Search
English Turkish Sentence Translations Page 18788
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
look over all that stuff, and give me a call. | Hepsine şöyle bir bak ve beni ara. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
He killed my goddamn dog. | Köpeğimi öldürdü. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
You said you were gonna find him. | Onu bulacağını söylemiştin. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
He raised his price. | Parayı yükseltmiş. Bir milyon dolar mı? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
He killed my damn dog and now he wants a million dollars? | Köpeğimi öldürüp bir de üstüne bir milyon dolar mı istiyor? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
"Eat a turd" is my response. | Ben de ona "Bok ye!" diyorum. Ya eski karınızsa? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Son, you think my ex wife killed the damn dog? | Sence eski karım mı köpeğimi öldürdü? Karısı yapmadı, dingil. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
She's mean, but she got a human heart in her chest. | Evet, adi biri ama göğsünde bir insan kalbi atıyor. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Hell, she loved the damn animal more than me. | Kahrolasıca hayvanı benden çok seviyordu. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
No, this is different. | Hayır, bu farklı. Hasta ruhlu bir pezevenk küçük şeylere zarar vermeye başladı. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Who else knows about the money? | Paradan haberi olan başka kim var? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Must be something, | Vardır mutlaka... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
or he wouldn't be blackmailing you. | ...yoksa şantaj yapmazdı. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
No, nobody knows. | Yok, kimse bilmiyor. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Nobody can know. It's impossible. | Kimse bilemez. İmkânı yok. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Burned alive by the Romans. You know what he said? | Romalılar tarafından canlı canlı yakılmış. Ne demiş, biliyor musun? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
That's a goddamn saint. | Aziz diye buna denir. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Why, cause I'm Greek? | Niye, Yunan'ım diye mi? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
You ever make a New Year's resolution? | Yeni yıl kararları alır mısın hiç? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Stop smoking, lose weight, and then | Sigarayı bırakmak, kilo vermek ve... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I'd like to move onto the property | İş bitene kadar evinde kalmak istiyorum. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
There's an in law next to the garage. | Garajın bitişiğinde bir kulübe var. Semenchko sana gösterir. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Goddamn hot in here. | Ateş bastı burayı. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Your dad made a mistake. | Baban bir hata yaptı. Gitmemesi gereken bir adamı bıraktım. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
and tell 'em that, uh, 'cause of me, | ...benim yüzümden... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Probably better to do it in person, don't you think? | Yüz yüze söylemek daha iyi olur, öyle değil mi? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Bill Oswalt Polis Şefi. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
|
Our suspect. Oh, yeah? | Şüphelimiz. Ya? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Security camera caught him kidnappin' the naked fella. | Güvenlik kameraları çıplak adamı kaçırdığını kaydetmiş. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Kidnapped him naked? No, dressed. | Çıplak hâlde mi kaçırmış? Hayır, giyinik. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Phil McCormick. | Phil McCormick. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Our perp cut his clothes off in the parking garage. | Failimiz, garajda onun kıyafetlerini kesmiş. Hadi ya. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Did what? Not officially. | Ne yaptın? Gayri resmî olarak. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
No, I told him I was interested in some insurance, | Sigorta baktığımı söyledim, ki doğru bu, sonra da fotoğrafı... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
see the photo, and you should've seen his face. | ...gösterdim. Suratını görmeliydin. Hayalet görmüşe döndü. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Lester knows this fella, all right, | Lester bu adamı tanıyor. Ayaküstü bir sohbetten değil hem de. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Yeah, okay, but before you | Tamam, ama sen bir şey Sana "Adamı rahatsız etme," demiştim. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I said he's not a And then what do you | Sana onun kat... Sen gittin... Öyle olduğunu söylemedim. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
And then what do you do? The next day even? | Gittin sen ne yaptın? Hem de ertesi gün. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Yeah, but, I mean, what if he is involved, you know? | Evet ama ya o da bunun içindeyse? Düşünsene bi'. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
No! | Hayır! Adam karısını yeni kaybetti, sen de üstüne iyice gidiyorsun. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Yeah, I know, but Yeah. | Biliyorum ama... Bak... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Solve the naked guy. That's the case I gave you. | Çıplak adamı çöz. Ben sana o davayı verdim. Gittin sen ne yaptın? Hem de ertesi gün. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
put out an APB and we'll get him in. | ...arama bülteni yayınlarsın, biz de yakalarız. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
You know, just tell them the truth, you know, | Onlara doğruyu söyle. Üzgün olduğunu söyle. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
What you always tell me. | Bana hep söylediğin gibi. Akıllı kızım benim. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
As far as you know. | Bildiğin kadarıyla öyleyim. Burada otur, ben birazdan gelirim. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Yeah, hi. I'm | Merhaba. Ben... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I just drove over from Duluth PD. | Duluth Karakolu'ndan geliyorum. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I need to speak with someone about Lester Nygaard. | Biriyle Lester Nygaard hakkında konuşmak istiyorum. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Maybe we should talk at my desk. | Masamda konuşabiliriz. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Yeah. Yeah. Yeah? Okay. | Olur. Evet. Olur mu? Tamam. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Have a seat. | Buyurun. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
You want some coffee? | Kahve ister misiniz? Az önce yaptılar. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Uh, no, I I just got to | Hayır, ben böyle... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
three days back, I'm on patrol, you know, | Üç gün önce, devriye geziyorken, bir adamı kenara çektim. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Silver Taurus, ran a stop sign, | Gümüş Taurus, dur işareti yaptım... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
and I, uh... | ...ve... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I gave him a warning, see, but then | ...ikaz ettim, sonra... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I don't know, I just I had a feelin'. | Bilmiyorum. İçimde bir his doğdu. Nasıl bir his? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
A bad feelin', real suspicious like. | Kötü bir his. Şüpheli bir his. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
So I ran his plates, and it turns out | Plakasını kontrol ettim, sonra aracın... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
that the car was registered to one of your victims. | ...kurbanlarınızdan birine kayıtlı olduğunu gördüm. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
What? Yeah, Lester Nygaard. | Ne? Lester Nygaard. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Son of a | Şerefsizin... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
He told me his car was in the shop, so | Arabasının tamirde olduğunu söylemişti de... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Oh, yeah? Yeah. | Ya? Evet. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Lester wasn't driving. | Direksiyondaki Lester değildi. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Now, I know that now because I checked the plate, | Bunu biliyorum çünkü plakayı kontrol ettim... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
but at the time, I This fella maybe? | ...ama o anda Bu adam olabilir mi? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Holy cow. Yeah. | Vay anam babam. Evet. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
That's I I think that's him. | Bu... Sanırım bu adamdı. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
How did you Security camera, | Nereden... Güvenlik kamerası. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
caught him over St. Paul kidnapping an accountant. | St. Paul'da bir muhasebeciyi kaçırırken görüntülemiş. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
No kidding. Yeah. | Deme ya. Öyle. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
So, listen, one thing I'm not quite clear on, | Anlayamadığım bir nokta var. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
you said you only found out later | Direksiyondakinin Lester olmadığını... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
that it wasn't Lester driving, but I mean, | ...daha sonradan öğrendiğinizi söylediniz ama... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
you checked the fella's license and registration, didn't ya? | ...adamın ehliyet ve ruhsatını kontrol ettiniz, değil mi? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
You see, uh... I, uh, I asked, | Durum şu ki... İstedim... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
but he... | ...ama... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
threatened me, and I | ...beni tehdit etti ve... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I know, it's no excuse, but, um, | Biliyorum, mazeret sayılmaz ama... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
and he had these really scary, uh, eyes, and I just | ...ve korkutucu gözleri vardı, ben de... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Dad? | Baba? Efendim? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Actually, they they give us these tokens. | Aslına bakarsan bize bu jetonları verdiler. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Just put that in the coin slot. | Para yerine at bunu. Tamam, teşekkürler. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
It's just us. Ten years now. | Bir başımızayız. On sene oldu. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
They're out of M&M's. | Bonibon bitmiş. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
So you two drove all the way from Duluth, huh? | Ta Duluth'tan buraya geldiniz demek? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
so you two want to join me before you head back? | Duluth'a dönmeden önce bana katılmak ister misiniz? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Oh, no. No, no, no. We don't want to be a bother. | Hayır. Yok, hayır, hayır. Yük olmak istemeyiz. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
It's no bother. | Ne yükü canım. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
We'll talk about the guy, you know, see what you remember. | Bu adamdan bahsederiz. Ne hatırlıyorsun, bir bakarız. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Maybe a clue drops out. | Belki bir ipucu buluruz. Lou'nun Yeri. Duluth'a dönmeden önce bana katılmak ister misiniz? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
It's just a couple blocks up the street. | Birkaç blok ötede. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Let me just put an APB out on this guy, | Şu adama hemen bir arama emri çıkarıp geliyorum. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
She seemed nice, huh? | İyi biri gibi, ne dersin? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
What? | Ne var? Şaşırdım. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Just you two? | İki kişi misiniz? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |