Search
English Turkish Sentence Translations Page 172815
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Well, then what are we gonna do? | Öyleyse ne yapacağız? | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
HENRY: Hey, Gomez. Hey. | Hey, Gomez. Hey. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
HENRY: Come outside for a minute. | Bir dakikalığına dışarı gel benimle. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
It's cold out there. Don't be an old man. | Niye ki? Dışarısı buz gibi. Moruklaşma. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Come on, just take a second. | Hadi, sadece birkaç saniye. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Just wanted to say thanks for everything, man. | Her şey için sana teşekkür etmek istedim, dostum. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
You've been a great friend. What are you talking about? | Çok iyi bir arkaş oldun. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Something might happen tonight. | Bu gece bir olay olabilir. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
And I just wanna let you know... | O yüzden sana söylemek istedim. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
...that I know I've been a pain in the ass, but you've been great. | Tam bir baş belası olduğumu biliyorum... | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
It's all been great. | Her şey çok güzeldi. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Yeah. Don't mention it. | Estağfurullah. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
You guys crazy? | Çocuklar çıldırdınız mı? | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
It's freezing. Baby, put this on. | Burası buz gibi. Üzerine şunu al. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Gomez, just give us a minute, man. | Gomez, bir dakika izin ver, dostum. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
GOMEZ: We're gonna give them a minute or two. | Onlara biraz izin verelim. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Come on. | Gel yanıma. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Why did you let me invite all these people? | Neden bu insanları davet etmeme izin verdin? | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
I didn't want you to be alone. | Yalnız olmanı istemedim. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
I wouldn't change anything. | Hiçbir şeyi değiştirmezdim. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
I would not give up... | Hayatımızın... | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
...one second of our life together. | ...birlikte geçirdiğimiz bir saniyesinden bile vazgeçmezdim. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
MAN: Got it? PHILIP: Yeah. Shh, shh. | Gördün mü? Evet. Sus. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
I knew I clipped it. | Vurduğumu biliyordum. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
MAN: I don't see any tracks. Yeah. | Hiçbir iz görmiyorum. Evet. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Let's try over here. | Hadi, şu tarafa bakalım. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
I love you. More than anything. | Seni seviyorum. Her şeyden çok seviyorum. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
I love you. I'll always love you. Always. | Seni seviyorum. Seni daima seveceğim. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
HENRY: Alba, sweetie. | Alba, tatlım. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Daddy, I knew I'd see you again. I knew it. | Baba, seni tekrar göreceğimi biliyordum. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
How old are you? When is this? I'm 9. | Kaç yaşındasın? Hangi yıl bu? 9 yaşındayım. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
You're 9? And your mom still leaves clothes? | 9 mu? Annen hala giysi mi bırakıyor? | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
She says you never know. | Hiç belli olmaz diyor. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
You remember Max and Rosa, don't you? Gomez's kids. | Max ve Rosa'yı hatırlıyorsun, değil mi? Gomez'in oğulları. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
HENRY: They're so grown up. | Çok büyümüşler. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Run back to the house, you guys. Tell Mom he's here. Tell her to come. | Eve koşun, çocuklar. Babamın geldiğini, buraya gelmesini söyleyin. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
ROSA: Wait up. | Beni bekle. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Tell me the story of how you and Mama met. | Annem nasıl tanıştığınızın hikayesini anlatsana. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Doesn't she tell you? She does, but not like you do. | Annen anlatmıyor mu? | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Well, it was right here in this meadow. | Tam bu çayırlıktaydık. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
And one fine day... | Güzel bir günde... | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
...your mom, who's just a tiny little thing... | ...annen, keşfetmek isteyen... | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
...goes out to the clearing, and there's a man there. | ...ufacık bir şeydi. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
With no clothes. Not a stitch on him. | Kıyafeti olmayan biri. Üzerinde bir ilmik bile olmayan biri. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
After she gives him a blanket she happens to be carrying... | Ona battaniye getirdikten sonra annen ne olduğunu merak ettiği için... | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
...he explains to her that he's a time traveler. | ...ona zaman yolcusu olduğunu açıklamış. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Now, for some reason I'll never understand... | Hiç anlayamadığım bir sebepten dolayı... | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
...she believes him. | ...ona inanmış | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
I'm going. No, Daddy. Sing. | Gidiyorum. Hayır, Baba. Şarkı söyle. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Where are you from? I'm 39. | Hangi zamandan geliyorsun? 39 yaşındayım. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Alba's just a baby. We're in the house. We're happy. | Alba daha bir bebek, evimizde ve mutluyuz. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
Why didn't you tell me you were coming? I would've been here waiting. | Geleceğini neden söylemedin, seni burada beklerdim. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
I didn't want you to wait. | Beklemeni istemiyordum. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
I don't want you to spend your life waiting. | Hayatını bekleyerek geçirmeni istemiyorum. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
ALBA: Sometimes I think he's in the trees... | Bazen ağaçların arasında olduğunu... | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
...deciding when to come out and surprise me. | ...ortaya çıkıp bana sürpriz yapmayı beklediğini düşünüyorum. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
CLARE: I used to think that when I was a little girl. | Küçükken ben de öyle düşünürdüm. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
That he was always here, even when he wasn't. | Daima buralarda, hatta olmadığı zamanlarda bile. | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
ALBA: I guess he is, isn't he? | Sanırım öyle, değil mi? | The Time Traveler's Wife-6 | 2009 | ![]() |
'Then promise me, if you should become queen, | "O halde bana söz ver, kraliçe olursan eğer, ilk çocuğun..." | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
No! Mommy! Henry. Henry. | Hayır! Anne! Henry. Henry! Hayır! Anne! Henry. Henry. Hayır! Anne! Henry. Henry. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
There's nothing you can do. No. Shh. Let me go! Mommy! | Senin yapabileceğin bir şey yok. Bırak beni! Anne! Yapabileceğin bir şey yok. Bırak beni! Anne! Yapabileceğin bir şey yok. Bırak beni! Anne! | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
You were in the car. It was spinning. And all of a sudden | Arabanın içindeydin. Araba spin attı. Sonra aniden... Arabanın içindeydiniz ve buzdan kaydınız. Sonra birden bire... Arabanın içindeydiniz ve buzdan kaydınız. Sonra birden bire... | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
you were home and it was two weeks ago | ...evindeydin ve 2 hafta öncesiydi... ...kendini evde buldun ve bu iki hafta önce oldu... ...kendini evde buldun ve bu iki hafta önce oldu... | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
and you were watching yourself. Watching your mom and dad read to you. | ...ve kendini izliyordun. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
You time traveled, okay? | Sen bir zaman yolcususun. Sen zamanda yolculuk yapabiliyorsun, anladın mı? Sen zamanda yolculuk yapabiliyorsun, anladın mı? | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
That took you long enough. You have no idea. | Çok uzun sürdü. Hem de nasıl. Çok vaktini almış. Hem ne diyorsun. Çok vaktini almış. Hem ne diyorsun. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Anything else? No, thank you. | Başka bir şey? Hayır, sağol. Başka bir şey? Hayır, sağ olun. Başka bir şey? Hayır, sağ olun. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Shaping up to be a very warm first day of spring here in the Windy City. | Windy City'de baharın ilk günü sıcak geçeceğe benziyor. Baharın ilk gününde Windy City'de hava açmaya başlıyor. Baharın ilk gününde Windy City'de hava açmaya başlıyor. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Now, I know I know you don't know me. | Beni tanımadığını biliyorum. Yo, beni tanımadığını biliyorum zaten. Yo, beni tanımadığını biliyorum zaten. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
would you like to have dinner with me, and I'll explain? | ...benimle öğle yemeğine çıkar mısın? Sana yemekte açıklarım. ...benimle yemek yemek ister miydin? Hem de sana bunu açıklarım. ...benimle yemek yemek ister miydin? Hem de sana bunu açıklarım. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
It is. Mm hm. | Evet. Doğru. Doğru. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Okay. Yeah. | Tamam. Evet. Peki. Anlaştık. Peki. Anlaştık. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
So Beau Thai, 7. Mm hm. | Beau Thai, 7:00? Tamam. Yani Beau Thai, 7'de. Yani Beau Thai, 7'de. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Hey. Oh, man. | Hey. Hay aksi. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
You'll see. Shut up. | Göreceksiniz. Kes sesini. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Dispatch, Unit 11. Go ahead, 11. | Memur, birim 11. Devam et, 11 Burası E 11 birimi. Devam et, 11. Burası E 11 birimi. Devam et, 11. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
would you like another glass? Sure. Thank you. | Bir bardak şarap daha ister misiniz? Tabii, teşekkürler. Biraz daha şarap ister miydiniz? Elbette. Teşekkürler. Biraz daha şarap ister miydiniz? Elbette. Teşekkürler. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Are you okay? Yeah, no big deal. | İyi misin? Evet, önemli bir şey değil. İyi misin? Evet, önemli değil. İyi misin? Evet, önemli değil. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
I mean, I've known you since Since I was 6 years old. | Seni 6 yaşından beri tanıyorum. Yani, seni altı yaşımdan beri tanıyorum. Yani, seni altı yaşımdan beri tanıyorum. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
where I used to play. | ...evde gördüğümden beri. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
because it makes you travel. | ...çünkü sana zamanda yolculuk yaptırıyor. ...çünkü yolculuk yapmana sebep oluyormuş. ...çünkü yolculuk yapmana sebep oluyormuş. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Who's Dr. Kendrick? He's your doctor. | Dr. Kendrick de kim? Senin doktorun. Doktor Kendrick kim? Kendi doktorun. Doktor Kendrick kim? Kendi doktorun. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
He wins the Berger for his work in genetics. | Genetik çalışmasıyla Berger ödülünü kazandı. Genetik dalında çalışmalarıyla Berger ödülü kazanmıştı. Genetik dalında çalışmalarıyla Berger ödülü kazanmıştı. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Is this really necessary? Yeah. Count to 1000. | Bu gerçekten gerekli mi? Evet, bine kadar say. Bu gerçekten de gerekli mi? Evet. Bine kadar say. Bu gerçekten de gerekli mi? Evet. Bine kadar say. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Who are you, how do you know my name, | Sen kimsin, adımı nereden biliyorsun, ve neden ortaya çıkmıyorsun? Kimsin, adımı nereden biliyorsun ve neden karşıma çıkmıyorsun? Kimsin, adımı nereden biliyorsun ve neden karşıma çıkmıyorsun? | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
When you're a lady. Am I pretty? | Büyük bir bayan olduğunda. Güzel miyim? Kocaman bir kız olunca. Alımlı mıyım? Kocaman bir kız olunca. Alımlı mıyım? | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Your parents are Philip and Lucille So you know things. | Ailenin isimleri Phill ve Lucie. Ailen Philip ve Lucille... Demek bunları biliyorsun. Ailen Philip ve Lucille... Demek bunları biliyorsun. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
falls out of a tree and breaks his arm. | ...ağaçtan düşüp, kolunu kıracak. ...bir ağaçtan düşecek ve kolunu kıracak. ...bir ağaçtan düşecek ve kolunu kıracak. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
I'll be back next Tuesday at 4. | ...haftaya salı günü saat 4de geleceğim. ...gelecek salı saat 4'de tekrar geleceğim. ...gelecek salı saat 4'de tekrar geleceğim. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
mature, worldly person. | ...olgun bir kişi olarak tanıdım. ...olgunken karşılaştık. ...olgunken karşılaştık. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
but what's it like to always be the one that's going? | ...ama daima giden kişi olmak nasıl bir şey? ...ama hep giden biri olmak nasıl bir duygu? ...ama hep giden biri olmak nasıl bir duygu? | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
then you're standing naked someplace. | ...sonra bir yerde çıplak duruyorsun. ...sonra da bir yerde çıplak hâlde ayakta dikiliyorsun. ...sonra da bir yerde çıplak hâlde ayakta dikiliyorsun. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
till you find some clothes. | ...ta ki üzerine giyecek kıyafet bulana kadar. ...gezinmeye başlıyorsun ...gezinmeye başlıyorsun | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
It's nice. Hey. And this is Charisse, my roommate. | Ev arkadaşım Charisse ile tanış. Çok hoş. Hey. Bu bayan da Charisse, oda arkadaşım. Çok hoş. Hey. Bu bayan da Charisse, oda arkadaşım. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Hi. My best friend. | Selam. En iyi arkadaşım. Selam. En yakın arkadaşım. Selam. En yakın arkadaşım. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
And our excellent cook for tonight. Welcome. | Hoşgeldin. Ve bu geceki muhteşem aşçımız... Ve bu akşamın en iyi aşçısı. Hoş geldiniz. Ve bu akşamın en iyi aşçısı. Hoş geldiniz. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Well, you should know that going in. | Bunu bilmelisin. Güzel kız ama tosttan başka bir şey yapamıyor. Şunu bilmeliniz. Çok tatlı bir kız ama ekmek bile kızartamaz. Şunu bilmeliniz. Çok tatlı bir kız ama ekmek bile kızartamaz. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
Gomez? Yeah, short for Gomolinski. | Gomez. Gomolinski'nin kısaltılmışı. Gomez? Evet, Gomolonski gibi. Gomez? Evet, Gomolonski gibi. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |
We really didn't wanna meet you, | Hayır, aslında seninle tanışmayı istememiştik... Seninle tanışmak istemiyorduk ama Clare'yi görmenin tek yolu buydu. Seninle tanışmak istemiyorduk ama Clare'yi görmenin tek yolu buydu. | The Time Traveler's Wife-7 | 2009 | ![]() |