English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 169420
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Frederica Diaz? Yes. Spanish exchange student? | Frederica Diaz? Evet. Öğrenci değişimi ile gelen İspanyol öğrenci. | The Quiet-1 | 2005 |  |
| Sophomore, fall, big butt, small skirts, homeroom 42, remember? | 2. sınıfa giden, fırfırlı, koca kıçlı, kısa etekli, 42 numaralı odada kalan kız, hatırladın mı? | The Quiet-1 | 2005 | |
| Yes. Yes. Right. | Evet. Evet. Şimdi hatırladım. | The Quiet-1 | 2005 | |
| What? | Ne bakıyorsun? | The Quiet-1 | 2005 | |
| God. The freaks don't even want her. | Tanrım. Ucubeler bile onunla takılmıyor. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Your new sister is Z list. | Yeni kardeşin "İstenmeyenler" listesinde. | The Quiet-1 | 2005 | |
| She's not my sister. | O, benim kardeşim değil. | The Quiet-1 | 2005 | |
| It's karmic law, Nina. Your house is perfect, your mom's a babe, your dad's hot. | Bu karmanın kuralı, Nina. Eviniz güzel, annen taş gibi, babam çok ateşli. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Don't be gross. | İğrençleşme. | The Quiet-1 | 2005 | |
| And you're the prettiest girl in school. | Ve sen de okuldaki en alımlı kızsın. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Yeah, well, I'm fat. | Evet ama tombulum. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Well, you were bound to inherit a retard sooner or later. | Er ya da geç bir özürlüyü mirasçı olarak göreceksin. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Dot. | Dot! | The Quiet-1 | 2005 | |
| Do you mind if I sit down with you? | Oturmamın bir sakıncası var mı? | The Quiet-1 | 2005 | |
| I could sure use some company. | Birlikte takılabiliriz. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Come on, we've been waiting for you. Let's go. | Hadi, seni bekliyoruz, gidelim. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Fuck! It's ridiculous! | Siktir. Ne kadar manasız! | The Quiet-1 | 2005 | |
| Where was she hiding? She was in the bathroom. | Nerede saklanıyormuş? Tuvalette. | The Quiet-1 | 2005 | |
| What a freak. | Ne ucube ama! | The Quiet-1 | 2005 | |
| Can't believe my parents took her in. | Bizimkilerin onu kabul ettiklerine inanamıyorum. | The Quiet-1 | 2005 | |
| When she arrived last week, | Geçen hafta bize geldiğinde... | The Quiet-1 | 2005 | |
| she was holding a cardboard box with her dad's ashes in it. | ...içinde babasının külleri olan bir kutu taşıyordu. | The Quiet-1 | 2005 | |
| I really wish you would accept Dot, Nina. We're all in this together. | Dot'u umarım kabullenirsin, Nina. Hepimiz bunun bir parçasıyız. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Whatever. It wasn't my decision. | Neyse. Benim kararım değildi zaten. | The Quiet-1 | 2005 | |
| She's sitting right there. So what? She can't even hear. | Orada oturuyor. Ne var yani? Duyamıyor ki. | The Quiet-1 | 2005 | |
| She can't even speak. | Konuşamıyor da. | The Quiet-1 | 2005 | |
| It's like she's a cat, or a dog or something. | Sanki bir hayvanmış gibi duruyor. | The Quiet-1 | 2005 | |
| My mom says hi. | Annem size selam söyledi. | The Quiet-1 | 2005 | |
| She wanted me to tell you that her sister is looking for an interior decorator, | Teyzemin evine iç dekoratör aradıklarını size bildirmemi söyledi. | The Quiet-1 | 2005 | |
| if you're interested. She lives in Wallingford. | Tabi ilgilenirseniz. Teyzem Wallingford'da oturuyor. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Well, I will give her a call. | Anneni ararım. | The Quiet-1 | 2005 | |
| I'm still very busy here, though. I haven't even finished the kitchen. | Aslında burada hala yoğunum. Mutfağı... | The Quiet-1 | 2005 | |
| Or the living room, or the dining room. | ...oturma odasını ve yemek odasını bile bitiremedim. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Will you help me with dinner, Dot? | Yemeği hazırlamama yardım eder misin, Dot? | The Quiet-1 | 2005 | |
| Don't touch that, please. | Ona dokunma, lütfen. | The Quiet-1 | 2005 | |
| I'm sorry. My mom's a total control freak. | Üzgünüm, annem tam bir kontrol manyağıdır. | The Quiet-1 | 2005 | |
| This could be the fabric for our new couch. | Yeni kanepemize bez olacak. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Jesus Christ, Mom, she was just touching it. It's not like she has cooties or something. | Allahım, anne, sadece elliyordu. Gören de kızı bitli zannedecek. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Besides, you're letting the retarded girl touch our food. | Ayrıca özürlü kıza yemeğimizi elletiyorsun. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Be careful, Nina, she can read lips. | Dikkat et, Nina. Dot, dudak okuyabiliyor. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Your bedroom looks great, Mrs. Deer. | Yatak odanız güzelmiş, bayan Deer. | The Quiet-1 | 2005 | |
| I love the new curtains. They're very dramatic. | Yeni perdelerinizi çok beğendim. Çok etkileyiciler. | The Quiet-1 | 2005 | |
| When were you in my bedroom? | Ne zaman odama girdin sen? | The Quiet-1 | 2005 | |
| We were just getting some lipstick, Mom. | Sadece ruj alıyorduk, anne. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Mr. Deer did such a nice job with this house. | Bay Deer eve iyi bakım yaptırmış. | The Quiet-1 | 2005 | |
| It's the nicest house in Meriden, everyone says so. | Herkesin dediğine göre Meriden'deki en güzel ev burası. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Thank you, Michelle. | Teşekkürler, Michelle. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Not like that, Dot. You're wasting too much of the bean. | Öyle değil, Dot. Fasülyeleri ziyan ediyorsun. | The Quiet-1 | 2005 | |
| I was watching the news. | Haberleri izliyordum. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Why can't we watch something that actually affects us? | Bizi ilgilendiren başka şeyleri niye izleyemiyoruz? Neden bizi gerçekten ilgilendiren bir şey izlemiyoruz? | The Quiet-1 | 2005 | |
| Michelle's staying for dinner. Not tonight, Nina. | Michelle akşam yemeğine kalacak. Bu gece olmaz, Nina. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Why, there's not enough food with the deaf girl? | Niyeymiş, evde sağır kıza yemek mi yok? | The Quiet-1 | 2005 | |
| Your father's had a long day. I'm sure he would like a quiet night. | Baban uzun ve yorucu bir gün geçirdi. Eminim sessiz bir akşam geçirmek ister. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Well, then, why doesn't he dine alone with Dot? | Peki, o zaman Dot ile neden yemek yemiyor? | The Quiet-1 | 2005 | |
| Paul Deer, how nice to see you again. | Paul Deer, tekrar sizi görmek ne güzel. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Janice Feltswater. | Janice Feltswater. | The Quiet-1 | 2005 | |
| I'm Nina's college advisor. Parent teacher conference. | Nina'nın üniversitedeki danışmanıyım. Aile öğretmen toplantısında tanışmıştık. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Oh, yes. Yes. | Evet, hatırladım. Evet. | The Quiet-1 | 2005 | |
| I've been meaning to touch base with you. Or your wife. | Konuyu sizle veya eşinizle konuşmak istiyordum. | The Quiet-1 | 2005 | |
| I'm concerned. | Endişeliyim. | The Quiet-1 | 2005 | |
| About Nina? About Dot. | Nina hakkında mı? Dot hakkında. | The Quiet-1 | 2005 | |
| The disabled girl you've taken in? She's deaf. | Kabul ettiğiniz özürlü kız! O, sadece sağır. | The Quiet-1 | 2005 | |
| She seems very unhappy. | Çok mutsuz gözüküyor. | The Quiet-1 | 2005 | |
| She just lost her father. They were very close. | Babasını kaybetti. Çok yakındılar. | The Quiet-1 | 2005 | |
| What about her mother? Cancer, when Dot was seven. | Annesine ne oldu? Dot 7 yaşındayken kanserden öldü. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Tragic. Yes. | Trajikmiş. Evet. Çok acıklı. Evet. | The Quiet-1 | 2005 | |
| You are so good to have taken her in. | Onu evinize almakla iyi etmişsiniz. | The Quiet-1 | 2005 | |
| You're not only a brilliant architect, you're a good man. | İyi bir mimar olduğunuz kadar iyi bir insansınız da. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Thank you. Olivia Deer? | Teşekkürler. Olivia Deer? | The Quiet-1 | 2005 | |
| Yes. Something wrong? | Evet. Herhangi bir rahatsızlığı mı var? | The Quiet-1 | 2005 | |
| My wife had a root canal. | Kanal tedavisi görmüştü. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Ouch. Antibiotics. | Üzüldüm. Antibiyotik kullanıyor. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Well, it was nice to see you. Good to see you. | Oldu, görüştüğümüze sevindim. Sizi görmek güzeldi. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Good night. Tell your wife hello. | İyi akşamlar. Eşinize selamlarımı iletin. | The Quiet-1 | 2005 | |
| I will. Good night. Good night. | İletirim. İyi geceler. İyi geceler. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Hello, Dot. Did you have a good day at school? | Selam, Dot. Okuldaki günün iyi geçti mi? | The Quiet-1 | 2005 | |
| She spent most of the day in the bathroom. | Gününün çoğunu tuvalette geçirdi. | The Quiet-1 | 2005 | |
| She's a total freak. Can't you just be, like, her un godparents? | Tam bir ucube. Koruyucu ebeveynleri olmaktan vazgeçemez misiniz? | The Quiet-1 | 2005 | |
| You look nice today. | Bugün güzel görünüyorsun. | The Quiet-1 | 2005 | |
| I just said that you look nice today. | Demin güzel göründüğünü söyledim. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Well, I look like shit and I need to wash my hair. | İğrenç gözüküyorum ve saçımı da yıkamam lazım. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Mom's passed out in the living room. | Annem oturma odasına geçti. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Hey, come here. Take it. | Hey, buraya gel. Yut şunu. | The Quiet-1 | 2005 | |
| It's great. | İyi gelir. | The Quiet-1 | 2005 | |
| It's, like, socially acceptable. It's legalized heroin. | Toplumca kabul edilen bir hap. Kanuni eroin gibi. | The Quiet-1 | 2005 | |
| My mom won't notice. | Annem farketmeyecek. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Pussy. | Ödlek şey. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Paisley. | Paisley. | The Quiet-1 | 2005 | |
| It's hard work decorating, Paul. | Dekore etmek zor iş, Paul. | The Quiet-1 | 2005 | |
| I have to rely on the French and Italians to send me fabrics. | Fransız ve İtalyanların kumaşları göndereceklerine güvenmeliyim. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Come on. Let's get you to bed. Come on. | Hadi, seni yatağa yatıralım. Hadi. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Up you go. | Hadi, kalk bakalım. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Thanks, hon. | Kaybettik. Teşekkürler, tatlım. | The Quiet-1 | 2005 | |
| What? Looking at me like that. | Neyi keseyim? Bana öyle bakmayı kes. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Like what? My hip still hurts at night. | Nasıl öyle bakmak? Kalçam geceleri acıyor. | The Quiet-1 | 2005 | |
| This arrived today. | Bu parça bugün geldi. | The Quiet-1 | 2005 | |
| Now the room is finally finished. | Sonunda odayı bitirdim. | The Quiet-1 | 2005 | |
| It's perfect. | Çok güzel bir parça. | The Quiet-1 | 2005 | |
| I'm sorry. | Dot konusunda üzgünüm. | The Quiet-1 | 2005 | |
| I want her here, Olivia. It was the right thing to do. | Burada kalmasını istiyorum, Olivia. Yapılacak en doğru şey bu. | The Quiet-1 | 2005 | |
