English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 18435
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Good. | Güzel. Çok yaklaşmıştın. | Expelled-1 | 2014 |  |
| You got this. | Olacak. | Expelled-1 | 2014 | |
| One more, one more, one more. Wait. It's fine. | Bir daha, bir daha, bir daha. Bekle, oluyor. Devam et. | Expelled-1 | 2014 | |
| there goes your tip. | Bahşişin gitti. | Expelled-1 | 2014 | |
| No, stop. I'm kidding. Stop. | Hayır, dur. Şaka yapıyordum. Dur. | Expelled-1 | 2014 | |
| I like her. | Ondan hoşlandım. | Expelled-1 | 2014 | |
| These grades right here | Bu notlar, Montana'ya tek yönlü gidiş bileti demek. | Expelled-1 | 2014 | |
| If I don't turn these "F"s into "A"s, | Eğer bu F'leri A'ya çeviremezsem tatilim çok çabuk bitecek. | Expelled-1 | 2014 | |
| I got to be honest with you. | Sana dürüst olmalıyım. Çok fena kıskanıyorum. | Expelled-1 | 2014 | |
| I would be too. Pizza? | Ben de kıskanırdım. Pizza alır mısın? | Expelled-1 | 2014 | |
| What's the catch? "Catch"? | Mesele ne? Mesele? | Expelled-1 | 2014 | |
| Yeah, you show up to my house unexpected, there's a catch. | Evet, aniden evime geldin, demek ki bir mesele var. | Expelled-1 | 2014 | |
| No... just pizza. | Hayır, sadece pizza. | Expelled-1 | 2014 | |
| I swear to god, man, if there are any catches, | Yemin ederim eğer bir mesele varsa, ağzına bir tane geçiririm. | Expelled-1 | 2014 | |
| Zero catches. | Hiç mesele yok. | Expelled-1 | 2014 | |
| Okay, cool. | Tamam, güzel. | Expelled-1 | 2014 | |
| I need you to help me break into the school. | Okula gizlice girmem için yardımın lazım. | Expelled-1 | 2014 | |
| Pizza slap! | Pizza tokadı! | Expelled-1 | 2014 | |
| No. This is insane. | Hayır. Bu delilik. Hangi kısmı? | Expelled-1 | 2014 | |
| All of it. | Hepsi. Hepsi, hepsi delilik. | Expelled-1 | 2014 | |
| Can you be more specific? | Biraz daha açık olabilir misin? Evet. | Expelled-1 | 2014 | |
| You want to destroy the school's security camera | Okulun güvenlik kameralarını süper string kullanıp devre dışı mı bırakmak istiyorsun? | Expelled-1 | 2014 | |
| I don't... Whatever it's called, we're not using it. | Ben koymadım. İsmi her neyse ama onu kullanmayacağız. | Expelled-1 | 2014 | |
| Fine. Would you rather use spray paint? | Peki. Sprey boya kullanmayı mı tercih edersin? | Expelled-1 | 2014 | |
| No, I'd rather not have a plan that hinges on sprayable string. | Hayır, püskürtülecek şeyler içeren planları kullanmamayı tercih ederim. | Expelled-1 | 2014 | |
| Okay. Anything else? | Tamam. Başka ne var? | Expelled-1 | 2014 | |
| Uh, yeah, step one... | Evet birincisi, Janitor'un anahtarlarını çalmayacağım. | Expelled-1 | 2014 | |
| I mean, the guy looks like Jeffrey Dahmer. | O adam Jeffrey Dahmer'a benziyor. | Expelled-1 | 2014 | |
| So you in? | Var mısın yani? Sen olmadan bunu yapamam dostum. | Expelled-1 | 2014 | |
| I will help you hack the grading system | Not sistemini hacklemen için sana yardım ederim. | Expelled-1 | 2014 | |
| Under one condition. Which is? | Bir şartla. Neymiş? | Expelled-1 | 2014 | |
| We need to change my biology grade. | Benim biyoloji notlarımın da değişmesi lazım. | Expelled-1 | 2014 | |
| Why? What'd you get? I'm failing... | Ne? Kaç aldın ki? Kalıyorum derslerimin diğer yarısı gibi. | Expelled-1 | 2014 | |
| We'll just have to change your grade, then. | O zaman senin notlarını da değiştirmemiz gerekiyor. | Expelled-1 | 2014 | |
| Who are we gonna get the security code from? | Güvenlik kodunu kimden alacağız? | Expelled-1 | 2014 | |
| I hear the assistant librarian has it. | Kütüphaneci asistanında şifrenin olduğunu duydum. | Expelled-1 | 2014 | |
| Who is the assistant librarian? | Kütüphaneci asistanı kim? | Expelled-1 | 2014 | |
| You can't be here. You're expelled. | Burada olamazsın. Atıldın sen. | Expelled-1 | 2014 | |
| And you're suspended, so that makes two of us. | Sen de ihtar aldın, yani sen de benim gibisin. | Expelled-1 | 2014 | |
| I'm still allowed to participate | Hâlâ ders dışı aktivitelere katılmama izin veriliyor ama. | Expelled-1 | 2014 | |
| Well, perfect, 'cause I got | Harika çünkü senin için mükemmel bir ders dışı aktivitem var. | Expelled-1 | 2014 | |
| Mrs. Taylor. Aw, you're turning me in? | Bayan Taylor. İspiyonlayacak mısın? | Expelled-1 | 2014 | |
| Mrs. Taylor? Sure you want to do that? | Bayan Taylor. Bunu yapmak istediğine emin misin? | Expelled-1 | 2014 | |
| I can give you straight "A"s. I already have straight "A"s. | Tüm derslerini A yaparım. Tüm derslerim zaten A benim. | Expelled-1 | 2014 | |
| Yeah, but what good are straight "A"s | Evet ama sicilinde ihtar olduktan sonra hepsinin A olmasının ne faydası var. | Expelled-1 | 2014 | |
| Yes, hon. | Evet, tatlım. | Expelled-1 | 2014 | |
| I could make that disappear, you know. | Onu silebilirim biliyorsun. | Expelled-1 | 2014 | |
| What is it, Stacy? | Ne oldu Stacy? | Expelled-1 | 2014 | |
| Your record would be completely clean. | Sicilin tamamen tertemiz olacak. | Expelled-1 | 2014 | |
| What exactly do you need from me? | Benden tam olarak ne istiyorsun? | Expelled-1 | 2014 | |
| The keys to the school | Okulun anahtarlarını ve alarm sisteminin parolasını lütfen. | Expelled-1 | 2014 | |
| What makes you think I have either of those things? | Bunların bende olduğunu düşündüren ne? | Expelled-1 | 2014 | |
| Because those things are necessary | Çünkü bunlar Pazar sabahları kütüphaneyi açmak için kütüphaneci asistanlarının... | Expelled-1 | 2014 | |
| It's the one that says "do not copy". | Üstünde "çoğaltmayın" yazan anahtar. | Expelled-1 | 2014 | |
| Yes, I know which one it is. Thank you. | Evet hangisi olduğunu biliyorum. Teşekkür ederim. | Expelled-1 | 2014 | |
| What do you plan to do with it exactly? | Tam olarak ne yapmayı planlıyorsun? | Expelled-1 | 2014 | |
| Copy it. | Çoğaltmayı. Hayır salak, yapacağın şeyi kast ettim. | Expelled-1 | 2014 | |
| That it is impossible to hack the grading system | ...dışarıdan hacklemenin imkansız olduğunu fark ettik. | Expelled-1 | 2014 | |
| We need access to Truman's computer, | Truman'ın bilgisayarına girmemiz lazım bunu yapmak için bir anahtar bir de... | Expelled-1 | 2014 | |
| And one security system code, which is...? | ...güvenlik koduna ihtiyacımız var. O kod da? | Expelled-1 | 2014 | |
| Or the number of jobs you won't qualify for. | Veya senin uygun olamayacağın iş sayısı. | Expelled-1 | 2014 | |
| Felix? Hey, mom. | Felix? Selam, anne. | Expelled-1 | 2014 | |
| It's late, honey. What's going on? | Geç oldu tatlım. Neler oluyor? | Expelled-1 | 2014 | |
| Uh, just a chemistry project... | Sadece okul için kimya projesi, kimya dersi. | Expelled-1 | 2014 | |
| "Chemistry"? Yeah. | Kimya mı? Evet. | Expelled-1 | 2014 | |
| Is this a... | Bu şey... | Expelled-1 | 2014 | |
| smoke bomb. | Sis bombası mı? | Expelled-1 | 2014 | |
| Yeah. Yes. | Evet. Evet, aynen de o. | Expelled-1 | 2014 | |
| All right, well, don't go blowing yourself up | Pekala kendini veya başka bir şeyi havaya uçurma. | Expelled-1 | 2014 | |
| Or anything. I won't. | Merak etme. Yatağına da çok geç girme. | Expelled-1 | 2014 | |
| What are you wearing? | Ne giyiyorsun? Ne giyiyorsun? | Expelled-1 | 2014 | |
| Me? I'm dressed like a normal human. | Ben mi? Normal bir insan gibi giyindim ben. | Expelled-1 | 2014 | |
| You? Well... | Sen? Şey... | Expelled-1 | 2014 | |
| I'm wearing black stuff, b Burglary stuff. | Siyah giyindim, hırsızlık elbisesi. Bunu yapamazsın. | Expelled-1 | 2014 | |
| What? | Ne? Soyuyor musun? Belki de soyuyorum. | Expelled-1 | 2014 | |
| Oh, then by all means, dress like that. | Böyle giyinmenin anlamı bu. | Expelled-1 | 2014 | |
| I'm just wondering where your big money bag is | Üzerinde dolar işareti olan büyük çantan nerede merak ettim sadece? | Expelled-1 | 2014 | |
| You're so funny, yeah, let me go... | Çok komiksin. Tamam hemen gidip değiştireyim, hızlıca. | Expelled-1 | 2014 | |
| Okay, wait. Hold up, hold up, hold up. | Tamam bekle, bekle, bekle. | Expelled-1 | 2014 | |
| Can we... Can we think about this for just a split second? | Bunu biraz düşünebilir miyiz? | Expelled-1 | 2014 | |
| Like, we're about to commit a A legit crime right now. | Çünkü şu anda birinci dereceden bir suç işlemek üzereyiz. | Expelled-1 | 2014 | |
| Do you understand the gravity of the situation at all? | Durumun ciddiyetini anlıyor musun? | Expelled-1 | 2014 | |
| Okay, I take that as a no. Great. | Tamam, bunu hayır olarak kabul ediyorum. Harika. | Expelled-1 | 2014 | |
| All right, all right, all right. | Pekala, pekala, pekala. | Expelled-1 | 2014 | |
| What the hell, man? I told you... | Ne oluyor lan? Sana süper string yok demiştim. | Expelled-1 | 2014 | |
| What is it with you and super string? | Süper stringle sorunun ne senin? | Expelled-1 | 2014 | |
| Nothing. You know what? Let's just... | Hiçbir şey. Aslında unutalım gitsin tamam mı? | Expelled-1 | 2014 | |
| No, no. What, what? Whoa, wait. | Hayır, hayır. Ne oldu? | Expelled-1 | 2014 | |
| Do you have, like, some dark history with string? | String ile ilgili karanlık bir geçmişin falan mı var? | Expelled-1 | 2014 | |
| Were your parents killed by strings? | Ailen stringlerle mi öldürüldü? | Expelled-1 | 2014 | |
| No, you douche. I am allergic to latex. | Hayır, dümbük. Latekse alerjim var. | Expelled-1 | 2014 | |
| I can't be around super string 'cause it burns my skin. | Spray stringin yakınında olamam, cildimi yakıyor benim. | Expelled-1 | 2014 | |
| Relax. I'm just gonna black out the camera. | Sakin ol. Sadece kamerayı karartacağım. | Expelled-1 | 2014 | |
| Oh, my god! I'm so sorry! | Aman Tanrım! Çok özür dilerim. Bu bir kabus! | Expelled-1 | 2014 | |
| This is my nightmare! It's everywhere! | Bu benim kabusum! Her yer kauçuk oldu. | Expelled-1 | 2014 | |
| The knot was on the wrong way. Oh, I bet it was. | Delik diğer taraftaymış. Eminim öyledir. | Expelled-1 | 2014 | |
| Yeah, oh, I'm perfectly fine, you moron. | Evet çok iyiyim dangalak. | Expelled-1 | 2014 | |
| How many times... Shh. | Kaç kere dedim | Expelled-1 | 2014 | |
| Did I say it? I said, "no super string"! | Demedim mi? Süper string yok demiştim! | Expelled-1 | 2014 | |
| Jeez. I am sorry. | Tanrım. Üzgünüm. | Expelled-1 | 2014 | |
