Search
English Turkish Sentence Translations Page 20317
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| In fairness, he didn't write the textbook. | Ders kitabını o yazmadı ki sonuçta. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Mr. Mayor, Edward Frankenstein. | Sayın Belediye Başkanı. Ben Edward Frankenstein. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Your neighbor, of course. (GRUMBLES) | Komşunuzum ya. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| I just would like to say that our son Victor | Şunu söylemek isterim ki, oğlumuz Victor... | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| is just crazy about the new teacher. | ...yeni öğretmene resmen bayılıyor. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Thinks he's great. | Muhteşem biri olduğunu düşünüyor. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Shouldn't we at least give the man a chance to explain himself? | En azından adama kendini açıklamak için bir fırsat versek olmaz mı? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Please come up, Mr. Menace. | Gelin lütfen, Bay Tehlike. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Ladies, gentlemen. | Bayanlar, baylar. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| I think the confusion here is that you are all very ignorant. | Buradaki karmaşanın sebebi hepinizin çok cahil olmasından kaynaklanıyor bence. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Is that right word, "ignorant"? | "Cahil" doğru bir kelime mi oldu? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| I mean "stupid," "primitive," "unenlightened." | "Aptal, ilkel, kültürsüz" demek istedim. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| You do not understand science, so you are afraid of it. | Bilimden anlamadığınız için ondan korkuyorsunuz. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Like a dog is afraid of thunder or balloons. | Bir köpeğin gök gürültüsünden veya balonlardan korkması gibi. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| To you, science is magic and witchcraft because you have such small minds. | Bu kadar dar fikirli olduğunuz için, bilim size göre sihirden ve büyücülükten ibaret. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| I cannot make your heads bigger, | Sizin dimağınızı genişletemem... | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| but your children's heads, I can take them and crack them open. | ...ama çocuklarınızın kafasını yarıp açabilirim. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| This is what I try to do, to get at their brains! | Bunu yapmaya çalışıyorum işte. Beyinlerine girmeye çalışıyorum! | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Oh, my. | Eyvah eyvah. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Oh, jeez. | Olamaz. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Be quick, boy. They'll be home any minute. | Acele et, oğlum. Her an eve dönebilirler. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| GIRL: Praise be New Holland | Yaşasın New Holland | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Praise be New Holland | Yaşasın New Holland | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Streets so wide and sidewalk | Sokaklarımız çok geniş Kaldırımlarımızsa... | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| (SIGHS) The sidewalks. Okay. | Kaldırımlar... Peki. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| No! Shh. No! | Yapma, hayır. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| No, no, no! Shh! | Hayır, hayır, hayır. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Hi, Elsa. What are you doing? | Selam, Elsa. Ne yapıyorsun? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Practicing my song for Dutch Day. | Hollanda Günü için olan şarkımı prova ediyorum. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Did you get a new dog? No. | Yeni bir köpek mi aldın? Hayır. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| I heard a bark. Yeah, that was me. | Havlama sesi duydum. Bendim o. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| You are barking? | Havlıyor musun? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Hmm. You must really miss Sparky. | Sparky'yi çok özlemiş olmalısın. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Uh, I got to go. Bye. | Gitmem lazım. Görüşürüz. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| I feel so sad for him, Persephone. | Onun için çok üzülüyorum, Persephone. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| He really misses his dog. | Köpeğini çok özlüyor. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Where's Mr. Rzykruski? | Bay Rzykruski nerede? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| All I know is I'll be teaching the class for the rest of the semester. | Tek bildiğim dönem sonuna kadar derse benim gireceğim. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Do you know anything about science? | Fen hakkında bir şey biliyor musunuz? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| I know more than you do. | Senden daha çok şey biliyorum. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Mr. Rzykruski knew a lot. | Bay Rzykruski çok şey biliyordu. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Well, sometimes knowing too much is the problem. | Bazen çok şey bilmek sorun yaratır. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| What about the science fair? | Bilim fuarı ne olacak? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Oh, it's still on, but it will be judged by someone who's not insane! | Gerçekleşecek ama başında deli olmayan biri olacak! | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Now get cracking, and may the best person win! | Hemen kolları sıvayın ve kazanan siz olun! | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| I can't believe they let the gym teacher be the judge. | Fuarın başına beden öğretmenini koyduklarına inanamıyorum. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| She's not even interested in science. | Bilimle ilgilenmiyor bile. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Back home, everyone is scientist. | Bizim memlekette herkes bilim adamıdır. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Even my plumber wins Nobel Prize. | Tesisatçım bile Nobel Ödülü kazanmıştı. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Your country does not make enough scientist. | Ülkeniz yeteri kadar bilim adamı çıkarmıyor. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Always needs more. | Hep daha fazla olması lazım. Sen de bir bilim adamı olmalısın, Victor. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Nobody likes scientists. | Kimse bilim adamlarından hoşlanmıyor ki. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| They like what science gives them, but not the questions, no. | Bilimin onlara verdiklerini seviyorlar ama soruları sevmiyorlar. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Not the questions that science asks. | Bilimin sorduğu soruları sevmiyorlar. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Actually, I have a question. | Aslında benim bir sorum var. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| That is why you are a scientist. | İşte bu yüzden bir bilim adamısın. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| I was doing my experiment, my project, and the first time it worked great, | Deneyimi, yani projemi yaparken ilk başta çok başarılı oldu... | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| but the next time it didn't. | ...ama diğer seferinde işe yaramadı. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| I mean, it sort of worked, but then it didn't. | Yani bir bakıma yaradı da, sonra yaramadı. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| And I don't know why. | Neden olduğunu anlamadım. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Then maybe you never really understood it the first time. | Demek ki ilk başta da hiç anlamamış olabilirsin. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| People think science is here, but it is also here. | İnsanlar, bilimin burada olduğunu sanır. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| The first time, did you love your experiment? | İlk seferde deneyini seviyor muydun? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| And the second time? | Peki ya ikincisinde? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| No. I just wanted it over. | Hayır. Sadece bitip gitmesini istiyordum. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Then you changed the variables. | Demek ki değişkenleri değiştirmişsin. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| I was doing it for the wrong reason. | Yanlış bir sebepten ötürü yapıyordum. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Science is not good or bad, Victor. | Bilim iyi veya kötü değildir, Victor. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| But it can be used both ways. | Ama iki şekilde de kullanılabilinir. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| That is why you must always be careful. | Bu yüzden her zaman dikkatli olmalısın. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| I can't believe I broke my arm for nothing. | Kolumu boş yere kırdığıma inanamıyorum. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| None of us are going to win! E has an invisible fish! | Hiçbirimiz kazanamayacağız. E'nin görünmeyen bir balığı var! | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| No, he doesn't. You fell for a parlor trick. | Hayır, yok. Numara yapmış size. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| You're saying he faked it? | Bizi kandırdı mı diyorsun yani? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| That fish you showed us, was it real? | Bize gösterdiğin balık gerçek miydi? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| It was, and it was dead, too. | Gerçekti ve ölüydü de. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| You brought an animal back from the dead? | Bir hayvanı mı dirilttin? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| No, Victor did. | Hayır, Victor yaptı. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| With lightning, and boom, and sss. | Yıldırımla! Sonra bom! | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| I swear! I mean, he already brought back his dog. | Yemin ederim! Köpeğini hayata döndürdü bile. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| He brought back Sparky? | Sparky'yi hayata mı döndürdü? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Victor will win the science fair unless we can do better. | Daha iyisini yapamazsak Victor bilim fuarını kazanacak. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Bigger. | Daha büyüğünü. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| You say you know Victor's secret? | Victor'ın sırrını biliyorsun demek. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Now is your chance to prove it. | İşte sana kanıtlama şansı. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Now, where's my muffin tin? | Çörek kalıbım nerede bakalım? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Sparky? | Sparky mi? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Sparky! But you're... | Sparky! Ama sen... | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Sparky's alive! | Sparky yaşıyor! | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Hey, come on! | Gel buraya! | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Mom? Dad? What's going on? | Anne? Baba? Neler oluyor? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Sparky! No! Sparky! | Sparky! Dur! Sparky! | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Sparky. no! | Sparky, yapma! | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Sparky, come back! | Sparky, geri gel! | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| No! I have to go find Sparky! | Hayır! Sparky'yi bulmam lazım. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Victor, what have you done? | Victor, ne yaptın sen? | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| You said yourself, if you could bring back Sparky, you would! | Kendiniz söylediniz. "Onu geri getirebilseydik getirirdik" dediniz! | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| Yes, but that was different because we couldn't! | Evet ama o farklı bir durumdu çünkü öyle bir şey yapamazdık. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| It's easy to promise the impossible. | İmkânsız bir şeyin sözünü vermek kolaydır. | Frankenweenie-1 | 2012 | |
| What you did was a very serious thing. | Yaptığın çok ciddi bir şey. | Frankenweenie-1 | 2012 |