Search
English Turkish Sentence Translations Page 19433
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Well, I wasn't expecting to see a state official either. | Ben de resmi görevli görmeyi beklemiyordum. Ben de resmi görevli görmeyi beklemiyordum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Ambassador. | Sayın Büyükelçi. Sayın Büyükelçi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm missing something funny. | Espriyi anlamadım galiba. Espriyi anlamadım galiba. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Not so funny. Ambassador is Mal's way of saying | Çok komik değil de ondan. Büyükelçi, Mal'in söyleme tarzı Çok komik değil de ondan. Büyükelçi, Mal'in söyleme tarzı | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She's a whore, Shepherd. The term is 'Companion.' | Kadın fahişe, Rahip. Terim "Dam." Kadın fahişe, Rahip. Terim "Dam." | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I always get those mixed up. How's business? | İkisini hep karıştırıyorum. İşler nasıl? İkisini hep karıştırıyorum. İşler nasıl? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
None of yours. She is pretty much our ambassador. | Seni ilgilendirmez. Inara bizim büyükelçimiz. Seni ilgilendirmez. Inara bizim büyükelçimiz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
There's plenty of planets wouldn't let you dock without a decent Companion on board. | Geminde saygın bir Dam olmasa, bir sürü gezegen limana girmene izin vermez. Geminde saygın bir Dam olmasa, bir sürü gezegen limana girmene izin vermez. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
This This isn't a problem for you, is it, Shepherd? | Sizin için problem olmaz, değil mi, Rahip? Sizin için problem olmaz, değil mi, Rahip? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, I | Aslında... Aslında... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I certainly It's all right. I mostly keep to myself. | Kesinlikle Merak etmeyin. Pek dışarı çıkmam. Kesinlikle Merak etmeyin. Pek dışarı çıkmam. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
When I'm not whoring. | Fahişelik yapmadığımda. Fahişelik yapmadığımda. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Don't you want to meet the rest of the bunch? | Diğerleriyle tanışmak istemiyor musun? Diğerleriyle tanışmak istemiyor musun? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Why don't you make sure they want to meet me first? | Benimle tanışmak istiyorlar mı bir öğrensene önce? Benimle tanışmak istiyorlar mı bir öğrensene önce? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So how many fell madly in love with you and wanted to take you away from all this? | Kaç kişi sana delice âşık oldu ve bütün bunlardan uzaklaştırmak istedi? Kaç kişi sana delice âşık oldu ve bütün bunlardan uzaklaştırmak istedi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Just the one. I think I'm slipping. | Sadece bir kişi. Sanırım cazibemi yitiriyorum. Sadece bir kişi. Sanırım cazibemi yitiriyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Oh, I'm starved. This is incredible. | Açlıktan ölüyorum. İnanılmaz. Açlıktan ölüyorum. İnanılmaz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It is great. It's not much. I had a garden at the abbey | Harika. Çok bir şey sayılmaz. Manastırda bahçem vardı... Harika. Çok bir şey sayılmaz. Manastırda bahçem vardı... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
thought I should bring what I could. | ...taşıyabildiklerimi getireyim dedim. Bizimle paylaşmanız çok kibarca. ...taşıyabildiklerimi getireyim dedim. Bizimle paylaşmanız çok kibarca. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It won't last. I'm taking this to Wash. | Uzun süre yetmez. Bunu Wash'a götürüyorum. Uzun süre yetmez. Bunu Wash'a götürüyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They're not the same when they're frozen. Pass the tomatoes. | Donduklarında tadı aynı olmaz. Domates uzatsana. Donduklarında tadı aynı olmaz. Domates uzatsana. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The important thing is the spices. A man can live on packaged | Önemli olan baharatlar. Yeterli miktarda biberiyesi varsa... Önemli olan baharatlar. Yeterli miktarda biberiyesi varsa... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
food from here till Judgment Day if he's got enough rosemary. | ...insan kıyamete kadar paket yiyeceklerle hayatını sürdürebilir. ...insan kıyamete kadar paket yiyeceklerle hayatını sürdürebilir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Captain, do you mind if I say grace? | Kaptan, şükür duası etmemin mahsuru var mı? Kaptan, şükür duası etmemin mahsuru var mı? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Only if you say it out loud. | Yüksek sesle edersen, var. Yüksek sesle edersen, var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So, does it happen a lot? | Çok olur mu? Çok olur mu? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Government commandeering your ship... telling you where | Devletin geminize el koyması, nereye gideceğinizi söylemesi... Devletin geminize el koyması, nereye gideceğinizi söylemesi... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
to go? That's what governments are for get in a man's way. | ...demek istiyorum. Devletler böyledir işte, adamın işine engel olurlar. ...demek istiyorum. Devletler böyledir işte, adamın işine engel olurlar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, it's good if the supplies are needed. | Malzeme gerekliyse iyi bir şey. İyilik yaptığımız için memnunuz. Malzeme gerekliyse iyi bir şey. İyilik yaptığımız için memnunuz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I hear a lot of the border moons are in bad shape plagues and famine. | Sınırdaki uydulardan çoğunun kötü durumda olduğunu duydum, salgın hastalık, açlık. Sınırdaki uydulardan çoğunun kötü durumda olduğunu duydum, salgın hastalık, açlık. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Some of that's exaggerated, and some of it ain't. | Bir kısmı abartı, bir kısmı değil. Bir kısmı abartı, bir kısmı değil. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
All those moons, just like the central planets, they're as close to | Bütün o uydular, merkez gezegenler gibi Dünya'ya benzer... Bütün o uydular, merkez gezegenler gibi Dünya'ya benzer... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Earth That Was as we can make 'em gravity, atmosphere and such, but | ...Dünya'nın eski haline yani, yerçekimi, atmosfer filan ama... ...Dünya'nın eski haline yani, yerçekimi, atmosfer filan ama... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Once they're terra formed, they'll dump settlers on | Yüzeyi Dünya şartlarına uygun hale getirir getirmez, yanlarına sadece... Yüzeyi Dünya şartlarına uygun hale getirir getirmez, yanlarına sadece... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
there with nothing but blankets, hatchets, maybe a herd. | ...battaniye, balta belki hayvan sürüsü verip, yerleşimcileri terk ederler. ...battaniye, balta belki hayvan sürüsü verip, yerleşimcileri terk ederler. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Some of them make it. Some of them | Bazıları hayatta kalır, bazıları Bazıları hayatta kalır, bazıları | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Then I guess it's good we're helping. | O halde yardım etmemiz iyi bir şey. O halde yardım etmemiz iyi bir şey. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You're a doctor, right? | Doktorsun, değil mi? Doktorsun, değil mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Oh, uh, yes, I was a trauma surgeon on Osiris in Capital City. | Evet, Osiris'te travma cerrahıydım, başkentte. Evet, Osiris'te travma cerrahıydım, başkentte. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Long way from here. | Buradan çok uzak. Buradan çok uzak. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You seem so young to be a doctor. | Doktor olmak için çok genç görünüyorsun. Doktor olmak için çok genç görünüyorsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Yeah. You're pretty young to be a ship's mechanic. | Evet. Sen de gemi teknisyeni olmak için çok genç duruyorsun. Evet. Sen de gemi teknisyeni olmak için çok genç duruyorsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Know how. | Teknik bilgi. Teknik bilgi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Machines just got workings, and they talk to me. | Makineler işini yapar. Benimle konuşular. Makineler işini yapar. Benimle konuşular. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That's a rare gift. Well, not like being a doctor. | Az rastlanan bir yetenek. Doktor olmak gibi değil. Az rastlanan bir yetenek. Doktor olmak gibi değil. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Helping fix people... that's important. | İnsanları iyileşmesine yardım etmek çok önemlidir. İnsanları iyileşmesine yardım etmek çok önemlidir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Little Kaylee here just wishes you was a gynecologist. | Küçük Kaylee jinekolog olmanı arzu ederdi. Küçük Kaylee jinekolog olmanı arzu ederdi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Jayne... | Jayne... Jayne... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
you will keep a civil tongue in that mouth, or I will sew it shut. | ...diline hâkim ol yoksa ağzını dikerim. Birbirimizi anlıyor muyuz? ...diline hâkim ol yoksa ağzını dikerim. Birbirimizi anlıyor muyuz? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You don't pay me to talk pretty. Just because Kaylee gets lubed | Kibar konuşayım diye bana maaş vermiyorsun. Büyük şehir züppesi... Kibar konuşayım diye bana maaş vermiyorsun. Büyük şehir züppesi... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
up over some big city dandy Walk away from this table. Right now. | ... Kaylee'nin hoşuna gitti diye Masadan kalk. Hemen. ... Kaylee'nin hoşuna gitti diye Masadan kalk. Hemen. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What do you pay him for? | Ona ne için maaş veriyorsunuz? Ona ne için maaş veriyorsunuz? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What? I was just wondering what his job is | Efendim? Görevini merak etmiştim sadece... Efendim? Görevini merak etmiştim sadece... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
on the ship. | ...gemideki yani. ...gemideki yani. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Public relations. | Halkla ilişkiler. Halkla ilişkiler. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
If I'm intruding Not at all. | Rahatsız ediyorsam Katiyen. Rahatsız ediyorsam Katiyen. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I expected you. | Sizi bekliyordum. Sizi bekliyordum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Couldn't really say the same. | Aynısını söyleyemeyeceğim. Aynısını söyleyemeyeceğim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So, would you like to lecture me on the wickedness of my ways? | Ahlaksız davranışlarımdan dolayı bana öğüt vermek ister misiniz? Ahlaksız davranışlarımdan dolayı bana öğüt vermek ister misiniz? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I brought you some supper. But if you'd prefer a lecture... | Yiyecek getirmiştim. Ama öğüt istiyorsanız... Yiyecek getirmiştim. Ama öğüt istiyorsanız... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I have a few very catchy ones prepped. | ...akılda kalıcı birkaç şey var hazırda. ...akılda kalıcı birkaç şey var hazırda. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Sin and hellfire. One has lepers. I think I'll pass. | Günah ve cehennem ateşi. Birinde cüzamlılar var. Almayayım. Günah ve cehennem ateşi. Birinde cüzamlılar var. Almayayım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But thank you for this. The captain said you might like it. | Ama bunun için teşekkür ederim. Kaptan hoşunuza gidebileceğini söyledi. Ama bunun için teşekkür ederim. Kaptan hoşunuza gidebileceğini söyledi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I was surprised at his concern. For a lowly whore? | İlgisi beni şaşırttı. Aşağılık bir fahişeye olan mı? İlgisi beni şaşırttı. Aşağılık bir fahişeye olan mı? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It was unjust of him to say that. Believe me, I've called him worse. | Öyle söyleyerek haksızlık etti. İnanın ona daha kötülerini söyledim. Öyle söyleyerek haksızlık etti. İnanın ona daha kötülerini söyledim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Anyway, I suspect he has more interest in making you uncomfortable than me. | Neyse, sanırım benden çok, sizi rahatsız etmek ilgisini çekiyor. Neyse, sanırım benden çok, sizi rahatsız etmek ilgisini çekiyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
He's not wildly interested in ingratiating himself with anyone. | Kimseye şirin görünmeye meraklı olduğunu sanmıyorum. Kimseye şirin görünmeye meraklı olduğunu sanmıyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Yet he seems very protective of his crew. It's odd. | Ama yine de adamlarına sahip çıkıyor gibi. Çok garip. Ama yine de adamlarına sahip çıkıyor gibi. Çok garip. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Why are you so fascinated by him? | Neden ona bu kadar hayransınız? Neden ona bu kadar hayransınız? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Because he's something of a mystery. | Çünkü anlaşılmaz biri. Çünkü anlaşılmaz biri. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Why are you? | Ya siz? Ya siz? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Because so few men are. | Çünkü çok az erkek öyledir. Çünkü çok az erkek öyledir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Mal, you might want to get up here. | Mal, buraya gelsen iyi olur. Mal, buraya gelsen iyi olur. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What is it? | Ne oldu? Bir çağrı. Biri Cortex'e bağladı ve... Ne oldu? Bir çağrı. Biri Cortex'e bağladı ve... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Tell me you scrambled it. All to hell, but I don't know how much got through. | Bozduğunu söyle bana. Evet, ama ne kadarı iletildi bilmiyorum. Bozduğunu söyle bana. Evet, ama ne kadarı iletildi bilmiyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Alliance got a pin in us for sure. | Kesin içimizde İttifak'tan biri var. Kesin içimizde İttifak'tan biri var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We got a mole on board. | Gemide köstebek var. Gemide köstebek var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Forget your toothpaste? | Diş macununu mu unuttun? Diş macununu mu unuttun? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Are you out of your mind? Just about. What'd you tell them? | Aklını mı kaçırdın? Üzereyim. Onlara ne söyledin? Aklını mı kaçırdın? Üzereyim. Onlara ne söyledin? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Tell who? I got exactly no time for games. What do they know? | Kime? Numaralara harcayacak hiç vaktim yok. Ne biliyorlar? Kime? Numaralara harcayacak hiç vaktim yok. Ne biliyorlar? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You're a lunatic. And you're a gorram fed. | Zırdelisin. Sen de Federal. Zırdelisin. Sen de Federal. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Hate to say it, Captain... but you've got the wrong man. | Söylemek istemezdim ama Kaptan, yanlış adamı yakaladınız. Söylemek istemezdim ama Kaptan, yanlış adamı yakaladınız. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Son of a bitch. Drop that firearm, Captain Reynolds. | Orospu çocuğu seni. Silahınızı bırakın, Kaptan Reynolds. Orospu çocuğu seni. Silahınızı bırakın, Kaptan Reynolds. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
This is not my best day ever. | Berbat bir gün geçiriyorum. Berbat bir gün geçiriyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Simon Tam, you are bound by law to stand down. | Simon Tam, kanun namına teslim ol. Simon Tam, kanun namına teslim ol. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The doctor. Oh. | Doktor mu? Doktor mu? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Hey, is there is there a reward? | Hey, acaba... ödül var mı? Hey, acaba... ödül var mı? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Get on the ground. | Yere yat. Yere yat. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Get on the ground. Lawman, you are making a mistake. | Yere yat. Şerif, hata ediyorsun. Yere yat. Şerif, hata ediyorsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Get on the ground, son. The man seems a mite twitchy. | İyisi mi yere yat, evlat. Adam hayli gergin görünüyor. İyisi mi yere yat, evlat. Adam hayli gergin görünüyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I think everybody could stand to calm down a bit. | Bence herkes biraz sakinleşsin. Bu mesele sizi ilgilendirmiyor, Rahip. Bence herkes biraz sakinleşsin. Bu mesele sizi ilgilendirmiyor, Rahip. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The boy's not going anywhere, lawman. | Çocuğun gidecek bir yeri yok, Şerif. Çocuğun gidecek bir yeri yok, Şerif. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
As I understand it, it's pretty cold outside. Not to worry. | Anladığım kadarıyla dışarısı hayli soğuk. Merak etmeyin. Anladığım kadarıyla dışarısı hayli soğuk. Merak etmeyin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Put Lord Fauntleroy in one of the passenger cells. He won't make a peep | Lord Fauntleroy'u yolcu odalarından birine koyarız. Sesi soluğu çıkmaz Lord Fauntleroy'u yolcu odalarından birine koyarız. Sesi soluğu çıkmaz | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Get the hell away from that weapon.. | O silaha sakın dokunma. O silaha sakın dokunma. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Do you think I'm a complete back birth? | Beni ahmak mı sandın? Gezegenler arası sınır içinde bir kaçak taşıyorsun. Beni ahmak mı sandın? Gezegenler arası sınır içinde bir kaçak taşıyorsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You think I believe you're bringing medical supplies to Whitefall? | Whitefall'a tıbbi malzeme götürdüğünüze cidden inandım mı sanıyorsun? Whitefall'a tıbbi malzeme götürdüğünüze cidden inandım mı sanıyorsun? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
As far as I care, everyone on this ship is culpable. | Bana göre bu gemideki herkes suçlu. Bana göre bu gemideki herkes suçlu. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, now. | O halde... O halde... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That has an effect on the landscape. | ...bu her şeyi etkiler. Lütfen, aptallık yapmanın eşiğindeyiz. ...bu her şeyi etkiler. Lütfen, aptallık yapmanın eşiğindeyiz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |