Search
English Turkish Sentence Translations Page 20178
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I don't think I'd be inclined | Hiçbir şeyi size teslim etmek niyetinde olduğunu sanmıyorum sizi porsuklar! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You wouldn't have a choice. | Seçeneğin olmazdı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It would be some discovery, wouldn't it? | Bu adada bir mamutun olması keşif olurdu öyle değil mi? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
First one ever. | Şimdiye kadar bir ilk! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
That thing's been in a drawer | O şey 20 yıl önce amcamın evini temizlediğimden beri çekmecede duruyordu. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You see, people believe what they want | İnsanlar bir şeyde kâr ve zafer olduğunu düşündüklerinde istediklerine inanırlar. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
They told me you took Charlie's report. | Charlie'nin raporunu aldığını söylediler. Evet. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It was commissioned by the government | Hükümet tarafından hazırlandı ve geliştirmeye devam etmemiz önerildi. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
so I have to send it to the government | Bu yüzden de hükümetin Çevresel Geliştirme Dairesi'ne göndermek zorundayım. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You shouldn't have taken it. | Bunu almaman gerekirdi. Trish bu benim işim tamam mı? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It's my responsibility. | Benim sorumluluğumda. Charlie bunu yeniden yazacaktı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
How would I know that? | Bunu nasıl bilebilirim? Bıraktığı mesajı dinledin. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Then you deleted it. | Sonra da sildin. Tanrım! Üzgünüm Trish. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Have you spoken to Dr. Allerdyce? | Doktor Allerdyce'la konuştun mu? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I know you haven't been sleeping. | Uyuyamadığını biliyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
DCI Morton knows all about you. | Müfettiş Morton hakkındaki her şeyi biliyor. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Yes. | Evet. Otelimi inşa etmek amacıyla Charlie'yi öldürdüğümü düşündüğünü söyledi. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Trish, I would throw all this... the hotel, the glacier, | Trish... Charlie'yi geri getirecek olsaydı oteli, buzulu... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You wiped the message, Hildy. | Mesajı sen sildin Hildy. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You think Ronnie's taken her back to town? | Ronnie'nin kızı kasabaya geri getireceğini mi düşünüyorsun? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
How the hell should I know? | Nereden bileyim? Psikiyatrist değilim ki. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Listen, Dan, have we got a problem? | Baksana Dan bir sorunumuz mu var? Bilmiyorum Frank, var mı? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
No, well, I don't, | Hayır benim yok ama burada fazlasıyla düşmanlık seziyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Okay then, Frank, I'll tell you what my problem is. | Tamam o hâlde Frank sorunumun ne olduğunu söyleyeyim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You're letting your private life interfere with your job. | Özel hayatının işine engel olmasına izin veriyorsun. Ne yapıyorum? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Your wife on the harbor causing a scene | Karın onu ve çocuğunu terk ettiğin için limanda sorun çıkarıyor. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Fuck you. | Canın cehenneme! Hayır, senin canın cehenneme Frank! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
There's a little girl missing | Babası her ikisi için de muhtemel tehlike olan kayıp küçük bir kız var ama... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
and half the time you're so caught up | ...işine yoğunlaşman gereken yerde zamanının çoğunda kendini... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
when you should be concentrating on your job. | ...Elena'yla hayat kurma işine kaptırdın. Yeter be! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Listen, my family life is none of your business. | Dinle! Aile hayatım üzerine vazife değil. Ne de kimi becerdiğim! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
We're going back. | Geri dönüyoruz. Aramaya devam etmemiz gerek. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
No. | Hayır! Bir saate kadar güneş batacak. Geri dönüyoruz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Quiet down, now. | Sessiz olun artık. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I'm famished. | Açlıktan ölüyorum. İyi misin? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Oh, I'm so hungry. | Çok acıktım. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Do you know what they are? | Ne olduklarını biliyor musun? Canavardan bir şeyler. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
They're ivory. | Fildişi bunlar. Çok para eder. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Look, Carrie. | Bak Carrie. Bilmeni istediğim bir şey var. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Come here. | Buraya gel. Kötü bir şey oldu. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Someone got badly hurt. | Birisi çok fena yaralandı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It was nothing to do with me, | Benimle hiç ilgisi yok ama polis olduğunu düşünecektir... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
because the man that did it was a friend of mine. | ...çünkü bunu yapan adam bir arkadaşımdı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It means the police will make sure | Bu da polis seni ve beni ayıracak demektir. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Do you understand? | Anlıyor musun? Hayır. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
When mum passed on, | Annen öldüğünde... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I didn't manage things too well for a little while. | ...kısa süre için işleri pek iyi yürütemedim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Not getting you ready for school in time. | Seni okula zamanında hazırlayamadım. Ağlıyordun da. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
They wanted to put you into care. | Seni bakım altına almak istediler ve... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I told them then, | ...ben de onlara şimdi sana söyleyeceğim şeyi söyledim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I will never, ever let that happen to you. | Bunun sana da olmasına asla ama asla izin vermeyeceğim! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Right. | Tamam. İşte böyle. Tamam, o hâlde. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Eric, what are you doing here? | Eric burada ne işin var? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I found a T shirt in Frank's bathroom. | Frank'in banyosunda kana bulanmış bir tişört buldum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Petra's testing it to see if it's human. | Petra insan kanı olup olmadığını anlamak için test yapıyor. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He's been lying to me. | Bana yalan söylüyormuş. Yalan söylediğini biliyordum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Dan? | Dan! Onu burada oyala. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Where's Petra? | Petra nerede? Dan insan kanı bu. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
We've found human blood all over Frank Sutter's T shirt. | Dan! Frank Sutter'ın tişörtünde insan kanı bulduk. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
What? | Ne? Frank Sutter'dı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I couldn't just keep him there, Dan. | Onu orada oyalayamadım Dan. Otelde şu anda. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Sheriff? | Şerif! Dışarı çık! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Get out! | Dışarı çık! Dışarı çık! Hemen! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
If that's not the case, what is the case, Sheriff? | Dava bu değilse o hâlde dava nedir Şerif? Bilmediğimiz bir şeyi mi biliyorsunuz? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Why did you attack him? | Adama neden saldırdın? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Is your relationship | Dan Anderssen'la olan ilişkiniz de cinsel mi? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You kept this fact secret from me. | Bu gerçeği benden sakladın. Hem Frank hem de benim için kötü. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Frank was at home with Liam? | Frank Liam'la birlikte evde miydi? Evet mi, hayır mı? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
DNA doesn't lie, does it? | DNA yalan söylemez, değil mi? Haklısın. Asla söylemez. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It's the glacier. It's on the move. | Buzul hareket ediyor. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Glaciers carve out the valleys that create the mountains. | Buzullar vadileri oyup dağları oluşturarak... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Shape the planet. | ...gezegeni şekillendirir. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It can't be stopped. | Durdurulamaz. Hareket etmeye devam eder. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Anybody tries to get in its way it just goes right through it. | Yoluna çıkmaya çalışan olursa da ezip geçer. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Like you dad. | Senin gibi baba. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Yes, just like me. | Evet, tıpkı benim gibi. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Holy Jesus Christ all mighty! | Yüce İsa aşkına! Evimde ne halt ediyorsun? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
In the hotel. | Otelde... duştaydı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
On God! | Aman Tanrım! Kafasını duvara vurdum. Niye? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
We found blood on his clothes. | Giysilerinde kan bulduk. Charlie'nin kanı mı? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Oh fuck. | Lanet olsun. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Elena? | Elena! İyi misin Elena? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Frank Sutter's been arrested? | Frank Sutter tutuklandı mı? Evet. Ne için? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I don't know they wouldn't tell me. | Bilmiyorum bana söylemediler. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
In here? | Burada mı? Evet. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
What was he doing in here? | Burada ne işi vardı? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He was having a shower. | Duş alıyordu. Adamı senin duşundayken mi tutukladılar? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Mmm mmm. Naked? | Çıplak mıydı? Evet, tabii ki çıplaktı! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He was in the shower! Of course! | Duştaydı! Tabii ki! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Okay, it's going to be okay. Are you alright? | Tamam, iyi olacaktır. İyi misin sen? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It's alright. It'll be alright. | Her şey yolunda. İyi olacaktır. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Please Shirley, please. Please believe me. | Lütfen Shirley, lütfen. N'olur inan bana. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You don't know anything. This is very bad. | Hiçbir şey bildiğin yok. Çok kötü oldu. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It is bad for Frank and bad for me too. | Hem Frank hem de benim için çok kötü. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Elena... what have you done? | Elena ne yaptın sen? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Is it tender there? | Burası ağrılı mı? Biraz. Şimdi gözlerine bakacağım. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Stay there... | Orada kal. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Does he have to be handcuffed? | Kelepçeli olması şart mı? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I arrested him on suspicion of murder. He resisted arrest. | Cinayet şüphesiyle tutukladım. Tutuklanmaya da direndi. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
The murder of Charlie Stoddart? And you punched him? | Charlie Stoddart cinayetinden mi? Hem de adama vurdun. Doğru. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |