English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 18475
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| She's a top exobiologist and geneticist | Deneklerimizle eşsiz deneyimler yaşamış... | Extant-1 | 2014 |  |
| with unique experience of our test subjects. | ...üst kademe exobiyolojist ve genetik bilimci kendisi. | Extant-1 | 2014 | |
| Who has a knack for speed dialing the hybrids. | Melezleri hızlı çevirme marifeti var. | Extant-1 | 2014 | |
| First she shows up at a bar with our target. | İlk önce hedefimizle bir barda ortaya çıkıyor. | Extant-1 | 2014 | |
| And then he stops by her place after a busy day | Sonra da hedefimiz insan ırkını yok ederek geçirdiği... | Extant-1 | 2014 | |
| of wiping out the human race? | ...bir günün ardından Molly'nin evine gidiyor. | Extant-1 | 2014 | |
| Come on, Toby, you and I don't believe in coincidences. | Hadi ama Toby. Tesadüflere inanmayız. | Extant-1 | 2014 | |
| Which is why we need to keep her close. | Bu yüzden onu yakınımızda tutmalıyız. | Extant-1 | 2014 | |
| She has a connection we might need to rely on. | Güvenebileceğimiz bir bağlantısı olabilir. | Extant-1 | 2014 | |
| News flash... Toby, she shot you! | Sıcak gelişme... Toby, Molly seni vurdu! | Extant-1 | 2014 | |
| Which was a mistake. | O bir hataydı. | Extant-1 | 2014 | |
| We've seen this before with the Offspring. | Daha önce çocuğuyla da aynı şeyi yaşadık. | Extant-1 | 2014 | |
| This is what he does. | O yapıyor bunu. | Extant-1 | 2014 | |
| Gets inside your head. | Kafanın içine giriyor. | Extant-1 | 2014 | |
| What if it wasn't a mistake? | Ya hata değilse? | Extant-1 | 2014 | |
| What if she shot you to protect him? | Ya seni, onu korumak için vurduysa? | Extant-1 | 2014 | |
| It's her son. | Onun oğlu. | Extant-1 | 2014 | |
| I think you're letting your feelings about her cloud your judgment. | Bence onu kötülerken hislerine yenik düşüyorsun. | Extant-1 | 2014 | |
| My feelings? | Hislerime mi? | Extant-1 | 2014 | |
| I don't think that that's where the problem is. | Bence sorun burada değil. | Extant-1 | 2014 | |
| I won't tell anybody. | Kimseye söylemeyeceğim. | Extant-1 | 2014 | |
| Who is she? | Kimdi o? Adı Molly. | Extant-1 | 2014 | |
| I keep seeing her. Charlie says it's a glitch. | Onu görüp duruyorum. Charlie "hata" olduğunu söylüyor. | Extant-1 | 2014 | |
| What kind? | Ne çeşit? Bilmiyorum. | Extant-1 | 2014 | |
| Maybe I saw her photo somewhere, and my circuits got crossed. | Fotoğrafını bir yerde görmüş olabilirim ve devrelerim çakışmıştır. | Extant-1 | 2014 | |
| Have you thought about trying to find her and ask her yourself? | Onu bulmayı ve kendisine sormayı düşündüm mü? | Extant-1 | 2014 | |
| I'm not supposed to leave the house alone. | Evi tek başıma terk edemem. | Extant-1 | 2014 | |
| It's one of the rules. Rules... | Kurallardan biri böyle. Kurallar... | Extant-1 | 2014 | |
| Mom says they protect us. They limit us. | Annem bizi koruduklarını söylüyor. Bizi sınırlandırıyorlar. | Extant-1 | 2014 | |
| Maybe we've found your first mission, soldier. | Belki de ilk görevini bulduk, asker. | Extant-1 | 2014 | |
| Mission? | Görev mi? Bilmiyorum. | Extant-1 | 2014 | |
| You haven't undergone all of your training, | Eğitiminin hepsini tamamlamadın ve seni hemen alana göndermek istemem. | Extant-1 | 2014 | |
| I'm ready. I bet. | Ben hazırım. Eminim öylesindir. | Extant-1 | 2014 | |
| You guys are supposed to be dark. | Uyumanız gerekiyordu. | Extant-1 | 2014 | |
| Sorry. I got lonely. | Özür dilerim. Yalnızdım. | Extant-1 | 2014 | |
| Sleep tight, soldier. | İyi uykular, asker. | Extant-1 | 2014 | |
| We have pattern recognition. | Optik desen tanımamız var. | Extant-1 | 2014 | |
| We have pattern lock. | Desen kilidimiz var. | Extant-1 | 2014 | |
| Houston, we have stories. | Houston, hikayelerimiz var. | Extant-1 | 2014 | |
| Welcome to Crave Automat. | İstirham Otomatına hoş geldiniz. | Extant-1 | 2014 | |
| You crave it, we print it. | İstirham edersiniz, biz de çıkarırız. | Extant-1 | 2014 | |
| From hamburgers and fries to chicken and waffles, | Hamburgerden, patates kızartmasına, tavuktan, waffle'a her şeyi çıkartıyoruz. | Extant-1 | 2014 | |
| GELEN ARAMA JULIE GELINEAU | Extant-1 | 2014 | |
|
| Who is it, Gina? | Kim o, Gina? | Extant-1 | 2014 | |
| JD Richter, former police detective. | JD Richter, eski bir detektif. | Extant-1 | 2014 | |
| Number 7 7 8 7 8 9. Yeah, yeah, I know. | Numarası 7 7 8 7 8 9 Evet, evet, biliyorum. | Extant-1 | 2014 | |
| Connect intercom, please. | Dahili telefona bağlan, lütfen. | Extant-1 | 2014 | |
| I thought we already said our good byes, JD. | Çoktan vedalaştık sanıyordum, JD. | Extant-1 | 2014 | |
| I need to talk to you, Molly. It's important. | Seninle konuşmalıyım, Molly. Çok önemli. | Extant-1 | 2014 | |
| Give me a minute, JD. | Bana bir dakika ver, JD. | Extant-1 | 2014 | |
| Intercom off. | Dahili telefonu kapat. | Extant-1 | 2014 | |
| You have to get out of here. | Buradan gitmek zorundasın. Hemen şimdi! | Extant-1 | 2014 | |
| I make a nice frittata. | Çok güzel omlet yaparım. | Extant-1 | 2014 | |
| Go. Out the back door. Right now. Go! | Git. Arka kapıdan. Hemen şimdi! Git! | Extant-1 | 2014 | |
| Um... call me. | Ara beni... | Extant-1 | 2014 | |
| What is happening to me? | Neler oluyor bana? | Extant-1 | 2014 | |
| I don't really know how to start this other than to say | Konuya bir iyilik isteyeceğim demekten başka nasıl başlarım gerçekten bilmiyorum. | Extant-1 | 2014 | |
| Am I interrupting something? What's the favor? | Bölüyor muyum? Ne istiyorsun? | Extant-1 | 2014 | |
| It's about my daughter. You have a daughter? | Kızımla ilgili. Kızın mı var? | Extant-1 | 2014 | |
| A pregnant one. | Hamile. | Extant-1 | 2014 | |
| We're running late! | Geç kalıyoruz! | Extant-1 | 2014 | |
| I don't want to go. Don't start. | Gitmek istemiyorum. Başlama yine. | Extant-1 | 2014 | |
| Listen, Molly, I am freaked out. This is like one bad dream. | Dinle, Molly, kafayı yiyeceğim. Kötü bir rüya görüyor gibiyim. | Extant-1 | 2014 | |
| Okay, have you told her... anything that I've told you? | Pekala, ona sana söylediklerimden hiç söz ettin mi? | Extant-1 | 2014 | |
| Like what? What am I gonna tell her? | Ne gibi? Ne söyleyeceğim ona? | Extant-1 | 2014 | |
| This is the first time she's showed up at my door in years. | Yıllardır ilk kez evimin önüne geldi. | Extant-1 | 2014 | |
| We barely know what to say to each other. | Birbirimizi çok fazla tanımıyoruz. | Extant-1 | 2014 | |
| And I'm pretty sure that alien talk's not the way to start. | Uzaylı muhabbetini açarak başlamanın doğru olmadığına eminim. | Extant-1 | 2014 | |
| Okay, where has she been living? | Pekâlâ, nerede yaşıyordu? | Extant-1 | 2014 | |
| I don't know, she won't say and she says I have no right to ask. | Bilmiyorum. Söylemiyor ve sorma hakkımın olmadığını söylüyor. | Extant-1 | 2014 | |
| And she's probably right. Does she have a mother? | Ve muhtemelen de haklı. Annesi var mı? | Extant-1 | 2014 | |
| Yeah, they, uh... | Evet, onlar... | Extant-1 | 2014 | |
| they don't get along. | ...pek anlaşamazlar. | Extant-1 | 2014 | |
| My ex is very judgmental. It's an occupational hazard. | Eski eşim çok yargılayıcı biridir. Mesleki bir tehlike bu. | Extant-1 | 2014 | |
| Oh, she must be a cop. | Polis olmalı. | Extant-1 | 2014 | |
| Circuit court judge, actually. | Aslında, gezici mahkeme yargıcı. | Extant-1 | 2014 | |
| Molly, I need your help. | Molly, yardımına ihtiyacım var. | Extant-1 | 2014 | |
| I don't have anywhere else to turn. | Başka nereye giderim bilemedim. | Extant-1 | 2014 | |
| What are you doing? I'm accessing his GPS. | Ne yapıyorsun? GPS'ine ulaşıyorum. | Extant-1 | 2014 | |
| What... He shut it off. | Ne? Kapattı. | Extant-1 | 2014 | |
| Guess he doesn't want to be found. | Galiba bulunmak istemiyor. | Extant-1 | 2014 | |
| Who's she? | Kim o? | Extant-1 | 2014 | |
| This is the friend I was telling you about. | Sana söz ettiğim arkadaş. | Extant-1 | 2014 | |
| Kelsey, Molly. Molly, Kelsey. | Kelsey, Molly, Molly, Kelsey. | Extant-1 | 2014 | |
| She's here to help us. | Bize yardım etmek için burada. Pekâlâ. | Extant-1 | 2014 | |
| You're a doctor? A biologist. | Doktor musun? Biyolojistim. | Extant-1 | 2014 | |
| Ah, that figures. | Anlaşıldı. | Extant-1 | 2014 | |
| Once I needed a math tutor, and JD brought home a bail bondsman. | Matematik öğretmenine ihtiyacım olduğunda JD eve kefaletnameci getirmişti. | Extant-1 | 2014 | |
| Hey, say what you want, but that dude knew his numbers. | Ne istiyorsan söyle ama adamın matematiği iyiydi. | Extant-1 | 2014 | |
| I'm gonna do the same test the clinics are doing. | Ben de kliniğin yaptığı testin aynısını yapacağım. | Extant-1 | 2014 | |
| Okay. Do you have any symptoms? | Pekâlâ. Herhangi bir belirtin var mı? | Extant-1 | 2014 | |
| Anything unusual? | Olağan dışı bir şey? | Extant-1 | 2014 | |
| I get headaches. | Baş ağrım var. | Extant-1 | 2014 | |
| They come and go, I probably just need to eat more. | Gelip gidiyor. Sanırım daha fazla yemek yemem gerekiyor. | Extant-1 | 2014 | |
| Am I gonna be okay? | İyileşecek miyim? | Extant-1 | 2014 | |
| I'm gonna get the test back by tonight, | Bu gece test sonucunu getiririm, sonra onu oradan alırız. | Extant-1 | 2014 | |
| Oh, my God, I'm sorry. Excuse me. | Aman Tanrım. Özür dilerim. İzninizle. | Extant-1 | 2014 | |
| ÜCRETSİZ SAĞLIKLI BEBEK TARAMASI. | Extant-1 | 2014 | |
|
| Well, she's charming. | Çekiciymiş. Hık demiş burnumdan düşmüş. | Extant-1 | 2014 | |
| I'll call you. | Seni ararım. Bütün gün beni bekletecek misin? | Extant-1 | 2014 | |
