• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 172987

English Turkish Film Name Film Year Details
This is Steve calling Ben Steeve. Ben Steve. Ben Steeve. The Trip-2 2010 info-icon
just to say I've thought it over, Sadece HBO konusunu yapmayacağımı... Sadece konu hakkında tekrar düşündüğümü söylemek için aradım. Sadece HBO konusunu yapmayacağımı The Trip-2 2010 info-icon
and I'm not gonna do the HBO pilot. ...söylemek için aradım. HBO dizisinde yer almayacağım. söylemek için aradım. The Trip-2 2010 info-icon
I'm not gonna spend seven years in the U.S. Amerika'da yedi yıl geçirmeyeceğim. Birleşmiş Milletler'de yedi senemi harcamayacağım. Amerika'da yedi yıl geçirmeyeceğim. The Trip-2 2010 info-icon
Yeah, that's it. Bye. Evet, işte böyle. Bye. Evet, hepsi bu. Hoşçakal. Evet,işte öyle. Bye. The Trip-2 2010 info-icon
I don't like being away from you. Senden uzakta olmak istemiyorum. Senden ayrı kalmaktan hoşlanmıyorum. Senden uzakta olmak istemiyorum. The Trip-2 2010 info-icon
No, I don't like you being away from me. Hayır, ben de senden uzak olmak istemiyorum. Asıl, ben senden ayrı kalmaktan hoşlanmıyorum Hayır,Ben de senden uzak olmak istemiyorum. The Trip-2 2010 info-icon
Oh. Hello, there we are. Oh. Selam, buradan. Oh. Merhaba, işte geldik. Oh. Selam,buradan. The Trip-2 2010 info-icon
There we go. Gidelim. Geldik işte.. Gidelim. The Trip-2 2010 info-icon
All present and correct. Hepsi şimdi ve gerçek. Burada ve eksiksiz! Hepsi şimdi ve gerçek. The Trip-2 2010 info-icon
I think three days should be the maximum Bence senden uzak kaldığım... Bence üç gün senden uzak kalmak için... Bence senden uzak kaldığım The Trip-2 2010 info-icon
that I stay away for. ...en uzun üç gündü. ...maksimum gün sayısı olmalı! en uzun üç gündü. The Trip-2 2010 info-icon
Mm hmm. Mm hmm. Hı hıh. Mm hmm. The Trip-2 2010 info-icon
Not this long. Bu sefer değil. Bu kadar uzun değil. Bu sefer değil. The Trip-2 2010 info-icon
Give him a kiss. Babana bir öpücük ver. Öpücük ver ona. Ona bir öpücük ver. The Trip-3 2010 info-icon
I want a room with a view. Manzaralı bir oda istiyorum. Manzarası olan bir oda istiyorum. Manzaralı bir oda istiyorum. The Trip-3 2010 info-icon
My name's Michael Caine. Benim adım Michael Caine. The Trip-3 2010 info-icon
I say Michael Caine used to talk like this Michael Caine'in böyle konuştuğunu söylüyorum... Diyorum ki Michael Caine böyle konuşmaya alışmıştı. Michael Caine'in böyle konuştuğunu söylüyorum, The Trip-3 2010 info-icon
Michael's voice... Michael'in sesi... Michael'ın sesi... Michael'in sesi... The Trip-3 2010 info-icon
And all of the cigars Ve bütün sigaralar... Ve tüm puro Ve bütün sigaralar.. The Trip-3 2010 info-icon
Because you look like Çünkü... Çünkü şey gibi Çünkü, The Trip-3 2010 info-icon
Right, so Michael Caine's voice now, Tamam, yani Michael Caine'in sesi şimdi... Peki, yani Michael Caine'in şimdiki sesi, Tamam, yani Michael Caine'in sesi şimdi, The Trip-3 2010 info-icon
Michael Caine speaks to his nose like that. Michael Caine burnundan aynen böyle konuşur. Michael Caine burnundan konuşuyor böyle. Michael Caine burnuna aynen böyle konuşur. The Trip-3 2010 info-icon
And you don't do the broken voice Ve sen, kırık sesi çıkarmıyorsun. Ve o çatallı sesi yapamıyorsun. Ve sen, kırık sesi çıkarmıyorsun. The Trip-3 2010 info-icon
That's Michael Caine. İşte bu Michael Caine. İşte Michael Caine. İşte bu Michael Caine. The Trip-3 2010 info-icon
Plenty of heat Bol miktarda acı... Midyeleri Bol miktarda acı The Trip-3 2010 info-icon
What do you got? Ne var? Neyin var? Ne var? The Trip-3 2010 info-icon
Ain't got it, Al. We can't do it. We can't do it. Anlayamadım, Al. Yapamayız, yapamayız. Bende yok ki, Al. Yapamayız bunu. Yapamayız. Anlayamadım, Al. Yapamayız,yapamayız. The Trip-3 2010 info-icon
What do you mean it's not looking good? Ne demek istiyorsun? İyi görünmüyor mu? gelmiyor kulağa. Kulağa hoş gelmiyor mu? Ne demek istiyorsun? İyi görünmüyor mu? The Trip-3 2010 info-icon
Oh, I'm an excellent director. Ben harika bir yönetmenim. Of, ben ne mükemmel bir yönetmenim. Ah ben harika bir yönetmenim. The Trip-3 2010 info-icon
Maybe you're right. Belki de haklısın. Belki de iyisin. The Trip-3 2010 info-icon
You like levity, brevity, and gravity. Hoppalığı, kısalığı ve yerçekimini mi seviyorsun? Mizahı, yavşaklığı ve ciddiyeti seviyorsun. Hoppalığı,kısalığı,ve yer çekimini seviyorsun? The Trip-3 2010 info-icon
It's great to meet you. Seninle tanışmak harika. Seninle tanışmak ne büyük bir şeref. Seninle tanışmak harika. The Trip-3 2010 info-icon
Can you see them receding? İçe çökükler görebiliyor musun? Eriyişlerini görüyor musun? İçe çökükler görebiliyor musun? The Trip-3 2010 info-icon
Do you know that? Biliyor musun? Biliyor musun onu? Onu biliyor musun? The Trip-3 2010 info-icon
No, it's like that, isn't it? Şuna benziyor, benzemiyor mu? Hayır, öyle değil, değil mi? Şuna benziyor,benzemiyor mu? The Trip-3 2010 info-icon
Michael Caine's voice is through the nose. Michael Caine'in sesi burundan geliyor. Michael Caine'in sesi burundan gelir. Michael Caine'in sesi burundan geliyor. The Trip-3 2010 info-icon
Very rarely. Çok nadir. veya nadiren mi? The Trip-3 2010 info-icon
I'd like a... Biliyorum... Ben acaba... Biliyorum... The Trip-3 2010 info-icon
I'll have a vodka martini, Vodka Martini alacağım. Vodka Martini istiyorum, Vodka Martini alacağım. The Trip-3 2010 info-icon
You look very worried. Çok endişeli görünüyorsun. Çok endişeli gözüküyorsun. Çok endişeli görünüyorsun. The Trip-3 2010 info-icon
So do you. No. Sen de öyle. Hayır. Sen de öyle. Yo. Sen de öyle. Hayır. The Trip-3 2010 info-icon
I'll have a vodka martini, shaken, not stirred. Bir Vodka martini alacağım, çalkalanmış ama karıştırılmamış. Çalkalanmış ama karıştırılmamış vodka martini istiyorum. Bir Vodka martini alacağım, çalkalanmış ama karıştırılmamış. The Trip-3 2010 info-icon
I'd like a vodka martini, Bir Vodka martini istiyorum,... Vodka martini istiyorum. Bir Vodka martini istiyorum, The Trip-3 2010 info-icon
Come, come, Mr. Bond, Gel, gel, Bay Bond. Haydi, ama Bay Bond Gel,gel, Bay. Bond, The Trip-3 2010 info-icon
Come, come, Mr. Bond, Gel, gel, Bay Bond. Haydi ama Bay Bond Gel, gel, Bay Bond, The Trip-3 2010 info-icon
Come, come, Mr. Bond. Gel, gel, Bay Bond. Haydi ama Bay Bond. Gel, gel, Mr. Bond. The Trip-3 2010 info-icon
Come, come, Mr. Bond, Gel, gel, Bay Bond. Hadi ama Bay Bond. Gel, gel, Bay Bond. The Trip-3 2010 info-icon
Come, come, Mr. Bond, Gel, gel, Bay Bond, Haydi ama Bay Bond, Gel, gel, Bay Bond, The Trip-3 2010 info-icon
Come, come, Mr. Bond, Gel, gel, Bay Bond. Haydi ama, Bay Bond, Gel, gel, Bay Bond, The Trip-3 2010 info-icon
Come, come, Mr. Bond, Gel, gel, Bay Bond, Haydi ama, Bay Bond Gel, gel, Bay Bond, The Trip-3 2010 info-icon
Fucking yeah. Allah'ın belası! Heyt be! Allah'ın belası! The Trip-3 2010 info-icon
you get just as much pleasure Benim kadar zevk alıyorsun... Öldürmekten tıpkı benim kadar Benim kadar zevk alıyorsun, The Trip-3 2010 info-icon
as I do. Evet alıyorum. Zevk alıyorsunuz. Evet alıyorum. The Trip-3 2010 info-icon
When I kill, I kill for queen and country, Öldürdüğümde, Kraliçe ve ülkem için. Ben öldürdüğüm zaman ülkem ve kraliçem için öldürürüm, Öldürdüğümde, Kraliçe ve ülkem için. The Trip-3 2010 info-icon
pleasure from killing as I do. ...öldürdüğünden benim kadar fazla... zevk alıyorsunuz öldürmekten. öldürdüğünden benim kadar fazla The Trip-3 2010 info-icon
It's Steve Coogan. Hey. Ben Steve Coogan. Selam. The Trip-3 2010 info-icon
Could I... could I... could I... Lütfen, lütfen, lütfen. Acaba... Acaba... Acaba... Lütfen,lütfen,lütfen. The Trip-3 2010 info-icon
get you, as it were, going, if I... ...sana gerçekten yapsaydı... Sahip olmak sana, sanki, eğer ben... seni gerçekten... The Trip-3 2010 info-icon
I mean, I was... Yani... Yani... Ben... Demek istediğim.. The Trip-3 2010 info-icon
" I was dazzled, "Hiç umudum kalmamıştı... " Gözlerim kamaşmıştı, " Hiç umudum kalmamıştı, The Trip-3 2010 info-icon
What do you got? Neyin var? Ne'n var? Neyin var? The Trip-3 2010 info-icon
In Xanadu did Kubla Kahn Xanadu'da Kubla Kahn'ı yaptı. Xanadu'daki Kubla Kahn gibi. Xanadu'da Kubla Kahn'ı yaptı, The Trip-3 2010 info-icon
They've taken you for a fool. Seninle dalga geçiyorlar Seni salak yerine koyarlar. Seninle dalga geçiyorlar The Trip-3 2010 info-icon
There's no such thing as a haggis hunt. Sakatat avlamak diye bir şey yok. Haggis avı diye bir şey yoktur. Sakatat avlamak diye bir şey yok. The Trip-3 2010 info-icon
if my friend and I ...bana ve arkadaşıma... arkadaşım Dove Kulübesi'ne ben ve arkadaşım 1162 00:46:18,414 > 00:46:20,254 Dove Cottage'a bakmamıza izin verirsen. The Trip-3 2010 info-icon
Gentlemen, to bed. Baylar, yatağa. Efendiler, uyku zamanı! Baylar,yatağa. The Trip-3 2010 info-icon
Gentlemen, to bed, Baylar, yatağa. Efendiler, yataklarımıza. Baylar,yatağa. The Trip-3 2010 info-icon
Right, well, Pekâlâ. Ah, şey... Tamam pekâlâ. The Trip-3 2010 info-icon
Brother, tomorrow, Kardeşim, yarın... Kardeşim, yarın, Kardeşim,yarın The Trip-3 2010 info-icon
I know. I know. I can't help it. Biliyorum. Biliyorum. Yardım edemem. Biliyorum, biliyorum. Elimde değil. Biliyorum. Biliyorum.Yardım edemem. The Trip-3 2010 info-icon
Gentlemen, to bed, Baylar yatağa... Efendiler, yataklara. Baylar yatağa, The Trip-3 2010 info-icon
I can honestly say Dürüstçe söyleyebilirim ki... Samimiyetimle söyleyebilirim ki; Dürüstçe söyleyebilirim ki The Trip-3 2010 info-icon
She was only... She was only 15 years old. O sadece... Sadece 15 yaşındaydı... Kız sadece... Kız sadece 15 yaşındaydı. O sadece... Sadece 15 yaşındaydı... The Trip-3 2010 info-icon
The voice has gone... Ses gitti... Sesi gitti... Ses gitti... The Trip-3 2010 info-icon
You know that? Şunu biliyor musun? Biliyor musun bunu? Şunu biliyor musun? The Trip-3 2010 info-icon
My name is Michael Caine. Benim adım Michael Caine. The Trip-3 2010 info-icon
Rob's was a very entertaining version, Rob'un ki daha eğlenceli versiyonuydu. Rob'un ki çok eğlenceli bir yorumdu. Rob'un ki daha eğlenceli versiyonuydu. The Trip-3 2010 info-icon
Oh, might like to go Sanki, bir gezintiye gidiyormuşuz... Güzel bir gezintiye... sanki,bir gezintiye gidiyormuşuz The Trip-3 2010 info-icon
If you were a dog, Eğer bir köpek olsaydın... Bir köpek olsaydın, Eğer bir köpek olsaydın, The Trip-3 2010 info-icon
That sounds... Yeah, sorry. Şey gibi. Üzgünüm. Kulağa şey geliyor... Evet, üzgünüm. Şey gibi. Üzgünüm. The Trip-3 2010 info-icon
Oft in lonely rooms Odalar da... Sıklıkla yalnız odalarda Odalarda yalnızca The Trip-3 2010 info-icon
But wait, Ama bekle... Bi' dakka, Ama bekle, The Trip-3 2010 info-icon
I don't want to talk Konuşmak istemiyorum The Trip-3 2010 info-icon
Now it's hissstory Bu sadece bir geçmiş Şimdiyyssse essskide kaldı Bu sadece bir geçmiş The Trip-3 2010 info-icon
I played all my cards Tüm kartlarımı oynadım Bütün kartlarımı sssavurdum (oynadım) Tüm kartlarımı oynadım The Trip-3 2010 info-icon
Now it's hurting me, Şimdi bu beni incitiyor. Şimdi benim canımı yakıyor, Şimdi bu beni incitiyor, The Trip-3 2010 info-icon
When I play my cards, ben kartlarımı oynadığımda, Ben kartlarımı oynadım mı, ben kartlarımı oynadığımda, The Trip-3 2010 info-icon
How are you? Nasılsınız? Nasılsın? Nasılsınız? The Trip-3 2010 info-icon
Hello. Merhaba. Merhaba! Merhaba. The Trip-3 2010 info-icon
I had to do a speech as Dustin Hoffman. Dustin Hoffman gibi bir konuşma yapmam gerekiyordu. Dustin Hoffman gibi konuşma yapmak zorunda kaldım. Dustin Hoffman gibi bir konuşma yapmam gerekiyordu. The Trip-3 2010 info-icon
Where are you? I don't know where you are. Neredesin? Nerede olduğunu bilmiyorum. Neredesin? Şimdi nerede olduğunu bilmiyorum. Neredesin? Nerede olduğunu bilmiyorum. The Trip-3 2010 info-icon
Who'd have thought that would catch on, eh? Bunun tutacağını kim düşünebilir ki? Kim bunun tutacağını düşünürdü ki? Bunun tutacağını kim düşünebilir ki? The Trip-3 2010 info-icon
I got to tell you, Sana söylememek gerek. Sana söylemem gerekiyor bunu. Sana söylememek gerek. The Trip-3 2010 info-icon
then you can always... Sonra istediğin zaman... Yani sonra her zaman... sonra her zaman. The Trip-3 2010 info-icon
I am once again bottomless. Tekrar donsuzum. Yine donsuzum. Tekrar altsızım. The Trip-3 2010 info-icon
Oh, help me. Yardım et. Yardım et bana. Yardım et. The Trip-3 2010 info-icon
I'm trapped in a... I'm trapped in a box. İçinde mahsur kaldım. Bir kutuda mahsur kaldım. Bir kutuda... Bir kutuda esir kaldım... İçine sıkıştım. Bir kutuya sıkıştım. The Trip-3 2010 info-icon
I don't care about silly voices. Senin aptalca sesini umursamıyorum. Aptal seslerden bana ne. Senin aptalca sesini umursamıyorum. The Trip-3 2010 info-icon
From Bolton's old monastic tower, Bolton'un eski manastır kulelerinde... Bolton'un eski keşik kulesi. The Trip-3 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 172982
  • 172983
  • 172984
  • 172985
  • 172986
  • 172987
  • 172988
  • 172989
  • 172990
  • 172991
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact