Search
English Turkish Sentence Translations Page 20185
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Somebody's been in here messing about. | Birileri burayı dağıtmış. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Carrie. | Carrie. Tamam! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Carrie said she saw them from the street | Carrie onları caddede gördüp içeri kadar takip ettiğini söyledi. Şimdi nerede peki? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
At the hotel getting some hot soup. | Otelde sıcak bir çorba içiyor. Ronnie nerede? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
She left him up on the glacier. | Onu kolu yaralanmış hâlde buzulda bırakmış. Kan zehirlenmesi olabilir gibi görünüyor. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I've sent Petra and Ingrid out to look for him. | Arasınlar diye Petra ve Ingrid'i gönderdim. Petra bunları kaldıramadı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Well, she's probably in the wrong job then. | O hâlde muhtemelen yanlış meslekte. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
This isn't Detroit. It's getting close. | Burası Detroit değil. Gittikçe yaklaşıyor! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Shirley needs a postmortem, | Shirley'e otopsi yapılması gerek ancak elimizde bunu yapacak hiç kimse yok. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Our only medic is trying to save our town doctor. | Tek sağlık görevlimiz de kasabamızın doktorunu kurtarmaya çalışıyor. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Shirley Allerdyce died of a heart attack. | Shirley Allerdyce kalp krizi sonucu ölmüş. Eli göğsünün sol tarafını tutuyor. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I'm positive the post mortem | Otopsinin bulgularında leke, kan pıhtıları ve koroner kaslarda morarma... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
and blackening of the coronary muscle, | ...olacağına eminim, ki akut miyokard enfarktüsünde olan budur. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
The only visible injuries on Shirley | Shirley'deki görünür yaralanmalar yalnızca kollarındaki kendini savunma yaralarıydı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
That was it. | Olan buydu ve duvardaki kan ise Doktor Allerdyce'a aitti. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Shirley transferred it there. | Shirley tarafından oraya taşındı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
If... if Shirley did attack her mother... | Eğer... Shirley annesine saldırdıysa... Yok artık! Buna kimse inanmaz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
We hold Markus as long as possible. | Marcus'u mümkün olduğunca tutalım. Onunla yeniden konuşmamız gerek. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I think he's lying about his relationship with Dr. Allerdyce. | Doktor Allerdyce'la olan ilişkisi hakkında yalan söylediğini düşünüyorum. Biliyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Where you going? | Nereye gidiyorsun? Carrie'yi kontrol etmeye. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
They're holding Mr. Huseklepp at the station. | Bay Huseklepp'i karakolda tutuyorlar. Markus'u mu? Neden tutuyorlar ki? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
For the attack on Shirley? That's not important. | Shirley'a saldırdığı için mi? Önemli olan bu değil. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
The important thing is it's not Liam. | Önemli olan Liam'ın yapmadığı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It's not Liam, Jules. I don't get it. | Liam değildi Jules. Anlamıyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I'd rather not get it. Not getting it's better. | Anlamamayı tercih ederdim. Anlamamak çok daha iyi. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Until now, getting it meant Liam was guilty. | Şu ana dek anlamı Liam'ın suçlu olduğuydu. Sakin olman gerek Frank. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It's ridiculous to think a kid that size... | O boyutta bir çocuğun yaptığını düşünmek saçma... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You need to let the police handle this. | Bu işi polise bırakmalısın. Ama bilmem gerek. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Who are you really trying to get off the hook? | İpten almaya çalıştığın gerçekten kim? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
"A." | A. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Have you found him? | Onu buldunuz mu? Hayır, henüz değil. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
"F." | F. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He knows. He knows? | Biliyor. Biliyor mu? Zihin okuyucuyum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I know people better than they know themselves. | İnsanları kendilerini tanıdıklarından çok daha iyi tanırım. Vay be! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He doesn't even know what he had for breakfast. | Kahvaltıda ne yediğini bile bilmiyordur. Kahvaltı etmedim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
and I could do with a coffee right about now. | Şimdi bir kahveyle bunu hâlledebilirim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
But there are some questions. | Ancak bazı sorular var. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
She had no injuries. | Hiç yarası yok. Annesinin kanına bulanmış. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
She had defense wounds, | Bazı savunma yaraları var ki onlar... Ne olduklarını biliyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Well, I said, "Could." We don't know yet. | "Muhtemel" dedim zaten. Henüz bilmiyoruz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
No. Shirley was incapable of that kind of violence. | Hayır, Shirley şiddete eğilimli biri değildi. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I'm not trying to blame Shirley. I'm... | Shirley'i suçlamaya değil... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
How is she? | Kız nasıl? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Scared, | Korkmuş ama başa çıkıyor. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Look after her? Okay. | Ona iyi bak. Olur. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
At least until we find Ronnie. | En azından Ronnie'yi bulana kadar. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Okay. Okay. | Olur mu? Olur... Dan. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
There's something else going on... | Başka bir şeyler oluyor... çok daha kötü şeyler. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Dan, what the fuck is going on? | Dan ne haltlar oluyor? Şu anda oldukça meşgulüm. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
But it was the teacher that found 'em? | Peki buldukları öğretmen miydi? "Buldukları" değil. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He found Doc Allerdyce. | Doktor Allerdyce'ı bulan oydu. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Dan, how much do we even know about this guy? | Dan bu adam hakkında ne biliyoruz ki? Frank Sutter'ın dediğine göre... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Oh, you see Frank, you tell him to come and talk to me. | Frank'i görüyorsan gelip benimle konuşmasını söyle. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
This is outsiders, Russians probably. | Yabancılar, muhtemelen Ruslardır. İpucu için teşekkürler. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Well, you should be rounding them up, | Adamları yakalayıp sorguluyor olmanız gerekir. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I've got a lot on my plate. | İşim başımdan aşkın zaten. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
And some asshole just out of Donegal | Bir de Donegal'dan yeni gelmiş bazı pislikler yabancıları yakalamaktan mı bahsediyor? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I could do without that just now. | Bu olmadan yapamazdım artık. Yapmazsan biz yaparız! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It's a disturbing development, as you say. | Dediğiniz gibi rahatsız edici bir gelişme bu. Evet. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You must be concerned | Otel projenize etkileri konusunda endişeli olmalısınız. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
No. I'm concerned | Hayır, adaya etkileri konusunda endişeliyim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Indeed. | Tabii ya! Bunu alt komiteye götürebilirim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Good. When? | Güzel. Ne zaman? Pazartesi günleri toplanıyoruz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
But that's too late. We need help right now. | İyi de bu çok geç. Hemen yardıma ihtiyacımız var. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
There are competing demands. | Başka talepler de var. İçi deşilmiş insanları da içeriyorlar mı? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Look, I'm not unsympathetic. | Bakın, hâlden anlamayan biri değilimdir. Hâlden anlamanızı beklediğim falan yok. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I'm asking for forensic teams. | Adlî tıp ekibi istiyorum. Şu anda kesintinin eşiğinde olduğumuzu biliyorsunuz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Two attacks might seem a lot on Fortitude. | Fortitude'ta iki saldırı çok görünebilir. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You're not going to send any extra resources, are you? | Herhangi bir ilâve destek göndermeyeceksiniz değil mi? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I think it will be difficult | Aciliyet konusunda insanları ikna etmenin zor olacağını düşünüyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Right, because we are a small, faraway island | Doğru. Uzak, küçük bir ada olduğumuz için önemimiz yok. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
We have a falling rate of childbirth. | ...doğum oranında düşme var, hem oy kapasitemiz de yok. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Because if we're lucky, | Şanslıysak bir hava durumu istasyonu olarak varlığımızı sürdürebiliriz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Your car is here. | Arabanız geldi. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Thank you. | Teşekkür ederim. Oldu. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It's me. I was calling you. | Benim. Seni arıyordum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I wasn't answering. | Cevaplayamadım. Ben de öyle düşündüm. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Is Dr. Allerdyce still alive? | Doktor Allerdyce hâlâ hayatta mı? Nabzı hâlâ zayıf. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I'm coming home. | Eve dönüyorum. Nasıl? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Well, Kent Larsson has that little Learjet. | Kent Larsson'da şu küçük Learjet'den var. Ama uçmaktan korkarsın. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Wait for a proper flight, Hildy. | Düzgün bir uçuş bekle Hildy. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Want to know something funny? | Komik bir şey duymak ister misin? Burada lobimde Buddy Holly'i oyunuyorlar. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
That's not funny. | Bu komik değil. Başka bir şey daha duymak ister misin? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Remember how I always hold your hand at takeoff? | Kalkışlarda her zaman elini nasıl tuttuğumu hatırlıyor musun? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I'm not far now, Carrie, darling. | Artık uzakta değilim Carrie canım. Artık uzakta değilim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Oh, God, I'm poisoned. | Tanrım! Zehirlendim ben. Lanet olsun zehirlendim! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Hâlâ elini tutuyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
|
What else did you do last night? | Dün gece başka ne yaptın? Henning görmüş seni. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Take his fucking trousers down. Are you cold? | İndirin puştun pantolonunu! Üşüyor musun? Üşüyor musun? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Do you want to freeze to death? | Donarak gebermek ister misin? Henning seni görmüş! Anlıyor musun lan? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
What are you doing? | Ne halt ediyorsunuz siz? Yalnızca birkaç soru sorduk. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Russian bastard spat at me, too. | Rus piçi bana da tükürdü. Olmaz, bunu yapamazsınız! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
A bunch of them were drinking last night. | Birkaçı dün gece içiyordu. Yalnızca başka neler yaptıklarını bilmek istiyoruz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Carrie, come. | Carrie gelsene. Bu adamların isimlerini biliyor musun? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Ciaran Donnelly. | Ciaran Donnelly. Jake Roach. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
And that's Henning Bergstrom. | Bu da Henning Bergstrom. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Don't worry about him. | Boş ver onu. Kimse sevmez zaten. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Carrie, you can't stay on your own. | Carrie tek başına kalamazsın. Sen de gelebilirsin ama. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
There's loads of room. | Bir sürü oda var. Birlikte babamı bekleyebiliriz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Okay. | Tamam. Olur. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |