• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 171959

English Turkish Film Name Film Year Details
never see anything at all. hiç bişey göremeyebilirler. ...onu fark etmeleri zor. The Snow Walker-1 2003 info-icon
I'm sorry kid. Üzgünüm evlat. Üzgünüm, evlat. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Here, sit down. Hadi, otur şuraya. Gel, otur şöyle. The Snow Walker-1 2003 info-icon
What the hell is that? Bu da ne? Bu da ne böyle? The Snow Walker-1 2003 info-icon
It's not the plane. Uçak değil. Bizim uçak olmadığı kesin. The Snow Walker-1 2003 info-icon
You see that? gördün mü ? Gördün mü? Görüyor musun? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Dear God. Yüce tanrım. Yüce Tanrım! The Snow Walker-1 2003 info-icon
Ooh, jeeze, look at this. Vay canına, şuna bak. Vay be, şuna bak. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Bimotor... iki motorlu. Bimotor... Çift motorlu. The Snow Walker-1 2003 info-icon
You know, I think this is a B 18. bence bir Beech 18 dir. Sanırım bu bir B 18. Bence bu bir B 18. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Sure took a tumble. bayağı bir darbe yemiş. Ama fena dağılmış. Aniden arızalanmış. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Look at all this stuff. Come look at this. Şu ıvıra zıvıra bak. Gel de bak şuna. Şu malzemelere bak. Gel de bak. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Come here. Hadi gel. Gel hadi. The Snow Walker-1 2003 info-icon
We can use some of this. Bunlar işimize yarayabilir. Bunlardan bazıları işimize yarayabilir. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Look up in here. Baksana. İçeriye bak. The Snow Walker-1 2003 info-icon
All kinds of stuff. her türlü şeyler. Her şey var. Her türlü şey var. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Use that. Bu işe yarar. Bunu kullanabiliriz. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Look at the jack I found here. Şu anahtara bak. Krikoya bak. The Snow Walker-1 2003 info-icon
We can kill a few squirrels with that, huh? Bununla sincap filan öldürürüz ha? Sincap öldürürken faydası dokunabilir, değil mi? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Come on. There's all kinds of stuff. Give me a hand. Hadi, her şey var, bana yardım et. Ne ararsan var. Bana yardımcı ol. The Snow Walker-1 2003 info-icon
It's Ok. Tamam. Bir şey yok. The Snow Walker-1 2003 info-icon
It's Ok. Bişey yok. Bir şey yok. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Poor son of a bitch. Zavallı lanet herif. Zavallı adamcağız. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Not too bad. Fena değil. Hiç fena değil. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Use it for somethin'. Bi işe yarar. İşimize yarar. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Come on! Come on, give me a hand. Hadi, gel de bana yardım et. Hadi! Bana biraz yardım et. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Jack pot! Büyük ikramiye! Tombala! The Snow Walker-1 2003 info-icon
Look at this! burayada bir bak hele. Şuna bak! Şuna baksana! The Snow Walker-1 2003 info-icon
Thank you! Teşekkürler tanrım! Teşekkür ederim! The Snow Walker-1 2003 info-icon
That's gonna save us, right there. İşte bu, bizi kurtaracak. İşte bu küçük şey hayatta kalmamızı sağlayacak. The Snow Walker-1 2003 info-icon
We were meant to find this stuff, Kanalaaq. Bu şeyi bulacağımız varmış Kanaala. Bu malzemeleri bulmamız tesadüf değildi, Kanalaaq. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Would you at least look at me? bana biraz olsun bakabilirmisin? Bari yüzüme baksan olmaz mı? Hiç değilse yüzüme bakma lütfunda bulunur musun? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Would you look at me? Bana bakacak mısın? Bana bakar mısın? The Snow Walker-1 2003 info-icon
He doesn't need these things, you know. Artık bunlara ihtiyacı yok. Bu eşyalara ihtiyacı olmadığını sen de biliyorsun. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Fine. İyi. Öyle olsun. The Snow Walker-1 2003 info-icon
The world has many spirits. dünyanın çok çeşitli ruhları vardır. Dünyada çok ruh var. Dünyada pek çok ruh var. The Snow Walker-1 2003 info-icon
All things ... Her şey ... Her şey... The Snow Walker-1 2003 info-icon
Breath? nefes almak mı? Nefes mi alır? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Everything breathes? Her şey nefes mi alır? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Some spirits good... Bazı ruhlar iyi... Bazı ruhlar iyi,... The Snow Walker-1 2003 info-icon
some bad. bazı kötü. ...bazıları ise kötüdür. The Snow Walker-1 2003 info-icon
They trick you. Seni kandırır. Seni kandırırlar. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Tarquiup will come. "Takhı" gelir. ..."Tarquiup" gelir. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Who's that? Who is Tarquiup? O kim? Takhı kim? O kim? Tarquiup kim? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Is he a spirit? Ruh mu? O da bir ruh mu? The Snow Walker-1 2003 info-icon
He sees you? Seni görür mü? The Snow Walker-1 2003 info-icon
He watches you? Seni izler? Seni izler mi? The Snow Walker-1 2003 info-icon
He says... O der ki... Der ki: The Snow Walker-1 2003 info-icon
Come. It's Ok. Gel, bişey yok. "Gel. Korkma." The Snow Walker-1 2003 info-icon
It's your time now. It's Ok. Şimdi senin sıran. Sorun yok. "Vaktin geldi. Korkma." The Snow Walker-1 2003 info-icon
Where does he take you, when he comes? o seni nereye alıp götürür ? Gelince seni nereye götürür? Geldiği zaman seni nereye götürür? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Good hunting. İyi av. İyi avlanmalar. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Many fields... Bi sürü fok... Çeşit çeşit... The Snow Walker-1 2003 info-icon
fish... çok balık... Balık... The Snow Walker-1 2003 info-icon
walrus? Morslar mı? Mors mu? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Sounds like a good place. İyi bi yere benziyor. Güzel bir yere benziyor. The Snow Walker-1 2003 info-icon
you need... sana lazım... İhtiyacın olur... The Snow Walker-1 2003 info-icon
You need your tools. Eşyaların sana lazım. Eşyalarına ihtiyacın olur. The Snow Walker-1 2003 info-icon
So, where does Tarquiup live? Peki Takhı nerede yaşıyor? Peki, Tarquiup nerede yaşıyor? The Snow Walker-1 2003 info-icon
The moon? ayda ? Ay da mı? Ay'da mı? The Snow Walker-1 2003 info-icon
I was just trying to figure out whose dog that is. Kimin köpeği olduğunu anlamaya çalışıyordum. Şu havlayan köpeğin kime ait olduğunu öğrenmeye çalışıyordum. The Snow Walker-1 2003 info-icon
You off work? No, just a break. işin bitti mi? hayır, moladayım. İşin bitti mi? Hayır, biraz ara verdim. Mesain bitti mi? Hayır, mola verdim. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Told Jimmy I needed some air. Jimmy'e biraz hava alacağımı söyledim. Jimmy'ye "Biraz hava almaya ihtiyacım var" dedim. The Snow Walker-1 2003 info-icon
I wanted to tell you something. Sana bişey söylemek istedim. Sana söylemek istediğim bir şey var. The Snow Walker-1 2003 info-icon
I know you feel bad, Shep. Kötü hissettiğini biliyorum, Shep. Kendini kötü hissettiğini biliyorum, Shep. The Snow Walker-1 2003 info-icon
But this wasn't your fault. Ama senin hatan değildi. Ama bu senin suçun değildi. The Snow Walker-1 2003 info-icon
You aren't responsible for him. Nobody was. Sen ondan sorumlu değilsin. Kimse değil. Ondan sen sorumlu değilsin. Kimse de değildi. The Snow Walker-1 2003 info-icon
When it comes right down to it, all of us are just alone in this world... Eninde sonunda, hepimiz bu dünyada yalnızız... Sonuçta bu dünyaya yalnız geldik yalnız gideceğiz. The Snow Walker-1 2003 info-icon
and that's just the way it is. bundan fazlası değil. ve hepsi bu işte. Maalesef hayatın gerçeği böyle. The Snow Walker-1 2003 info-icon
I brought you something. Sana bişey getirdim. Sana bir şey getirdim. The Snow Walker-1 2003 info-icon
I thought you might like to have it. Saklamak istersin diye düşündüm. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Ok. Tamam mı. Tamam. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Gettin' my stuff. Eşyalarımı topluyorum. The Snow Walker-1 2003 info-icon
I heard they called off the search. Aramayı bitirmişler diye duydum. Arama işinden vazgeçtiklerini duydum. The Snow Walker-1 2003 info-icon
That's a tough break. Zor bi karar. Zor bir karar. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Listen, if you're looking for another flyer, I got a buddy you might wanna meet. Bak eğer bir pilot lazımsa, bir arkadaşım var, belki tanışmak istersin. Dinle, eğer yeni bir pilota ihtiyacın varsa, tanıdığım biri var. The Snow Walker-1 2003 info-icon
He and I are partners on a couple of side deals we got going. Bi kaç eski işte beraber çalışmıştık. Birlikte ortak olarak yürüttüğümüz ufak tefek bazı işler var. The Snow Walker-1 2003 info-icon
I do a little speculating now and again myself, you know? Sesli düşünüyorum işte, bilirsin. Yine her zamanki gibi olayları kendi açımdan değerlendiriyorum. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Matter of fact, you know we should talk. Aslında konuşmalıyız. Aslında müsait bir zamanda oturup konuşalım. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Because, uh... maybe we could... Çünkü... Belki biz... Çünkü... Bilirsin işte... The Snow Walker-1 2003 info-icon
work out a little arrangement? bi anlaşma ayarlayabiliriz. Aramızda bir anlaşmaya varabiliriz. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Get out. Çık. Defol. The Snow Walker-1 2003 info-icon
What? You heard me. Ne? Beni duydun. Ne? Dediğimi duydun. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Go on. Get the hell outta here. Git. Defol git buradan. Hadi, defol git buradan. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Before I throw you through the goddamn wall. Seni duvarı delip fırlatmadan çık git. Aksi hâlde seni duvardan kazımak zorunda kalacaklar. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Thank God! Tanrıya şükür! Tanrı'ya şükür! The Snow Walker-1 2003 info-icon
How could you miss her? Onu görmemek mümkün mü? Bu güzellik insanın gözünden kaçar mı hiç? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Come on. I know you guys left something here. Hadi, biliyorum beyler buraya bi yere bıraktınız. Geriye bir işaret bıraktığınızdan eminim. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Alright. Come on fellas, I know you left it. So where is it? Hadi beyler, nereye bıraktınız? Pekâlâ çocuklar, buralarda bir yerde olduğunu biliyorum. Nereye bıraktınız? The Snow Walker-1 2003 info-icon
Come on, Shep, Pierce. Hadi, Shep, Pierce. Hadi ama, Shep, Pierce. The Snow Walker-1 2003 info-icon
I don't believe it. İnanmıyorum. Buna inanamıyorum. The Snow Walker-1 2003 info-icon
Damn it! Lanet olsun! Olmaz olsun! The Snow Walker-1 2003 info-icon
Nothin! Hiç bişey yok! Hiçbir şey yok! The Snow Walker-1 2003 info-icon
Not a note. Not a sign. Nothin! How could they miss this? Not yok, işaret yok, hiç bişey! Nasıl gözden kaçırırlar? Ne bir not, ne bir işaret... Hiçbir şey! Bunu nasıl görmezler? The Snow Walker-1 2003 info-icon
How could they not see us? bizi nasil olurda göremezler ? Bizi nasıl görmezler? Nasıl olur da bizi görmezler? The Snow Walker-1 2003 info-icon
You know, the snow is comin'. Biliyorsun, kar geliyor. Yakında kar gelecek. The Snow Walker-1 2003 info-icon
What is it gonna get? 20, 40 below? Kaç derece olabilir? 20, 30? O zaman burası ne olur? Eksi 20, 40 derece falan mı? The Snow Walker-1 2003 info-icon
How we gonna eat then, huh? How we gonna stay alive? O zaman ne yiyeceğiz? Nasıl hayatta kalacağız? O zaman neyle besleneceğiz? Nasıl hayatta kalacağız? The Snow Walker-1 2003 info-icon
I don't even know why you came for me. niçin önüme çıktığını bile bilmiyorum. Benim için niye geldiğini bile bilmiyorum. Neden peşimden geldin hiç anlamıyorum. The Snow Walker-1 2003 info-icon
But you know what the real joke is? Asıl komik olan ne biliyor musun? İşin asıl komik yanı ne biliyor musun? The Snow Walker-1 2003 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 171954
  • 171955
  • 171956
  • 171957
  • 171958
  • 171959
  • 171960
  • 171961
  • 171962
  • 171963
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact