Search
English Turkish Sentence Translations Page 179486
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Attack the black guy! | Kara çocuğa saldır! | Villu-1 | 2009 | |
| Shall I wear a micro mini and do a cat walk? | Kısa etek giyip kediyle yürüyeyim mi? | Villu-1 | 2009 | |
| Shall I sing "what's behind the blouse?" | Bluzunun arkasında ne var diyeyim mi? | Villu-1 | 2009 | |
| I don't want English or Hindi song. | İngilizce ve Hintçe şarkı istemiyorum. | Villu-1 | 2009 | |
| Sing a Tamil folk song. | Tamil türküsü söyle. | Villu-1 | 2009 | |
| There 's sky... clouds. | Gökyüzü orda... Bulutlar. | Villu-1 | 2009 | |
| And a playful moon. | Ve eğlenceli bir ay. | Villu-1 | 2009 | |
| Sing, dear. | Söyle, sevgili. | Villu-1 | 2009 | |
| Shall I offer joy and pleasures of life to you? | Sana hayatın sevincinden ve zevkinden sunayım mı? | Villu-1 | 2009 | |
| Shall I flow like Niagara falls on you? | Niagara (şelale) gibi sana akayım mı? | Villu-1 | 2009 | |
| I'm happy hearing your words. | Senin sözlerini duyduğum için mutluyum. | Villu-1 | 2009 | |
| if you teach me, I'll be more happy. | Bana öğretirsen eğer, daha mutlu olacağım. | Villu-1 | 2009 | |
| if you come like the river Cauvery, I'll be the happiest man. | Cauvery ırmağı gibi gelirsen, Mutlu bir adam olacağım. | Villu-1 | 2009 | |
| With January comes... new ways will open up. | Ocakla gelir... Yeni yollar açılır. | Villu-1 | 2009 | |
| on the pongal day... Marry me! | Kurban bayramında :D... Evlen benimle! | Villu-1 | 2009 | |
| _ How come? _ just like that. | _ Nasıl yani? _ İşte böyle. | Villu-1 | 2009 | |
| I'll ball you! | Al sana Top! | Villu-1 | 2009 | |
| Why is it smoking? oh my God! | Neden duman çıkıyor? Aman Allah'ım! | Villu-1 | 2009 | |
| Has the groom experience in that too? No.. no... | Damat bunda da deneyimli mi bari? Hayır hayır... | Villu-1 | 2009 | |
| How can you protect my friend then? Not like that... | Peki arkdaşımızı nasıl koruyacaksın? Öyle değil... | Villu-1 | 2009 | |
| Why are you teasing the groom? Clear out. | Neden damatla alay ediyorsunuz? Açılın. | Villu-1 | 2009 | |
| you come with me.. | Benimle gel.. | Villu-1 | 2009 | |
| Hey, groom doesn't know anything. | Hey, damat hiç bir şey bilmiyor. | Villu-1 | 2009 | |
| I'll teach him! you silly girl! | Ben ona öğretirim! Aptal kız seni! | Villu-1 | 2009 | |
| you promised to get your daughter married to my brother. | Kızının kardeşimle evlendireceğine söz vermiştin. | Villu-1 | 2009 | |
| Why did you change now? | Şimdi ne değişti? | Villu-1 | 2009 | |
| I'd rejected your proposal, hadn't I? | Senin tekilifini geri çevirdim çünkü.. | Villu-1 | 2009 | |
| I came to know your brother is a goon, womanizer, drunkard and a jail bird. | Senin kardeşinin zampara, ayyaş ve hapishane kuşu olduğunu öğrendim. | Villu-1 | 2009 | |
| We are not interested in your proposal. | Senin teklifinle ilgilenmiyoruz. | Villu-1 | 2009 | |
| A man will drink and take a concubine. | Bir adam içkide içer cariyede alır. | Villu-1 | 2009 | |
| Why are you talking to him? | Neden onunla konuşuyorsun? | Villu-1 | 2009 | |
| I'll kidnap the girl! | Kızı kaçıracağım! | Villu-1 | 2009 | |
| Hey, please get out from here... I'll call the police. | Hey, burdan gidin... Polis çağıracağım. | Villu-1 | 2009 | |
| Call the police. | Çağır polisi. | Villu-1 | 2009 | |
| Hey, who are you? Leave her hand. | Hey, Kimsiniz siz? Kızın elini bırak. | Villu-1 | 2009 | |
| If anyone comes near me, I'll chop them into pieces! | Biriniz yaklaşırsa eğer, parçalarım onu! | Villu-1 | 2009 | |
| Move away. | Uzaklaşın. | Villu-1 | 2009 | |
| Why are you simply watching? Do something. | Neden öylece izliyorsunuz? Birşeyler yap. | Villu-1 | 2009 | |
| I'll give whatever you want. Go and save her! | Ne istersen veririm. Git onu kurtar! | Villu-1 | 2009 | |
| Here comes 'Villu' | İşte geliyor 'Villu'(okçu) | Villu-1 | 2009 | |
| Without knowing about me, dared to stop my brother? | Kim olduğumuzu bilmeden buna nasıl cesaret edersin? | Villu-1 | 2009 | |
| Brother, don't mouth dialogs... Come and fight him! | Kardeş, laf dalaşı yapma... Gelin ve dövüşün! | Villu-1 | 2009 | |
| Go man! | Git çabuk! | Villu-1 | 2009 | |
| Will you give? | Verecek misin? | Villu-1 | 2009 | |
| I will! | Vereceğim! | Villu-1 | 2009 | |
| Hey, go. | Hey, sen de. | Villu-1 | 2009 | |
| Hey, you got paid. | Hey, acıdı mı. | Villu-1 | 2009 | |
| Get lost, man! | Kaybol! | Villu-1 | 2009 | |
| He is breaking the bones. | Kemiklerini kırıyor. | Villu-1 | 2009 | |
| O Lord Muruga! | O Lord Muruga! | Villu-1 | 2009 | |
| you're the supreme, Omnipotent...Omnipresent... | Sen çok cesursun, sen iyisin | Villu-1 | 2009 | |
| Be proud that your boss got beaten up by a real man. | Benimle gurur duymalısınız, gerçek bir adamdan dayak yedim. | Villu-1 | 2009 | |
| Go and celebrate. | Gidin ve kutlayın bunu. | Villu-1 | 2009 | |
| Brother, thanks a lot. May God bless you. | Kardeş, çok teşekür ederim. Allah seni korusun. | Villu-1 | 2009 | |
| Pugal, thanks a lot. Don't mention it.. | Pugal, çok sağol. Lafı bile olmaz.. | Villu-1 | 2009 | |
| Invite them for our daughter's baby shower. okay. | Kızımızın gününde onları davet et. Tamam. | Villu-1 | 2009 | |
| Bye. Bye. | Güle güle. Görüşürüz. | Villu-1 | 2009 | |
| Has Jahnavi left to Chennai? She left early morning, Dad. | Jahnavi'yi Chennai'ye bıraktın mı? Bu sabah erkenden ayrıldı baba. | Villu-1 | 2009 | |
| Ask anyone who is the Super Star? | Süper yıldız kim diye soruyor? | Villu-1 | 2009 | |
| Any child will answer this question. | Biri buna cevap vercektir. | Villu-1 | 2009 | |
| Uttering your name will enthuse the soul. | Adı ruhunu coşturacak. | Villu-1 | 2009 | |
| you must be wondering how to save your crops from pests? | Bitkileri zarardan korumak için meraklanıyor olabilirsiniz? | Villu-1 | 2009 | |
| Powder the dry Neem leaves and bitter guard seeds, | Kuru tozu temizleyin 100 gram neem yaprakları ve... | Villu-1 | 2009 | |
| mix 100 gms of it in one liter water, and add 1 spoon of castor oil... | ve acı bekçi tohumlarını, bir litre suda hint yağı ile karıştırın... | Villu-1 | 2009 | |
| Something's really wrong with me. | Gerçekten bana birşeyler oluyor. | Villu-1 | 2009 | |
| Channels have worked out very well. | Kanallar çok iyi çalışıyor. | Villu-1 | 2009 | |
| Hello... Hello, it's me. | Merhaba... Merhaba, benim. | Villu-1 | 2009 | |
| Pugal...? | Pugal...? | Villu-1 | 2009 | |
| Still remember me? | Beni hâlâ hatırlıyor musun? | Villu-1 | 2009 | |
| you left without informing me. you promised to give me something. | Bana haber vermeden ayrıldın. Bana bazı şeyler için söz vermiştin. | Villu-1 | 2009 | |
| I'm still wandering with your memories. | Ben anılarla idare ediyorum. | Villu-1 | 2009 | |
| I see you in everyone I meet. I see you in any TV channel. | Seni görmek için herkese sordum. Seni TV kanallarında bile gördüm. | Villu-1 | 2009 | |
| I see your photo in the newspaper too. | Fotoğrafını gazetelerde gördüm. | Villu-1 | 2009 | |
| Why is it happening to me? | Neler oluyor bana bilmiyorum? | Villu-1 | 2009 | |
| I just can't understand. | Bir türlü anlam veremiyorum. | Villu-1 | 2009 | |
| I thought of telling you. This is my number. | Bunları sana söylemek istedim. Bu benim numaram. | Villu-1 | 2009 | |
| Call me if you've understood anything. | Bir şey anladığında beni ara. | Villu-1 | 2009 | |
| I see him everywhere. | Onu heryerde görüyorum. | Villu-1 | 2009 | |
| Why did you take so long to pick me up? Tires are filled up, right? | Beni almak neden uzun sürdü? Lastikler patlıyordu. | Villu-1 | 2009 | |
| I've used lorry tires, let's go. | Bende kamyon tekeri taktırdım. | Villu-1 | 2009 | |
| Let's go fast. | Hızlı gidelim. | Villu-1 | 2009 | |
| What do you want to ask me? | Bana ne sormak istiyorsun? | Villu-1 | 2009 | |
| I'll come to the point straight. | Doğrudan konuya geleceğim. | Villu-1 | 2009 | |
| She is the one I'm going to marry. | O benim evleneceğim kişi. | Villu-1 | 2009 | |
| My father's great great grandfather and | Babamın büyük büyük dedesi ve | Villu-1 | 2009 | |
| her father's great great grandfather were childhood friends. | onun babasısın büyük büyük dedesi çocukluk arkadaşıymış. | Villu-1 | 2009 | |
| To keep their friendship last long, they had entered into an agreement. | Geçen uzun zamanda dostluğu korumak için aralarında anlaşma yapmışlar. | Villu-1 | 2009 | |
| According to that, | Buna göre, | Villu-1 | 2009 | |
| If a boy or a girl is born in my clan | Benim ailemden erkek ya da bir kız doğarsa, | Villu-1 | 2009 | |
| and if a boy or a girl is born in her clan, | Ve onun ailesinden bir erkek yada kız doğarsa, | Villu-1 | 2009 | |
| they agreed to perform their marriage. | Evlenmelerini söylemişler. | Villu-1 | 2009 | |
| Fate is so strange. | Kader çok garip. | Villu-1 | 2009 | |
| In both our families, | Her iki aile de, | Villu-1 | 2009 | |
| it was either boys or girls in both our clans since then. | Erkek ve kız olmasına rağmen. | Villu-1 | 2009 | |
| to my father's great great grandfather's wish, myself, a boy, | Babamın büyük büyük dedesinin arzusu, bir oğlan, yani ben, | Villu-1 | 2009 | |
| and to her father's great great grandfather's wish, she Poonkodi, a girl too was born, | ve onun büyük büyük dedesinin arzusu olmuş kız doğmuş, yani o, | Villu-1 | 2009 | |
| and our wedding is to be held soon. | ve düğünümüz belirlenmiş oldu. | Villu-1 | 2009 | |
| It's their decision. | Bu onların kararı. | Villu-1 | 2009 | |
| I think you haven't understood what I said. | Sanırım dediklerimi anlamadın. | Villu-1 | 2009 | |
| My father's great great grand father's wish... | Benim büyüyk büyük dedemin... | Villu-1 | 2009 |