Search
English Turkish Sentence Translations Page 20179
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
How many times did you punch him? | Kaç defa vurdun? Birkaç defa. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Hard blows? Hard enough. | Sert darbelerle mi? Yeterince sert. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Did he defend himself? | Kendini savundu mu? Ne demek istiyorsun? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Was he insensible when you punched him? | Ona vurduğunda baygın mıydı? Kafası keskin bir şekilde döndü mü? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He hit his head against the wall. | Ona vurduğumda kafasını oldukça sert duvara çarptı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He reacted! | Tepki verdi! Karşı koydu! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
No, he reacted. He was naked. | Hayır, tepki verdi. Çıplak ve duştaydı. Şerif Anderssen birden içeri dalınca... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He reacted. | ...tepki verdi. Karşı koydu. Defalarca yumruklanıp itilmişti. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Yes I can. I was there. I witnessed it. | Evet, olabilirim çünkü oradaydım. Olaya şahit oldum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I saw the whole thing. This is a car crash. | Her şeyi gördüm. Çok berbat bir durum. Profesör Stoddart paramparça edildi. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
If Dan had justification for suspecting Frank Sutter | Dan'in Frank Sutter'dan şüphelenmek için gerekçesi olsaydı... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
did that then he had good reason to use overwhelming | ...o zaman bu durumda tutuklarken çok büyük güç kullanmak için iyi bir nedeni de olurdu. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
all the interview evidence will be deemed inadmissible. | ...mülakatın tüm kanıtları kabul edilemez sayılacaktır. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You're a lawyer, you should know that. 1 | Bir hukukçu olarak bunu siz de biliyor olmalısınız. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You want to conduct the interviews. | Mülakatları siz yürütmek istiyorsunuz. Evet, istiyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
To identify whose blood is on Frank's t shirt | Frank'in tişörtündeki kanın kime ait olduğunu belirlemek için... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I don't have the equipment. Or the necessary skills. | Ne ekipmanım ne de gerekli becerim var. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
What about the biology department at the research | Peki ya Araştırma Enstitüsü Biyoloji bölümü! Stoddart'ın bölümünden ne haber? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
They would need tissue from prof Stoddart as well. | Onlara da Profesör Stoddart'ın doku örneği gerekli. Bir kaş folikülü mesela. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Doesn't hurt when you yank it out of the head... | Aniden çekip koparınca acımaz da hem. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Although, obviously... In this case... | Tabii ki en azından bu durumda. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I made sandwiches for everyone. | Herkese sandviç yaptım. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I know. | Biliyorum. Bilmiyorsun. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Who did you arrest? | Otelde kimi tutukladınız? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Frank Sutter. | Frank Sutter. Arama ve kurtarma elemanı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Why is he a suspect? | Şüpheli olmasının sebebi ne? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Eric... | Eric... anlat bana. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I found a garment. | Ona ait kana bulanmış bir giysi buldum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
What are you doing? | Ne yapıyorsun? Stoddart'ın DNA örneğine ihtiyacımız var. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Match the blood on the t shirt to Stoddart and we have him. | Tişörtteki kanla Stoddart'ı eşleştirince onu yaklayacağız. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I took the sample; I'll give the sample... | Örneği ben aldım ve ben veririm. Dan kenara çekilmek zorundasın. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I'm not going to stand aside. | Kenara falan çekilmeyeceğim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Morton will do the interviews. You can't be present. | Mülakatları Morton yürütecek. Sen bulunamazsın. Frank Sutter'a saldırdın. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He killed Charlie... | Charlie'yi öldürdün. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
There you go... | Buyur bakalım. Açlıktan ölüyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Dig in. | Başla hadi. Aç değil misin? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I'm okay. | Böyle iyiyim. Pirzola sevmez misin? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
No I do. Totally... today they're just a bit too... | Hayır, severim. Gerçekten! Yalnızca bugün biraz şey vardı da... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Chest cavity. | Göğüs boşluğu. Özür dilerim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Natalie? | Natalie! Bazı sıvı örneklerinde sayısal polimeraz zincirleme tepkimesi yapman gerek. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Then a capillary electrophoresis. We would like | Daha sonra da kılcal elektroforez. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Is this a blood swab? | Bu bir kan örneği mi? Evet. Kimin kanı? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
That is what we have to establish as fast as we can. | Mümkün olduğunca hızlı saptamamız gereken de bu. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
The Professor's? | Profesörün mü? Söyleme yetkim yok. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
The lab is not forensically accredited is it? | Laboratuvarın adlî tıp yetkisi yok değil mi? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
No. Any results we give you | Hayır. Size vereceğimiz herhangi bir sonuç kanıt olarak kabul edilmeyecektir. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I understand. | Anlıyorum. Yalnızca kanla eşleşme olup olmadığını bilmemiz gerek. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Five? Six hours tops. | Beş bilemedin altı saat sürer. Beş saat içinde size bir sonuç veririz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Red wine or white wine? | Kırmızı mı yoksa beyaz şarap mı? Tam bir muamma! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Exactly. Is it meat or fish? | Kesinlikle! Et mi yoksa balık mı? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I decided that rosé would be a suitable compromise. | Roze şarabın son derece iyi uyum sağlayacağına karar verdim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
My mum's going to have kittens. | Annemin kedi yavruları olacak. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
She resolutely refuses to embrace any non British grub. | İngiliz olmayan herhangi bir gruba kucak açmayı kararlı bir şekilde reddetse de... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
She does the whole expat marmite and baked beans thing. | ...yabancı bütün güveç ve fırınlanmış fasulye yemeklerini de yapar. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Well I think if you can swallow marmite then you can | Bence güveci yutabiliyorsan o zaman minke balinasını da başarabilirsin. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Okay. | Tamam. Biraz güveç ister misin anne? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Thank you. | Evet, sağ olasın. Merhaba Markus. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Doc... | Doktor! Markus başlangıç yemeği getirdi. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
So. Margaret. | Pekâlâ, Margaret... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I hear you were brought in to check up on Frank Sutter. | ...duyduğuma göre Frank Sutter kontrol edilmek için sana getirilmiş. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I don't talk about my patients. Shirley is the one for gossip. | Hastalarım hakkında konuşmam. Dedikodu için Shirley var. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
She tells everyone what is happening in town. She | Kasabada neler olup bittiğini herkese anlatır. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I noticed this and I understood something. | Bunu fark ettiğimde bir şey anladım. Oldukça sıradışı bir şey. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
In this town your daughter is the one person everybody loves. | Kızın bu kasabada herkesin sevdiği tek kişi. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
How's your whale, mum? | Balinan nasıl anne? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Taq polymerase. | Taq polimeraz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
This is going into the PCR for four hours. | Dört saattir bunun polimeraz zincirleme tepkimesi araştırılıyor. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Can you prep the eyebrow follicle? | Kaş folikülünü hazırlayabilir misin? Bunun yanında tepkimeye sokacağız. Evet. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
These do not look right, these reindeer fetuses. | Bu ren geyiği fetüsleri normal görünmüyor. Ne sorunları var? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Hermaphroditism. Male and female sex organs developing | Çift cinsiyetlilik. Erkek ve dişi cinsel organları eş zamanlı olarak gelişiyor. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Well that is what we are working to find that out. | Biz de bunu bulmaya çalışıyoruz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Are you in any pain, Frank? | Ağrıyan bir yerin var mı Frank? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Did you know Professor Charles Stoddart? | Profesör Charles Stoddart'ı tanır mıydın? Hayır. Onunla hiç tanışmadın mı? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Never. Didn't know him, never met him. Didn't kill him. | Hiç! Onu tanımazdım, hiç tanışmadım ve öldürmedim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Can you tell me how your t shirt got covered in blood? | Tişörtünün nasıl kana bulandığını bana söyleyebilir misin? Oğlum hastaydı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Doctor Allerdyce diagnosed mumps. | Doktor Allerdyce kabakulak tanısı koydu ve Liam iki gün boyunca yatakta hasta yattı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Friday night I was at home with him all evening. | Cuma akşamı bütün akşam boyunca onunla birlikte evdeydim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I picked him up and I noticed that the swelling round his | Onu aldığımda boğazındaki şişliğin gittiğini ama tümüyle kan içinde olduğunu fark ettim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
The swelling had ruptured. | Şişlik yırtılmıştı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I put him in the shower, checked him all over. | Duşa sokup her yerini kontrol ettim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He started talking for the first time since he'd been ill. | Hastalandığından beri ilk defa konuşmaya başladı. Yıkayıp yatağına geri götürdüm. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
The t shirt I was wearing was covered in blood. | Giydiğim tişört kanla kaplanmıştı. Mahvolmuştu bu yüzden çöpe attım. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I didn't think about it it was just a t shirt. | Yalnızca bir tişört olduğu için üzerinde pek de düşünmedim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Jules came home. Liam was seeming a lot better. | Jules eve geldiğinde Liam daha iyi görünüyordu. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
She made macaroni cheese for the three of us. | Üçümüz için peynirli makarna yaptı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
So the blood that was all over your t shirt | Yani tişörtünüzün her yerine bulaşmış olan kan oğlunuzun kanı mıydı? Evet. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
So where did that blood come from? | Peki kan nereden gelmişti? Yırtıklardan veya kesiklerden, yani nereden? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I told you, the swelling had ruptured. | Şişliğin yırtıldığını size söylemiştim. Boğazındaki şişlik mi yırtıldı? Evet! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
That is a lot of blood. | Çok fazla kan var. Ne demek bu? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Well the point is that there was so much blood and then | Şu demek, çok fazla kan vardı ama sonra kanama sıra dışı şekilde birdenbire durdu. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He was hemorrhaging then is just stopped, | Kanaması vardı ama sonra birden durdu ve... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
then he was fine and then he ate macaroni and cheese. | ...ardından tamamen iyiydi ve peynirli makarna yedi. Bu çok sıra dışı! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Why did you leave the army? | Ordudan neden ayrıldınız? Afganistan'da beş yıl kalmıştım ve... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I missed my wife. Missed my son. | ...karımı, oğlumu özledim. Böylece onları buraya getirdiniz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
But now you and your wife are separated. | Ancak şimdi karınızla ayrıldınız. Bu da üzerinize vazife değil. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Y'know I look at pictures of helicopter squadrons in the | İngiliz ordusundaki helikopter filolarının resimlerine bakıyorum ve... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
hooray Harry... Henry or whatever fella's... | ...yaşa Harry, Henry ya da adamların ismi her neyse işte. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
But you know what I don't see? I don't see black faces. | ...ne görmediğimi biliyor musunuz? Siyahî yüzler görmüyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I don't see you. So it is very impressive that | Sizi görmüyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You have a glowing commendation from your superior officer. | Komutanınızdan parlak bir övgü almışsınızdır. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |