• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 19432

English Turkish Film Name Film Year Details
Been out of the world for a spell like to walk it a while. Bir süredir dünyadan uzak kaldım, tekrar dolaşmak istedim. Bir süredir dünyadan uzak kaldım, tekrar dolaşmak istedim. Firefly-1 2003 info-icon
Maybe bring the word to them as need it told. İhtiyacı olanlara belki İncil’den bahsederim. İhtiyacı olanlara belki İncil’den bahsederim. Firefly-1 2003 info-icon
Well, I'm Kaylee. And this here's Serenity... and she's Benim adım Kaylee. Bu da Serenity... ve ücreti ödeyebilecek... Benim adım Kaylee. Bu da Serenity... ve ücreti ödeyebilecek... Firefly-1 2003 info-icon
the smoothest ride from here to Boros for anyone can pay. ...herkesi buradan Boros'a kadar en rahat götürecek gemidir. ...herkesi buradan Boros'a kadar en rahat götürecek gemidir. Firefly-1 2003 info-icon
Can you pay or Ödeyebilir misin yoksa... Ödeyebilir misin yoksa... Firefly-1 2003 info-icon
Well, I got a little cash and Biraz param var ve... Biraz param var ve... Firefly-1 2003 info-icon
Ooh. Grandpa. Büyükbaba. Büyükbaba. Firefly-1 2003 info-icon
I never married. Hiç evlenmedim. Hiç evlenmedim. Firefly-1 2003 info-icon
I don't understand why we didn't leave that sumbitch in a pool of his own blood. O orospu çocuğunu neden kanlar içinde bırakmadığımızı anlamıyorum. O orospu çocuğunu neden kanlar içinde bırakmadığımızı anlamıyorum. Firefly-1 2003 info-icon
We'd be dead. Can't get paid if you're dead. Ölürdük. Ölürsek paramızı alamayız. Ölürdük. Ölürsek paramızı alamayız. Firefly-1 2003 info-icon
Can't get paid if you crawl away like a bitty, little bug neither. Ufacık bir böcek gibi sürünerek kaçarsan da paranı alamazsın. Ufacık bir böcek gibi sürünerek kaçarsan da paranı alamazsın. Firefly-1 2003 info-icon
I got a share of this job. Ten percent of nothing is Bu işte benim de payım var. Hiçbir şeyin %10'u... Bu işte benim de payım var. Hiçbir şeyin %10'u... Firefly-1 2003 info-icon
Let me do the math here. Nothin' and then nothin' Bir hesaplayayım. Hiç artı hiç... Bir hesaplayayım. Hiç artı hiç... Firefly-1 2003 info-icon
So we find a buyer on Boros. There's gotta be... Boros is too big. Boros'da bir alıcı buluruz. Mutlaka Boros çok büyük bir şehir. Boros'da bir alıcı buluruz. Mutlaka Boros çok büyük bir şehir. Firefly-1 2003 info-icon
It's crawlin' with Alliance. They could be waiting for us. İttifak kol geziyordur. Bizi bekliyor olabilirler. İttifak kol geziyordur. Bizi bekliyor olabilirler. Firefly-1 2003 info-icon
You really think Badger will sell us out to the feds? If he hasn't already. Badger bizi cidden federallere satar mı? Çoktan satmadıysa. Badger bizi cidden federallere satar mı? Çoktan satmadıysa. Firefly-1 2003 info-icon
The Alliance catches us with government goods, we'll lose the ship. İttifak bizi devlet malıyla yakalarsa, gemiyi kaybederiz. İttifak bizi devlet malıyla yakalarsa, gemiyi kaybederiz. Firefly-1 2003 info-icon
That's never gonna happen. Sir, we could just dump the cargo. Öyle bir şey olmayacak. Efendim, kargoyu atabiliriz. Öyle bir şey olmayacak. Efendim, kargoyu atabiliriz. Firefly-1 2003 info-icon
No ruttin'way. We ain't had a job in weeks. Hayatta olmaz. Haftalardır bir iş alamadık. Hayatta olmaz. Haftalardır bir iş alamadık. Firefly-1 2003 info-icon
I didn't sign on to take in the sights. Manzara için bu işe girmedim. Manzara için bu işe girmedim. Firefly-1 2003 info-icon
We need coin. Jayne, your mouth is talkin'. You might wanna look to that. Paraya ihtiyacımız var. Jayne, ağzın laf yapıyor. İlgilensen iyi olur. Paraya ihtiyacımız var. Jayne, ağzın laf yapıyor. İlgilensen iyi olur. Firefly-1 2003 info-icon
I'm ready to stop talkin' when You're right, though. Susmaya hazırım ama Ama haklısın. Susmaya hazırım ama Ama haklısın. Firefly-1 2003 info-icon
The last two jobs we had were weak tea. Son iki işimiz çok küçüktü. Son iki işimiz çok küçüktü. Firefly-1 2003 info-icon
We got nothin' saved. Takin' on passengers won't help near enough. Birikmiş paramız yok. Yolcu almak da yeterli gelmeyecek. Birikmiş paramız yok. Yolcu almak da yeterli gelmeyecek. Firefly-1 2003 info-icon
We don't get paid for this cargo, we don't have enough money to fuel Bu kargo karşılığında para alamazsak, tamir etmek şöyle dursun... Bu kargo karşılığında para alamazsak, tamir etmek şöyle dursun... Firefly-1 2003 info-icon
the ship. Let alone keep her in repair. She'll be dead in the water. ...gemiye yakıt almaya paramız yetmez. Yarı yolda kalırız. ...gemiye yakıt almaya paramız yetmez. Yarı yolda kalırız. Firefly-1 2003 info-icon
So we do like Badger said? The border planets? Badger'ın söylediğini mi yapacağız? Sınır gezegenleri? Badger'ın söylediğini mi yapacağız? Sınır gezegenleri? Firefly-1 2003 info-icon
I'm thinking Whitefall, maybe talk to Patience. Whitefall gidip, Patience'la konuşalım diyorum. Whitefall gidip, Patience'la konuşalım diyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Sir, we don't want to deal with Patience again. Why not? Efendim, yine Patience'la iş yapmak istemiyoruz. Neden? Efendim, yine Patience'la iş yapmak istemiyoruz. Neden? Firefly-1 2003 info-icon
She shot you. Well, yeah. She did a bit. Still Sizi vurdu. Evet. Vurdu. Yine de Sizi vurdu. Evet. Vurdu. Yine de Firefly-1 2003 info-icon
So we find somebody else. Horowitz. Biz de başkasını buluruz. Horowitz. Biz de başkasını buluruz. Horowitz. Firefly-1 2003 info-icon
He can't afford it. Holden boys. Parası yetmez. Holden kardeşler. Parası yetmez. Holden kardeşler. Firefly-1 2003 info-icon
They wouldn't touch it. Want me to go through the list? Yanına bile yaklaşmazlar. Listeyi gözden geçirelim mi? Yanına bile yaklaşmazlar. Listeyi gözden geçirelim mi? Firefly-1 2003 info-icon
Capshaws are brain blown. Gruviek's dead. Capshawslar beyinsiz. Gruviek öldü. Capshawslar beyinsiz. Gruviek öldü. Firefly-1 2003 info-icon
He's dead? Town got hit by reavers. Öldü mü? Kasabaya yağmacılar saldırdı. Öldü mü? Kasabaya yağmacılar saldırdı. Firefly-1 2003 info-icon
Burned it right down. I ain't goin' anywhere near reaver territory. Yerle bir oldu. Yağmacılar bölgesinin yakınlarına gitmem. O adamlar insan değil. Yerle bir oldu. Yağmacılar bölgesinin yakınlarına gitmem. O adamlar insan değil. Firefly-1 2003 info-icon
It's been a long time since Patience shot me and Patience beni vuralı çok oldu ve son derece geçerli çıkar çatışmasından kaynaklanmıştı. Patience beni vuralı çok oldu ve son derece geçerli çıkar çatışmasından kaynaklanmıştı. Firefly-1 2003 info-icon
I got no grudge. She owns half that damn moon now. Kin tutmuyorum. Kadın uydunun yarısına sahip artık. Kin tutmuyorum. Kadın uydunun yarısına sahip artık. Firefly-1 2003 info-icon
She could afford what we got, and she might need it. Elimizdekine parası yeter ve ihtiyacı da olabilir. Elimizdekine parası yeter ve ihtiyacı da olabilir. Firefly-1 2003 info-icon
I still don't think the old lady's the way. I'm not sayin' it won't be tricky... Yine de bence çözüm o yaşlı kadın değil. Alengirli olmayacak demiyorum... Yine de bence çözüm o yaşlı kadın değil. Alengirli olmayacak demiyorum... Firefly-1 2003 info-icon
but we got no kind of choice. ...ama başka seçeneğimiz yok. ...ama başka seçeneğimiz yok. Firefly-1 2003 info-icon
Welcome aboard, Mr. Dobson. Hoş geldiniz, Bay Dobson. Hoş geldiniz, Bay Dobson. Firefly-1 2003 info-icon
Dobson. We gotta keep our heads down. do the Dobson. Dikkatleri üzerimize çekmeden işimizi yapıp... Dobson. Dikkatleri üzerimize çekmeden işimizi yapıp... Firefly-1 2003 info-icon
job, and pray there ain't no more surprises. ...başka sürprizler olmaması için dua edeceğiz. ...başka sürprizler olmaması için dua edeceğiz. Firefly-1 2003 info-icon
Please be careful with that. Lütfen ona dikkat edin. Lütfen ona dikkat edin. Firefly-1 2003 info-icon
Mal, this is Simon. Simon, this is our captain. Mal, bu bey Simon. Simon, bu bey kaptanımız. Mal, bu bey Simon. Simon, bu bey kaptanımız. Firefly-1 2003 info-icon
Captain Reynolds. Kaptan Reynolds. Kaptan Reynolds. Firefly-1 2003 info-icon
Welcome aboard. Hoş geldiniz. Hoş geldiniz. Firefly-1 2003 info-icon
This all we got? Hepsi bu kadar mı? Hepsi bu kadar mı? Firefly-1 2003 info-icon
Now we have a boat full of citizens right on top of our stolen cargo. Çalıntı kargomuza ek olarak artık bir de bir gemi dolusu yolcumuz var. Çalıntı kargomuza ek olarak artık bir de bir gemi dolusu yolcumuz var. Firefly-1 2003 info-icon
That's a fun mix. Ain't no way in the 'verse Ne hoş bir karışım. O bölümü bulmalarına imkân yok, hatta... Ne hoş bir karışım. O bölümü bulmalarına imkân yok, hatta... Firefly-1 2003 info-icon
even if they were looking for it. Why not? ...hatta arıyor olsalar bile. Neden? ...hatta arıyor olsalar bile. Neden? Firefly-1 2003 info-icon
'Cause. Çünkü. Çünkü. Firefly-1 2003 info-icon
Oh, yeah. This is gonna go great. Evet. Yolculuk şahane geçecek. Evet. Yolculuk şahane geçecek. Firefly-1 2003 info-icon
If anyone gets nosy, you know, just shoot 'em. Eğer burunlarını sokarlarsa, vuruver. Eğer burunlarını sokarlarsa, vuruver. Firefly-1 2003 info-icon
Shoot 'em? Politely. Vurayım mı? Kibarca. Vurayım mı? Kibarca. Firefly-1 2003 info-icon
Yeah. We throw in that Tamam. Sonra da Tamam. Sonra da Firefly-1 2003 info-icon
Inara.Just in time. Inara. Tam vaktinde geldin. Inara. Tam vaktinde geldin. Firefly-1 2003 info-icon
Let me guess. We're in a hurry. Looks like. Dur, bir tahmin edeyim. Acelemiz var. Öyle gibi. Dur, bir tahmin edeyim. Acelemiz var. Öyle gibi. Firefly-1 2003 info-icon
Starboard hatch green for docking. Sancak tarafındaki kapı yanaşman için uygun. Sancak tarafındaki kapı yanaşman için uygun. Firefly-1 2003 info-icon
Locked in five, four Kenetleniyorum, beş, dört... Kenetleniyorum, beş, dört... Firefly-1 2003 info-icon
The ambassador has returned. Büyükelçi döndü. Büyükelçi döndü. Firefly-1 2003 info-icon
We got a full house, Captain. Herkes tamam, Kaptan. Herkes tamam, Kaptan. Firefly-1 2003 info-icon
Kaylee, I'm lockin' it up. Kaylee, kilitliyorum. Kaylee, kilitliyorum. Firefly-1 2003 info-icon
All aboard. Herkes bindi. Herkes bindi. Firefly-1 2003 info-icon
Meals are taken up here in the dining area. Kitchen's pretty much self explanatory. Yemekler yemek bölümünde yenir. Mutfağın anlaşılmayacak bir yanı yok. Yemekler yemek bölümünde yenir. Mutfağın anlaşılmayacak bir yanı yok. Firefly-1 2003 info-icon
You're welcome to eat what there is any time. Ne varsa yemekte serbestsiniz. Ne varsa yemekte serbestsiniz. Firefly-1 2003 info-icon
What there is is pretty standard fare protein in all the colors of the rainbow. Yiyecekler standart, gökkuşağının her renginde protein. Yiyecekler standart, gökkuşağının her renginde protein. Firefly-1 2003 info-icon
We do have sit down meals next one being at about 1800. Masada yemek yeriz. Bir sonraki yemek saat 18:00'de. Masada yemek yeriz. Bir sonraki yemek saat 18:00'de. Firefly-1 2003 info-icon
I think Shepherd Book has offered to help me prepare something. Sanırım Rahip Book bir şeyler hazırlamak için bana yardım etmeyi teklif etti. Sanırım Rahip Book bir şeyler hazırlamak için bana yardım etmeyi teklif etti. Firefly-1 2003 info-icon
You're a shepherd? Rahip misin? Rahip misin? Firefly-1 2003 info-icon
I thought the outfit gave it away. Kıyafetimden belli olduğunu sanıyordum. Kıyafetimden belli olduğunu sanıyordum. Firefly-1 2003 info-icon
Is it a problem? Of course not. Problem olur mu? Elbette olmaz. Problem olur mu? Elbette olmaz. Firefly-1 2003 info-icon
It's not a problem... 'cause it's not. Problem olmaz... çünkü problem değil. Problem olmaz... çünkü problem değil. Firefly-1 2003 info-icon
No. As I said... you're welcome to visit the dining area anytime. Hayır. Söylediğim gibi, istediğinizde yemek bölümünü ziyaret edebilirsiniz. Hayır. Söylediğim gibi, istediğinizde yemek bölümünü ziyaret edebilirsiniz. Firefly-1 2003 info-icon
Apart from that, I have to ask you to stay Bunun dışında, havadayken yolcu odalarında kalmanızı rica etmek zorundayım. Bunun dışında, havadayken yolcu odalarında kalmanızı rica etmek zorundayım. Firefly-1 2003 info-icon
The bridge, engine room, cargo bay they're all off limits without an escort. Yanınızda biri olmadan köprüye, makine dairesine, kargo güvertesine girmeniz yasak. Yanınızda biri olmadan köprüye, makine dairesine, kargo güvertesine girmeniz yasak. Firefly-1 2003 info-icon
Some of my personal effects are in the cargo bay. Kargo güvertesinde bazı özel eşyalarım var. Kargo güvertesinde bazı özel eşyalarım var. Firefly-1 2003 info-icon
I figure you all got luggage you're gonna need. Soon as Sanrım ihtiyaçlarınız bavulunuzda. İşimiz biter bitmez, memnuniyetle getiririz. Sanrım ihtiyaçlarınız bavulunuzda. İşimiz biter bitmez, memnuniyetle getiririz. Firefly-1 2003 info-icon
Now, I have to tell you all one other thing and Bir şey daha söylemek zorundayım ve... Bir şey daha söylemek zorundayım ve... Firefly-1 2003 info-icon
I apologize in advance for the inconvenience. ...rahatsızlıktan dolayı şimdiden özür dilerim. ...rahatsızlıktan dolayı şimdiden özür dilerim. Firefly-1 2003 info-icon
Unfortunately, we've been ordered by the Alliance Maalesef ki, İttifak emriyle Whitefall'a tıbbi malzeme bırakmamız gerekiyor. Maalesef ki, İttifak emriyle Whitefall'a tıbbi malzeme bırakmamız gerekiyor. Firefly-1 2003 info-icon
it's the fourth moon on Athens. Athens'ın dördüncü uydusudur. Athens'ın dördüncü uydusudur. Firefly-1 2003 info-icon
It's out of our way, but we should have you Yolumuz üstünde değil ama bir gün gecikme ile Boros'a varmış oluruz. Yolumuz üstünde değil ama bir gün gecikme ile Boros'a varmış oluruz. Firefly-1 2003 info-icon
What medical supplies? Hangi tıbbi malzemeler? Hangi tıbbi malzemeler? Firefly-1 2003 info-icon
I honestly didn't ask. Açıkçası sormadım. Açıkçası sormadım. Firefly-1 2003 info-icon
Probably plasma, insulin whatever they ain't got enough of on the border moons. Muhtemelen plazma, insülin, sınırdaki uydularda yeterli olmayan ne varsa. Muhtemelen plazma, insülin, sınırdaki uydularda yeterli olmayan ne varsa. Firefly-1 2003 info-icon
Alliance says jump All right. İttifak sıçra deyince Peki. İttifak sıçra deyince Peki. Firefly-1 2003 info-icon
Zoe, you want to take them to the cargo bay? Yes, sir. Zoe, kargo güvertesine götürür müsün lütfen? Emredersiniz, efendim. Zoe, kargo güvertesine götürür müsün lütfen? Emredersiniz, efendim. Firefly-1 2003 info-icon
Anything else you need, just ask. Başka bir şeye ihtiyacınız olursa, lütfen sorun. Başka bir şeye ihtiyacınız olursa, lütfen sorun. Firefly-1 2003 info-icon
We, uh, live to serve. Sizlere hizmet etmek görevimiz. Sizlere hizmet etmek görevimiz. Firefly-1 2003 info-icon
Did you send word to Patience? Ain't heard back yet. Patience'a haber yolladın mı? Daha cevap gelmedi. Patience'a haber yolladın mı? Daha cevap gelmedi. Firefly-1 2003 info-icon
Didn't she shoot you one time? Seni bir kere vurmamış mıydı? Seni bir kere vurmamış mıydı? Firefly-1 2003 info-icon
Everybody's makin' a fuss. Herkes de amma büyütüyor. Herkes de amma büyütüyor. Firefly-1 2003 info-icon
Oops. I'm sorry. Pardon. Pardon. Firefly-1 2003 info-icon
Ah, the ambassador graces us with her presence. Büyükelçi varlığıyla bizi onurlandırdı. Büyükelçi varlığıyla bizi onurlandırdı. Firefly-1 2003 info-icon
Hello, Mal. I see we have some new faces. Merhaba, Mal. Yeni insanlar görüyorum. Merhaba, Mal. Yeni insanlar görüyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Hey, you. Hey, you. Selamlar. Selamlar. Selamlar. Selamlar. Firefly-1 2003 info-icon
Ambassador, this is Shepherd Book. Büyükelçi, bu bey Rahip Book. Büyükelçi, bu bey Rahip Book. Firefly-1 2003 info-icon
I'd have to say this is the first time we've had a preacher on board. Gemiye ilk defa vaiz aldığımızı söylemek zorundayım. Gemiye ilk defa vaiz aldığımızı söylemek zorundayım. Firefly-1 2003 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 19427
  • 19428
  • 19429
  • 19430
  • 19431
  • 19432
  • 19433
  • 19434
  • 19435
  • 19436
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact