• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 19490

English Turkish Film Name Film Year Details
You look wonderful. And you look exactly the same as the day I left. Harika görünüyorsun. Sen de tıpkı gittiğim gün gibi görünüyorsun. Harika görünüyorsun. Sen de tıpkı gittiğim gün gibi görünüyorsun. Harika görünüyorsun. Sen de tıpkı gittiğim gün gibi görünüyorsun. Firefly-1 2003 info-icon
How do you do that out here? Sheer force of will. Burada nasıl beceriyorsun? Pür irade ile. Burada nasıl beceriyorsun? Pür irade ile. Burada nasıl beceriyorsun? Pür irade ile. Firefly-1 2003 info-icon
Nandi, this is Malcolm Reynolds. I appreciate your coming. Nandi, Malcolm Reynolds. Geldiğiniz için teşekkür ederim. Nandi, Malcolm Reynolds. Geldiğiniz için teşekkür ederim. Nandi, Malcolm Reynolds. Geldiğiniz için teşekkür ederim. Firefly-1 2003 info-icon
Well, any friend of Inara's is a strictly businesslike relationship of mine. Inara'nın her arkadaşı, benim iş arkadaşım sayılır. Inara'nın her arkadaşı, benim iş arkadaşım sayılır. Inara'nın her arkadaşı, benim iş arkadaşım sayılır. Firefly-1 2003 info-icon
This is my first mate, Zoe. I'll introduce you to the rest later. Sağ kolum Zoe. Diğerleriyle sonra tanıştırırım. Sağ kolum Zoe. Diğerleriyle sonra tanıştırırım. Sağ kolum Zoe. Diğerleriyle sonra tanıştırırım. Firefly-1 2003 info-icon
They're good folk. Can I start getting sexed already? İyi insanlardır. Sekse boğulabilir miyim artık? İyi insanlardır. Sekse boğulabilir miyim artık? İyi insanlardır. Sekse boğulabilir miyim artık? Firefly-1 2003 info-icon
Well, that one's kind of horrific. Can we talk business? O ise dehşet verici sayılır. İş konuşabilir miyiz? O ise dehşet verici sayılır. İş konuşabilir miyiz? O ise dehşet verici sayılır. İş konuşabilir miyiz? Firefly-1 2003 info-icon
In here. The rest of you, there's food and Buraya geçin. Sizler, büfede yemek ve içki var. Rahatınıza bakın. Buraya geçin. Sizler, büfede yemek ve içki var. Rahatınıza bakın. Buraya geçin. Sizler, büfede yemek ve içki var. Rahatınıza bakın. Firefly-1 2003 info-icon
Look. They got boy whores. Isn't that thoughtful? Baksana, erkek fahişeler de var. Ne düşünceliler değil mi? Baksana, erkek fahişeler de var. Ne düşünceliler değil mi? Baksana, erkek fahişeler de var. Ne düşünceliler değil mi? Firefly-1 2003 info-icon
I wonder if they service girl folk at all? Let's not ask. Kadınlara da hizmet veriyorlar mı acaba? Sormayalım olur mu? Kadınlara da hizmet veriyorlar mı acaba? Sormayalım olur mu? Kadınlara da hizmet veriyorlar mı acaba? Sormayalım olur mu? Firefly-1 2003 info-icon
Isn't there a pregnant woman I'm to examine? Muayene etmem gereken hamile bir kadın yok muydu? Muayene etmem gereken hamile bir kadın yok muydu? Muayene etmem gereken hamile bir kadın yok muydu? Firefly-1 2003 info-icon
You'd really lie with someone being paid for it? Para karşılığı yapan biri ile gerçekten yatar mısın? Para karşılığı yapan biri ile gerçekten yatar mısın? Para karşılığı yapan biri ile gerçekten yatar mısın? Firefly-1 2003 info-icon
Well, it's not like anyone else is linin' up to... you know, examine me. Beni incelemek için... sıraya giren yok. Beni incelemek için... sıraya giren yok. Beni incelemek için... sıraya giren yok. Firefly-1 2003 info-icon
My John Thomas is about to pop off and fly around the room there's Burada o kadar lezzetli şeyler var ki Benim John Thomas yerinden fırlayıp... Burada o kadar lezzetli şeyler var ki Benim John Thomas yerinden fırlayıp... Burada o kadar lezzetli şeyler var ki Benim John Thomas yerinden fırlayıp... Firefly-1 2003 info-icon
You'd be the doctor? Yes. This is Petaline. Doktor sen misin? Evet. Petaline, değil mi? Doktor sen misin? Evet. Petaline, değil mi? Doktor sen misin? Evet. Petaline, değil mi? Firefly-1 2003 info-icon
Yes, sir. She's feeling a might weak right now. Evet efendim. Kendini biraz yorgun hissediyor. Evet efendim. Kendini biraz yorgun hissediyor. Evet efendim. Kendini biraz yorgun hissediyor. Firefly-1 2003 info-icon
All right. Well, let's get you lyin' down. Peki. Uzanıver bakalım. Peki. Uzanıver bakalım. Peki. Uzanıver bakalım. Firefly-1 2003 info-icon
Now that's a plan. Güzel bir plan. Güzel bir plan. Güzel bir plan. Firefly-1 2003 info-icon
Shepherd? No, thank you. Rahip? Sağ olun, istemem. Rahip? Sağ olun, istemem. Rahip? Sağ olun, istemem. Firefly-1 2003 info-icon
We were hoping we might have a prayer meeting. Dua toplantısı yaparız diye ümit ediyorduk. Dua toplantısı yaparız diye ümit ediyorduk. Dua toplantısı yaparız diye ümit ediyorduk. Firefly-1 2003 info-icon
We ain't had one in months, except what Emma here reads out on Sundays. Emma'nın Pazar günleri okudukları dışında, aylardır yapmadık. Emma'nın Pazar günleri okudukları dışında, aylardır yapmadık. Emma'nın Pazar günleri okudukları dışında, aylardır yapmadık. Firefly-1 2003 info-icon
The last shepherd to come by was springtime Son rahip bahar zamanı gelmişti ve sadece bir paragraf okudu. Son rahip bahar zamanı gelmişti ve sadece bir paragraf okudu. Son rahip bahar zamanı gelmişti ve sadece bir paragraf okudu. Firefly-1 2003 info-icon
And he took it out in trade off both of us. İkimizi de köle gibi sattı. İkimizi de köle gibi sattı. İkimizi de köle gibi sattı. Firefly-1 2003 info-icon
Everyone's got somebody. Herkes birini buldu. Herkes birini buldu. Herkes birini buldu. Firefly-1 2003 info-icon
Wash, tell me I'm pretty. Wash, bana güzel olduğumu söyle. Wash, bana güzel olduğumu söyle. Wash, bana güzel olduğumu söyle. Firefly-1 2003 info-icon
Were I unwed, I would take you in a manly fashion. Evli olmasaydım, erkeksi bir şekilde sana sahip olurdum. Evli olmasaydım, erkeksi bir şekilde sana sahip olurdum. Evli olmasaydım, erkeksi bir şekilde sana sahip olurdum. Firefly-1 2003 info-icon
'Cause I'm pretty? 'Cause you're pretty. Güzel olduğum için mi? Güzel olduğun için. Güzel olduğum için mi? Güzel olduğun için. Güzel olduğum için mi? Güzel olduğun için. Firefly-1 2003 info-icon
I take it reason doesn't enter into this? Mantıklı davranması mümkün değil diye anlıyorum. Mantıklı davranması mümkün değil diye anlıyorum. Mantıklı davranması mümkün değil diye anlıyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Not with Rance Burgess. The man is a taker. Rance Burgess'la değil. Adam sadece alıyor. Rance Burgess'la değil. Adam sadece alıyor. Rance Burgess'la değil. Adam sadece alıyor. Firefly-1 2003 info-icon
You think the kid is his? I think it's Petaline's. Sence çocuk adamdan mı? Bence çocuk Petaline'in. Sence çocuk adamdan mı? Bence çocuk Petaline'in. Sence çocuk adamdan mı? Bence çocuk Petaline'in. Firefly-1 2003 info-icon
But the blood test? Well, he did favour Petaline pretty exclusively. Ya kan testi? Evet, sadece Petaline'le beraber oldu. Ya kan testi? Evet, sadece Petaline'le beraber oldu. Ya kan testi? Evet, sadece Petaline'le beraber oldu. Firefly-1 2003 info-icon
But she had others. Fifty fifty, not that it matters. Ama Petaline başkalarıyla da oldu. Pek bir önemi yok ama 50 50. Ama Petaline başkalarıyla da oldu. Pek bir önemi yok ama 50 50. Ama Petaline başkalarıyla da oldu. Pek bir önemi yok ama 50 50. Firefly-1 2003 info-icon
The man ain't fit to raise a cactus plant. His barren prairie shrew Adam kaktüs bile yetiştiremez. Kısır, cadaloz karısı... Adam kaktüs bile yetiştiremez. Kısır, cadaloz karısı... Adam kaktüs bile yetiştiremez. Kısır, cadaloz karısı... Firefly-1 2003 info-icon
can't bear him an heir, so he takes it into his head to pull it outta us. ...ona bir varis veremeyince, bizden almayı kafasına koydu. ...ona bir varis veremeyince, bizden almayı kafasına koydu. ...ona bir varis veremeyince, bizden almayı kafasına koydu. Firefly-1 2003 info-icon
That's not gonna happen. I see that's the case. Alamayacak. Anlıyorum. Alamayacak. Anlıyorum. Alamayacak. Anlıyorum. Firefly-1 2003 info-icon
And you see the way we live here. Go into town, it's the same. Burada nasıl yaşadığımızı gördün. Kasabaya git, orası da böyle. Burada nasıl yaşadığımızı gördün. Kasabaya git, orası da böyle. Burada nasıl yaşadığımızı gördün. Kasabaya git, orası da böyle. Firefly-1 2003 info-icon
Some places come up rustic 'cause they ain't got more than the basics. Bazı yerler rüstik görünüyor, çünkü temel şeylerden fazlasına sahip değiller. Bazı yerler rüstik görünüyor, çünkü temel şeylerden fazlasına sahip değiller. Bazı yerler rüstik görünüyor, çünkü temel şeylerden fazlasına sahip değiller. Firefly-1 2003 info-icon
Rance Burgess has money enough to build a city, a real community. Rance Burgess bir şehir, gerçek toplum kuracak bir paraya sahip. Rance Burgess bir şehir, gerçek toplum kuracak bir paraya sahip. Rance Burgess bir şehir, gerçek toplum kuracak bir paraya sahip. Firefly-1 2003 info-icon
Keeps people living like this so he can play cowboy. Ama kovboyluk yapabilmek için insanların böyle yaşamasını istiyor. Ama kovboyluk yapabilmek için insanların böyle yaşamasını istiyor. Ama kovboyluk yapabilmek için insanların böyle yaşamasını istiyor. Firefly-1 2003 info-icon
Be the one with the best toys. Turn this moon into a gorram theme park. En iyi oyuncaklar kendisinde olsun diye. Bu uyduyu eğlence parkına çevirdi. En iyi oyuncaklar kendisinde olsun diye. Bu uyduyu eğlence parkına çevirdi. En iyi oyuncaklar kendisinde olsun diye. Bu uyduyu eğlence parkına çevirdi. Firefly-1 2003 info-icon
Someone stands up to him... He means to burn me out. Biri ona karşı gelirse... Beni yıldırmak istiyor. Biri ona karşı gelirse... Beni yıldırmak istiyor. Biri ona karşı gelirse... Beni yıldırmak istiyor. Firefly-1 2003 info-icon
Yeah, sounds like a fun guy. I'd like to meet him. Evet, eğlenceli birine benziyor. Kendisi ile tanışmak isterim. Evet, eğlenceli birine benziyor. Kendisi ile tanışmak isterim. Evet, eğlenceli birine benziyor. Kendisi ile tanışmak isterim. Firefly-1 2003 info-icon
This won't be solved with talk. Well, I'm gonna fight a man Konuşarak çözemezsin. Biriyle mücadele edeceksem, önce bir ölçmek iyi olur. Konuşarak çözemezsin. Biriyle mücadele edeceksem, önce bir ölçmek iyi olur. Konuşarak çözemezsin. Biriyle mücadele edeceksem, önce bir ölçmek iyi olur. Firefly-1 2003 info-icon
Well, he'll be at the theater tonight. That's a certainty. Bu gece tiyatroda olacak. Kesin olarak biliyorum. Bu gece tiyatroda olacak. Kesin olarak biliyorum. Bu gece tiyatroda olacak. Kesin olarak biliyorum. Firefly-1 2003 info-icon
And so will I. Inara, think you can stoop to bein' on my arm? Ben de öyle. Inara, benimle gelmeye tenezzül eder misin? Ben de öyle. Inara, benimle gelmeye tenezzül eder misin? Ben de öyle. Inara, benimle gelmeye tenezzül eder misin? Firefly-1 2003 info-icon
Will you wash it first? Önce yıkanır mısın? Önce yıkanır mısın? Önce yıkanır mısın? Firefly-1 2003 info-icon
So, I told the boy, you take a clean woman's virtue, you take the woman. Çocuğa dedim ki, bir kadının namusunu kirletirsen, onu sahiplenirsin. Çocuğa dedim ki, bir kadının namusunu kirletirsen, onu sahiplenirsin. Çocuğa dedim ki, bir kadının namusunu kirletirsen, onu sahiplenirsin. Firefly-1 2003 info-icon
And that's for life. And the boy said his vows right then. Ve ömür boyu sürer. Çocuk hemen yemin etti. Ve ömür boyu sürer. Çocuk hemen yemin etti. Ve ömür boyu sürer. Çocuk hemen yemin etti. Firefly-1 2003 info-icon
Took very little persuading on my part. Çok az ikna etmem gerekti. Çok az ikna etmem gerekti. Çok az ikna etmem gerekti. Firefly-1 2003 info-icon
Oh, it's nice to know there's some places left in the 'verse where Kâinatta demode değerlerin hâlâ önemli olduğu yerlerin... Kâinatta demode değerlerin hâlâ önemli olduğu yerlerin... Kâinatta demode değerlerin hâlâ önemli olduğu yerlerin... Firefly-1 2003 info-icon
old fashioned values still mean a thing. Isn't that right, dear? ...olduğunu görmek ne kadar güzel. Öyle değil mi hayatım? ...olduğunu görmek ne kadar güzel. Öyle değil mi hayatım? ...olduğunu görmek ne kadar güzel. Öyle değil mi hayatım? Firefly-1 2003 info-icon
I don't think I know you. Name's Malcolm. Malcolm Reynolds. Tanıştığımızı sanmıyorum. Malcolm. Malcolm Reynolds. Tanıştığımızı sanmıyorum. Malcolm. Malcolm Reynolds. Tanıştığımızı sanmıyorum. Malcolm. Malcolm Reynolds. Firefly-1 2003 info-icon
And might I just say, she is quite a beauty. Ve müsaadenizle, ne kadar güzel olduğunu söylemek istiyorum. Ve müsaadenizle, ne kadar güzel olduğunu söylemek istiyorum. Ve müsaadenizle, ne kadar güzel olduğunu söylemek istiyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Well, thank you. Ever had occasion to handle one of these, Mr. Reynolds? Teşekkür ederim. Bunlardan birini kullanma fırsatınız oldu mu Bay Reynolds? Teşekkür ederim. Bunlardan birini kullanma fırsatınız oldu mu Bay Reynolds? Teşekkür ederim. Bunlardan birini kullanma fırsatınız oldu mu Bay Reynolds? Firefly-1 2003 info-icon
Silk trigger, active return bolt laser. İpek tetik, hareketli sürmeli lazer. İpek tetik, hareketli sürmeli lazer. İpek tetik, hareketli sürmeli lazer. Firefly-1 2003 info-icon
Well, it's lighter than it looks. Thought it would have more heft to it. Göründüğünden daha hafifmiş. Bayağı ağır olur sanmıştım. Göründüğünden daha hafifmiş. Bayağı ağır olur sanmıştım. Göründüğünden daha hafifmiş. Bayağı ağır olur sanmıştım. Firefly-1 2003 info-icon
Oh, no, don't let that fool you. Hayır, seni yanıltmasın. İttifaktan başka bir yerde böyle teknoloji bulamazsınız. Hayır, seni yanıltmasın. İttifaktan başka bir yerde böyle teknoloji bulamazsınız. Hayır, seni yanıltmasın. İttifaktan başka bir yerde böyle teknoloji bulamazsınız. Firefly-1 2003 info-icon
And even their issues don't yet have the auto target adjust. Onların ürettiklerinde bile otomatik hedef ayarı yok. Onların ürettiklerinde bile otomatik hedef ayarı yok. Onların ürettiklerinde bile otomatik hedef ayarı yok. Firefly-1 2003 info-icon
I had that crafted special. Özel olarak yaptırdım. Özel olarak yaptırdım. Özel olarak yaptırdım. Firefly-1 2003 info-icon
Didn't think weapons such as this were generally legal. Böyle silahların yasal olduğunu bilmiyordum. Özel mülkiyet için yani. Böyle silahların yasal olduğunu bilmiyordum. Özel mülkiyet için yani. Böyle silahların yasal olduğunu bilmiyordum. Özel mülkiyet için yani. Firefly-1 2003 info-icon
My husband makes a distinction between legality and morality, Mr. Reynolds. Kocam, yasal olanla etik olan arasında ayrım yapar Bay Reynolds. Kocam, yasal olanla etik olan arasında ayrım yapar Bay Reynolds. Kocam, yasal olanla etik olan arasında ayrım yapar Bay Reynolds. Firefly-1 2003 info-icon
I've said that myself. Bending one unjust law is a Ben de böyle derim. Aileni korumak söz konusu ise... Ben de böyle derim. Aileni korumak söz konusu ise... Ben de böyle derim. Aileni korumak söz konusu ise... Firefly-1 2003 info-icon
small thing when it comes to protecting one's family. ...adil olmayan bir kanunu ihlal etmek önemli değildir. ...adil olmayan bir kanunu ihlal etmek önemli değildir. ...adil olmayan bir kanunu ihlal etmek önemli değildir. Firefly-1 2003 info-icon
I think I understand you. And as you say, she is a beauty. Sanırım sizi anlıyorum. Ve dediğiniz gibi, çok güzel. Sanırım sizi anlıyorum. Ve dediğiniz gibi, çok güzel. Sanırım sizi anlıyorum. Ve dediğiniz gibi, çok güzel. Firefly-1 2003 info-icon
She sure is. Of course, I was referring to the lady. Kesinlikle öyle. Ama ben hanımefendiyi kastetmiştim. Kesinlikle öyle. Ama ben hanımefendiyi kastetmiştim. Kesinlikle öyle. Ama ben hanımefendiyi kastetmiştim. Firefly-1 2003 info-icon
Ma'am. Hanımefendi. Hanımefendi. Hanımefendi. Firefly-1 2003 info-icon
Well? Well what? Eee? Eee ne? Eee? Eee ne? Eee? Eee ne? Firefly-1 2003 info-icon
You said you wanted to look him in the eye. You've done that. Adamla yüz yüze gelmek istediğini söylemiştin. Geldin. Adamla yüz yüze gelmek istediğini söylemiştin. Geldin. Adamla yüz yüze gelmek istediğini söylemiştin. Geldin. Firefly-1 2003 info-icon
So, what's the plan? The plan is we get back to Serenity... Plan nedir? Plan, Serenity'ye dönüp... Plan nedir? Plan, Serenity'ye dönüp... Plan nedir? Plan, Serenity'ye dönüp... Firefly-1 2003 info-icon
and we get off this rock just as fast as we can. ...mümkün olduğunca çabuk bu kayadan gitmek. ...mümkün olduğunca çabuk bu kayadan gitmek. ...mümkün olduğunca çabuk bu kayadan gitmek. Firefly-1 2003 info-icon
And there can be no mistake. Good. Hata kabul etmem. Güzel. Hata kabul etmem. Güzel. Hata kabul etmem. Güzel. Firefly-1 2003 info-icon
Rance? The D.N.A. matches. Rance? DNA eşlendi. Rance? DNA eşlendi. Rance? DNA eşlendi. Firefly-1 2003 info-icon
The child is mine. Çocuk benim. Çocuk benim. Çocuk benim. Firefly-1 2003 info-icon
We run. Math just don't add up. Kaçacağız. Hesap tutmuyor. Kaçacağız. Hesap tutmuyor. Kaçacağız. Hesap tutmuyor. Firefly-1 2003 info-icon
Our weapons stores aren't exactly overpowering at the moment... Silah depomuz üstün sayılmaz şu anda ve... Silah depomuz üstün sayılmaz şu anda ve... Silah depomuz üstün sayılmaz şu anda ve... Firefly-1 2003 info-icon
and I don't much like what we'd be up against. ...karşı karşıya kalacağımız pek hoşuma gitmedi. ...karşı karşıya kalacağımız pek hoşuma gitmedi. ...karşı karşıya kalacağımız pek hoşuma gitmedi. Firefly-1 2003 info-icon
Nothing worse than a monster who thinks he's right with God. Tanrı'nın gözünde günahkâr olmadığını düşünen bir canavardan daha kötüsü yoktur. Tanrı'nın gözünde günahkâr olmadığını düşünen bir canavardan daha kötüsü yoktur. Tanrı'nın gözünde günahkâr olmadığını düşünen bir canavardan daha kötüsü yoktur. Firefly-1 2003 info-icon
Might turn Burgess away once, but he'll keep comin'. Burgess'ı bir kere püskürtsek bile, saldırmaya devam edecektir. Burgess'ı bir kere püskürtsek bile, saldırmaya devam edecektir. Burgess'ı bir kere püskürtsek bile, saldırmaya devam edecektir. Firefly-1 2003 info-icon
He won't stop till he gets what he thinks is his... So we run. Kendine ait olduğunu sandığı şeyi elde edene kadar vazgeçmeyecektir. Kaçacağız. Kendine ait olduğunu sandığı şeyi elde edene kadar vazgeçmeyecektir. Kaçacağız. Kendine ait olduğunu sandığı şeyi elde edene kadar vazgeçmeyecektir. Kaçacağız. Firefly-1 2003 info-icon
I understand, Captain Reynolds. Sizi anlıyorum Kaptan Reynolds. Sizi anlıyorum Kaptan Reynolds. Sizi anlıyorum Kaptan Reynolds. Firefly-1 2003 info-icon
You have your people to think of, same as me. And this ain't your fight. Benim gibi sizin de adamlarınızı düşünmeniz gerekiyor ve sizin mücadeleniz değil bu. Benim gibi sizin de adamlarınızı düşünmeniz gerekiyor ve sizin mücadeleniz değil bu. Benim gibi sizin de adamlarınızı düşünmeniz gerekiyor ve sizin mücadeleniz değil bu. Firefly-1 2003 info-icon
I don't believe you do understand, Nandi. I said we run. We. Anladığını sanmıyorum Nandi. Kaçalım dedim. Biz. Anladığını sanmıyorum Nandi. Kaçalım dedim. Biz. Anladığını sanmıyorum Nandi. Kaçalım dedim. Biz. Firefly-1 2003 info-icon
My people, your people and whatever bits of precious Benim adamların, senin adamların ve bu evdeki... Benim adamların, senin adamların ve bu evdeki... Benim adamların, senin adamların ve bu evdeki... Firefly-1 2003 info-icon
you got in this house you can't bear to part with. ...ayrı kalmak istemediğin değerli ne varsa. ...ayrı kalmak istemediğin değerli ne varsa. ...ayrı kalmak istemediğin değerli ne varsa. Firefly-1 2003 info-icon
We load up Serenity, and we leave Burgess in the dust. Serenity'ye yükleriz ve Burgess'ı geride bırakırız. Serenity'ye yükleriz ve Burgess'ı geride bırakırız. Serenity'ye yükleriz ve Burgess'ı geride bırakırız. Firefly-1 2003 info-icon
Capt. Reynolds, it took me years to cut this piece of territory Kaptan Reynolds, işimi yoktan var etmek için... Kaptan Reynolds, işimi yoktan var etmek için... Kaptan Reynolds, işimi yoktan var etmek için... Firefly-1 2003 info-icon
out of other men's hands to build this business up from nothing. Nandi. ...bu araziyi erkeklerin elinden kapmak yıllarımı aldı. Nandi. ...bu araziyi erkeklerin elinden kapmak yıllarımı aldı. Nandi. ...bu araziyi erkeklerin elinden kapmak yıllarımı aldı. Nandi. Firefly-1 2003 info-icon
It's who I am, and it's my home. I'm not going anywhere. Beni temsil ediyor ve yuvam burası. Hiçbir yere gitmiyorum. Beni temsil ediyor ve yuvam burası. Hiçbir yere gitmiyorum. Beni temsil ediyor ve yuvam burası. Hiçbir yere gitmiyorum. Firefly-1 2003 info-icon
He'll kill you. Kill every last one of them if it comes to that. Seni öldürür. Gerekirse her birinizi öldürür. Seni öldürür. Gerekirse her birinizi öldürür. Seni öldürür. Gerekirse her birinizi öldürür. Firefly-1 2003 info-icon
And he'll sleep well that night. Rance Burgess is just a man... Ve o gece gönül rahatlığıyla uyur. Rance Burgess sadece bir erkek... Ve o gece gönül rahatlığıyla uyur. Rance Burgess sadece bir erkek... Ve o gece gönül rahatlığıyla uyur. Rance Burgess sadece bir erkek... Firefly-1 2003 info-icon
and I won't let any man take what's mine. ...ve hiçbir erkeğin benim olanı almasına müsaade etmem. ...ve hiçbir erkeğin benim olanı almasına müsaade etmem. ...ve hiçbir erkeğin benim olanı almasına müsaade etmem. Firefly-1 2003 info-icon
I doubt you'd do different in my position. Benim yerimde olsaydınız, farklı davranacağınızı sanmam. Benim yerimde olsaydınız, farklı davranacağınızı sanmam. Benim yerimde olsaydınız, farklı davranacağınızı sanmam. Firefly-1 2003 info-icon
Well, lady, I must say... Bayan, söylemeliyim ki... Bayan, söylemeliyim ki... Bayan, söylemeliyim ki... Firefly-1 2003 info-icon
...you're my kind of stupid. ...sevdiğim tür aptalsın. ...sevdiğim tür aptalsın. ...sevdiğim tür aptalsın. Firefly-1 2003 info-icon
Oh, hell, he ain't expectin' much of a fight. Fazla bir direniş de beklemiyor. Hazırlıksız yakalayabiliriz. Fazla bir direniş de beklemiyor. Hazırlıksız yakalayabiliriz. Fazla bir direniş de beklemiyor. Hazırlıksız yakalayabiliriz. Firefly-1 2003 info-icon
He'll probably ride in by daylight. Muhtemelen gündüz gelecektir. Muhtemelen gündüz gelecektir. Muhtemelen gündüz gelecektir. Firefly-1 2003 info-icon
But I figure three point watch, say, Ama ihtiyatlı davranmak için, tahminimce üç noktada... Ama ihtiyatlı davranmak için, tahminimce üç noktada... Ama ihtiyatlı davranmak için, tahminimce üç noktada... Firefly-1 2003 info-icon
four hour shift, just to be on the safe side. ...dörder saatlik vardiyalar halinde nöbet tutalım derim. ...dörder saatlik vardiyalar halinde nöbet tutalım derim. ...dörder saatlik vardiyalar halinde nöbet tutalım derim. Firefly-1 2003 info-icon
Three point, four hour... Should do it. Üç nokta, dörder saat... yeterli olur. Üç nokta, dörder saat... yeterli olur. Üç nokta, dörder saat... yeterli olur. Firefly-1 2003 info-icon
I'm fair handy with a hammer, Captain. That so, Shepherd? Elim çekiç tutar Kaptan. Öyle mi Rahip? Elim çekiç tutar Kaptan. Öyle mi Rahip? Elim çekiç tutar Kaptan. Öyle mi Rahip? Firefly-1 2003 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 19485
  • 19486
  • 19487
  • 19488
  • 19489
  • 19490
  • 19491
  • 19492
  • 19493
  • 19494
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact