Kahverengi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Hi bean. | Merhaba, Bean. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He did this to his own wife? | Karısına bunu yapmış demek? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
32 years of marriage. | 32 yıllık evlilikten sonra. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
By all accounts they seemed happy. | Dediklerine göre oldukça mutlularmış. Vay be, Lucas. Bu günleri göreceğim hiç aklıma gelmezdi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And beat her to death. | ...ve onu ölesiye dövene dek. Eski dostum Dashiell'ın lafı mı geçti? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Of course. | Elbette. ...ve gelişimine olan etkileri dolayısıyla, çok daha büyük olabilir. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I'd recognize his handiwork anywhere. | Eserini nerede olsa tanırım. Ne istiyorsun benden? Peter, benim Mathis. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You mean he killed others? | Yani başkalarını da mı öldürdü? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Well he tried a patient at the institution Jasper | Hastanede Jasper adlı bir hastayı öldürmeye yeltendi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
But actually I was referring to the equation. | Ama benim kastettiğim denklemdi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Dashiell was obsessed with it. | Dashiell buna takmıştı. Hastanede Jasper adlı bir hastayı öldürmeye yeltendi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Obsessed in what way? | Ne yönden? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He couldn't complete it. | Bir türlü tamamlayamamıştı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I tried to help him solve it once | Bir keresinde çözmesine yardımcı olayım demiştim... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And he came at me with a plastic spork. | ...adam bana plastik kaşık fırlattı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You know ben's father said that ben became obsessed | Babası bir Ben'in bir besteye takılıp kaldığını söylemişti. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
With this one piece of music. | Brighton mahallesinde, Boston'da. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And he couldn't complete it either. | Ve o da bir türlü tamamlayamamış. Dinliyorum da, gerçekten çok güzel. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I've been listening to it. It's very beautiful. | Babası bir Ben'in bir besteye takılıp kaldığını söylemişti. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He's light years | Akranlarına göre bir ışık yılı ileride. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Ahead of where even you were at that age. | Adı Mack. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Walter take a look at this. | Walter, şuna bak. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
See this function? | Fonksiyonu görüyor musun? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
It appears here here here | Burada var, burada... Evet, tanıdın. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
It just keeps on repeating over and over. | ...hep kendini tekrar ediyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Yes yes it's a recurring expression. | Evet, bu yinelenen bir ifade. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Or it's a rhythm. | Ya da bir ritim. Evet, olabilir. Bishop'un işe yarayacağını nerden biliyorsun? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Are you suggesting | Demeye çalıştığın... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Oh oh oh I can try. | Boston'ı terk etmeli ve bir daha dönmemelisin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Music is a mathematical language. | Müzik matematiksel bir lisandır. Her bir tonun bir değeri vardır. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And their notes | Notalar ise 1/4, 1/8, 1/16... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
They're all just fraction variables. | Sadece kesirli değişkenlerdir. Ben sadece 6 ay obua dersi aldım o kadar. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Almost there peter. | Şekil değiştiricilerde mi? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
That's nine bars. | 9 nota. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Okay listen to this. | Pekâlâ, dinleyin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Sound familiar? | Tanıdık mı? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
That's ben's song. | Ben'in şarkısı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Ben's piece is the musical equivalent | Ben'in bestesi, Dashiell'in matematiksel formülünün müziksel eşdeğeri. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
So how is that possible? | Bu nasıl olabilir? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
They'd never even met each other. | Birbirlerini tanımıyorlar. Bu çok şaşırtıcı değil aslında. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Curious minds often converge on the same idea. | Meraklı akılların aynı fikirde bir araya gelmeleri sık görülür. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Newton and leibniz independently | Newton ve Leibniz birbirlerinden habersiz ve bağımsız şekilde... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
What is what? | Neyin ne olduğu? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
What is it that both ben and dashiell are trying to solve? | Ben ve Dashiell'in çözmeye çalıştığı şeyin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |