Search
English Turkish Sentence Translations Page 176861
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| This is not a Scandinavian bear. No, it is from Croatia! | Bu İskandinav ayısı değil. Hayır, değil. Hırvatistan'dan! Bu İskandinav ayısı değil ki. Kanada'dan geldi bu. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| It resembles the Scandinavian bear. No problem, Finn! | Ama İskandinav ayısını anımsatıyor. Zaten yakınlar. Sorun olmaz, Finn! İskandinav ayısına çok benziyor. Problem yok, Finn. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| It is very fresh. | Epey taze. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| We must take a break. My back! | Mola vermeliyiz. Sırtım, sırtım! | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Really good. It is really good. | Çok iyi. Çok iyi. Çok iyi. Çok güzel. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| 35,000 ... Bad bear, bad price. | 35000... Kötü ayıya, kötü fiyat. 35.000... Böyle ayıya, böyle para. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| "Raglefant" is still in the woods. | "Raglefant" hâlâ ormanda. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Find it then! | Öyleyse bul onu! O zaman git de bul onu. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| A couple of German tourists disappeared in the night. | Birkaç Alman turist gece kaybolmuş. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| If you think you can keep the footage ... Not gonna happen! | Eğer görüntülerin sizde kalacağını sanıyorsanız... Öyle olmayacak! | Trollhunter-2 | 2010 | |
| He is the best to find bears. | Ayıları bulmada bir numaradır. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| This bear is from the zoo. | Bu ayı hayvanat bahçesinden. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Zoo, you know. | Hayvanat bahçesi, bilirsiniz. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Why does Finn buy bears? I don't know! | Finn neden ayıları satın alıyor? Bilmem! | Trollhunter-2 | 2010 | |
| In Poland we do not ask. We do! | Polonya'da soru sormayız. Uygularız! Polonya'da soru sormayız, sadece yaparız. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Why create problems when don't want have problems? | Sorun çıkmasını istemiyorken neden sorun yaratalım ki? Dertsiz başıma dert almaya hiç gerek yok. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Goodbye! Bye. | Hoşça kal. Güle güle. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| It says, "Painting service." | Arabada boyama hizmeti yazıyordu. "Piot Boya Servisi" yazıyor. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| What is your job exactly? | Senin işin tam olarak ne? | Trollhunter-2 | 2010 | |
| My job is to kill all trolls breaking out of their territory ... | Benim işim kendi bölgelerinin dışına çıkıp insanların olduğu yerlere yaklaşan... Benim işim, bölgelerinin dışına kaçan ve insanlara yaklaşan... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| ... And get closer to people. How often do they break out of their territory? | ...bütün Troll'leri öldürmek. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Very rarely. This is an exception. | Çok nadiren. Ama bu şu anki istisnai bir durum. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Many trolls have broken out and wander around the area. | Pek çok Troll bölgesinin dışına çıkmış etrafta geziniyor. Birçok trol kaçmış ve biz de bölgeyi kontrol ediyoruz. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| He leads the TSS. His task is first and foremost to prevent ... | TGS'yi o yönetiyor. Öncelikli görevi, insanların... TGT'yi yönetir. Görevi, insanların... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| In a way you're probably one of Norway's greatest heroes. | Bir bakıma Norveç'in en büyük kahramanlarından birisiniz. Size Norveç'in en büyük kahramanlarından biri diyebilir miyiz? | Trollhunter-2 | 2010 | |
| No, you are wrong. | Hayır, yanılıyorsun. Bu doğru olmaz. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| There is nothing heroic about it. It's a dirty and hard work. | Bunun kahramanlıkla uzaktan yakından alakası yok. Bu pis ve zor bir iş. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| How is it possible that no one knows about this? | Nasıl oluyor da kimsenin bundan haberi olmuyor? Nasıl olur da, kimse bunu bilmez? | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Let's go to Oslo, sell the footage and get a lot of money. | Hadi Oslo'ya gidip görüntüleri satalım ve bir sürü para kazanalım. Hadi Oslo'ya gidelim. Şu kayıtları BBC'ye satıp, bir sürü para alırız. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| This isn't relevant now. Now we just have to follow him. | Şu an için yerinde olmaz. Şimdi onu takip etmeliyiz. Şimdi yapmamız uygun olmaz. Şimdilik sadece adamı izleyelim. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Finn is angry. | Finn öfkeli. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Where do we go now? It's time for breakfast. | Şimdi nereye gidiyoruz? Kahvaltı zamanı. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| You should eat something. I'm not so hungry. | Bir şeyler yemelisin. Pek aç değilim. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| I'm a little ... not so good. | Biraz... iyi değilim. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| How many species of trolls are there? | Kaç çeşit Troll çeşidi var? | Trollhunter-2 | 2010 | |
| There are two main groups: mountain trolls and forest trolls. | İki ana grup var: dağ Troll'leri ve orman Troll'leri. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| The subgroups are "Raglefant", "Tusseladd", "Rimtusse" ... | Alt gruplar ise "Raglefant", "Tusseladd", "Rimtusse"... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| "Dovregubben". | ... ve "Dovregubben". | Trollhunter-2 | 2010 | |
| "Harding" is a type of the west country. | "Harding" batı kesimine ait bir tür. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| But the troll we saw ... | Ama gördüğümüz Troll... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Do they all have three heads? | Bütün hepsinin 3 başı var mı? | Trollhunter-2 | 2010 | |
| No, It's different. | Hayır, bu tür farklı. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| They develop heads through their lifecycle. | Yaşam döngüleri boyunca yeni başlar geliştirirler. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| They are not born with three heads. | Üç başla birlikte doğmazlar. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| As a rule they are born with one head, and the others grow later. | Tek başla doğarlar. Diğerleri ise sonradan gelişerek oluşur. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| They only have eyes in the middle head. The original head. | Ortadaki başta sadece bir tane gözleri vardır. Bu kafa orijinal kafadır. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| The other two aren't real heads, just formations ... | Diğer iki baş gerçek değildir. Onlar sadece gerçek başı... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| which resemble the main head in order to scare other trolls. | ...andıran ve diğer trolleri korkutmaya yarayan taklitler. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Or impress the female trolls. | Dişi Troll'leri etkilemeye de yararlar. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| TSS? What is it for? Troll Security Service. | TGS ne? Ne işe yarar? Troll Güvenlik Servisi. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Every time we kill a troll, we must fill this out. | Her Troll öldürüşümüzde bu formu doldurmak zorundayız. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Where we killed it, its sex, and whether it exploded or petrified. | Nerede öldürdüğümüzü, Troll'ün cinsiyetini,... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| In people's fairy tales, trolls have clothes on and talk like humans. | İnsanların uydurduğu hikâyelerde Troll'lerin kıyafetleri vardır ve... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| They are like people. Forget the fairy tales. | İnsan gibidirler. O hikâyeleri unut. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Trolls are animals. Predators. | Troll'ler hayvandır. Yırtıcıdırlar. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| They eat, shit, mate and devour everything they come across. | Yerler, sıçarlar, çiftleşirler ve... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| How long do they live? 1000, 1200 years. | Ne kadar yaşarlar? 1000, 1200 yıl. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| What is the level of their intelligence? Very low. They are stupid. | Zeka seviyeleri ne durumdadır? Çok düşüktür. Aptaldırlar. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| They manage to find food. But is it difficult for them to survive when they eat stones? | Yemek bulmayı başarırlar. Fakat kaya bile yedikleri için... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| I saw one who tried to eat its own tail. | Kendi kuyruğunu yemeye çalışan bir Troll görmüştüm. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| It had its head between the legs and tried to eat its own tail. | Başını bacaklarının arasına koymuş kendi kuyruğunu yemeye çalışıyordu. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| When it had swallowed almost the entire thing ... | Kuyruğun neredeyse tamamını yuttuğunda... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| it tumbled and rolled down the mountain like a wheel. | ...devrilip dağdan aşağı tekerlek gibi yuvarlanmıştı. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| I was a marine. Is that how you got into this? | Önceden denizciydim. Bu yolla mı bu işe girdin? | Trollhunter-2 | 2010 | |
| No, they were looking for a person who could ... | Hayır, onların aradığı... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Are you the only one in Norway? Yes. | Norveç'te bu işi yapan bir tek sen mi varsın? Evet. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| They eat all kinds of crap. What about people? | Onlar her türlü pisliği yer. İnsanları da yerler mi? | Trollhunter-2 | 2010 | |
| You can of course try to offer. No, but they have eaten human beings? | Tabii kendini onlara sunabilirsin. Almayayım ama hiç insan yemişler mi? | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Are those troll tails? Yes. Some are skinned and some are intact. | Bunlar Troll kuyruğu mu? Evet. Bazısının derisi yüzülmüş, bazısı ise zarar görmemiş. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Why? To make it smell like troll in here. | Neden? Buranın Troll gibi kokmasını sağlamak için. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Why should it smell like troll? | Neden Troll gibi kokmalı? | Trollhunter-2 | 2010 | |
| I must be able to get close to the trolls without them noticing me. | Onlar beni fark etmeden yakınlarına sokulabiliyor olmalıyım. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Solarium lamp? Yes. | Bu solaryum lambası mı? Evet. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| It can give you skin cancer. I use sunscreen oil. | Bunlar cilt kanseri olmana sebep olabilir. Koruyucu güneş kremi sürüyorum. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| I find it hard to sleep in the dark. | Karanlıkta uyumakta zorluk çekiyorum. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Is that what we smeared ourselves with? Yes. | Bu üzerimize sürdüğümüz şey mi? Evet. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| What is it? Concentrated troll smell. | Bu nedir? Yoğunlaştırılmış Troll kokusu. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| A mixture of all the crap you can squeeze out of a troll. | Bir Troll'den çıkabilecek her türlü pisliğin karışımı. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| We must find the "Raglefant" before it eats its way through every barn in the area. | "Raglefant"ı yol boyunca karşısına çıkacak ambarlardaki yiyecekleri... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| The German tourists were found north of Kulpefjeldet, killed by a bear. | Alman turistler Kulpefjeldet'in kuzeyinde... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Finn Haugan from the Wildlife Board examines whether it was the same ... | Vahşi Yaşam Kurumu'ndan Finn Haugan,... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Do you know where the troll might be? Do you have any idea? | Troll'ün nerede olabileceğini biliyor musun? Hiç fikrin var mı? | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Rockslides, fallen trees and stuff like that. | Kaymış kayalar, devrilmiş ağaçlar ve bunun gibi şeyler. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Is it so bad? Yes. | Durum kötü mü? Evet. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Maybe you should check it? | Belki de kontrol ettirmelisin. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Are you in pain? Comes and goes. Now it hurts. | Ağrın var mı? Arada gelip gidiyor. Şu anda acıyor. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Is it safe here? They are out only at night. | Burası güvenli mi? Sadece geceleri dışarı çıkıyorlar. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Kalle, we can't ... | Kalle, biz... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| It hasn't gone off but the bait is gone. Probably taken by small trolls. | Tuzak aktif olmamış ama yem gitmiş. Muhtemelen küçük Troll'ler almıştır. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Concrete stone and charcoal is an unbeatable combination. | Beton ve kömür karşı konulamaz ikilidir. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Do it now! Now? | Şimdi yap. Şimdi mi? | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Okay, Hans found traces of what he believes is a "Raglefant" ... | Tamam. Hans, bir Raglefant'a ait olduğunu... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Hans found traces of what he believes is a "Raglefant" ... | Hans, bir Raglefant'a ait olduğunu düşündüğü izler buldu. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| And found a sheep carcass nearby. | Ve izlerin yakınlarında koyun leşi buldu. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| He thinks there is a connection between these two. | Bu ikisi arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyor. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| In connection with the global warming, there has been some change ... | Küresel ısınmaya bağlı olarak, hayvanlarda, bitki örtüsünde ve... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| concerning our fauna, our flora, with wildlife ... | ...vahşi yaşamda bazı değişiklikler oldu. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| The tracks that you see here in the area ... | Burada görmüş olduğunuz izler, muhtemelen... | Trollhunter-2 | 2010 | |
| are from a Russian bear, which probably migrated here through Finland and Sweden. | ...Finlandiya ve İsveç üzerinden buraya göç etmiş bir Rus ayısına ait. | Trollhunter-2 | 2010 | |
| Bears store their food under the bridge here, where it is dark and cold. | Ayı, yiyeceğini karanlık ve soğuk olan bu köprü altında depolamış. | Trollhunter-2 | 2010 |