• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 171955

English Turkish Film Name Film Year Details
... he's working on my plane tomorrow. No, just one more, one more come on. ... yarın benim uçağımda olacak. Hadi ama dostum, sadece bir tane daha. Yarın uçağımı hazırlayacak. Yapma. Bir kadeh daha, bir kadeh daha. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Hey you guys! Here they are. Hey beyler! İşte içkiler geldi. Selam çocuklar! İçkileriniz geldi. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Here, I'll get it for you. Dur sana yardım edeyim. Sana yardım edeyim. The Snow Walker-1 2003 info-icon
No... Get out of there, boy... Hayır... Gel buraya evlat... Kes şunu. Uzaklaş buradan. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Estelle! Boys, boys! Come on! Estelle! Hadi beyler gelin hepiniz! Estelle! Çocuklar! Hadi gelin! The Snow Walker-1 2003 info-icon
Charlie, we all pitched in and we bought you a girl for your birthday. Charlie, aramızda para topladık ve doğum günün için sana bir kız ayarladık. Charlie, doğum günün için hepimiz ortaklaşa sana bir karı aldık. The Snow Walker-1 2003 info-icon
OK everybody, look here. One, two, three. Tamam millet, herkes buraya baksın. Bir iki üç. Pekâlâ millet, buraya bakın. Bir, iki, üç. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Charlie... two, three. Charlie... iki, üç. Paramı Charlie'ye koyuyorum. İki, üç. The Snow Walker-1 2003 info-icon
I set it up for you all myself... Tam senin için ayarladım. Senin için kendim hazırladım. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Beautiful! Güzel! Şahane! The Snow Walker-1 2003 info-icon
Concentrate. Konsantre ol dostum. Odaklan. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Hey brother! Her kardeş! Hey, kardeşim! The Snow Walker-1 2003 info-icon
Five dollars? beş dolar? 5 dolar. Beş dolar. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Piss off, you drunken rummy! Get outta here! Defol git ayyaş sersem! Çekil başımdan, kokuşmuş herif! Defol buradan! The Snow Walker-1 2003 info-icon
Come here, come here. buraya bir gel. Gel buraya, gel buraya. Buraya gel, buraya gel. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Come here. Look at me. Gel buraya. Yüzüme bak. Buraya gel. Bana bak. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Come on, look at me! Hadi, yüzüme bak! The Snow Walker-1 2003 info-icon
Hell, hold this. Şunu tut. The Snow Walker-1 2003 info-icon
I'll give you a nice shiney new quarter if you look at me, huh?! Eğer yüzüme bakarsan sana yepyeni parıldayan bi çeyreklik, ne dersin! Suratıma bakarsan bu gördüğün para senin olur, ne dersin? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Look me in the eye. Look me in the eye. Gözümün içine bak. Tam gözümün içine. Gözlerimin içine bak. Gözlerimin içine bak. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Look at me! Hadi gözüme bak! Yüzüme bak! The Snow Walker-1 2003 info-icon
The oddest bunch of people I've seen in my life. Hayatımda gördüğüm en acayip insanlar bunlar dostum. Hayatımda gördüğüm en tuhaf insanlar. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Won't even look me in the eye. Yüzüme bakmaktan acizler. Yüzüme bile bakmıyor. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Beautiful. Güzel. Mükemmel bir atış. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Don't give him a good lead, Charlie. Concentrate. Arayı açmasına izin verme, Charlie. Konsantre ol. Öne geçmesine izin verme, Charlie. Odaklan. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Ok, ok, ok, ok. Peki, peki, peki. Tamam, tamam, tamam. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Hey, brother. Get off of me. Hey, kardeş. Siktir git be. Hey, kardeşim. Çekil üstümden. The Snow Walker-1 2003 info-icon
I'm sorry, brother. Afedersin kardeş. Özür dilerim, kardeşim. The Snow Walker-1 2003 info-icon
I ain't your brother. Kardeşin filan değilim. Ben senin kardeşin falan değilim. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Hey, you're outta here. Hey sen, oradaki, çık burdan. Hey, buradaki işin bitti. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Get outta here. yeter be artık. defol. Hadi defol git. Defol buradan. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Come on, take a shot. Hadi yap şu vuruşu. Hadi, vuruşunu yap. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Rum is here. Burası ayyaş dolmuş. Hazır, içkiler de gelmişken. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Wait... stop. Dur... Bekle. Bekle... Dur. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Why? Wait, I have... Niyeki? Dur, işte... Neden? Doğum günü hediyeni vereceğim. The Snow Walker-1 2003 info-icon
...your birthday present. ...doğum günü hediyen. The Snow Walker-1 2003 info-icon
I have your birthday present. Sana bir hediye aldım. Doğum günü hediyeni vereceğim. The Snow Walker-1 2003 info-icon
My birthday is not 'til tomorrow. Doğum günüm yarın. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Come on, open it. I'm opening my present. Hadi, hediyeni aç. Zaten hediyemi açıyorum. Hadi, hediyeni aç. Açıyorum zaten. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Charlie, are you in there? Charlie, orada mısın? The Snow Walker-1 2003 info-icon
What? Yeah... Ne? Evet... Ne var? Evet... The Snow Walker-1 2003 info-icon
It's Carl... Ben Carl... Benim, Carl. The Snow Walker-1 2003 info-icon
What... what's going on? Ne... Ne oldu? Ne... Neler oluyor? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Hey, what do you want? Hey, sorun ne? Selam. Ne oldu? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Yeah, it's seven... Yeah? So? Eee, saat 7... Ne olmuş? Saat yedi. Ne olmuş yani? The Snow Walker-1 2003 info-icon
It's 7:00 and Shep said you're suppose to be there at 6:30, and it's 7:00 already. Saat 7. and Shep 6.30'da gelmeni söylemişti. Saat çoktan 7 oldu. Shep 6:30'da gelmeni söylemişti ama saat 7:00 oldu. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Ok, Ok, um.... hold on, I'll be right back. Give me five minutes. Tamam peki, bekle... Hemen geliyorum. Bana 5 dakika ver, tamam mı. Tamam, peki... Bekle biraz. Hemen geliyorum. Beş dakika izin ver. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Alright. Peki. Tamam. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Well, we tried calling, but... Aslında aradık ama... Seni aradık ama... The Snow Walker-1 2003 info-icon
Oh. Sorry. Ah, pardon. Özür dilerim. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Aren't you gonna eat? Kahvaltı yapmayacak mısın? Bir şeyler yemeden mi gideceksin? The Snow Walker-1 2003 info-icon
What about your present? What? Peki ya hediyen? Ne? Hediyen ne olacak? Ne dedin? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Your present? Hediyen. Hediyen diyorum. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Yeah, right. I'll tell you what... Ah, tabi. Bak ne diyeceğim... Evet. Bak ne diyeceğim... The Snow Walker-1 2003 info-icon
as soon as I get back, I'll open it, ok? Promise. geri döner dönmez, ilk işim onu açmak olacak. Söz. Geri döner dönmez ilk işim hediyemi açmak olacak, oldu mu? Söz veriyorum. The Snow Walker-1 2003 info-icon
All right? I'm gonna call you. I'll be back before you know it. Tamam mı? Seni ararım. Sen farketmeden dönmüş olurum. Tamam mı? Seni ararım. Çok geçmeden dönerim. The Snow Walker-1 2003 info-icon
So you just help yourself to anything you need in the 'fridge. Rahatına bak. Buzdolabı tamamen senin. Sen rahatına bak. Dolaptan istediğini alıp yiyebilirsin. The Snow Walker-1 2003 info-icon
And ah... Ve eeee... Tamam... The Snow Walker-1 2003 info-icon
...see ya. ...görüşürüz. Görüşürüz. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Here you go, fellas. İşte beyler... İşte burada, beyler. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Queen Maud Gulf Kraliçe Maud Körfezi. Queen Maud Körfezi. The Snow Walker-1 2003 info-icon
We'll set up the first camp right by the ocean. İlk kampı tam okyanusun kıyısına kuracağız. İlk kampımızı okyanusun yakınına kuracağız. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Go that far? Cover the territories. O kadar uzağa mı? Sınırları belirlemek gerek. O kadar uzağa mı? Bölgeyi muhafaza etmek için. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Every bloody inch. Her bir santimetreyi. Hem de her bir santimetresini. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Morning fellas. Günaydın beyler. Günaydın, beyler. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Wow! It's a beaut! Vay canına, çok güzel bişey bu! Muazzam bir uçak! The Snow Walker-1 2003 info-icon
What is it? Ne bu? Sesna mı? Nedir bu? Cessna mı? The Snow Walker-1 2003 info-icon
She's a Norseman. Norseman. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Right. Değil mi. Elbette. The Snow Walker-1 2003 info-icon
You got pontoons on? Dubaları da var? Şamandıralar hazır mı? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Floats. Şamandıralar. Dubalar. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Right. Ah, tabi. Doğru. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Would you excuse us a second? Bir saniye izin verir misiniz? Bize biraz müsaade eder misiniz? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Charlie. Yeah. Charlie. Ne oldu. Charlie. Efendim. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Knock it off. What? Kes şunu. Neyi? Kes şunu. Neyi? The Snow Walker-1 2003 info-icon
You know what. Now, knock it off. Ne olduğunu biliyorsun. Hemen kes. Neyi olduğunu biliyorsun. Kes artık. The Snow Walker-1 2003 info-icon
These guys are a couple of custards. I'm just tryin' to have fun. Bu adamlar tam çaylak. Biraz eğlenmek istedim, hepsi o. Bu adamlar çantada keklik. Sadece biraz eğleniyorum. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Now look, this is a really big contract. You piss these guys off... Bak bana, bu gerçekten büyük bir iş. Bu adamları kızdırırsan... The Snow Walker-1 2003 info-icon
they're gonna take their business someplace else. bu işi yapacak başkalarını bulurlar. ...onlar da gider başkasıyla iş yapar. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Oh bullshit! They ain't goin' anywhere. Saçmalık bu! Bi yere gittikleri yok. Saçmalama! Bir yere gidecekleri falan yok. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Oh yeah? Well, you just make sure that they don't. Ha öyle mi? O zaman gitmeyeceklerinden emin ol. Öyle mi dersin? Sen böyle bir şeye yol açma yeter. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Speaking of which... Bu arada... Yeri gelmişken... The Snow Walker-1 2003 info-icon
how 'bout a little detour after my run? uçuşum bittikten sonra, bi yere uğramam mümkün mü? Sevkiyatımı tamamladıktan sonra biraz gezintiye çıkmamın sakıncası var mı? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Where? Bathurst. Nereye? Bathurst. Ne tarafa? Bathurst. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Why? Business. Neden? İş için. Neden? İş için. The Snow Walker-1 2003 info-icon
What kind of business? Ne tür bi iş? Ne tür bir iş? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Oh, a little business business. Aaa, küçük bi "iş işi". Öylesine bir iş. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Come on, two or three days. I'm in, I'm out. Hadi yapma, iki ya da üç gün. . Yapma. En fazla iki ya da üç gün sürer. Hemen gider dönerim. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Make it worth your while. Buna deyecek mi bari? Hem senin de cebin dolar. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Two. Three. İki gün. Üç. İki gün. Üç. The Snow Walker-1 2003 info-icon
And you let me know where you are. Ve bana nerede olduğunu söyleyeceksin. Nerede olduğunu bana bildirmeyi de unutma. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Alright. Tamamdır. Tamam. The Snow Walker-1 2003 info-icon
And try to keep those guys happy, will ya? Ve şu herifleri memnun etmeye çalış, tamam mı? Şu adamların da biraz suyuna gitmeye çalış, olur mu? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Hey. Get your suit all dirty? Hey. Takımını kirletmek mi istiyorsun? Hey. Üstün başın kirlenecek. The Snow Walker-1 2003 info-icon
It's kind of grimy up here. Oh yeah. Thanks. Yukarısı biraz yağlı. Öyle mi? Teşekkürler. Burası biraz yağlıdır. Evet. Teşekkürler. The Snow Walker-1 2003 info-icon
So uh... Peki... The Snow Walker-1 2003 info-icon
...you've been flying long? ...uzun zamandır mı uçuyorsun? Uzun zamandır mı uçuyorsun? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Guess a better part of twelve years. Sanırım 12 yıl oldu. Neredeyse on iki yıldır. The Snow Walker-1 2003 info-icon
He's my best pilot during the war. Savaş zamanında, en iyi pilotumdu. Savaş zamanında en iyi pilotumdu. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Africa? Afrika'da mıydın? Afrika'da mı? The Snow Walker-1 2003 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 171950
  • 171951
  • 171952
  • 171953
  • 171954
  • 171955
  • 171956
  • 171957
  • 171958
  • 171959
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact