Search

English Turkish Sentence Translations Page 172989

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
Why are we listening to this?	Bunu neden dinlemiyoruz?	The Trip-4	2010
That's what I've chosen	Bu seçtiğim şey.	The Trip-4	2010
for the soundtrack for this landscape.	Film müziği içindi, bu da manzara için.	The Trip-4	2010
It's not expected.	Bu tahmin edilemez.	The Trip-4	2010
You think of that as industrial, of sort of...	Normalde müziğin...	The Trip-4	2010
associate that kind of music normally	...şehir arazisiyle bütünleştiğini düşünebilirsin.	The Trip-4	2010
Walk	Sessizce yürü.	The Trip-4	2010
Don't walk away	Yanımdan ayrılma.	The Trip-4	2010
In silence	Sessizce.	The Trip-4	2010
See the danger	Tehlikeyi gör.	The Trip-4	2010
Always danger	Daima tehlike vardır.	The Trip-4	2010
Endless talking	Daimi konuşma.	The Trip-4	2010
Life rebuilding	Hayat yeniden başlıyor.	The Trip-4	2010
This looks lovely.	Güzel görünüyor.	The Trip-4	2010
Beautiful, isn't it, eh?	Güzel değil mi?	The Trip-4	2010
It's the sort of place you'd shoot a Miss Marple.	Miss Marple avlanabileceğin bir yere benziyor.	The Trip-4	2010
Should be a reservation under the name "Coogan. "	Coogan adına bir rezervasyon olacaktı.	The Trip-4	2010
Hi, Mr. Coogan. Two rooms under "Coogan. "	Merhaba, Bay Coogan. "Coogan" adına iki oda.	The Trip-4	2010
Sorry, we only have one double room for you.	Üzgünüm, yalnızca bir tane çift kişilik odamız var.	The Trip-4	2010
Uh, it may be under his name, Brydon.	Ah belki de Brydon adına olabilir.	The Trip-4	2010
Is another room under the name "Brydon"?	Brydon adına başka oda var mı?	The Trip-4	2010
No. No Brydons. Sorry.	Hayır Brydon yok. Üzgünüm.	The Trip-4	2010
I thought there should have been two rooms booked.	İki odanın rezervasyon edildiğini sanıyordum.	The Trip-4	2010
Hello. Hi. Hi.	Selam. Merhaba.	The Trip-4	2010
This is Mr. Brydon.	Bu Bay Brydon.	The Trip-4	2010
Can we book another room?	Başka oda tutabilir miyiz?	The Trip-4	2010
I'm sorry, but we're fully booked tonight, sir.	Üzgünüm bayım bu gece tamamen doluyuz.	The Trip-4	2010
Can share. That's all right.	Paylaşırız. Sorun değil.	The Trip-4	2010
No, we can't. It's a big room.	Hayır, paylaşamayız. Oda çok büyük.	The Trip-4	2010
Right, I'm gonna call Emma and get to the bottom of this.	Tamam, Emma'yı arıyorum. Bu sorunu onunla çözeceğim.	The Trip-4	2010
I just said, seriously, I don't mind sharing a bit.	İnan ciddi değildim. Odayı paylaşmayı hiç düşünmüyorum.	The Trip-4	2010
There's no signal here. What do I do?	Sinyal yok. Ne yapmalıyım?	The Trip-4	2010
Sometimes you can get it outside.	Bazen dışarıda çekebiliyor.	The Trip-4	2010
Okay. At the back.	Tamam. Arka tarafta.	The Trip-4	2010
Okay. All right. I'll try and sort this out.	Anlaşıldı. Bu sorunu çözmeye çalışacağım.	The Trip-4	2010
Oh, dear me.	Ah ne yazık.	The Trip-4	2010
Hi. Hiya.	Selam. Selam.	The Trip-4	2010
Emma, listen, I'm at the inn at Whitewell.	Emma dinle, Whitewell'deki pansiyondayım.	The Trip-4	2010
There's only one room.	Sadece bir oda var.	The Trip-4	2010
Well, you can stay with Mischa, can't you?	Yani, Mischa'yla kalabilirsin. Kalamaz mısın?	The Trip-4	2010
I'm not with Mischa. I'm with Rob Brydon.	Hayır, Mischa'yla değilim. Rob Brydon'layım.	The Trip-4	2010
Well, this is lovely.	Pekâlâ bu çok güzel.	The Trip-4	2010
I mean, I'd be happy to sleep here.	Burada uyumaktan mutluluk duyarım demek istemiştim.	The Trip-4	2010
Put a little bed down there,	Şuraya küçük bir yatak koyun.	The Trip-4	2010
and I'd sleep there very happily.	Ve burada mutlu bir şekilde uyuyabilirim.	The Trip-4	2010
So are you friends or...	Yani arkadaş mısınız veya...	The Trip-4	2010
No, we work together. Okay.	Hayır, birlikte çalışıyoruz. Anlaşıldı.	The Trip-4	2010
So I'm just, you know... I'm just with him.	Yani sadece onunlayım, anlıyor musun? Sadece onunla birlikteyim...	The Trip-4	2010
Are you his assistant or...	Asistanı mısın?	The Trip-4	2010
In a way, yes.	Öyle de denebilir...	The Trip-4	2010
I thought you said you were going with Mischa.	Mischa ile gideceğini söylediğini sanıyorum..	The Trip-4	2010
No, I said I was thinking of going with Rob.	Hayır, Rob ile gideceğimi söylemiştim.	The Trip-4	2010
Okay, look, I'm sorry.	Tamam, bak üzgünüm.	The Trip-4	2010
Now I'm left having to share a room with Rob for the night.	Maalesef bu gece, Rob ile aynı odayı paylaşacağım.	The Trip-4	2010
I'm sorry. I messed up.	Üzgünüm, berbat ettim.	The Trip-4	2010
Make sure all the other hotels have got separate rooms, right?	Diğer bütün otellerde boş yer olup olmadığından emin ol.	The Trip-4	2010
All right. Thank you. All right, love. Bye.	Tamam, sağ ol. Tamam seni seviyorum hoşça kal.	The Trip-4	2010
Yeah, bye.	Tamam...	The Trip-4	2010
It's a bit of a warren here.	Burada tam bir labirentteyim.	The Trip-4	2010
No, it's part of its charm.	Hayır, bu sadece büyünün bir parçası.	The Trip-4	2010
So what's your name?	Adın nedir?	The Trip-4	2010
And yours? Steve.	Senin ki? Steve.	The Trip-4	2010
Yes, none of this "Mr. Coogan" nonsense.	Evet, Bay Coogan saçmalığı.	The Trip-4	2010
So here it is. Oh, very nice.	İşte burası. Çok güzel.	The Trip-4	2010
Beautiful, yeah.	Evet güzel.	The Trip-4	2010
It's a very nice view.	Gerçekten çok güzel manzarası var.	The Trip-4	2010
Look at that. Very big.	Şuna bak. Kocaman.	The Trip-4	2010
There we go. Come on. Up you jump.	İşte başlıyoruz. Hadi zıpla.	The Trip-4	2010
Okay, I'll leave you to it.	Onu seninle yalnız bırakıyorum.	The Trip-4	2010
Thank you. And here is the key.	Teşekkür ederim. Ve anahtar da burada.	The Trip-4	2010
Thanks, Magda. Bye.	Teşekkürler Magda. Hoşça kal.	The Trip-4	2010
This is a huge bed. We could easily share this bed.	Bu gerçekten kocaman bir yatak. Kolayca paylaşabiliriz.	The Trip-4	2010
It might be huge to you.	Sana büyük gelebilir.	The Trip-4	2010
It's average size to me.	Benim için orta boyutta.	The Trip-4	2010
Oh, that's right. I forgot. You're considerably taller.	Ah unuttum... Sen son derece uzundun.	The Trip-4	2010
What's the problem, anyway?	Her neyse, sorun nedir?	The Trip-4	2010
What do you think is gonna happen?	Ne olduğunu düşünüyorsun?	The Trip-4	2010
You might touch my bottom.	Kıçıma dokunabilirsin.	The Trip-4	2010
All right. Even an accident.	Pekâlâ. Kaza bile olsa.	The Trip-4	2010
Were you an altar boy?	Altar çocuğu muydun?	The Trip-4	2010
Yes, I was.	Aslında öyleydim.	The Trip-4	2010
Oh, all right.	Ah tamam.	The Trip-4	2010
Well, I'll go on the sofa if you want, if it's...	Peki, ben kanepeye gidiyorum, eğer bunu istiyorsan...	The Trip-4	2010
Sorry, I didn't realize we were into Oprah Winfrey territory.	Üzgünüm, Oprah Winfrey bölgesinde olduğumuzu fark etmedim.	The Trip-4	2010
Are you seriously saying you were abused as a child	Gerçekten çocukken istismara mı uğradın?	The Trip-4	2010
when you were an altar boy?	Altar çocuğu olduğun zaman.	The Trip-4	2010
Only verbally.	Yalnızca sözlü olarak.	The Trip-4	2010
And physically.	Ve fiziksel olarak.	The Trip-4	2010
But not sexually.	Ama cinsel olarak değil.	The Trip-4	2010
You know, just punched...	Sadece delikli anlıyor musun...	The Trip-4	2010
by a priest.	...bir papaz tarafından.	The Trip-4	2010
There's no signal here. You won't get a signal.	Burada sinyal yok. Asla sinyal alamayacaksın.	The Trip-4	2010
I'm on wireless.	Kablosuz ağa bağlandım.	The Trip-4	2010
Yes, who's having scallops?	Kim istiridye söyledi?	The Trip-4	2010
I am the scallops.	İstiridiye benim.	The Trip-4	2010
And the soup.	Çorba?	The Trip-4	2010
Thank you. Lovely.	Sağ ol canım.	The Trip-4	2010
Soup of the day. Can't go wrong.	Günün çorbası, kötü gitmemeli.	The Trip-4	2010
Yeah. Yeah.	Evet, haklısın.	The Trip-4	2010
Yours looks more interesting, but...	Bakışların çok ilginç fakat...	The Trip-4	2010