Search
English Turkish Sentence Translations Page 19393
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
If you're a good boy you can come with me... | Uslu bir çocuk olursan... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
How about me managing you right now? | Şu menajerlik işine hemen başlasak nasıI olur? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Everybody whats to leave Hong Kong... | Herkes Hong Kong'dan ayrıImak istiyor,... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
You're such a dreamer, aren't you? | Tam bir hayalperestsin, değil mi? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Come and eat. | Gel de kahvaltını yap. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Wear fancy saris, heavy jewellery,... | O güzel "saris"ini giy, gösterişli takılarını tak,... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Except eat and drink. | Yemek ve içmek dışında. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Don't be joking. | Dalga mı geçiyorsun? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...and I start responding like a trained monkey. | ...ve ben de eğitimli bir maymun gibi buna uyarım. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Oh...you fast for my long life. | Oh... Uzun yaşamam için oruç tutuyorsun. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Yes...you look tired. | Evet... Çok yorgun görünüyorsun. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
But remember, no work today. | Ama unutma, bugün çalışmak yok. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...so wealthy and had such a beautiful wife... | ...çok zenginmiş ve çok güzel bir karısı varmış... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...his body was covered with millions of fine needles. | Adamın tüm vücuduna milyonlarca iğne saplanmış. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Finally, there were only two needles left on the king. | Sonunda kralın vücudunda yalnızca iki iğne kalmış. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
One on each eyelid. | Biri bir göz kapağında diğeri diğer göz kapağında. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...when her maid servant told her... | ...hizmetkârı gelip ona, kapıda... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
While the queen paid her respects to him,... | Kraliçe, dervişi karşılamaya gittiğinde... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...the maidservant plucked out the remaining needles from the king's eyes. | ...hizmetkâr kalan iğneleri kralın gözünden çıkarmış. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
As his eyes flew open, the king embraced the maidservant,... | Kral, gözleri açıIdığında... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
....thinking she was responsible... | ...vücudundaki iğneleri çıkaran kişi... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
....for plucking out the millions of offensive needles from his body. | ...sandığı hizmetkâra sarıImış. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...and promoted the maidservant to the status of the queen. | ...hizmetkârı da kraliçe ilan etmiş. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...that it was she who served him. | ...krala, bütün işi aslında kendisinin yaptığını söylemeye çalışmış. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...while the maidservant preened on the throne. | ...kraliçeye de yerleri süpürmek düşmüş. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Anyway,... | Her neyse,... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...that if she fasted without food or water for one whole day,... | ..."Bir gün boyunca bir şey yeyip içmeden günün ağarmasından... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...from dawn to moonrise,... | ...ay görünene kadar oruç tutarsan... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...recognising his real wife,... | ...hizmetkârı def etmiş,... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...and lived happily ever after... | ...sonsuza dek... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
What are you saying Madam Sita? The king... | Siz ne söylüyorsunuz Bayan Sita? Kral,... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
What I would do for a nice cold glass of water.... | Şöyle bir bardak soğuk su olsa... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
My working class parents decided on India. | Bir işçi ailesi olan benim aliem de Hindistan'a yerleşmeye karar verdi. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Not Australia, not Canada,... | Ne Avustralya'ya ne Kanada'ya... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...but India. | ...Hindistan'a. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
How can you read the news... | Yerdeki o koca deliğe çökmüşken... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
"Chinky". See? | "Chinky". Anlıyor musun? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Hong Kong, with an American accent. | Hong Kong, hem de Amerikan aksanıyla. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...to speak like number one Yankee? | ...ne kadar zamanını aldı? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
..developing country to a developed country,... | ...sıyrıIıp gelişmiş ülke seviyesine yükseldiler ki... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
You are right Sir | Haklısınız efendim. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
We Indians are... | Biz Hintliler... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
And now the "aarti". | Ve şimdi de "aarti" | Fire-1 | 1996 | ![]() |
No, I'm just thirsty. | Yoo, sadece susadım. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Could I drink some water now? | Şimdi biraz su içmek ister misin? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Even Radha Bhabhi looks like a heroine. | Radha da Bhabhi de bir tanrıça gibi. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
I ate too much. | Yemeği fazla kaçırmışım galiba. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Even treating.. | Hatta iyi bir ikrama... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
I don't know, Jatin Sahib. | Bilmiyorum Bay Jatin. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Radha, Biji's not eating her dinner. | Radha, Biji akşam yemeğini yemiyor. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Why don't you feed Biji tonight? | Bu gece Biji'ye yemeğini neden sen vermiyorsun? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
You go out morning, noon and night to Swamiji's. | Sabah akşam Swamiji'desin. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Why can't I go? | Neden gidemezmişim? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
I go to Swamiji to become a better person. | Swamiji'ye daha iyi bir insan olmak için gidiyorum. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Please give me one more turn, please. | Lütfen, bana bir hak daha ver, Iütfen. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Radha! | Radha! | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Why didn't you come? | Peki neden gelmedin? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
But you know its importance. | Ama sen önemini biliyorsun. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Radha, I need you. | Radha, seni istiyorum. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Headache? | Başın mı ağrıyor? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
You don't want? | İstemiyor musun? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Now, don't move. And please don't touch your face OK? | Şimdi kımıIdama ve Iütfen yüzüne dokunma, tamam mı? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
You're just getting nervous. Of course you can do it. | Biraz gerginsin sadece. Tabiî ki yapabilirsin. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
"Basic Instinct" is kids' stuff in front of this | "Temel İçgüdü" bunun yanında çocuk oyuncağı kalır. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
We'll take it. | Bunu alıyoruz o zaman. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Mundu, get some cold drinks for our young customers. | Mundu, genç müşterilerimiz için soğuk bir şeyler getir. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Did you know, that black peppers renew energy? | Karabiberin enerjiyi yenilediğini biliyor musunuz? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Which is why it was given in such abundance to newly wed husbands. | İşte bu yüzden yeni evlenmiş erkeklere fazlaca verilir. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...have closed the restaurant and have gone out... | ...restaurantı kapatıp... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Not one thought for the business. | Hiç kimse işi düşünmüyor. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
It's so sad. | Ne kötü. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Let's leave. | Hadi gidelim buradan. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
See, Jatin has Julie... | Gördün mü, Jatin'in Julie'si var... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
They won't even miss us. | Bizi özlemiyorlar bile. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
And in front of Biji! How dare you? | Hem de Biji'nin önünde! Bu ne cesaret? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Jatin Sahib has plenty of these | Bay Jatin'de bunlardan bir sürü var. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
What did he say? | Ne söyledi o? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
I can manage without him. I have Sita... | Onsuz da yapabilirim. Yanımda Sita var,... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...to help me, I mean. | ...yardım etmek için yani. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Give me one more chance. | Ona bir şans ver. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Ashok. Please. | Ashok. Lütfen. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Please talk to me. | Benimle konuş Iütfen. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Not about Biji. | Biji'yi değil. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Not about any of us. | Aslında hiçbirimizi düşünmedi. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Is it so bad... | Bu kadar bencil olmak... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...to be that selfish? | ...o kadar da kötü mü? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
No, it isn't that. | Bu öyle bir şey değil. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
You idiot! I just wanted to be like you. | Seni aptal! Sadece senin gibi olmak istedim. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Jatin Sahib, you're my biggest hero. | Bay Jatin, siz benim kahramanımsınız. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Do you know how much it fucking costs to replace them? Eh? | Onların yenilerini almak ne kadara mal olur, haberin var mı? Hı? | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Mistakes in our soul journey... | İç yolculuğumuzda yaptığımız hatalar... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...is to clearly forget and wisely forgive... | ...geçmişteki hataları unutup... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Swamiji said that. | Swamiji böyle söyledi. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
Not that I'm going to become his disciple or anything,... | Bunu, onun müridi olacağım için söylemiyorum,... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...it's just that,... | ...sadece... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...when I heard... | ...Swamiji'nin söylediklerini... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...what Swamiji had to say... | ...duyduğumda... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
...so pretty... | ...öyle tatlı ki... | Fire-1 | 1996 | ![]() |
You can leave me if you want. | İstiyorsan benden ayrılabilirsin. | Fire-1 | 1996 | ![]() |
The other option is that we would have a baby. | Diğer bir seçenek de bebek yapmamız. | Fire-1 | 1996 | ![]() |