Search
English Turkish Sentence Translations Page 179488
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| 100 million dollar empire. One & only heir, my daughter Jahnavi. | 100 milyon dolarlık imparatorluk. Tek mirasçı, kızım Jahnavi. | Villu-1 | 2009 | |
| Should I get her married to you? No chance. | Onu seninle mi evlendireyim? Hiç şansın yok. | Villu-1 | 2009 | |
| I'm not a fool to give you a blank cheque to go away from my daughter. | Sana açık çek verecek kadar aptal değilim. | Villu-1 | 2009 | |
| JD. you're still alive because you're my daughter's guest. | JD. Hâlâ hayattasın çünkü kızımın misafirisin. | Villu-1 | 2009 | |
| If not, my security guards would've... | Öyle olmasaydı, korumam olacaktı... | Villu-1 | 2009 | |
| The person might be the wrong one. But your aim hit bullseye. | Bir kişi yanlış biri olabilir. Ama senin vuruşun hedefi şaştı. | Villu-1 | 2009 | |
| Who checked him? Sir. | Onu kim aradı? Efendim. | Villu-1 | 2009 | |
| He wore sword as a belt. you let him in. | Kemer gibi kılıç giymiş. İçeri alın. | Villu-1 | 2009 | |
| I don't want this to happen ever again. | Bunun tekrar olmasını istemiyorum. | Villu-1 | 2009 | |
| What was I saying...? | Ne diyordum...? | Villu-1 | 2009 | |
| you hit the bullseye. | Hedefin şaştı. | Villu-1 | 2009 | |
| How Qualified are you to marry my daughter? | Senin gibi biri kızımla nasıl evlenir? | Villu-1 | 2009 | |
| I did M.Tech in IIT Kharagpur and MBA in oxford university. | Ben IIT Kharagpur'da ve oxford universitesinde yöneticilik yaptım. | Villu-1 | 2009 | |
| you are a smuggler. I'm a professional killer. | Sen bir kaçakçısın. Ben de usata bir katilim. | Villu-1 | 2009 | |
| you saw me now, didn't you? | Beni gördün şimdi değil mi? | Villu-1 | 2009 | |
| What more do you want to qualify? | Daha ne istiyorsun? | Villu-1 | 2009 | |
| But still I'll tell you because you're going to be my future father in law. | Sana söyleyeceğim çünkü benim gelecekteki kayın babamsın. | Villu-1 | 2009 | |
| I killed your best friend Raka. | Ben senin en iyi arkadaşın Raka'yı öldürdüm. | Villu-1 | 2009 | |
| Is it enough or you want more? | Bu yeterli mi yoksa daha istiyor musun? | Villu-1 | 2009 | |
| I know you killed him for money. | Onu para için öldürdüğünü biliyorum. | Villu-1 | 2009 | |
| Tell me who hired you to kill Raka. | Raka'yı öldürmek için seni kim tuttu. | Villu-1 | 2009 | |
| I'm an assassin not a traitor. | Ben suikastçiyim hain değil. | Villu-1 | 2009 | |
| None has left this place alive without answering my question. | Hayatta benim soruma cevap vermeyen kimse yoktur. | Villu-1 | 2009 | |
| Now, I will. | Şimdi ben varım. | Villu-1 | 2009 | |
| I like your guts. | Cesaretini sevdim. | Villu-1 | 2009 | |
| I want to talk to you in person. | Seninle şahsen konuşmak istiyorum. | Villu-1 | 2009 | |
| Go to Hotel China Gate next. | Çin hoteline git . | Villu-1 | 2009 | |
| My parents aren't at home. And no one to stop us. | Ailem evde değil. Kimse bizi durduramaz. | Villu-1 | 2009 | |
| Shall we have fun, darling? | Eğlenelem mi aşkım? | Villu-1 | 2009 | |
| No need of play ground or umpire. | Oyunda hakeme gerek yok. | Villu-1 | 2009 | |
| None will lose, handsome. | Yakışıklıyı kaybetmek yok. | Villu-1 | 2009 | |
| listen by darling. it's an indoor game. | Dinle aşkım. Bu kapalı bir oyun. | Villu-1 | 2009 | |
| it's a shame if you don't know to play. | Oynamayı bilmiyorsan bu utanç verici. | Villu-1 | 2009 | |
| you're a fool if you don't break the rules of the game. | Oyunun kurallarını bilmiyorsan sen bir aptalsın. | Villu-1 | 2009 | |
| Goal of the game is to cross the limits. | Oyunun kuralları, sınırları aşma. | Villu-1 | 2009 | |
| Shall we have fun, darling? | Eğlenelim mi aşkım? | Villu-1 | 2009 | |
| The taxi I boarded always paid extra tip above the fare to me. | Taksiye ücretini her zaman fazla ödedim. | Villu-1 | 2009 | |
| I asked for a seat in the bus. The driver gave his seat to me. | Otobüste koltuk istedim. Şoför koltuğunu verdi. | Villu-1 | 2009 | |
| you've a great body with loads of pleasure in it. | Keyifle dolan iyi bir vücudun var. | Villu-1 | 2009 | |
| Come tonight, we have fun. | Bu gece gel eğlencemiz var. | Villu-1 | 2009 | |
| My parents aren't at home. And no one to stop us. | Ailem evde yok. Kimse bizi durduramaz. | Villu-1 | 2009 | |
| A diamond merchant looked at my sparkling teeth | Bir elmas tüccarı pırıltılı dişlerime baktı. | Villu-1 | 2009 | |
| He threw away real diamonds as fake. | Gerçek elmasa sahte diyip attı. | Villu-1 | 2009 | |
| A gold merchant saw my golden body | Bir altın tüccarı altın bedenimi görünce, | Villu-1 | 2009 | |
| He gave up his bullion stock for me. | Benim için dükkanından vazgeçti. | Villu-1 | 2009 | |
| A beautiful young girl gave me a shock of the life. | Güzel bir genç kız bana hayatın şokunu verdi. | Villu-1 | 2009 | |
| I'm the king of your kingdom of beauty. | Ben senin güzellik kırallığının kıralıyım. | Villu-1 | 2009 | |
| My parents aren't at home. And no one to stop us. | Ailem evde yok. Ve kimse bizi durduramaz. | Villu-1 | 2009 | |
| Do you know who you are up against? I'll show you who I am. | Sen karşında kim var biliyor musun? Sana kim olduğumu göstereyim. | Villu-1 | 2009 | |
| Don't shoot. Everything here is explosive. | Ateş etme. Heryerde patlayıcı var. | Villu-1 | 2009 | |
| you listened to what I said, didn't you? | Söylediklerimi dinlediniz değil mi? | Villu-1 | 2009 | |
| Find out who he is & his whereabouts. | Onun nerede ve kim olduğunu bulun. | Villu-1 | 2009 | |
| Today, he is dead meat. | Bu gün, o bir ceset. | Villu-1 | 2009 | |
| I'm scared to even look at his photo. | Ben bile onun resmine bakmaya korkuyorum. | Villu-1 | 2009 | |
| I'm Pugal. I'm not at home right now. | Ben Pugal. Şu an evde değilim. | Villu-1 | 2009 | |
| you can leave a message after the beep. Bye. | Bip sesinden sonra mesaj bıraka bilirsiniz, görüşürüz. | Villu-1 | 2009 | |
| Calling from Citibank. | Citibank'tan arıyoruz. | Villu-1 | 2009 | |
| We are interested in giving you... | Size bir teklifimiz var... | Villu-1 | 2009 | |
| If you are accepting... | Kabul ediyorsanız... | Villu-1 | 2009 | |
| Pugal, it's me, your mom. | Pugal, benim, annen. | Villu-1 | 2009 | |
| I'm coming there on Wednesday morning by Lufthansa flight. | Çarşamba günü Lufthansa uçağı ile oraya geliyorum. | Villu-1 | 2009 | |
| Receive me at the airport. | Beni hava alanından al. | Villu-1 | 2009 | |
| Only 30 minutes more. Come on, let's go. | Sadece 30 dakika vat. Hadi gidelim. | Villu-1 | 2009 | |
| Come on shoot. | Vur onu. | Villu-1 | 2009 | |
| My mom is here. | Annem geldi. | Villu-1 | 2009 | |
| No. Uncle. What happened? | Hayır. Amca. Ne oldu? | Villu-1 | 2009 | |
| Hey come here. | Hey buraya gel. | Villu-1 | 2009 | |
| Where did you get so much money? | Bu kadar parayı nerden aldın? | Villu-1 | 2009 | |
| I joined army & sacrificed a lot for the country. | Orduya katıldım, ülke için bir çok şey feda ettim kurban. | Villu-1 | 2009 | |
| But I got nothing. | Ama hiçbir şey alamadım. | Villu-1 | 2009 | |
| I did a very small favor to our enemy. | Düşmanımıza küçük bir iyilik yaptım. | Villu-1 | 2009 | |
| They rewarded me with lot of money. | Beni çok parayla ödüllendirdi. | Villu-1 | 2009 | |
| How can saviors turn into traitors? | Vatan sever nasıl hain ola bilir? | Villu-1 | 2009 | |
| Talking like a true patriot...? | Gerçek bir yurtsever gibi konuşuyor...? | Villu-1 | 2009 | |
| I will not only sell the country but also you, for money. | Ben ülkeyi öylesine satmadım, para için, senin için.. | Villu-1 | 2009 | |
| Money is important to me. | Par benim için önemli. | Villu-1 | 2009 | |
| If you sacrifice your life for our country, | Hayatını ülken için feda etseydin, | Villu-1 | 2009 | |
| I will feel proud to be a soldier's widow. | Bir asker dulu olmaktan gurur duyacaktım. | Villu-1 | 2009 | |
| I can't live a life as a traitor's wife. | Bir hainin eşi olarak yaşayamam. | Villu-1 | 2009 | |
| I feel very happy to see you after so many years. | Onca yıldan sonra seni görmek beni çok mutlu etti. | Villu-1 | 2009 | |
| I think we're united by fate. | Sanırım bizi kader birleştirdi. | Villu-1 | 2009 | |
| yes, fate brought me here. | Evet, kader beni buraya getirdi. | Villu-1 | 2009 | |
| Not to see you. | Seni görmek için değil. | Villu-1 | 2009 | |
| But to see my son. | Oğlumu görmek için. | Villu-1 | 2009 | |
| Haven't you changed, Shanti? | Hiç değişmez misin, Shanti? | Villu-1 | 2009 | |
| Whatever I did was for you. | Ne olursa olsun senin için yaptım. | Villu-1 | 2009 | |
| Now, I am a millionaire. I can buy anything I wish. | Şimdi, ben zenginim. Ne istersem alırım. | Villu-1 | 2009 | |
| Buy a wife & a child for you with that money. | Bir eş ve bir evlat al bu parayla. | Villu-1 | 2009 | |
| Forget the past & forgive me. | Geçmişi unut ve beni affet. | Villu-1 | 2009 | |
| Traitor can never be forgiven. Get lost. | Hainler asla affedilmez. Kaybol. | Villu-1 | 2009 | |
| Shanti... | Shanti... | Villu-1 | 2009 | |
| Mother hasn't forgotten the past. | Annem geçmişi unutmadı. | Villu-1 | 2009 | |
| I need sometime to set things right. | Olayları düzeltmek için zamana ihtiyacım var. | Villu-1 | 2009 | |
| Thank God, you understood my plight. | Allah'a şükür, durumumu anladın. | Villu-1 | 2009 | |
| I was yearning to see you for the past 20 years. | 20 yıldır seni görmek için özlem çekiyordum. | Villu-1 | 2009 | |
| Me too. | Ben de aynı durumdayım. | Villu-1 | 2009 | |
| you're great, my son. | Sen harikasın oğlum. | Villu-1 | 2009 | |
| Hello everybody. | Herkes buraya. | Villu-1 | 2009 | |
| Sir, what's the problem? What happened sir? | Efendim, sorun nedir? Ne oldu efendim? | Villu-1 | 2009 | |
| Attention everybody. This is the control room calling. | Herkein dikkatine. Kontrol odası konuşuyor. | Villu-1 | 2009 |